Hazırlık Maçı | Inter 0-0 Galatasaray

Sezon öncesi hazırlıklarına Almanya'nın Manfeild kasabasında devam eden Galatasaray, hazırlık maçları çerçevesinde ciddi maçlar oynamaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Hollanda'nın güçlü ekiplerinden Twente ile karşılaşan takımımız 2010 yılının Şampiyonlar Ligi şampiyonu, 2011 yılının Kıtalararası Şampiyonu apoletli İtalyan kulübü Inter ile karşılaştı. Maçın başından sonuna kadar rakibi karşısında baskın bir oyun ortaya koyan takımımız girdiği savunmada rakibine pek fazla pozisyon şansı vermezken, hücumda bulduğu fırsatları değerlendiremeyince sahadan golsüz eşitlik ile ayrıldı. Sezon öncesinde hazırlık karşılaşmalarında Inter karşısında böyle bir oyun ortaya konulması güzel günlere dair sinyaller vermeye başladı. Keza sahada sergilenen oyun özlediğimiz, istediğimiz, 2000 yılından beri beklediğimiz Galatasaray'ı anımsatıyordu.


Fatih Terim'in yerli oyuncular üzerindeki etkisini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle yerli oyuncularda ciddi değişim olduğunu söylemek mümkün. Kalede Aykut, savunmanın sağında Ujfalusi, ortasında Gökhan-Servet tandemi, solunda Hakan; ortasahanın gerisinde Ayhan, ortasında Selçuk, kanatlarda Sabri ve Arda, hücumda geride Kazım, önde Elmander. Biraz 4-4-2, biraz dinamik 3-5-2, biraz 4-3-3 kokan bir sistem vardı. Böyle bir sistem vardı, var olmasına ama sahada farklı, çeşitli varyasyonları sık sık deneyen bir Galatasaray gördük. Kadroyu yorumlamaya gelirsek, Fatih Terim savunmada Gökhan-Servet tandemini denemesi aslında sağ bekte olası bir rotasyonu ve Ujfalusi'nin buradaki etkinliğini görmek istemesi olarak yorumlanabilir. Tabii bunun yanı sıra defansa gelecek bir takviye nedeniyle Sabri'yi ortasahada kullanma düşüncelerinde olan tecrübeli çalıştırıcının elinde o bölgede kalan tek alternatif 32'lik Çek savunmacı. Fatih Terim savunmaya takviye istiyor. Daha doğrusu Sabri'yi ortasahada kullanarak dinanizmi arttırmayı hedefleyen, sağ kanada hareketlilik getirmeyi düşünen Fatih Terim bu nedenle ortasahada Sabri'yi denedi. Bunun yanı sıra savunmanın sağında Sabri'yi kısıtlamak yerine hücuma zenginlik kazandırması, hareketliliği ve çabukluğu ile rakip savunmayı yorması, delmesi açısında da Sabri'yi orada kullanacak gibi görünüyor. Savunmanın ortasında Gökhan'ın maç boyunca marke ettiği Kamerunlu yıldız Eto'o karşısında gösterdiği performans sevindirici. Kamerunlu oyuncunun maçta pek fazla etkili olduğunu söylemek doğru olmaz, Gökhan kendisini marke ettiği her pozisyonda (sırtı dönük) döndürmedi. Kamerunlu yıldız oyuncunun maçta yarattığı tek ve en büyük tehlike Ayhan'ın savunmada topu kaptırması sonrasında Sneijder ile başlayan hızlı hücum sonrasında vurduğu ve direkten dönen sert şut oldu.  Sol tarafta ise Hakan Balta'nın geçen seneki günlerinden uzaklaştığını, iyiye doğru gelişme kaydettiği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Fatih Terim'in yerli oyuncular üzerinde etkisinden bahsetmiştik, bu etkilerden birisi Hakan Balta'ya ciddi anlamda yansımış.

