Kötü Gidişe "DUR ! " Demek..


Galatasarayımız Metalist Kharkiv maçı sonrası Ankara serisinin ikinci maçında Hacettepe'yi evinde ağırladı. İlk dakikaları oldukça hareketli ve kontrollü geçen karşılaşmada savunmamızdaki en büyük problem olan Meira ve Servet ikilisinin biraz yavaş, birazda geç kalmasıyla kalemizde golü gördük.. Sanki bu gol bize hafta içi yenilmemize sebep olan gole benzer gibi geldi.. Savunmamızda bir yavaşlık - ağırlık ve kalemizde görülen gol.. Tabii rakip Hacettepespor olunca pek farklı oluyor herşey en azından daha kolay kontrol sağlayabiliyorsunuz ki birde rakibiniz 10 kişi kalınca sizde 15bin kişi fazla olunca ve takımınızda Arda, Kewell, Lincoln, Baros gibi üst düzey oyuncularda olunca rahat rahat yürüyorsunuz galibiyete, 3 puana..

Şimdi gelelim maç gününe.. Her zamanki gibi bir haftasonu klasiği daha ve kuzenime gidiyorum. Önce Beşiktaş maçını izliyoruz. Hakemler ne çok uğraştı Fenerbahçe'nin puan kazanabilmesi için ama öyle değil mi? Gereksiz kartlar, gereksiz kararlar.. Her yapılan faul Fenerbahçe lehineydi.. Ee, yoksa Fenerbahçe nasıl ligte zirvede kalabilecekti ki böyle yapmasalar.. Trabzon, Kayseri karşısında puan kaybetmiş, Fenerbahçe Beşiktaş karşısında galip gelmiş.. Kısacası bu maçı mutlaka kazanmak gerekirdi en azından 2 puan Trabzondan, 3 puan Beşiktaş'tan birde galibiyetten gelecek olan 3 puandan toplamda 8 puan kazancımız olacaktı. Mutlaka kazanmak gerekirdi bu maçı.. Mecidiyeköy bugün her zamankinden daha sakindi nedense.. Sanırım taraftar Kharkiv maçında kalmıştı hala.. Ali Sami Yen'de yer yer boşluklar vardı ama ben isterdim ki takımı Berlin maçı öncesi dolu bir şekilde uğurlayalım.. Ama olmadı.. Yeni Açık " Milan Baros oley oley oley " diye bağırdı ama sonra susturuldular.. Anlaşılan bir protesto vardı takıma.. Evet kendilerine gelmeleri gerekirdi. Galatasaray Ruhu'na yakışır bir şekilde oynamaları gerekirdi. Üstlerindeki formanın Galatasaray forması olduğunu bilmeleri gerekirdi. Maç öncesi Mecidiyeköy inliyordu " Engelsiz Aslanlar Dünya Şampiyonu, İşte Galatasarayın Gerçek Ruhu " diye.. Evet sahadaki oyuncularımıza, aslanlarımıza bir gönderme yapılıyordu adeta.. Taraftar bu maçta anlaşılan takımdaki oyunculara NEREDE olduklarını ve hangi ARMAYI taşıdıklarını hatırlatmanın peşindeydi.. Ulaştı aslında amacına hemen hemen.. Oyuncuları tribüne çağırmadı, " METİN OKTAY BURAYA " diye bağırdı onlara " METİN GİBİ " olmalarını iletti adeta.. Takım galiba mesajı almıştı ve maça aslında iyi başladık ama istediğimiz gibi gitmedi.. Golü ararken kalemizde bir anda golü gördük. Aslında bizim en büyük eksikliğimizde bu zaten.. Hızlı ve kontraatak oynayan takımlara pek kafa tutamıyoruz savunmada.. Meira - Servet ikilisi ağır kalıyor.. Ama sevindiren bir nokta Barış'ın geri dönmesiydi.. 3 ay gibi bir süre futboldan uzak kalmasına rağmen iyi şeyler yaptı Barış sahada.. Rakibi kovaladı, yordu.. Top kazanmaya çalıştı orta alanda oyunda kurdu yeri geldiğinde...

