FCN Blog | Zafer Kalaycıoğlu Röportajı
Galatasaray ile olan anlaşmanız kaç yıllık öğrenebilir miyiz? Uzun vadeli planlarınız bulunuyor mu acaba?
Profesyonel iş yaşamında olan herkes bir işe başlarken elbette uzun vadeli düşünerek başlar. Bunun aksi bir durumdan söz etmek mümkün değil. Elbette sözleşmeli çalışılan iş alanlarında karşılıklı memnuniyet, verilen sözlerin yerine getirilmesi, sağlanan imkanlar, sabırlı olmak gibi faktörler uzun süreli ilişki kurulumunda önemlidir. Bende öncelikle kısa vadeli hedeflerimize odaklanmak istiyorum ancak yaptığım her işte uzun vadeli düşünmenin ve kesintisiz birlikteliklerin başarı getireceğine inanırım.
Galatasaray bayan basketbol takımı küme düştükten sonra iyi bir yapılanma ile Avrupa Şampiyonu oldu. Bu yapılanma ve ayağa kalkma mücadelesinde size ve o dönemler başınızda bulunduğunuz takıma karşı 5-6 kişilik bir rotasyon ile kafa tuttu. Öncelikle o yıllara dönelim; neler diyeceksiniz Galatasaray ve Cem Akdağ hakkında?
İlk yıl için Cem Akdağ gerçekten iyi bir kadro oluşturmuştu. İkinci yıl yani geçen senenin başına dönelim gerek yabancı gerekse Türk oyuncularıyla müthiş bir kadrosu vardı. Milli takımdaki oyuncuların çoğu , Fenerbahçe’de oynayan Milli oyunculardan 4 tanesi haricinde antrenör dahil Galatasaray kulübündendi. Ancak bu kadroya rağmen kendi sahasında Fenerbahçe’ye yenildi. Demek ki şampiyon olmak için sadece çok iyi kadroya sahip olmak yeterli değil.Ne gibi başka etkenler var? Bu durumu bu seneyle kıyaslamak istiyorum.. Bu seneki maç kazanabileceğimiz bir maçtı, çok iyi oynadık . Ancak zamanlama yönünden zorlayıcı bir döneme denk geldi. Ros Caceres ile oynamış ve bir sayı farkla maçı kaybetmiştik. Bu maçtan üç gün sonra Fenerbahçe ile kendi evimizde oynadık. O sıralar çok formda olan bir Jia Perkins vardı ve maalesef tam maç öncesi antremanda sakatlandı.Maç esnasında da Nilay’ın sakatlanması büyük bir talihsizlik oldu. Yani özetle maç haftası yaşananlar, maç esnasında yaşananlar, bazen gerçekten bir oyuncunun gününde olmaması veya tam aksi elinin çok iyi olması gibi etkenler maç sonucunu etkiliyor. Çok beğendiğim bir söz var “ Tekrar etmeyen başarı tesadüfidir “ Amacımız şartlar ne olursa olsun her zaman en iyi performansı göstermek ve başarı grafiğinin hiç düşmemesini sağlamaktır.
Avrupa Şampiyonluğu hakkında düşünceleriniz nedir? Yine bir Galatasaray klasiği, yine bir tarih yazma ve ilkleri başarma durumu ortada diyebilir miyiz?
Tabi diyebiliriz. Hiç kuşkusuz Euroleague seviyesinde Final Four’dan sonra yine bir Galatasaray klasiği olarak, üçüncülükten sonra büyük bir başarıdır Avrupa Şampiyonluğu Bu arada belirtmek istediğim bir konu var. Bu şampiyonluk sonrasında Basketbol Federasyonunun yapılacak bir tören ve plaketle - öncelikle bayan basketbolunun geleceği adına - Galatasaray Bayan Takımını onere etmesi gerekliydi.Bunu göremedik maalesef...
Galatasaray bayan basketbol takımının daha evel belirttiğimiz yapılanma sırasında iki isim çok büyük rol oynamış ve camianın gönlünde farklı bir yer edinmişti. Mihriban Oğuz bu iki ismin başında geliyordu kuşkusuz. Mihriban Oğuz’un istifası hakkında neler diyeceksiniz?
Mihriban Oğuz ile iyi bir ikili oluşturmak üzereydik, her şey yolunda gidiyordu. Mersin mağlubiyeti sonrası Mihriban istifa etmiş ve bunu cep telefonu mesajıyla Selçuk Bey’e ve Başkan’a yazmış. Çok doğaldır ki istifanın kabulüyle ilgili irade tamamen yönetime ait bir konu. Yönetim bu konuda sessiz kalınca istifanın kabülü olarak algılama yaşandı. Karşılıklı oturup konuşulmaması ve iletişim konusunda yaşanan kopukluk bir şeylere fırsat vermedi ve bir anda Mihriban ile Galatasaray yollarını ayırdılar.
Gizem Başaran ve Dilara Kaya. Takımın en genç iki oyuncusu diyebiliriz. Hem genç takım, hem A takımda idmanlara çıkıyor, maçlara çıkıyorlar. Elbette sizler gelişimini daha iyi takip eden kişilersiniz, nasıl buluyorsunuz iki oyuncumuzun gelişimlerini ve potansiyelini?
Gelecekten konuşurken kısa orta ve uzun vadeli planlama kapsamında konuşmalıyız. Genç takımdan çıkan oyuncu A takıma geldiğinde gelişimi halen devam eder durumda oluyor. Alt yapı takımlarında çok daha önemli bir sorunumuz var.
Basketbol federasyonu okullar kapandıktan sonra oyuncuları alıyor ve üç ay kampa sokuyor. Özellikle 11. ve 12. oyuncunun tercihi antrenör tarafından yapılıyor. Bu oyuncular aslında hiç oynamayacak oyuncular belki Milli takıma çağrılmak onere edici bir şey ama hem sporcu hem basketbolün gelişimi yöneünden kayıplarınızıda hesaplamanız gerekli.
Milli takıma çağrılmayan ve bu oyunculardan daha iyi olan oyuncular hem takıma küsüyor, hem federasyona küsüyor hem hocalarına küsüyor ve bunun doğrultusunda o yazı çalışmadan geçiriyor. Bu planlamayı kulüp takımlarına bıraksalar yaz boyu bu oyuncuları kulüpler çalıştırsa bu oyunculara federasyon bütün yaz boyunca kamp yaptırmasa çok daha etkili olacağız. Biz oyuncuları fiziksel olarak geliştirecek seri hareket etmelerini sağlayacak atletizm ,halter,fundamental prorgramlarına ağırlık veriyoruz. Oysa kampta fiziksel yetkinliklere bakılmıyor. A takım oyuncusu mantığıyla daha çok setler, oyunlar, fast-breaklerine bakılıyor ve savunma çalıştırılıyor. Böyle olunca oyuncu gelişemiyor, istenilen sertliği kazanamıyor ve yetişemiyor. İki yaz boyunca kulüpler olarak bu oyuncuları biz çalıştırsak iddia ediyorum çok daha kısa sürede ve daha sağlıklı gelişmiş ve yetişmiş olurlar. 5 yılda gelecekleri noktaya 2 yılda gelirler.
