Milli takımın yeni teknik direktörü Abdullah Avcı..
A milli futbol takımı play-off turunda Euro 2012'de mücadele etmek yerine turnuvayı evden izlemeyi tercih edince, beklendiği gibi Guus Hiddink'in sözleşmesi fesh edildi. Sadece kulüpler değil, milli takımda başarısız olan hoca kovulur mantığında hareket ettiğine göre şimdi harcanacak yeni bir isim gerekiyordu. Mehmet Ali Aydınlar başkanlığındaki federasyonun bugüne kadar neyin düzgün, neyin doğru yapıldığı spor kamuoyunda ve bizler arasında da ciddi ciddi merak konusu oldu. Değişmeyen sistem, değişmeyen kafa yapısı sonrasında 2005 yılından beri İstanbul BŞB takımını yöneten teknik direktör Abdullah Avcı gelişmeler sonrasında milli takımın yeni teknik direktörü oldu.
SORUN TEKNİK DEĞİL, MENTAL
İstediğiniz kadar teknik direktör değiştirin, istediğiniz kadar yöneticiler getirin, istediğiniz gibi takım üzerinde oynama yapın. Eğer oyuncuların kafa yapısı değişmezse, saçma sapan bir ideoloji peşinde olmazlarsa herhangi bir şey değişmez. Bugün yer alan milli takıma değil Abdullah Avcı veya Guus Hiddink'i, dünyanın en iyi antrenörleri olarak gösterilen Ferguson, Mourinho ve Guardiola arasında bir voltran kursanız yine play-off turunu geçemezdik. Keza ortada yer alan teknik, taktikten daha çok mental bir sıkıntı var. Örneğin bir oyuncu taraftara ana avrat küfür edebiliyor, örneğin bir oyuncu taraftara el kol hareketi yapabiliyor veya sırf deplasmandaki maçta oynamamak için maçın son dakikalarında bilerek kart görebiliyor.
Abdullah Avcı'nın teknik adamlığı, başarısı, kalitesi, yetenekleri, tecrübesi, taktik veya teknik bilgisi bir kenara dursun. Hiç bir baskısı olmayan, diğer Anadolu takımlarına nazaran daha iyi bir finansal yapısı olan ve 'sosyal' taraftar grubu Boz Baykuşlar dışında taraftar desteği bulunmayan İstanbul BŞB takımının 5 yılda elde ettiği başarının ne olduğuna, Abdullah Avcı'nın bu takımı nerelere taşıdığına dikkat etmek lazım. Uluslararası düzeyde yer alan tecrübesinin yalnızca U17 Milli takımlar ile olduğunu belirtmekte fayda var. Kendi içimizden bir sistem, felsefe, teknik adam yaratabilir miyiz, yaratamaz mıyız bunu hep birlikte göreceğiz. Ama yeni bir yapılanmaya giriyorsak, yepyeni bir hoca ile birlikte yeni bir sistem üzerinde yer alan "yeni oyuncular" ile birlikte birşeyler yapabiliriz.
Hiddink'ten kadroyu gençleştirmesini, oyuncu yetiştirmesini bekledik ama alttan bağıra bağıra gelen herhangi bir oyuncu yoktu. İşin enteresan tarafı Hollandalı antrenör ile yapılan sözleşme ve maddelerdi. Mahmut Özgener ve ekibi öyle bir sözleşme yapmış ki, Türkiye'de yaşamıyor diye kızdığımız adamın kontratında milli maçlar dışında Türkiye'de olmasını gerektirecek bir madde yok. Milli maçlardan bir hafta evvel Türkiye'de olmasını istediğimiz Hiddink'in yardımcılığını da, teknik ve taktik anlamda hiç bir yeteneği - tecrübesi olmayan Oğuz Çetin'i getirmek, onu o pozisyona oturtmak apayrı bir ironi olsa gerek. Hepsini geçelim, birde Oğuz Çetin'i tercih eden ismin Guus Hiddink olduğu yalanına bizleri inandırmaya çalışıyorlar.
ABDULLAH 'MUCİP' AVCI
Abdullah Avcı'nın futbolculuk döneminde forvet oynadığı gerçeği bir kenara dursun, takımlarının ofans ağırlıklı oynama özelliğini atlamak olmaz. Hücum futbolunu seven, elindeki kadro ile dengeli bir takım kurmaya çalışan 48 yaşındaki teknik direktörün kariyerinde İstanbulspor (PAF), Galatasaray (PAF) ve İstanbul BŞB takımlarının yanı sıra U17 Milli takımının olduğunu belirtmiştik. 2005 yılında U17 Milli takımı ile katıldığı Avrupa Şampiyonası'nda şampiyonluk sevinci yaşayan Abdullah Avcı'nın yine aynı takım ve jenerasyonla Dünya Şampiyonası'nda 4.olduğunu da ekleyelim. Milli takımlar düzeyinde yalnızca U17 takımı ile önemli bir başarı elde eden deneyimli teknik adamın kulüp takımlarında sükse yapan herhangi bir başarısı olduğunu söylemek güç olduğu gibi, düzenli olarak üzerine koyarak gittiği gerçeğini söylemeden olmaz. Tecrübeli teknik adamın kariyerinde yer alan en büyük başarısı geçtiğimiz sezon oynadığı Türkiye Kupası finali oldu. O karşılaşmada da Beşiktaş karşısında İstanbul BŞB penaltılar sonucunda kaybederek, kupayı kazanamadı.
