Uyku Getiren Maç..
Galatasarayımız deplasmanda karşılaştığı ligin süpriz sever ekiplerinden İstanbul BŞB takımını Çek golcüsü Milan Baros'un golüyle mağlup etmeyi başardı. Mücadelede taraftarlarımızı alınan galibiyetin sevindirmesinin yanı sıra 11 Ocak'ta sakatlanan Harry Kewell'ın 5 dakikada olsa sahalara dönmesi oldukça sevindirdi. Ekibimiz gelecek hafta evinde Antalyaspor'u ağırlayacak.
Aykut: Oldukça iyi bir maç çıkarttı. Her geçen gün kalede güven vermeye devam ediyor, 7 yılda 28 maça çıkmış bir kaleci için pek bir tecrübe beklemek olmaz. Bugün tecrübesizliğinden yaptığı bir hata vardı, atılan uzun topa önce koştu tam 1-2 metre kala geriye döndü, ama Allah'tan herhangi bir durum olmadı kalemizde.. Zamanla daha iyi olacağının sinyallerini verdi.
Emre-Hakan: Pek fazla sırıtmadılar ama arkaya çok adam kaçırdılar. Hakan'ın uyumunu bozdu Emre'nin formsuzluğu maalesef. Neill ile daha bir uyumlu görünüyordu sol stoperimiz Hakan. Emre'de bu takımda alternatif bir stoper olduğunu gösterdi, bir türlü bir çizgi tutturamadı. Bu konuda adaşı ve abisi olan Emre Aşık'tan ders alması gerek, keza ona ihtiyacımız olduğunda en yüksek formunda sahada hazır olması gerekiyor.
Caner-Sabri: Muhteşem ikili yine aynıydı her zamanki gibi.. Yeni evli Sabri, birde asistini yaptı bu gece Baros'a. Rijkaard'ın oyun felsefesinde iki bekinde görevi çok önemli. Hem ofansa bu tür katkıları verecekler, hemde savunmalarına, ortasahalarına her türlü yardımı yapacaklar. Sabri'de, Caner'de tam aradığımız tip oyuncular. Bugün pek fazla sorun yaratmadılar eski maçlara göre, zaman zaman ofansta başarısız ortalar açtılar; zaman zaman savunmada adamlarını kaçırdılar. Adam olacak bu çocuklar.. Frank'ında dediği gibi "Ayakları ve beyni arasındaki bağlantıyı kurmaları gerekiyor"
Mehmet: Sezonun kalan maçlarını sakatlanmadan, riske girmeden ve basit oynayarak tamamlamaya çalışıyor. Formunu arttırarak gitmesi hem onun hemde takımımızın hayrına.. Ortasahada ve savunmada yardımlarıyla, kademeye girişleriyle oyunu rahatlatmaya çalışıyor. İnsiyatif almak ister gibi görüntüsü var, fakat çekinerek oynuyor. Oyuna doğrudan etki edecek veya kaderi değiştirecek bir atak kesmedi, atak başlatmadı.
Elano: Bu adamı sezon sonunda uzun uzun yazıcaz, o yüzden bekliyoruz 2 hafta daha.. Ortasahada hem savunmada hem ofansta isabetli pas alışverişiyle topu ayağında tutarak rahat oyun oynamanın, oynatmanın derdinde. Tam bir görev adamı, ne yapmasını istiyorsan söyle, aynısını yapıyor. Rakibine sağdan girip, soldan top alması mücadeleci, istekli ve azimli karakterini gösteriyor. Yapması gerekenleri yapıyor, sezon başında kondüsyon hazırlıkları yapmadığı için mücadelelerde bazen güçsüz kalabiliyor. Gelecek sezon çok farklı bir Elano göreceğiz, Frank'ında sisteminde yaratmaya çalıştığı Elano, farklı bir Elano.. Sizde farketmişsinizdir, elbet.
Arda: Sezonu Mehmet gibi az risk, garanti oyun, yüksek form üçgeniyle bitirmenin hesaplarını yapan bir başka oyuncumuz daha.. Ama en azından böylesi daha iyi, gerekli/gereksiz top kayıpları olmuyor en azından.. Ortasahanın ofans gücünü arttıran bir oyuncu kuşkusuz fakat sezon başından beri hala dile getirdiğimiz fakat bir gram ilerleme yerine gerileme gördüğümüz tek pas kusuru hala devam ediyor.