Taraftarlar Gizem ve Dilara için oyuna girmeleri konusunda baskı yapıyor.Taraftar gözlüğüyle baktığımda bunu anlayabiliyorum. Maç deneyimi kazanmalarının önemli olduğunu düşünüyorlar ve ne olur sanki 3-5 dakika oynasalar düşüncesinde oluyorlar. Arka planda spor disiplini adına ne yapmaya çalıştığımı anlayamayabiliyorlar. Düşünün ki kendilerinden iki yaş küçük olan Fenerbahçe’nin yıldız takımı Pamukspor’a yeniliyorlar. Böyle bir yenilgiden 2 gün sonra A takım ile maça çıkıp oynamak bu oyuncuları ödüllendirmektir. Böyle bir şey mümkün olamaz. Benzer bir durumu 4-5 sene önce Fenerbahçe’de yaşadım .Taraftar Begüm’ü oynatmıyorum diye pankart açtı iki sene benimle konuşmadılar. Fenerbahçe , Galatasaray gibi çok üst düzey oyunculardan oluşan kadroları çalıştırırken görüyorsunuz ki; oyuncular sahada bir dakika daha fazla kalmak için ciddi bir çaba içinde oluyorlar. Begüm okulundan dolayı sabah idmanına gelmiyordu. Şimdi siz sabah antremanlarına gelmeyen oyuncuyu maçta oynatarak diğer oyunculara haksızlık etmiş olmaz mısınız?
Gizem ve Dilara’nın durumuna gelince öncelikle eğitimleri devam ediyor ve altyapıda başarısız bir dönem geçiriyorlar. Buna rağmen biz onları A takıma çıkarıp maç oynatıyoruz. Spor en başta disiplin, sonra çok sıkı çalışma gerektirir. Her oyuncumuzun gelişmesi ve başarılı olması onlardan önce bizim arzu ettiğimiz bir durumdur. Bunun aksini düşünmek imkansızdır. Umarım oyuncularım bunun farkındadır . Eğer çalışma temposunu arttırmazlarsa , beklenen gelişimi göstermezlerse kaybolur giderler. Yasemen’in başına gelenler Gizem ve Dilara’nın başına gelmesin. Bir an önce oynayacağı takımlara kiralık gönderelim, geliştirsinler kendilerini, oynama süreleri uzun olsun, biraz törpülensinler kendilerine gelsinler, sonra başımızın üstünde hepsinin yeri var. Bu oyuncular 5 yıl sözleşmeli ve kiralık gittikten sonra zaten zorunlu olarak geri gelecekler . A takım seviyesinde Galatasaray’da kalmaları şu anda yanlış. Bunun için ya bir pilot takım kurmak gerekli ya da uzun süre alarak oynayacakları iyi bir takım bulmak gerekiyor. Ancak bu şekilde iyi oyuncu olarak yetişirler
Galatasaray bayan basketbol takımı, şu anda sizin kafanızdaki oyun sistemini yerine getirebiliyor mu? Veya nerelerde sıkıntı yaşıyoruz, istedikleriniz tam anlamıyla sahaya yansıtılıyor mu?
Savunmada halen sıkıntımız devam ediyor ancak istediğim oyun sistemini yansıtabiliyoruz. Savunmada biraz daha sert olmamız lazım. Bu sene takımda en çok takdir ettiğim oyuncu Tuğba oldu. Devamlı top kullanan bir oyuncunun topu daha az kullanarak, asist yaparak takım arkadaşlarını oynatması onun için çok büyük bir fedakarlık. Tuğba bunu gerçekleştirdi şu anda ve benim için sezonun en iyi oyuncusudur.
Son dört maçı adeta hazırlık maçı havasında oynadığımızı söyleyebiliriz. İstanbul Üniversitesi, Samsun Basketbol, Kocaeli ve Beşiktaş CT maçları tamamen hazırlık maçı havasında geçti. Bu maçlar hakkında neler diyeceksiniz, yorumlarınızı alabilir miyiz?
Bir çok aksilikler yaşamış olsak ta artık takımımızda güven duygusu yüksek bir seviyeye geldi. Oyuncular birbirine alıştı. Fiziksel güçlenme çalışmalarımızla eksiklikler nispeten giderildi. İstediğimiz zaman tempoyu ayarlıyoruz, kontrolü kaybetmiyoruz. Kontrol bizdeyken istediğimiz gibi oynayabiliyoruz ki güzel bir durum bu... Doğal olarak oyuncu rahat oynadığı zaman bu antrenörede yansıyor.
Önümüzde derbi var. İki haftalık periyot olarak tamamen bir Beşiktaş ile derbi haftası olarak görünüyor. Geçtiğimiz hafta Erkek voleybol takımımız, futbol ve bayan voleybol takımımız ve bu hafta bayan basketbol takımımız Beşiktaş ile karşılaştı. Tamamen derbilerden oluşan bir hafta geçirdik diyebiliriz ve gelecek hafta Fenerbahçe maçı var. Neler diyeceksiniz gelecek hafta ki maç için, düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ben hiç bir zaman takımları ve maçları önemli / önemsiz derbi/ derbi değil diye ayırmam. Her maç aynı derecede önemlidir. Her maça aynı disiplin, ciddiyet ve özenle çıkılmalıdır.Oyuncularıma da bunu öğretirim ve bütün oyuncularımda her maça bu duyguyla hazırlanır. İlaveten oyunculara çok fazla derbi baskısı yapıldığı zaman gereksiz strese giriyor ve rahat oynayamıyorlar. Ben oyuncularımın sahaya mümkün olduğunca rahat çıkmasını istiyorum. Deplasmanda oynayacağımız Fenerbahçe maçında taraftarlarımız olmayacak, onlarda kendi açılarından baskı yapmaya çalışacaklar. Bu durumda oyuncuların psikolojik olarak hazır olması en az fiziksel güçleri kadar önemli. Ben yabancı oyuncularımıza “Onlar Türkçe konuşacaklar, siz rahat olun, oyununuzu oynayın.” Dedim. Tempomuzu ayarlamamız çok önemli, bu maçta..
