O sene, bu sene..
Galatasaray Café Crown.. Bu takımla gurur duymayan, izlerken zevk almayan, mücadelelerinden dolayı onları takdir etmeyen Galatasaray'lı sayısı çok azdır veya hiç yoktur. Geçtiğimiz sezon bazı profesyonel olmayan profesyonellerin yaptıkları hatalar nedeniyle Galatasaray Café Crown forması giyen oyuncular sahada sadece kazanma mücadelesi değil, onur ve şeref mücadelesi verdi. Bu onur mücadelesine kimileri çomak sokmaya çalışmak için bir takım çirkeflikler yapsa da, yüreği ile mücadele edenler hikayelerini kendileri yazdı. Oynanan tüm oyunlara, yapılan tüm hatalara inat yerlisinden yabancısına, gencinden yaşlısına, oyuncusundan masörüne hepsi onurunu ortaya koydu. Yüreğini parkeye yansıtanlar geçtiğimiz sezon tüm tribünleri fethetmiş ve özel bir taraftar kitlesi oluşturmuştu.
Geçen sezon ile bu sezon arasında ciddi farklar elbette var. Oyuncular değişti, antrenörler değişti,yöneticiler değişti. Ama tek birşey değişmedi. Galatasaray ruhunu, mücadelesini ortaya koyan oyuncular değişsede bu kimlik, bu karakter hiç değişmedi. Geçen sezon onuru ile mücadele eden Galatasaray Café Crown, bu sene de parkeye yüreğini yansıtıyor. Galatasaray Spor Kulübü'nün ruhunu ortaya yansıtan gerçek takım (Engelsiz Aslanlar hariç) olan Galatasaray erkek basketbol takımı, bu sezon yeni kadrosu ve yeni kimliği ile onur mücadelesine devam ediyor. Avrupa Kupası'nda mağlubiyet yüzü görmeyen, ligde sadece 2 mağlubiyet gören Galatasaray Café Crown her maç mücadelesini arttırıyor, ruhunu ortaya koyuyor.
Taraftarıyla bütünleşerek bu sezon evinde mağlubiyet yaşamayan, tüm rakiplerini deviren Galatasaray Café Crown'a boş tribünlerde oynamak yakışmıyor. Abdi İpekçi Arena'nın yarısının dolu olduğunu görmek elbette mutluluk verici ama böylesine mücadele eden, ruhunu, onurunu ortaya koyan bir takım neden tamamı dolu tribünlere oynamasın? Galatasaray Spor Kulübü'nü mücadele, ruh, oyun, istek ve arzu konusunda tanımlayan; canlı örneğini sergileyen Galatasaray Café Crown'u yalnız bırakmayalım. Bu takım bizim, bu takım hepimizin.. Ruhunu ortaya koymayan ruhsuz futbolcuların 20 bin küsür taraftara oynaması bir kenara, ruhunu ve onurunu ortaya koyan 2 metrelik devlerin bir top için yerden yere zıplamasına rağmen yarısı boş salona oynaması epey manidar ve anlamsız oluyor.
Uzun lafın kısası; bu takım bizim.. Bu takım bizi biz yapan ögeleri sahaya yansıtıyor, ortaya koyuyor. Yüreği ile, onuru ile, şerefi ile mücadele ediyor. Gelin hep birlikte Galatasaray Café Crown'un yanında olalım. 20 senedir göremediğimiz şampiyonluğu hep birlikte bu sene biz getirelim.
İnanın, o sene bu sene..
Haydi hep birlikte Abdi İpekçi'ye..