Keita: Ortasahada en verimli, en istikrarlı adam diyebiliriz. Her ne kadar zaman zaman muhteşem, zaman zaman vasat oynasa da belli bir çizgi tutturmuş bulunuyor Keita'da takım gibi, her ne kadar çok geçte olsa.. Kanattan, ortadan içeri girişler ile rakip savunmanın dengesini bozuyor bozmasına fakat son vuruşları, bitirici darbeleri, öldürücü vuruşları yapabilse herşey daha güzel olacak.
Jo & Baros: Jo için sezonun son maçlarını kendisini gösterme ve taraftara affetirme maçlarıdır. O boya rağmen çok güçsüz maalesef, hızlı bir oyuncu fakat dengesizleşebiliyor zaman zaman. Hızını kullandığı zaman topsuz alanda rakiplerinin dengesini bozabilmeyi başarsa bile aynı hızını top ayağındayken kullanamıyor. Ayağında top tutabilen, hava topu indirebilen bir forvet, bugün Baros'u epey rahatlattı bu özellikleri sayesinde. Brezilyalı topu her ayağına alıp beklediğinde, Çek oyuncu sağa sola kaçmayı başardı. Pozisyonlara girdi, aralara girdi. Sabri'nin ara pasında Çek golcü kaleciden sıyrıldı, boş kaleye yuvarladı golünü.. Haftalar sonra oynamasına rağmen hemen hemen her maçta tabelaya yazdırmayı başardı adını Milan Baros. Maçın sonlarına doğru hırsının kurbanı oldu, attığı deparın sert zeminde yere isabetsiz basmasından ötürü adalesinde sıkıntı yarattı. Umarız ciddi bir durumu yoktur, haftaya sahada olur.
Harry Kewell: Seni görmek çok ama çok güzel.. Çok özlemiştik seni..
Ayhan & Mustafa: Ortasahada pek fazla iş düşmedi, Ayhan'ın sadece boş kaleye atamadığı; açısının daralıp vuramadığı pozisyonunu hatırlıyorum. Başka pek etki edecek bir pozisyon yok maalesef, zaten olmasını beklemekte pek doğru olmaz.
Aykut: Oldukça iyi bir maç çıkarttı. Her geçen gün kalede güven vermeye devam ediyor, 7 yılda 28 maça çıkmış bir kaleci için pek bir tecrübe beklemek olmaz. Bugün tecrübesizliğinden yaptığı bir hata vardı, atılan uzun topa önce koştu tam 1-2 metre kala geriye döndü, ama Allah'tan herhangi bir durum olmadı kalemizde.. Zamanla daha iyi olacağının sinyallerini verdi.
Emre-Hakan: Pek fazla sırıtmadılar ama arkaya çok adam kaçırdılar. Hakan'ın uyumunu bozdu Emre'nin formsuzluğu maalesef. Neill ile daha bir uyumlu görünüyordu sol stoperimiz Hakan. Emre'de bu takımda alternatif bir stoper olduğunu gösterdi, bir türlü bir çizgi tutturamadı. Bu konuda adaşı ve abisi olan Emre Aşık'tan ders alması gerek, keza ona ihtiyacımız olduğunda en yüksek formunda sahada hazır olması gerekiyor.
Caner-Sabri: Muhteşem ikili yine aynıydı her zamanki gibi.. Yeni evli Sabri, birde asistini yaptı bu gece Baros'a. Rijkaard'ın oyun felsefesinde iki bekinde görevi çok önemli. Hem ofansa bu tür katkıları verecekler, hemde savunmalarına, ortasahalarına her türlü yardımı yapacaklar. Sabri'de, Caner'de tam aradığımız tip oyuncular. Bugün pek fazla sorun yaratmadılar eski maçlara göre, zaman zaman ofansta başarısız ortalar açtılar; zaman zaman savunmada adamlarını kaçırdılar. Adam olacak bu çocuklar.. Frank'ında dediği gibi "Ayakları ve beyni arasındaki bağlantıyı kurmaları gerekiyor"
Mehmet: Sezonun kalan maçlarını sakatlanmadan, riske girmeden ve basit oynayarak tamamlamaya çalışıyor. Formunu arttırarak gitmesi hem onun hemde takımımızın hayrına.. Ortasahada ve savunmada yardımlarıyla, kademeye girişleriyle oyunu rahatlatmaya çalışıyor. İnsiyatif almak ister gibi görüntüsü var, fakat çekinerek oynuyor. Oyuna doğrudan etki edecek veya kaderi değiştirecek bir atak kesmedi, atak başlatmadı.