Bir önceki soruda belirtmiştim, takımın genç ve yetenekli oyuncularından Bahar Çağlar diye. Yanılmıyorsam bayan basketbol takımının en fazla bonservis ödediği bir isim genç oyuncu. Bahar Çağlar hakkında görüşleriniz nelerdir? Kendisi sizin istediğiniz gibi güçlendi mi, yoksa özel programlara devam ediyor mu?
Daha önce Milli kamplarla ilgili görüşlerimi açıkladım. Bahar’ın özel çalışacak vakti yok. Yazlarını kamplarda geçiriyor ve kendisini geliştirecek çalışmalarını yapamıyor.Sezon boyunca yaptığı antremanı yazlarıda aynen yapıyor.Milli takım kamplarında sabah şut atıyorlar, akşam set çalışıp savunma çalışıyorlar. Bahar iki yaz milli takım kamplarına çağrılmasın; iddia ediyorum smaç basar. Milli takım maalesef altyapı oyuncularının gelişmesini önleyen büyük bir engel.
Bu sene takımda altyapıdan gelen Yasemen, Gizem ve Dilara var. Sezon öncesi röportajlarınızda Hazal ve İlayda’yı beğendiğinizi belirtmiştiniz. Altyapımız hakkında neler düşünüyorsunuz veya gelecek için belli başlı projeleriniz, düşünceleriniz var mı? A takım için altyapıdan çıkabilecek kapasitede dediğiniz oyuncular kimler veya özellikle takip ettiğiniz birkaç isim varmı?
Evet bu oyuncuları antremanlarda izliyorum . Altyapıda daha iyi antreman programları yapılması gerekli. Bunun içinde en iyi zamanlama yaz aylarıdr. Okul bittikten hemen sonra çok kısa dönemli bir dinlenme ve ara vermeden hemen sıkı yaz antremanı programı başlamalı. Bu oyucuların hepsini takıma alacağım söylenemez elbette ama kesinlikle gelecek sene Gizem ve Dilara konusunda daha önce söylediğim planlamayı düşünüyorum. Onları gelecek sene mutlaka bir takıma kiralayacağız. Bu yaz bizimle kalırlarsa onlarla ilgili projelerimiz elbette olacak.
Bu sene çok farklı bir Yasemin Horasan var sahada.. İki yıldır alışık olduğumuz Yasemin olmadığı çok açık ortada fakat Milli takım altında çok çok farklı bir oyun sergilemişti. Yasemin Horasan hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Yasemin şu anda çok daha iyi oynuyor geçen seneyle bir alakası yok. Bunun nedeni biraz daha iyi diyalog olması, benim ona biraz daha güvendiğimi görmüş olması. Rotasyonda çok önemli görevler alması ve benim bu görevleri ona vermem. Bu sene çok faydalı, inşallah biraz daha faydasını arttırarak bu sezonu en iyi şekilde tamamlar.
Ezeli rakibimizin başında iken yaptığınız bazı açıklamalar var. Örneğin “Avrupa’dan yıldız oyuncular önce Fenerbahçe’ye gelir, eğer biz almazsak diğer takımlara giderler” tarzında bir açıklamanız olmuştu. Bu açıklama için neler diyeceksiniz, büyük tepki görmüştünüz.
Bu açıklamam kulüplere yönelik bir açıklama değildi. Tamamen kişisel network ve iletişim yetkinliğimden bahsetmek istedim. Yazın Amerika’ya gittiğimde bir hafta kalıp WNBA idmanlarına girdim, bu kolay bir şey değil. Oyuncular orada beni tanıyor ve buraya geldiğimde Sophia “Sen antremandaydın” dedi. Cappie’nin menajeri çok yakın arkadaşım ve ben orada iki hafta kaldım. Antremanlara girdim. Katie Douglas neden bize geldi ? Tamamen ikili ilişkiler bunlar. Tamika neden bize geldi; neden Fenerbahçe’ye gitmedi? Bu sene bütün iyi yabancı oyuncular önce Galatasaray’a gelecek, sonrasında diğer takımlara gidecekler. Eğer işinizi severek ve iddialı olarak yapıyor, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor , zamanınızı gelişmek için kullanıyorsanız doğal olarak bu sonuç doğuyor. Kurumların gelişiminde kişisel olarak ancak böyle aktif rol oynayabiliyorsunuz. Jia’nın takımdan ayrılma sebebi nedir?
Jia ile Tamika arasında herhangi bir bağlantı yok. Jia Perkins kalsaydı daha iyi olurdu ama çok ciddi, çok büyük bir ailevi bir sorun yaşadı gerçekten ve gitmesi gerekirdi. (*Yaşananları şu anda anlatmamız mümkün değil, fakat hiçbir annenin yaşamak istemeyeceği bir durum)
UMMC Ekaterinburg maçı öncesinde Cappie ile aynı ortamda, aynı mekanda bulunmanız hakkında neler diyeceksiniz? Nevriye’ninde orada olduğu söyleniliyor. İlk ağız olarak sizden alalım açıklamaları..
Cappie benim eski oyuncum ve kendisiyle görüşmem son derece doğal. Gerek sporcunun gerekse antrenörün bir takımdan ayrılması birbiriyle ilişkisini keseceği anlamına gelmez. Nevriye’nin WNBA ile ilgili düşünceelri vardı bunları paylaşmak amacıyla o gün oda oradaydı çünkü Cappie kendisinin hem eski takım arkadaşı hemde çok yakın dostu. Belki yenildiğimiz bir maç sonrası ve bir eğlence mekanında olması nedeniyle bu kadar tepki duyuldu ancak gizli gizli başka mekanlarda görüşmekte benim tasvip ettiğim bir şey değil. Üstelik bir eğlence mekanında bulunmak , eğlendiğinizi göstermez. Şartlar gerektiriyorsa konuşmak içinde böyle bir mekanda olabilirsiniz ki o anki uygun zaman orada buluşmayı gerektirdi. Sanırım maçı kazanmış olsak olaya farklı bakılacaktı. Gerçi bazen ne yaparsanız yapın mutlaka yaptıklarınızı onaylamayan bir grup olacaktır. Önemli olan sizin özündeki amacınız ve niyetinizdir.
Gelecek yıl için konuşalım birazda.. Seimone Augustus takıma geri dönüyor. Basketbol istikrar oyunudur bildiğiniz gibi.. Takımda ne gibi değişiklikler olacak veya yerli rotasyonda takıma takviye edilmesini düşündüğünüz isimler varmı?
