Ahlak, etik diyenler.. Tarihlerini unuturlar..

25 Nisan 1955,Spor Sergi Sarayı

1944-1945 sezonunun son maçı Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanıyor. Galatasaray'ın ligteki en büyük rakibi Modaspor +7 averaj ile lider konumda bulunuyor. Galatasaray maçı eğer 7 farktan fazla bir farkla kazanırsa maçı kazanacak. O zaman ki kurallarda herhangi bir şekilde 24 saniye kuralı falanda yok. İsteyen takım topu istediği kadar kullanabilir. Son 44 saniye kala Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe karşısında 13 sayı farkla önde.. Top Galatasaray'da ve dönemin en iyi oyun kurucusu olan ve driblingte üzerine adam tanınmayan Yalçın Granit var. Top büyük ihtimalle son atakta Yalçın Granit'te olacak.. Ve ondan topu kapmak imkansız gibi birşey.. Galatasaraylı taraftarlar daha maç bitmeden şampiyonluğu kutlama başlar. Bir anda Fenerbahçe takımının yöneticilerinden birisi sahaya iner ve takımı sahadan çeker. O zaman ki kurallara göre hükmen yenilmenin skoru 3-0. Yani konuk takım sahadan çekilirse Galatasaray şampiyon olamayacak. Oyunculara, konuk takıma herhangi bir saldırı yok. Yani sahadan çekilmelerini gerektirecek birşey yok. Fakat sırf Galatasaray şampiyon olmasın diyerekten sahadan çekiliyorlar. Hakemler, teknik komiserler, yöneticilerin bütün çabalarına rağmen Fenerbahçe takımı sahaya dönmüyor. Bir süre sonra karar ilan ediliyor ve Galatasaray-Modaspor ikilisi şampiyonluğunu ilan ediyor. Yani şampiyonluk kupası iki takıma birden veriliyor.
Bugünlerde haktan, ahlaktan, etikten ve hukuktan söz edenler tarihlerini unutacak kadar kuş beyinliler.. Türkiye'ye basketbol ekolünü getiren camiayı sahtekarlık ile suçlayanlar acaba kendi geçmişlerine neler diyecekler?! Hoş zaten alışmadık mı yıllardır kendilerine ait olan statlarda, salonlarda olan olayları başka camialara yıkmalarına, bir türlü kabullenememelerine..