Viva Zapata!

2007 yılında Kolombiya'lı Mondragon'un ayrılmasının ardından 2011 Ocak ayına dek Aykut, Orkun, De Sanctis, Leo Franco ve Ufuk gibi yerli-yabancı bir çok ismin denendiği ancak bir türlü kalıcı çözüm ve kalıcı isime ulaştırılamayan Galatasaray kalesi, ligin ikinci yarısı ile birlikte bir başka Kolombiya'lı Robinson Zapata'ya emanet edildi. Devre arasında Zapata'nın transfer haberleri kulaktan kulağa yayılmaya başladığında hepimizin aklına kocaman soru işaretleri ve engellenemez bir boşluk oluştu. Sonuçta 6 aydır bonservisi elinde dolaşan bir kaleci olması, Steaua Bükreş'te oynadığı yıllarda Romanya'da yılın kalecisi seçilmesine rağmen yediği enteresan goller gibi etkenler yüzünden aklımızda bir çok soru işaretini de beraberinde getiriyordu. 

Mondragon'un referansı ile 2007 yılında Romanya'ya büyük beklentiler içerisinde gelen Zapata, o yıllarda 29 yaşında olmasına rağmen S.Bükreş'in kendisi üzerinden büyük paralar kazanma hayalleri kurulan futbolcusuydu. Ancak beklenilen olmadı, Romanya'da çok güzel sezonlar geçiren Zapata, özellikle S.Bükreş'in Avrupa arenasına çıktığı maçlarda yediği goller ile adından sıkça söz ettirdi ve beklenilen sıçramayı gerçekleştiremedi.


Rumen ekibi 2010 yılında sözleşmesini yenilemeyince, Zapata bonservisi elinde 6 ay alıcısını bekledi. Beklenen alıcı 2011 Ocak ayında Zapata'nın menajerinin kapısını çaldı. Kapıyı çalan kişi de kuşkusuz Hagi'nin yoğun ısrarları neticesinde Adnan Sezgin'in önderliğindeki Galatasaray transfer komitesi idi. Sonuç olarak Zapata takıma katıldı, takımla birlikte 2'si Türkiye Kupası olmak üzere toplam 12 resmi maçta forma giydi ve 18 gol yiyerek maç başı 1,5 gol yeme istatistiği gibi yakalaması zor bir başarıya imza attı! Galatasaray formasını terlettiği 12 maçta herhangi bir kurtarışı aklımda kalmayan, neredeyse kaleyi tutan her şuta geçiş izni veren ve uyruğu Japon olsa muhtemelen "Japonların son icadı, görünmeyen kaleci!" esprilerine maruz kalacak olan Zapata, dün itibari ile henüz resmen açıklanmasa da takımımız ile ilişiği kesildi.
Nispeten Morgan De Sanctis ile çözüme ulaştırdığımız kaleci sorununu sürekli yapılan yanlış tercihler ve Galatasaray'ın kalecisi yerli olmalı, yabancı olmalı tartışmaları arasında kangren haline dönüştürdük. Umarım Robinson Zapata, takımımıza bugüne kadar katılmış kalite sorunu yaşayan kaleciler zincirinin son halkası olur.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0