Nasıl ki Tamika şu anda WNBA’nin ilk 10 oyuncusu arasında bulunuyorsa; Seimone’de yaptıkları ve yapacakları ile oralara girmiş, girebilecek bir oyuncu. Camianın bu kadar sahip çıktığı ve sevdiği bir oyuncu konusunda aksi bir şey düşünmem mümkün değil .Gelecektir seneye ve takımımızda olacaktır. Tamika gelecek sene Ocak ayından önce gelmeyecektir Avrupa’ya. Ocak ayına yaklaştığımızda yapacağımız görüşmede Tamika’nın ilk tercihi %100 Galatasaray olacaktır. Bu durumuda değerlendireceğiz ve ona göre bir planlama yapacağız.
Katie Douglas’ın pasaport sorununun bir türlü halledilememesinin sebebi Yunan devletinin sergilediği tutum mu yoksa başka sıkıntılar mı var? Kendisinden Euroleague’de faydalanamamak takımımız adına sıkıntı yaratmadı mı?
Katie’nin sorunu bizim dışımızda gelişti. Bize geldiğinde almak üzereydi Yunan vatandaşlığını ancak ülkede erken seçim oldu. Vatandaşlık değiştirirken, bütün bakanların imza atması gerekiyor. İşlemler belli bir noktaya gelmişken erken seçim sonrasında tekrar başa döndü. Şu anda Yunan Basketbol Federasyonu duruma el koymuş. Katie’nin eşi geçtiğimiz haftalarda buraya geldi kendisi gerçekten çok çok iyi ve büyük bir menajer. Katie’yi vatandaşlıklarına geçirmek istiyorlar. Yunan olduktan sonra milli takımda forma giyebilecek. Eğer vatandaşlığı almış olsaydı bu sene Final-Four oynayabilirdik.
İlk 16 takım arasındaki yerimiz nedeniyle oynayacağı maçı Ekaterinburg olarak belirlemiştik. Üstümüzdeki takım son maçını kaybetmeseydi, Katie’de pasaportunu alsaydı %100 Final-Four oynayacaktık.
Ivana Vecerova’dan istediğiniz verimi alabildiğinizi düşünüyor musunuz?
3 maçtır herkes özlemle Sophia’yı bekliyor. Amacım Sophia’yı hırslandırmak Sophia’yı hiç sahaya çıkartmasam bazı konularda oldukça rahat ve pekte alıngan olmadığı için sorun etmiyor. Ama şimdi arkadaşlık ilişkilerini kullanarak “Bak Ivana senin yüzünden oynayamadı” diyorum. Bu durum onu kamçılıyor haliyle, hırslandırıyor. İnşallah Fenerbahçe’ye karşı bu motive ile kendisini gösterir.
Ivana takımdaki en düşük maliyetli ve ondan beklediğimi yerine getiren bir oyuncu.Pota altında 2 metrelik bir oyuncumuz var en azından Sophia sakatlandığında. Aslında her ne kadar zayıf görünsede sert bir oyuncu. Antremanlarda görmeniz gerekli neredeyse bütün sakatlıklar onun sayesinde oluyor, onunla birebir oynayan oyuncu ciddi anlamda hırpalanıyor. Çok iyi mücadele ediyor.
Galatasarayda yıllarca görev aldınız. Sizin için Galatasaray tek kelimeyle ne ifade ediyor, söyler misiniz?
Galatasaray demek benim için çok çok önemli bir kelimeyi kastediyor. Galatasaray demek şampiyonluk demektir benim için.
GS Mobile, GS Bonus, GS Dergisi vb. gibi resmi ürünlerimize üyelikleriniz bulunuyor mu?
Evet, hepsine üyeliklerim bulunuyor ve resmi ürünlerimize sahibim. GSBonus’umuda kullanıyorum, GSMobile’ımıda kullanıyorum.
Çok olaylı bir şekilde takımın başına geçtiniz. Daha evel Fenerbahçe camiasında çalışırken yaptığınız bazı açıklamalar sonrasında takımın başına gelmeniz ve bu kadar olaylı bir şekilde coach olarak görev almanız büyük tepkilere neden oldu. Verilen bu tepkiler karşısında neler diyeceksiniz? Size olan tepkileri nedeniyle maça gelmeyen taraftarlarımız var. Bu konuda neler diyeceksiniz? Size karşı gelen bu tepkiler sonrasında neler düşünüyorsunuz? Daha büyük bir baskı altında olduğunuz söylenebilir mi?
Bu ayrılık sürecinde olaylar basın tarafından çok çarpıtıldı. Ben her insan gibi kendimi savunmaya kalktığımda Fenerbahçe camiasında olay dahada büyüdü. Taraftar yanlış bilgilendirmelerle üzerime yönlendirildi. Bu olayların ve tepkilerin ben göreve başladıktan sonra artık son bulması lazım. Sanırım başlangış seviyesi ile geldiğimiz nokta arasında biraz durulma var. Genel anlamda bazı duyguları olağan karşılıyorum . İnsanlar olaylara bazen duygusal bakabiliyor, bazen sadece buz kütlesinin görebildikleri kadarıyla olayları değerlendiriyorlar. Oysa buz kütlesinin su altında devasa bir boyutu var ve dışarıdan bunu görmek mümkün değil.
Ben şu anda Sarı-Kırmızı renkler için çalışıyorum ve geriye dönüp bakmıyorum. Söylediğim gibi özünüz ve niyetiniz çok önemli. Benim rengimde kararımda belli. Ben Galatasaray’dayım ve bir Galatasaraylı olarak tüm rakiplerimizle mücadele ederek şampiyonluk hedefi için çalışıyorum. Bu mesajımın algılanmasını istiyorum ancak ısrarla halen anlayamayanlar oluyorsa onlar için yapabileceğim bir şey yok. Benim görevim takımımızı performansı yüksek ve sürekli bir takım haline getirmek ve şampiyon yapmaktır.Tüm enerjimde bu hedefe kilitlenmiştir.
Açıkcası söylemek gerekirse basın yüzünden yaşanan olaylar çok diyebiliriz ve o camiayı bende sevmiyorum işin doğrusu.
Yazılı veya görsel basın gerçekten çok sorumluluk gerektiren bir alan. Ancak gerek taraftarın gerekse kulüp yöneticilerininde daha bilinçli ve duyarlı olması gerekiyor.Bazen maalesef sağduyulu davranamıyor, sabır gösteremiyor, gereksiz bir polemik ve tartışma içine girebiliyoruz.
Röportajımıza katıldığınız için ve ayrıca yorumlarınız, katkılarınız için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. Umarım beraber her platformda takımımızın başarısı için birbirimize destek oluruz.
