ST Süper Lig Panorama - 23. ve 24. Hafta

Bu hafta biraz geç yayınlanıyor panoramamız çünkü dışarıya harç ödeme bahanesiyle çıkan yazar, parasının son kuruşuna kadar bırakıp geldi. Ama o turuncu kıyafetler bensiz adeta öksüzdü, yetimdi, çağırdılar beni, pet shop kafesinde tutsak kedilerden daha çok miyavladılar! Şimdi hep beraber çok mutluyuz, cebimde tek kuruşum var ya da yok ama "paramı nasıl harcasam acaba" derdim de yok. Çok şükür. Bu mübarek günde, Mevlit Kandili'nde, bundan iyisi can sağlığı. Takımım iki maçta ala ala bir puan aldı diye üzülüp böyle güzellikleri görmezden mi geleyim?  (Bursalı hatun taraftarlar, bağlaç olan de'yi ayrı yazmayı bilemeseler de, çok güzel özetlemişler derdimizi)


İSTANBUL ÇOK BOZDU 
Aslında Türkiye ve hatta Avrupa genelinde, -ana haber bültenlerinin yalancısıyım- "Sibirya'dan gelen soğuk hava dalgasının" etkisiyle buzul çağından kalma günler yaşandı ama biz İstanbullular alışık değiliz böyle şeylere, hava çok bozdu diye olay yaptık, takımlarımızın da havası bozuldu. Öyle ki özellikle 24. hafta maçlarında, ligin ilk üç sırasındaki Konstantiniye kulüpleri, domino taşı gibi birbirleri ardına yenildiler. Bir tanesi rakibinin  puan kaybını avantaja çeviremedi, üçer puan arayla dizililer. Öte yandan, Karadeniz bu hafta Hopa'da otoyolu göçertecek, Zonguldak'ta gemi batıracak kadar fırtınalıydı. Denizinden ilham alagelmiş Trabzonspor'sa, Ankaragücü'nü 4-0, Bursaspor'u 2-1 yenerek, 4.lükteki yerini sağlamlaştırıp ilk üçün ensesinde hissettirdi nefesini, haftanın takımı olmaya hak kazandı. 

 SAMSUN'DA BİR EGELİ
Karadeniz'in biraz daha batısında, bir Yunan herkesi şaşkına çevirdi. Geçen sene Eurovision'da yarışan, heykeli balmumu müzelerini es geçip direkt Arkeoloji Müzesi'ne kaldırılabilecek kadar özene bezene yaratılmış Yunanistan temsilcisi Loukas Giorkas, türüne karşı ön yargımı biraz yıkmıştı zaten. Fenerbahçe'ye üç gol atanıysa, ülkece ekonomik krizden çıksınlar diye yardım kampanyası başlatasımı getiriyor. Grek kaslarını ezeli rakibimize karşı çekinmeden kullanan Gekas, haftanın futbolcusu

İNCECİKTEN BİR KAR YAĞAR
Tozar elif elif diye... Haftanın mutlusu ise, takımı pek iyi sonuçlar çıkarmasa da kendi görevini yapan ve bir gol atan, daha da önemlisi sanırım hayatında ilk defa böyle güzel kar görmüş Felipe Melo. Çocuklar gibi şendi demek biraz az kaçıyor, böyle şen çocuk bulmak da zor bu devirde. Dediklerinden tek kelime anlamadım çekip de paylaştığı videoda, ama heyecan ve coşkunun dili yokmuş.

KARLI GALATASARAY
Bu Tvlerin karıncalanabildiği eskii mi eskiii günlerden çıkagelmiş gibi duran görsel, aslında Antalyaspor maçında çekilmiş, oldukça kaliteli bir fotoğraf. Pek sezemiyor olsak da bunu... Ne kadar güzel değil mi, ne kadar büyülü. Hani o içi bir sıvı ve küçük beyaz tanelerle dolu kristal küreler var ya, onlardan birinin içine koymuşuz minyatür bir Ujfalusi, sallamışız aşağı yukarı, oturmuşuz seyrediyoruz. Aslında o kristal küreler gerçeğin imitasyonu ama işte, kar o kadar gerçekdışı bir şey ki...
Haftanın fotoğrafında asıl dikkatimi çekense, reklam panolarındaki "Hedef". Yalnız pano değişmekte. Yani ya aşağıya iniyor, ya yukarıya çıkıyor. Onu kestiremedim, aslında bu ana bakarak söylenemez de, tamamen sizin psikolojik durumunuza bağlı bir yorum olacaktır. E artık yorumlamak size kalmış. Hedefe yakınlaşıyor muyuz, yoksa bir an önce toparlanmazsak, kupa elimizden kaçacak mı? 

KARLI GALATA
Galatasaraylılar, bu da Karlı Galata! Haftanın manzarası. Bu havanın en güzel yanı, soğuk renkleriydi. Bu tonlar İstanbul'a çok yakıştı. Beyaz kiremit icat etmeyenler de üzülmeli bence.

İNOVASYON BUDUR
Pek çok şirket şu sıralar inovasyonun ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Çünkü onu sadece "yenilik" diye tercüme etmek yanlış. İnovasyon daha çok: budur! Karşıyakalıların çok küfredesi varmış, bunu harflerle yapmalarına izin verilmiyormuş, küfür slogan olsa bağırsalar ceza... Onlar da bunu yeni nesil barkod diye tanımlayabileceğimiz QR code aracılığıyla gizli gizli yapmaya karar vermişler. Sonuç mükemmel! Hem mesaj verildi (Göztepeliler çok bilmemneymiş), hem de haftanın pankartı çok dikkat çekti. Çığır açıcı. Süper Lig dışından süper bir hareket.


MISIR'DA OLAYLAR OLAYLAR...
Yurtdışında da olsa, bir araya getirilmiş binlerce adrenalin dolu insanın, ülkede de kutuplaşma varsa ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren o vahim habere değinmek gerek. Mısır'da bir stadyumda, maç sonrası 73 kişi hayatını kaybetti, bin kişi de yaralandı. Haftanın trajedisi bu. Hep diyoruz, futbol sadece futbol değildir ama unutmamalıyız, eninde sonunda bir oyun o. Yeşil saha birilerinin kara toprağa girmesine neden sebep olsun? Bir sebepten de çok bir bahane belki de; içinde hali hazırda vahşet olanlara, elinden sadece şiddet gelenlere. 

Son olarak, ufak bir not ve bir geçmiş olsun... 29 Ocak'ta eski futbolcumuz Mehmet Topal, Valencia formasıyla çıktığı Racing Santander maçında bir ikili mücadele sırasında aldığı darbeyle zor anlar yaşadı. Bilinci bir süre kapalı kaldı, hastaneye kaldırıldı ve açıkçası korkuttu. Sana inanıyoruz Topal, kendine iyi bak. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0