3 YILLIK YAPILANMA VE TIRMANIŞ
2006/7 sezonu sonrasında Süper Lig'e yükselen İstanbul BŞB takımı ile ilk yılında 38 puan toplayan Abdullah Avcı'nın takımı sezonu 13.sırada tamamladı. 10 galibiyet, 8 beraberlik, 14 mağlubiyetlik istatistik ortalamasının yanı sıra İstanbul BŞB ilk sezonunda 44 gol attı, 47 gol yedi. İlk sezonunda ortalama bir performans gösteren turuncu-mavili ekip ikinci sezonunda, yani 2008/9 sezonu, ilk sezonuna oranla daha iyi bir yerde ligi tamamladı. 34 hafta sonunda 12 galibiyet, 6 beraberlik, 16 mağlubiyet alan İstanbul BŞB topladığı 42 puanla ligi 9.sırada tamamladı. Abdullah Avcı'nın takımı rakip fileleri 34 hafta sonunda 37 kez havalandırırken kalesinde 46 gol gördü. Süper Lig'de mücadele ettiği 3.sezonu olan 2009/10 sezonunda İstanbul BŞB takımı üzerine koyarak gitmeye devam etti. Oynanılan 34 hafta sonunda 16 galibiyet, 8 beraberlik, 10 mağlubiyet alan Abdullah Avcı ve öğrencileri ligi 6.sırada tamamlama başarısı gösterdi. Ayrıca ilk kez sezon sonunda +3 averajla ligi tamamlamayı başardı. Rakip filelere 47 gol bırakan İstanbul BŞB, 34 hafta sonunda kalesinde 44 gol gördü. Toplanılan 56 puan, İstanbul BŞB takımı adına ayrı bir rekor olmuştu. Kısacası, 2009-2010 sezonu Abdullah Avcı'nın kariyerindeki en parlak dönemlerden birisi oldu.
İLK BÜYÜK BAŞARI; TÜRKİYE KUPASI FİNALİ
2010-2011 sezonu tecrübeli teknik adam için pek iyi geçmedi. İstanbul BŞB standartlarında harika geçen sezonun ardından beklentiler biraz daha artmıştı. İstanbul BŞB takımının yeni sezondaki hedefi ilk 6'da kendisine yer bulmak olmuştu fakat işler düşünüldüğü gibi gitmedi. Abdullah Avcı'nın takımı ligde 34 hafta sonunda 12 galibiyet - 6 beraberlik - 16 mağlubiyet alarak topladığı 42 puanla ligi 13.sırada tamamladı. Rakip filelere 40 gol bırakan İstanbul BŞB, kalesinde 45 gol gördü. Ligde işler pek istenildiği gibi gitmese de, Türkiye Kupası'nda finale kadar yürüme başarısı gösterdi. Mücadele ettiği D Grubu'nda 4 maç sonunda 3 galibiyet alarak grubu ikinci sırada tamamlayan turuncu-mavili ekip, çeyrek finalde karşılaştığı Kasımpaşaspor'u uzatmalar sonucunda eleyerek adını yarı finale yazdırdı. Yarı finalde Gençlerbirliği karşısında tur atlayan taraf olan Abdullah Avcı ve öğrencileri, finalde Beşiktaş'ın rakibi oldu. Normal süresi 2-2 biten final karşılaşmasında penaltılarda rakibine 5-6 kaybeden taraf olan İstanbul BŞB tarihinde ilk kez bu başarıyı göstermiş oldu.
2005 U17 AVRUPA ŞAMPİYONASI
Milli takım kariyerinde 2005 yılında U17 takımın teknik direktörlüğünü yapan Abdullah Avcı son derece yetenekli bir jenerasyon ile büyük bir başarıya imza atarak Avrupa Şampiyonu olma başarısını gösterdi. Nuri Şahin'in turnuvanın en iyi oyuncusu seçildiği 2005 U-17 Avrupa Şampiyonası'nda finalde Hollanda'yı 2-0 yenen U17 takımımız şampiyonluk sevinci yaşamıştı. Peki o dönem şampiyonluk sevinci yaşayan U17 takımımızda kimler vardı? Nuri Şahin, Caner Erkin, Aydın Yılmaz, Sezer Öztürk, Onur Kıvrak, Tevfik Köse, Özgürcan Özcan, Volkan Babacan ve Aykut Demir şuanda bir çırpıda sayılabilen isimler. Bu isimlerin hatırlanmasındaki etkenlerden birisi de bu oyuncuların şuanda belli başlı takımlarda forma giyebiliyor olması. Aksi takdirde tıpkı diğer isimler gibi -ki o isimler; Mehmet Yılmaz, Ferhat Bıkmaz, Erkan Ferin, Serdar Keşçi, Harun Karadaş, Deniz Yılmaz, Emre Balak, Anıl Taşdemir, Ergün Berisha, Cengiz Çoban, Murat Duruer, Eray Birniçan- onları da hatırlamayacaktık. Herşeyi bir kenara koyalım, bu isimlerin kendilerini ne kadar geliştirdikleri, A milli takım seviyesinde olup olmadıkları konusunda yorumu sizlere bırakıyoruz.
Abdullah Avcı'ya hoşgeldin diyor ve A milli takım bünyesi altında üstün başarılara imza atmasını temenni ediyoruz. Umarız herşey onun istediği gibi olur ve milli forma bünyesinde büyük başarılara imza atarız.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.