COPYRIGHT © 2010 FOSSACIMBOM
İZİNSİZ VE KAYNAKSIZ YAYINLANAMAZ.
Profesyonel iş yaşamında olan herkes bir işe başlarken elbette uzun vadeli düşünerek başlar. Bunun aksi bir durumdan söz etmek mümkün değil. Elbette sözleşmeli çalışılan iş alanlarında karşılıklı memnuniyet, verilen sözlerin yerine getirilmesi, sağlanan imkanlar, sabırlı olmak gibi faktörler uzun süreli ilişki kurulumunda önemlidir. Bende öncelikle kısa vadeli hedeflerimize odaklanmak istiyorum ancak yaptığım her işte uzun vadeli düşünmenin ve kesintisiz birlikteliklerin başarı getireceğine inanırım.
Galatasaray bayan basketbol takımı küme düştükten sonra iyi bir yapılanma ile Avrupa Şampiyonu oldu. Bu yapılanma ve ayağa kalkma mücadelesinde size ve o dönemler başınızda bulunduğunuz takıma karşı 5-6 kişilik bir rotasyon ile kafa tuttu. Öncelikle o yıllara dönelim; neler diyeceksiniz Galatasaray ve Cem Akdağ hakkında?
İlk yıl için Cem Akdağ gerçekten iyi bir kadro oluşturmuştu. İkinci yıl yani geçen senenin başına dönelim gerek yabancı gerekse Türk oyuncularıyla müthiş bir kadrosu vardı. Milli takımdaki oyuncuların çoğu , Fenerbahçe’de oynayan Milli oyunculardan 4 tanesi haricinde antrenör dahil Galatasaray kulübündendi. Ancak bu kadroya rağmen kendi sahasında Fenerbahçe’ye yenildi. Demek ki şampiyon olmak için sadece çok iyi kadroya sahip olmak yeterli değil.Ne gibi başka etkenler var? Bu durumu bu seneyle kıyaslamak istiyorum.. Bu seneki maç kazanabileceğimiz bir maçtı, çok iyi oynadık . Ancak zamanlama yönünden zorlayıcı bir döneme denk geldi. Ros Caceres ile oynamış ve bir sayı farkla maçı kaybetmiştik. Bu maçtan üç gün sonra Fenerbahçe ile kendi evimizde oynadık. O sıralar çok formda olan bir Jia Perkins vardı ve maalesef tam maç öncesi antremanda sakatlandı.Maç esnasında da Nilay’ın sakatlanması büyük bir talihsizlik oldu. Yani özetle maç haftası yaşananlar, maç esnasında yaşananlar, bazen gerçekten bir oyuncunun gününde olmaması veya tam aksi elinin çok iyi olması gibi etkenler maç sonucunu etkiliyor. Çok beğendiğim bir söz var “ Tekrar etmeyen başarı tesadüfidir “ Amacımız şartlar ne olursa olsun her zaman en iyi performansı göstermek ve başarı grafiğinin hiç düşmemesini sağlamaktır.
Avrupa Şampiyonluğu hakkında düşünceleriniz nedir? Yine bir Galatasaray klasiği, yine bir tarih yazma ve ilkleri başarma durumu ortada diyebilir miyiz?
Tabi diyebiliriz. Hiç kuşkusuz Euroleague seviyesinde Final Four’dan sonra yine bir Galatasaray klasiği olarak, üçüncülükten sonra büyük bir başarıdır Avrupa Şampiyonluğu Bu arada belirtmek istediğim bir konu var. Bu şampiyonluk sonrasında Basketbol Federasyonunun yapılacak bir tören ve plaketle - öncelikle bayan basketbolunun geleceği adına - Galatasaray Bayan Takımını onere etmesi gerekliydi.Bunu göremedik maalesef...
Galatasaray bayan basketbol takımının daha evel belirttiğimiz yapılanma sırasında iki isim çok büyük rol oynamış ve camianın gönlünde farklı bir yer edinmişti. Mihriban Oğuz bu iki ismin başında geliyordu kuşkusuz. Mihriban Oğuz’un istifası hakkında neler diyeceksiniz?
Mihriban Oğuz ile iyi bir ikili oluşturmak üzereydik, her şey yolunda gidiyordu. Mersin mağlubiyeti sonrası Mihriban istifa etmiş ve bunu cep telefonu mesajıyla Selçuk Bey’e ve Başkan’a yazmış. Çok doğaldır ki istifanın kabulüyle ilgili irade tamamen yönetime ait bir konu. Yönetim bu konuda sessiz kalınca istifanın kabülü olarak algılama yaşandı. Karşılıklı oturup konuşulmaması ve iletişim konusunda yaşanan kopukluk bir şeylere fırsat vermedi ve bir anda Mihriban ile Galatasaray yollarını ayırdılar.
Gizem Başaran ve Dilara Kaya. Takımın en genç iki oyuncusu diyebiliriz. Hem genç takım, hem A takımda idmanlara çıkıyor, maçlara çıkıyorlar. Elbette sizler gelişimini daha iyi takip eden kişilersiniz, nasıl buluyorsunuz iki oyuncumuzun gelişimlerini ve potansiyelini?
Gelecekten konuşurken kısa orta ve uzun vadeli planlama kapsamında konuşmalıyız. Genç takımdan çıkan oyuncu A takıma geldiğinde gelişimi halen devam eder durumda oluyor. Alt yapı takımlarında çok daha önemli bir sorunumuz var.
Basketbol federasyonu okullar kapandıktan sonra oyuncuları alıyor ve üç ay kampa sokuyor. Özellikle 11. ve 12. oyuncunun tercihi antrenör tarafından yapılıyor. Bu oyuncular aslında hiç oynamayacak oyuncular belki Milli takıma çağrılmak onere edici bir şey ama hem sporcu hem basketbolün gelişimi yöneünden kayıplarınızıda hesaplamanız gerekli.
Milli takıma çağrılmayan ve bu oyunculardan daha iyi olan oyuncular hem takıma küsüyor, hem federasyona küsüyor hem hocalarına küsüyor ve bunun doğrultusunda o yazı çalışmadan geçiriyor. Bu planlamayı kulüp takımlarına bıraksalar yaz boyu bu oyuncuları kulüpler çalıştırsa bu oyunculara federasyon bütün yaz boyunca kamp yaptırmasa çok daha etkili olacağız. Biz oyuncuları fiziksel olarak geliştirecek seri hareket etmelerini sağlayacak atletizm ,halter,fundamental prorgramlarına ağırlık veriyoruz. Oysa kampta fiziksel yetkinliklere bakılmıyor. A takım oyuncusu mantığıyla daha çok setler, oyunlar, fast-breaklerine bakılıyor ve savunma çalıştırılıyor. Böyle olunca oyuncu gelişemiyor, istenilen sertliği kazanamıyor ve yetişemiyor. İki yaz boyunca kulüpler olarak bu oyuncuları biz çalıştırsak iddia ediyorum çok daha kısa sürede ve daha sağlıklı gelişmiş ve yetişmiş olurlar. 5 yılda gelecekleri noktaya 2 yılda gelirler.