Elano: Bu adamı sezon sonunda uzun uzun yazıcaz, o yüzden bekliyoruz 2 hafta daha.. Ortasahada hem savunmada hem ofansta isabetli pas alışverişiyle topu ayağında tutarak rahat oyun oynamanın, oynatmanın derdinde. Tam bir görev adamı, ne yapmasını istiyorsan söyle, aynısını yapıyor. Rakibine sağdan girip, soldan top alması mücadeleci, istekli ve azimli karakterini gösteriyor. Yapması gerekenleri yapıyor, sezon başında kondüsyon hazırlıkları yapmadığı için mücadelelerde bazen güçsüz kalabiliyor. Gelecek sezon çok farklı bir Elano göreceğiz, Frank'ında sisteminde yaratmaya çalıştığı Elano, farklı bir Elano.. Sizde farketmişsinizdir, elbet.
Arda: Sezonu Mehmet gibi az risk, garanti oyun, yüksek form üçgeniyle bitirmenin hesaplarını yapan bir başka oyuncumuz daha.. Ama en azından böylesi daha iyi, gerekli/gereksiz top kayıpları olmuyor en azından.. Ortasahanın ofans gücünü arttıran bir oyuncu kuşkusuz fakat sezon başından beri hala dile getirdiğimiz fakat bir gram ilerleme yerine gerileme gördüğümüz tek pas kusuru hala devam ediyor.
Keita: Ortasahada en verimli, en istikrarlı adam diyebiliriz. Her ne kadar zaman zaman muhteşem, zaman zaman vasat oynasa da belli bir çizgi tutturmuş bulunuyor Keita'da takım gibi, her ne kadar çok geçte olsa.. Kanattan, ortadan içeri girişler ile rakip savunmanın dengesini bozuyor bozmasına fakat son vuruşları, bitirici darbeleri, öldürücü vuruşları yapabilse herşey daha güzel olacak.
Jo & Baros: Jo için sezonun son maçlarını kendisini gösterme ve taraftara affetirme maçlarıdır. O boya rağmen çok güçsüz maalesef, hızlı bir oyuncu fakat dengesizleşebiliyor zaman zaman. Hızını kullandığı zaman topsuz alanda rakiplerinin dengesini bozabilmeyi başarsa bile aynı hızını top ayağındayken kullanamıyor. Ayağında top tutabilen, hava topu indirebilen bir forvet, bugün Baros'u epey rahatlattı bu özellikleri sayesinde. Brezilyalı topu her ayağına alıp beklediğinde, Çek oyuncu sağa sola kaçmayı başardı. Pozisyonlara girdi, aralara girdi. Sabri'nin ara pasında Çek golcü kaleciden sıyrıldı, boş kaleye yuvarladı golünü.. Haftalar sonra oynamasına rağmen hemen hemen her maçta tabelaya yazdırmayı başardı adını Milan Baros. Maçın sonlarına doğru hırsının kurbanı oldu, attığı deparın sert zeminde yere isabetsiz basmasından ötürü adalesinde sıkıntı yarattı. Umarız ciddi bir durumu yoktur, haftaya sahada olur.
Harry Kewell: Seni görmek çok ama çok güzel.. Çok özlemiştik seni..
Ayhan & Mustafa: Ortasahada pek fazla iş düşmedi, Ayhan'ın sadece boş kaleye atamadığı; açısının daralıp vuramadığı pozisyonunu hatırlıyorum. Başka pek etki edecek bir pozisyon yok maalesef, zaten olmasını beklemekte pek doğru olmaz.
hocam sizin yazilarinizi begenerek okuyorum ama bilmiyorum bu yaziyi hanginiz yazdiniz.