Sandro'nun 33.dakikada attığı golle şok oldu herkes ama bu sefer tribün dahada ateşlendi.. 45.dakikada Milan Baros'un ayağından bulduğumuz golle sevindik. Arda'nın içeriye ortasında ceza alanında bir anda karambol oluştu ve kaleci Recep'ten dönen topu Çek yıldız Milan Baros tamamladı ve bir süredir var olan suskunluğuna son verdi. İlk yarı 1-1 lik skorla bitmişti ama rakibimiz 10 kişi kalmıştı. 35'te Tozo ikinci sarıdan atılmıştı ve artık yavaş yavaş rakip üstünde baskımızı hissettirmeye başlamıştık.İkinci yarı hem tribün hem takım çok iyi başladı atak üstüne atakla rakip kaleyi abluka altına almıştık adeta.. 55. dakikada çok ilginç bir pozisyon oluştu.. Maçın hakemi Süleyman Abay, çok ilginç bir karar verdi ve topa elle dokunan oyuncuya değilde bir adım önündeki oyuncu olan Telli'ye sarı kart gösterdi ve penaltı noktasını işaret etti.. Brezilyalı süperstarımız Cassio Lincoln'ün ortasına Servet dokundu ama savunmada Zoko topa elle dokununca maçın hakemi S.Abay penaltı noktasına yönlendi ve Galatasarayımız bu dakikada penaltı kazandı. Çek oyuncumuz Milan Baros maçta hem kendisinin hemde takımımızın ikinci golünü attı ve Galatasarayımızı rakibi karşısında 2-1 öne geçirdi. Bu dakikadan sonra baskımız iyice arttı. Rakip kaleyi artık tamamen abluka altına alan, sağdan soldan rakip kaleye tehlikeler yağdıran Galatasarayımızda üçüncü gol çok geçmeden geldi ve yine kenardan gelen ortaya kaptanımız Ümit Karan önce vole vurdu ama topa dokunan Milan Baros topun yönünü değiştirince top ağlara gitti ve haftaların suskun oyuncusu Milan Baros maçtaki üçüncü golünü attı. Baros'un hat-trick yapması hem taraftarı, hem teknik heyeti hemde kendisini oldukça mutlu etti kuşkusuz..

Kuşkusuz geceye damgasını vuran sadece Milan Baros değil hakem Süleyman Abay'da maça damgasını vurdu. Rakip oyuncu Tozo'nun refleks olarak kart işareti yapmasına hemen sarı verdi ki oyuncu sadece 1 veya 2 saniye elini havada tuttu. Tamam belki bu bir kural olabilir ama çok ağır bir kural kuşkusuz.. Eğer bu tip hareketlere sarı kart verilecekse oyuncuların diğer el-kol hareketlerinede kart vermeleri gerekir..Tabii sadece bu maç için değil genel olarak söylüyorum bunu.. Ve tabii birde pozisyonla alakası olmayan Telli'ye sarı kart vermesi.. Fakat eğer o pozisyonda Zoko'ya sarı verseydi Zoko orada atılıyordu daha önceden sarı kartı olduğu için..

Diğer damgasını vuran isim ise elbette Cassio De Souza Soares Lincoln.. Maç sırasında muhteşem bir performans gösterdi çokta iyi oynadı. Attığı paslar, yaptığı hareketler falan Lincoln her geçen gün dahada iyiye gidiyor ve geçen seneyi unutturuyor adeta.. Maçın son dakikalarına doğru orta sahada futbol topuyla şov yapan Brezilyalı süperstarımız savunmamızdan gelen topu sağ ayağının dışıyla kontrol ediyor ve başlıyor topu sektirmeye.. 4-5 kez sektirdikten sonra topu yere indiriyor ve oyuna devam ediyor. Lincoln'ün bu hareketi futbolun doğasında ve kurallarında var adeta.. Sonuçta futbol bir şov oyunudur bilindiği gibi.. Top hakimiyeti iyi olan hatta çok üst düzeyde olan Lincoln'un yaptığı hareket ne rakiple dalga geçmektir nede başka birşey.. Boş alan bulmuştur ve yapıyordur. Hem 2 oyuncudanda sıyrılıyor topu sektirerek.. Bu hareketleri Avrupa'da çok sık görüyoruz gerek Messi, gerek C.Ronaldo gerekse Ronaldinho neler yapıyorlar ama bir Allah'ın kulu çıkıpta demiyor ki " Bu oyuncu rakiple dalga geçiyor !! "... Sanırım bazen işimize nasıl geliyorsa öyle konuşuyoruz. Kerlon ve Lulinha'nın U-18 Dünya Şampiyonası'nda neler yaptıklarını bilenler bilir.. Kerlon topu omuzuyla sektiriyordu hatta bu yüzden lakabıda FOK BALIĞI.. Kısacası bu olaylar dünyanın her yerinde var ama kimse bizim gibi veryansın etmiyor.

Birileri sıradan top üstünde flip-flop denilen hareketi yapar ve " YETENEK GÜZELİ, YETENEK ABİDESİ " olarak adlandırılır, kimiside topu alır orta sahayı sektire sektire geçer " TAHRİK ETME VE ALAY ETME " diye adlandırılır.

Çok ilginç bir milletiz valla ne diyeyim..

Sen topunu sektirmeye devam et Lincoln.. Çekemedikleri bariz ortada..

Takım için zorlu maçlar başlıyor.. Herta Berlin, Ankaragücü, Gençlerbirliği, Beşiktaş.. Arka arkaya 3 deplasman maçı oynuyoruz ve yılın ilk yarısını Beşiktaş maçı ile kapatıyoruz..
Allah yardımcın olsun Galatasaray..
Önce Berlin, sonrada ligde 3'te 3 yapmak umudu ve dilekleriyle..

SALDIR GALATASARAY..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0