Taraftarlar Gizem ve Dilara için oyuna girmeleri konusunda baskı yapıyor.Taraftar gözlüğüyle baktığımda bunu anlayabiliyorum. Maç deneyimi kazanmalarının önemli olduğunu düşünüyorlar ve ne olur sanki 3-5 dakika oynasalar düşüncesinde oluyorlar. Arka planda spor disiplini adına ne yapmaya çalıştığımı anlayamayabiliyorlar. Düşünün ki kendilerinden iki yaş küçük olan Fenerbahçe’nin yıldız takımı Pamukspor’a yeniliyorlar. Böyle bir yenilgiden 2 gün sonra A takım ile maça çıkıp oynamak bu oyuncuları ödüllendirmektir. Böyle bir şey mümkün olamaz. Benzer bir durumu 4-5 sene önce Fenerbahçe’de yaşadım .Taraftar Begüm’ü oynatmıyorum diye pankart açtı iki sene benimle konuşmadılar. Fenerbahçe , Galatasaray gibi çok üst düzey oyunculardan oluşan kadroları çalıştırırken görüyorsunuz ki; oyuncular sahada bir dakika daha fazla kalmak için ciddi bir çaba içinde oluyorlar. Begüm okulundan dolayı sabah idmanına gelmiyordu. Şimdi siz sabah antremanlarına gelmeyen oyuncuyu maçta oynatarak diğer oyunculara haksızlık etmiş olmaz mısınız?
Gizem ve Dilara’nın durumuna gelince öncelikle eğitimleri devam ediyor ve altyapıda başarısız bir dönem geçiriyorlar. Buna rağmen biz onları A takıma çıkarıp maç oynatıyoruz. Spor en başta disiplin, sonra çok sıkı çalışma gerektirir. Her oyuncumuzun gelişmesi ve başarılı olması onlardan önce bizim arzu ettiğimiz bir durumdur. Bunun aksini düşünmek imkansızdır. Umarım oyuncularım bunun farkındadır . Eğer çalışma temposunu arttırmazlarsa , beklenen gelişimi göstermezlerse kaybolur giderler. Yasemen’in başına gelenler Gizem ve Dilara’nın başına gelmesin. Bir an önce oynayacağı takımlara kiralık gönderelim, geliştirsinler kendilerini, oynama süreleri uzun olsun, biraz törpülensinler kendilerine gelsinler, sonra başımızın üstünde hepsinin yeri var. Bu oyuncular 5 yıl sözleşmeli ve kiralık gittikten sonra zaten zorunlu olarak geri gelecekler . A takım seviyesinde Galatasaray’da kalmaları şu anda yanlış. Bunun için ya bir pilot takım kurmak gerekli ya da uzun süre alarak oynayacakları iyi bir takım bulmak gerekiyor. Ancak bu şekilde iyi oyuncu olarak yetişirler
Galatasaray bayan basketbol takımı, şu anda sizin kafanızdaki oyun sistemini yerine getirebiliyor mu? Veya nerelerde sıkıntı yaşıyoruz, istedikleriniz tam anlamıyla sahaya yansıtılıyor mu?
Savunmada halen sıkıntımız devam ediyor ancak istediğim oyun sistemini yansıtabiliyoruz. Savunmada biraz daha sert olmamız lazım. Bu sene takımda en çok takdir ettiğim oyuncu Tuğba oldu. Devamlı top kullanan bir oyuncunun topu daha az kullanarak, asist yaparak takım arkadaşlarını oynatması onun için çok büyük bir fedakarlık. Tuğba bunu gerçekleştirdi şu anda ve benim için sezonun en iyi oyuncusudur.
Son dört maçı adeta hazırlık maçı havasında oynadığımızı söyleyebiliriz. İstanbul Üniversitesi, Samsun Basketbol, Kocaeli ve Beşiktaş CT maçları tamamen hazırlık maçı havasında geçti. Bu maçlar hakkında neler diyeceksiniz, yorumlarınızı alabilir miyiz?
Bir çok aksilikler yaşamış olsak ta artık takımımızda güven duygusu yüksek bir seviyeye geldi. Oyuncular birbirine alıştı. Fiziksel güçlenme çalışmalarımızla eksiklikler nispeten giderildi. İstediğimiz zaman tempoyu ayarlıyoruz, kontrolü kaybetmiyoruz. Kontrol bizdeyken istediğimiz gibi oynayabiliyoruz ki güzel bir durum bu... Doğal olarak oyuncu rahat oynadığı zaman bu antrenörede yansıyor.
Önümüzde derbi var. İki haftalık periyot olarak tamamen bir Beşiktaş ile derbi haftası olarak görünüyor. Geçtiğimiz hafta Erkek voleybol takımımız, futbol ve bayan voleybol takımımız ve bu hafta bayan basketbol takımımız Beşiktaş ile karşılaştı. Tamamen derbilerden oluşan bir hafta geçirdik diyebiliriz ve gelecek hafta Fenerbahçe maçı var. Neler diyeceksiniz gelecek hafta ki maç için, düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ben hiç bir zaman takımları ve maçları önemli / önemsiz derbi/ derbi değil diye ayırmam. Her maç aynı derecede önemlidir. Her maça aynı disiplin, ciddiyet ve özenle çıkılmalıdır.Oyuncularıma da bunu öğretirim ve bütün oyuncularımda her maça bu duyguyla hazırlanır. İlaveten oyunculara çok fazla derbi baskısı yapıldığı zaman gereksiz strese giriyor ve rahat oynayamıyorlar. Ben oyuncularımın sahaya mümkün olduğunca rahat çıkmasını istiyorum. Deplasmanda oynayacağımız Fenerbahçe maçında taraftarlarımız olmayacak, onlarda kendi açılarından baskı yapmaya çalışacaklar. Bu durumda oyuncuların psikolojik olarak hazır olması en az fiziksel güçleri kadar önemli. Ben yabancı oyuncularımıza “Onlar Türkçe konuşacaklar, siz rahat olun, oyununuzu oynayın.” Dedim. Tempomuzu ayarlamamız çok önemli, bu maçta..