Geçen sezon ile bu sezon arasında ciddi farklar elbette var. Oyuncular değişti, antrenörler değişti,yöneticiler değişti. Ama tek birşey değişmedi. Galatasaray ruhunu, mücadelesini ortaya koyan oyuncular değişsede bu kimlik, bu karakter hiç değişmedi. Geçen sezon onuru ile mücadele eden Galatasaray Café Crown, bu sene de parkeye yüreğini yansıtıyor. Galatasaray Spor Kulübü'nün ruhunu ortaya yansıtan gerçek takım (Engelsiz Aslanlar hariç) olan Galatasaray erkek basketbol takımı, bu sezon yeni kadrosu ve yeni kimliği ile onur mücadelesine devam ediyor. Avrupa Kupası'nda mağlubiyet yüzü görmeyen, ligde sadece 2 mağlubiyet gören Galatasaray Café Crown her maç mücadelesini arttırıyor, ruhunu ortaya koyuyor.
Taraftarıyla bütünleşerek bu sezon evinde mağlubiyet yaşamayan, tüm rakiplerini deviren Galatasaray Café Crown'a boş tribünlerde oynamak yakışmıyor. Abdi İpekçi Arena'nın yarısının dolu olduğunu görmek elbette mutluluk verici ama böylesine mücadele eden, ruhunu, onurunu ortaya koyan bir takım neden tamamı dolu tribünlere oynamasın? Galatasaray Spor Kulübü'nü mücadele, ruh, oyun, istek ve arzu konusunda tanımlayan; canlı örneğini sergileyen Galatasaray Café Crown'u yalnız bırakmayalım. Bu takım bizim, bu takım hepimizin.. Ruhunu ortaya koymayan ruhsuz futbolcuların 20 bin küsür taraftara oynaması bir kenara, ruhunu ve onurunu ortaya koyan 2 metrelik devlerin bir top için yerden yere zıplamasına rağmen yarısı boş salona oynaması epey manidar ve anlamsız oluyor.
Uzun lafın kısası; bu takım bizim.. Bu takım bizi biz yapan ögeleri sahaya yansıtıyor, ortaya koyuyor. Yüreği ile, onuru ile, şerefi ile mücadele ediyor. Gelin hep birlikte Galatasaray Café Crown'un yanında olalım. 20 senedir göremediğimiz şampiyonluğu hep birlikte bu sene biz getirelim.
İnanın, o sene bu sene..
Haydi hep birlikte Abdi İpekçi'ye..
Videolara nasıl ulaşabiliriz FB sayfasında hiç video verilmiyor maalesef
YanıtlaSilBu blogda resmi sitede yayınlanmadan yaklaşık 1 ay önce "Preston Shumpert resmen Galatasarayda" diye haber girilmişti. Resmi açıklamanın gecikme sebebi ise malum oyuncunun TC vatandaşlık işlemleri ile alakalı idi. Ama maalesef oyuncuyu TC vatandaşı yapıp kadroya katamadık ve kontenjan açamadık. Eğer oyuncu TC vatandaşı olsa pota altına rotasyonu rahatlatacak uzun oyuncu alınacaktı (Maçlarımızı izleyenler bilir kazandığımız yada kaybettiğimiz tüm maçlardaki en önemli defomuz Hücum Ribauntu vermemiz) vede ribaunt sıkıntımız ortadan kalkacaktı. Gerçi Furkanı Karşıyaka bıraksaydı sıkıntı olmayacaktı ama olmadı. Bu sene gerçekten o sene olabilirdi armut toplar gibi ribaunt alan bir 5 numaramız olsa. Bunun müsebbibide sözüm ona tüm mesailerini GALATASARAYIMIZA ayıran yöneticilerimiz. BU basiretsiz yönetime rağmen bu takım iyi yerlere gelecek ama gerçekçi olrusak şampiyonluk zor. (Eğer Ender Arslan alınıp Taylor Rocheste gönderilip yerine iyi bir 5 numara alınırsa işler değişir) takımın rirabun lideri Radoslav Rancik Ortalama = 4,38/Maç
YanıtlaSilmillet iverson aldi biz de isteriz biz de isteriz
YanıtlaSilshaq i isteriz shaq i isteriz
Bu sene baskette tarih yazalim kupalari sirketlere birakmiyalim !!!!