YanıtlaSilCaneri nasil Sabriyle kiyaslarsiniz? 90 Dakkikada kac tane adam akili pozisyonu var Canerin? Kulandigi 95% toplar güme gidiyor 2 dakkika icerisinde 2 atak ezdi kötü pasla. Ardaya 3metrelik pas atacagi yerde ayagina sut gönderiyor. Hayatimda gördügüm en büyük kazma aciklarimiz icin. Caner kalacak ise cok basimiz agriyacak demektir... bu takimda yeri olmayan oyuncular arasinda Barisla basta geliyor kendisi...
elanodan ofansif beklentiler yüksek olduğu için geriden pas alışverişi yaptığı zaman rahatsız olanlar var ama adamın mevkisini çözemediler adam oyunu iki yönlü oynuyor evet kondusyon konusunda katılıyorum ve ligimizin sertliğine alışamadı lincolnde ilk sezon hemen düşüyordu
YanıtlaSilElano nasıl 2 yönlü oynuyor yapmayın etmeyin adam resmen defansın önünde oynuyor. 2 yönlü oynuyorsa atağa da katkı sağlaması lazım ama yok öyle bir durum..
YanıtlaSilCaner ve Ayhan hakkında yazdıklarınıza gerçekten şaşırdım..
YanıtlaSilBirincisi, Caner in sol beklikle hiç bir alakası yok.. Takımda defans yapmayı en az bilen adamlardan biri.. Hakan ın adam kaçırmalarının çoğu da Caner in yarattığı açığı kapatmak için uğraş verirken meydana gelmektedir.. Sonuç olarak Caner ne bizim, ne de herhangi bir takımın aradığı tipte bir sol bek olamaz..
İkincisi, Ayhan oyuna girdiği dakikadan itibaren çok pozitif bir futbol ortaya koyup açıkçası beni şaşırtmıştır.. Zaten her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir isim Ayhan Akman ancak bu sefer ki maçta ciddi anlamda hem ofansa hem de defansa yüksek katkısı vardı.. Çok rahatlattı orta sahayı.. Sadece kaleciyi geçip atamadığı pozisyonu görmüş olmanızı aynı saatlerde Fener ve Bursa maçlarına ilave olarak Survivor adlı kurmacanın olmasına bağlıyorum..
@S19
YanıtlaSilCaner'den bu sene değil fakat önümüzdeki seneler adına bir BEK yaratmanın derdindeyiz. Sistemimiz gereğince ofansa yeterli katkıyı veren, savunmayı ihmal etmeyen iki bekimizin olması gerekmekte.
Sabri ile Caner'i kıyaslamak değil yaptığımız sadece ikiside aynı olacak diyoruz. Frank'ın sözünü de belirtiyoruz hatta "Ayakları ve beyinleri arasındaki bağlantıyı kurmamız gerek"
Caner gelecek yıllar adına takımımızın önemli parçalarından birisi olacaktır. Bakınız Daniel Alves'e, bakınız Maxwell'e.. İkisininde ofans gücü yüksek, savunma gücü zayıf.
@ Advanced Playmaker
YanıtlaSilElano'nun ofansif oyuna katkı vermediğini söylemeniz hayrete düşürdü. Savunmadan aldığı topları ileriye taşıyan bir başkası olsa gerek Elano değilse? Elano forması giyen, 9 numarayı taşıyan bir oyuncumuz mu varda biz bilmiyoruz acaba?
Mehmet Topal'ın kuramadığı oyunu kurmaya çalışıyor adam, ayrıyetten pas alışverişini sağlıyor, pas trafiğini yönlendiriyor.
@ Barış
YanıtlaSilBursaspor ve Fenerbahçe maçlarınıda zaman zaman izlerken bahsettiğiniz pozisyonları kaçırmış olabiliriz. Malum, diğer maçlarıda zaman zaman izliyorduk TFF ve yayıncı kuruluş sağolsun bizleri epey zora soktu :)
Caner şu anda hiç bir takımda bek oynayamaz çünkü bu adam kanat adamı. Sabri'nin üç yıl evel ki hali diyebiliriz fakat daha potansiyellisi.. Frank'ın derdi onu beke devşirip hem savunmasını arttıracak hemde geriden ofansa destek verdirtecek.
hocam ofans gücü olsa tamam basim üstüne ama adamda hic birsey yok. Bir düzgün top kulanamadi son maclarda. Yani Sabri derken 21 yasinda bu cocuk gelecegin Emres olarak lanse ediliyordu. Adam dehset maclar cikardi Sag acikta sonra bek oldu 1-2 sene sorun yasadi simdi kendini buldu ama Caner sol aciktada adam gibi takimlara karsi oyununu göstermedi. Canerden iyi bir bek cikmaz malesef o düsünceye katilmiyorum. Keske dediginiz gibi ilerde meyvesini yesek ama öyle olmayacak.
YanıtlaSil