Bir önceki soruda belirtmiştim, takımın genç ve yetenekli oyuncularından Bahar Çağlar diye. Yanılmıyorsam bayan basketbol takımının en fazla bonservis ödediği bir isim genç oyuncu. Bahar Çağlar hakkında görüşleriniz nelerdir? Kendisi sizin istediğiniz gibi güçlendi mi, yoksa özel programlara devam ediyor mu?
Daha önce Milli kamplarla ilgili görüşlerimi açıkladım. Bahar’ın özel çalışacak vakti yok. Yazlarını kamplarda geçiriyor ve kendisini geliştirecek çalışmalarını yapamıyor.Sezon boyunca yaptığı antremanı yazlarıda aynen yapıyor.Milli takım kamplarında sabah şut atıyorlar, akşam set çalışıp savunma çalışıyorlar. Bahar iki yaz milli takım kamplarına çağrılmasın; iddia ediyorum smaç basar. Milli takım maalesef altyapı oyuncularının gelişmesini önleyen büyük bir engel.
Bu sene takımda altyapıdan gelen Yasemen, Gizem ve Dilara var. Sezon öncesi röportajlarınızda Hazal ve İlayda’yı beğendiğinizi belirtmiştiniz. Altyapımız hakkında neler düşünüyorsunuz veya gelecek için belli başlı projeleriniz, düşünceleriniz var mı? A takım için altyapıdan çıkabilecek kapasitede dediğiniz oyuncular kimler veya özellikle takip ettiğiniz birkaç isim varmı?
Evet bu oyuncuları antremanlarda izliyorum . Altyapıda daha iyi antreman programları yapılması gerekli. Bunun içinde en iyi zamanlama yaz aylarıdr. Okul bittikten hemen sonra çok kısa dönemli bir dinlenme ve ara vermeden hemen sıkı yaz antremanı programı başlamalı. Bu oyucuların hepsini takıma alacağım söylenemez elbette ama kesinlikle gelecek sene Gizem ve Dilara konusunda daha önce söylediğim planlamayı düşünüyorum. Onları gelecek sene mutlaka bir takıma kiralayacağız. Bu yaz bizimle kalırlarsa onlarla ilgili projelerimiz elbette olacak.
Bu sene çok farklı bir Yasemin Horasan var sahada.. İki yıldır alışık olduğumuz Yasemin olmadığı çok açık ortada fakat Milli takım altında çok çok farklı bir oyun sergilemişti. Yasemin Horasan hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Yasemin şu anda çok daha iyi oynuyor geçen seneyle bir alakası yok. Bunun nedeni biraz daha iyi diyalog olması, benim ona biraz daha güvendiğimi görmüş olması. Rotasyonda çok önemli görevler alması ve benim bu görevleri ona vermem. Bu sene çok faydalı, inşallah biraz daha faydasını arttırarak bu sezonu en iyi şekilde tamamlar.
Ezeli rakibimizin başında iken yaptığınız bazı açıklamalar var. Örneğin “Avrupa’dan yıldız oyuncular önce Fenerbahçe’ye gelir, eğer biz almazsak diğer takımlara giderler” tarzında bir açıklamanız olmuştu. Bu açıklama için neler diyeceksiniz, büyük tepki görmüştünüz.
Bu açıklamam kulüplere yönelik bir açıklama değildi. Tamamen kişisel network ve iletişim yetkinliğimden bahsetmek istedim. Yazın Amerika’ya gittiğimde bir hafta kalıp WNBA idmanlarına girdim, bu kolay bir şey değil. Oyuncular orada beni tanıyor ve buraya geldiğimde Sophia “Sen antremandaydın” dedi. Cappie’nin menajeri çok yakın arkadaşım ve ben orada iki hafta kaldım. Antremanlara girdim. Katie Douglas neden bize geldi ? Tamamen ikili ilişkiler bunlar. Tamika neden bize geldi; neden Fenerbahçe’ye gitmedi? Bu sene bütün iyi yabancı oyuncular önce Galatasaray’a gelecek, sonrasında diğer takımlara gidecekler. Eğer işinizi severek ve iddialı olarak yapıyor, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor , zamanınızı gelişmek için kullanıyorsanız doğal olarak bu sonuç doğuyor. Kurumların gelişiminde kişisel olarak ancak böyle aktif rol oynayabiliyorsunuz. Jia’nın takımdan ayrılma sebebi nedir?
Jia ile Tamika arasında herhangi bir bağlantı yok. Jia Perkins kalsaydı daha iyi olurdu ama çok ciddi, çok büyük bir ailevi bir sorun yaşadı gerçekten ve gitmesi gerekirdi. (*Yaşananları şu anda anlatmamız mümkün değil, fakat hiçbir annenin yaşamak istemeyeceği bir durum)
UMMC Ekaterinburg maçı öncesinde Cappie ile aynı ortamda, aynı mekanda bulunmanız hakkında neler diyeceksiniz? Nevriye’ninde orada olduğu söyleniliyor. İlk ağız olarak sizden alalım açıklamaları..
Cappie benim eski oyuncum ve kendisiyle görüşmem son derece doğal. Gerek sporcunun gerekse antrenörün bir takımdan ayrılması birbiriyle ilişkisini keseceği anlamına gelmez. Nevriye’nin WNBA ile ilgili düşünceelri vardı bunları paylaşmak amacıyla o gün oda oradaydı çünkü Cappie kendisinin hem eski takım arkadaşı hemde çok yakın dostu. Belki yenildiğimiz bir maç sonrası ve bir eğlence mekanında olması nedeniyle bu kadar tepki duyuldu ancak gizli gizli başka mekanlarda görüşmekte benim tasvip ettiğim bir şey değil. Üstelik bir eğlence mekanında bulunmak , eğlendiğinizi göstermez. Şartlar gerektiriyorsa konuşmak içinde böyle bir mekanda olabilirsiniz ki o anki uygun zaman orada buluşmayı gerektirdi. Sanırım maçı kazanmış olsak olaya farklı bakılacaktı. Gerçi bazen ne yaparsanız yapın mutlaka yaptıklarınızı onaylamayan bir grup olacaktır. Önemli olan sizin özündeki amacınız ve niyetinizdir.
Gelecek yıl için konuşalım birazda.. Seimone Augustus takıma geri dönüyor. Basketbol istikrar oyunudur bildiğiniz gibi.. Takımda ne gibi değişiklikler olacak veya yerli rotasyonda takıma takviye edilmesini düşündüğünüz isimler varmı?