Transfere dayalı yorumların ardından ortasahada Ayhan-Selçuk ikilisinde aksayan bölüm Ayhan olunca, haliyle oyundan alınırken tepkilere maruz kaldı. Bu tepkilerin ardından da teknik heyet tribünlere dönerek bu protestoyu bitirmelerini dile getirselerde, pek başarılı olamadılar. Selçuk için fazla söze gerek yok, çok uzun bir zaman olmuş ortasahada böyle kreatif oyuncu görmeyeli. Oyunu okuyan, topu dağıtan, ortasahada maestroluğa soyunan Selçuk, kuşkusuz bu senenin en iyi transferi. Hatasıza yakın oynadı, ortasahada gerek hücumda, gerek savunmada Inter'in +15milyon euro bonservisi olan oyuncularına top oynatmadı. Hani hepimiz Cambiasso falan istiyorduk ya ortasahaya, kesinlikle ama kesinlikle Galatasaray'ın kendi içerisinde yarattığı bir Cambiasso olacak. Selçuk aynı zamanda savunmada yaşanan aksaklıkları gidermek açısından bugün ekstra efor sarfetti. Hazır olması halinde ortasahada savunmaya yönelik işleri Melo yapacaktır. Selçuk'u da sık sık ortasahanın ileriye bakan bölümünde göreceğiz gibi görünüyor. Duran toplarda yarattığı tehlikeleri de es geçmek pek doğru olmaz. Neredeyse adrese teslim ortalar ve uzun paslar gördük. Hep böyle Selçuk, Allah nazarlardan saklasın. Ortasahadan bahsetmişken, Sabri'nin sağ tarafa dinanizm getirdiğini söylemek gerekiyor. Hem ileriye, hem geriye çalıştı Sabri. Yeri geldi Ujfalusi ile birlikte kademeye girdi, yeri geldi Kazım'a yardım amacıyla çizgiye indi. Hücumda sorumluluk alma görevi ise bugün Arda'nındı. Kaptan topu taşıdı, süratli biçimde ceza sahasına dikine girmeye çalışarak tehlikeler yaratmaya çalıştı. Günün en başarılı isimlerinden birisiydi diyebiliriz. Kazım için söylenecek pek fazla söz yok. Bugün takımın en iyi isimlerinden birisiydi. Geldiği ilk gün tepki göstermiş, bu transfere anlam verememiştik bir çoğumuz. Galatasaray formasını en çok hakeden isimlerden birisi aslında Kazım. Gerek hücuma verdiği katkı, gerek ortasahaya verdiği katkı tartışılmaz. Milli takımda kanatta ve hücumda Fatih Terim'in prenslerinden olan Kazım bu senede aynı görevine devam edecek gibi görünüyor.

Twente karşısında bol pas, bol pres, topu ayağında tutan bir Galatasaray olduğunu söylemiştik. İyi günler, güzel günler yakın görünüyor böyle giderse demiştik. Bugün ideal ilk 11'inin iskelet kadrosu ile çıkan Inter karşısında takımımız bu oyununu sürdürdü. 2000'li yılları andıran önde şok baskı, çok adamla pres, çok adamla hücuma çıkma, yerden oynama, bol pas, savunmadan pasla çıkma ve yardımlaşma sonrasında Inter'i asimile eden Galatasaray girdiği fırsatları değerlendirebilseydi olası bir galibiyet kaçınılmazdı. İlk yarının sonunda ortasahada Stankovic-Sneijder ikilisine 4 oyuncunun aynı anda bastığını, dakika 89'da 32'lik Ujfalusi'nin depar attığı detayları dikkatlerden kaçmaması gereken noktalar.  Rakip sahada şok pres uygulayan, bir adama 2 değil 3 kişi ile pres yapan bir Galatasaray. Sahi, bu takımı en son ne zaman görmüştük?

28 Temmuz'da Liverpool karşısında ciddi bir sınav daha vereceğiz. O günlere yönelik daha iyi olacağız, daha iyi şeyler göreceğiz. TT Arena'da sezon açılışında galibiyet görmemek için hiçbir neden yok. Twente karşısında bu takımdan hiçbirşey olmaz diyenler bugün Galatasaray'ın muhteşem oyunundan bahsediyor. Gol atabilirsiniz, atamayabilirsiniz. Maç kazanabilirsiniz, maç kaydebilirsiniz. Futbolun, sporun doğasında var bunlar. Bir taraf kazanacak, bir taraf kaybedecek. Elbette gönül isterki hep kazanan taraf biz olalım. Ama mühim olan sahada verilen mücadeleden memnun olmak, keyifle izlemek, mücadeleyi görünce sevinmek. Bugün ortaya konan mücadele sonrasında kim keyif almadı veya memnun olmadı?

Ufak bir detay.. Resmi olmayan bir bilgiye göre, Inter karşısında takımımızın topla oynama oranı %71.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0