Nasıl ki Tamika şu anda WNBA’nin ilk 10 oyuncusu arasında bulunuyorsa; Seimone’de yaptıkları ve yapacakları ile oralara girmiş, girebilecek bir oyuncu. Camianın bu kadar sahip çıktığı ve sevdiği bir oyuncu konusunda aksi bir şey düşünmem mümkün değil .Gelecektir seneye ve takımımızda olacaktır. Tamika gelecek sene Ocak ayından önce gelmeyecektir Avrupa’ya. Ocak ayına yaklaştığımızda yapacağımız görüşmede Tamika’nın ilk tercihi %100 Galatasaray olacaktır. Bu durumuda değerlendireceğiz ve ona göre bir planlama yapacağız.
Katie Douglas’ın pasaport sorununun bir türlü halledilememesinin sebebi Yunan devletinin sergilediği tutum mu yoksa başka sıkıntılar mı var? Kendisinden Euroleague’de faydalanamamak takımımız adına sıkıntı yaratmadı mı?
Katie’nin sorunu bizim dışımızda gelişti. Bize geldiğinde almak üzereydi Yunan vatandaşlığını ancak ülkede erken seçim oldu. Vatandaşlık değiştirirken, bütün bakanların imza atması gerekiyor. İşlemler belli bir noktaya gelmişken erken seçim sonrasında tekrar başa döndü. Şu anda Yunan Basketbol Federasyonu duruma el koymuş. Katie’nin eşi geçtiğimiz haftalarda buraya geldi kendisi gerçekten çok çok iyi ve büyük bir menajer. Katie’yi vatandaşlıklarına geçirmek istiyorlar. Yunan olduktan sonra milli takımda forma giyebilecek. Eğer vatandaşlığı almış olsaydı bu sene Final-Four oynayabilirdik.
İlk 16 takım arasındaki yerimiz nedeniyle oynayacağı maçı Ekaterinburg olarak belirlemiştik. Üstümüzdeki takım son maçını kaybetmeseydi, Katie’de pasaportunu alsaydı %100 Final-Four oynayacaktık.
Ivana Vecerova’dan istediğiniz verimi alabildiğinizi düşünüyor musunuz?
3 maçtır herkes özlemle Sophia’yı bekliyor. Amacım Sophia’yı hırslandırmak Sophia’yı hiç sahaya çıkartmasam bazı konularda oldukça rahat ve pekte alıngan olmadığı için sorun etmiyor. Ama şimdi arkadaşlık ilişkilerini kullanarak “Bak Ivana senin yüzünden oynayamadı” diyorum. Bu durum onu kamçılıyor haliyle, hırslandırıyor. İnşallah Fenerbahçe’ye karşı bu motive ile kendisini gösterir.
Ivana takımdaki en düşük maliyetli ve ondan beklediğimi yerine getiren bir oyuncu.Pota altında 2 metrelik bir oyuncumuz var en azından Sophia sakatlandığında. Aslında her ne kadar zayıf görünsede sert bir oyuncu. Antremanlarda görmeniz gerekli neredeyse bütün sakatlıklar onun sayesinde oluyor, onunla birebir oynayan oyuncu ciddi anlamda hırpalanıyor. Çok iyi mücadele ediyor.
Galatasarayda yıllarca görev aldınız. Sizin için Galatasaray tek kelimeyle ne ifade ediyor, söyler misiniz?
Galatasaray demek benim için çok çok önemli bir kelimeyi kastediyor. Galatasaray demek şampiyonluk demektir benim için.
GS Mobile, GS Bonus, GS Dergisi vb. gibi resmi ürünlerimize üyelikleriniz bulunuyor mu?
Evet, hepsine üyeliklerim bulunuyor ve resmi ürünlerimize sahibim. GSBonus’umuda kullanıyorum, GSMobile’ımıda kullanıyorum.
Çok olaylı bir şekilde takımın başına geçtiniz. Daha evel Fenerbahçe camiasında çalışırken yaptığınız bazı açıklamalar sonrasında takımın başına gelmeniz ve bu kadar olaylı bir şekilde coach olarak görev almanız büyük tepkilere neden oldu. Verilen bu tepkiler karşısında neler diyeceksiniz? Size olan tepkileri nedeniyle maça gelmeyen taraftarlarımız var. Bu konuda neler diyeceksiniz? Size karşı gelen bu tepkiler sonrasında neler düşünüyorsunuz? Daha büyük bir baskı altında olduğunuz söylenebilir mi?
Bu ayrılık sürecinde olaylar basın tarafından çok çarpıtıldı. Ben her insan gibi kendimi savunmaya kalktığımda Fenerbahçe camiasında olay dahada büyüdü. Taraftar yanlış bilgilendirmelerle üzerime yönlendirildi. Bu olayların ve tepkilerin ben göreve başladıktan sonra artık son bulması lazım. Sanırım başlangış seviyesi ile geldiğimiz nokta arasında biraz durulma var. Genel anlamda bazı duyguları olağan karşılıyorum . İnsanlar olaylara bazen duygusal bakabiliyor, bazen sadece buz kütlesinin görebildikleri kadarıyla olayları değerlendiriyorlar. Oysa buz kütlesinin su altında devasa bir boyutu var ve dışarıdan bunu görmek mümkün değil.
Ben şu anda Sarı-Kırmızı renkler için çalışıyorum ve geriye dönüp bakmıyorum. Söylediğim gibi özünüz ve niyetiniz çok önemli. Benim rengimde kararımda belli. Ben Galatasaray’dayım ve bir Galatasaraylı olarak tüm rakiplerimizle mücadele ederek şampiyonluk hedefi için çalışıyorum. Bu mesajımın algılanmasını istiyorum ancak ısrarla halen anlayamayanlar oluyorsa onlar için yapabileceğim bir şey yok. Benim görevim takımımızı performansı yüksek ve sürekli bir takım haline getirmek ve şampiyon yapmaktır.Tüm enerjimde bu hedefe kilitlenmiştir.
Açıkcası söylemek gerekirse basın yüzünden yaşanan olaylar çok diyebiliriz ve o camiayı bende sevmiyorum işin doğrusu.
Yazılı veya görsel basın gerçekten çok sorumluluk gerektiren bir alan. Ancak gerek taraftarın gerekse kulüp yöneticilerininde daha bilinçli ve duyarlı olması gerekiyor.Bazen maalesef sağduyulu davranamıyor, sabır gösteremiyor, gereksiz bir polemik ve tartışma içine girebiliyoruz.
Röportajımıza katıldığınız için ve ayrıca yorumlarınız, katkılarınız için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. Umarım beraber her platformda takımımızın başarısı için birbirimize destek oluruz.
COPYRIGHT © 2010 FOSSACIMBOM
İZİNSİZ VE KAYNAKSIZ YAYINLANAMAZ.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.