ST Süper Lig Panorama 34. Hafta

Süper Lig'in bitişinin, otuz dört haftanın su gibi akıp geçişinin gene de şampiyonun belirlenemeyişinin, "Süper Final"in heyecanını artırmak için yapılan tüm promosyon çalışmalarının vs. şerefine, 'elimin hamuru'nu açıklıyorum: Seramik, seramik hamuru. Bildiğiniz çanak çömlek yapıyorum işte, okul diye gittiğim yerde. Hatta şampiyonluğumuzun garantileneceği sıralarda fırına vermeyi düşünüyorum bir kaç tanesini. Sırf hatunum diye poğaça, su böreği, baklava, laz böreği ve türevleriyle uğraştığımı düşünmüyordunuz herhalde? Türev demişken v= dx/dt, a= dv/dt, Ek= 1/2 mv^2, Ep= mgh, P= dW/dt... Gücün bol olsun Galatasaray?



UZATMADAN
Haftanın takımını tahmin etmeyin, ben sarı diyeyim siz ekran başından kırmızı diye bağırın. Ligin uzatmaları neyi değiştirir öngörmek pek mümkün değil ama, sezonun takımı olmayı da hak ettik gibi geliyor. Atılan 69 (maç başı 2.03) ve yenilen 24 (maç başı 0.7) golle 45 averaja ulaşmış ve bunun karşılığını maç başı 2.7 puanla almışız ve evet, benim bir hesap makinem var. Açıkçası rakiplerle kıyaslandığında başarımız daha net ortaya çıkıyor. Bir tek Fenerbahçe biraz yaklaşabiliyor, hakkını vermek lazım ama 45 averaj oldukça absürt. Umarız futbolun adaleti bize o özlediğimiz lig şampiyonluğunu ve ardından da daha da özlediğimiz Şampiyonlar Ligi'ni getirir. Ve daha da umarız ki bu takım sadece daha iyilerin bir başlangıcı olur.

MUSLERA : YEMEDİĞİ GİBİ ATIYOR DA
''O gece havada bir şeyler vardı, yıldızlar parlaktı, Fernando. Senin ve benim için, özgürlük için parıldıyorlardı, Fernando.'' ABBA'nın Fernando şarkısını senin için söylüyoruz haftanın ve sezonun kalecisi. O, ligin son maçında penaltıdan attığı golle çok konuşuldu. Etik mi değil mi tartışmaları amacın bu kadar belirli, bu kadar artniyetsiz olduğu bir durumda biraz şaşırtsa da: O tartışmalarla değil; güzel bir anı, güzel bir gülüş olarak hatırlanacak yıllar sonra. Bir de tabi bu maçla, Galatasaray'ın lig tarihinin en çok maçı gol yemeden tamamlayan adamı rekorunu da kırdı, tam 16 maçla, ki neredeyse %50lik bir başarı bu. Bir kaleciden daha ne beklenebilir ki? Sezon sonu milyon milyon dolarlık tekliflere rağmen ''Takımımı seviyorum, bi yere gitmem'' de diyebilir tabi.

İNAN!
Bu hafta takımın bir diğer öne çıkan ismi ve haftanın oyuncusu Selçuk İnan oldu. Sezonun başından beri sergilediği istikrarlı futbol ve takıma sağladığı katkıyla futbol karakterimizdeki ani değişimin en önemli nedenlerinden biri olarak göze çarptı ve yaptıkları istatistiklere de yansıdı. Malatyaspor'a attığı iki golle asist sayısı gibi gol sayısını da iki hanelilere çıkardı. Açıkçası bugün eğer şampiyonluğa inanıyorsak, aradaki 4-5 puan farktan ziyade İnan, Elmander, Eboue, Muslera, Necati, Kaya... gibi gibilerin farkı sağlıyor bunu. Nice iyi maçlara Selçuk.
SAVAŞ VE BARIŞ
Florya'da her şey toz pembe değil ne yazık ki. Melo'nun varlığından haberdar olduğumuz agresifliği kendini çok tatsız tuzsuz bir olayda gösterdi. Giriştikleri kavgadan Riera'nın ağır hasarla çıktığını, sonrasında çekilen fotoğraflarında gördük ve Galatasaray taraftarları olarak üzüldük. Neticede önemli bir dönemeçte olduğumuz ve her oyuncumuza düşen büyük sorumluluklar olduğu inkar edilemez. Nitekim takımın geri kalanı da sorumlu davranıp sorunu çözmek için girişimde bulundu ve umarız ki bir daha açılmamak üzere bu defter, haftanın olayı kapanmış oldu. Zaten takımdan ayrı düşünce çok ağladığını belirten Felipe, olayın benzerinin tekrarlanması durumunda, affedilmeyeceğinin farkındadır sanıyorum ki.

GAZİ 
Florya'da her şey toz pembe değil ne yazık ki. Milan Baros antrenmanlardaki sert futbolun kurbanı olmuş ve burnuna darbe alıp ameliyat geçirmek zorunda kalmış. Bu Baros'un burnunun aldığı ilk darbe değil. İlk geldiğinde Olimpik Lyon günlerinden burnu kanlar içinde bir fotoğrafı bolca yer alıyordu Google Images'a adını yazdığınızda. Artık şanssızlık mı, her topa burun sokmak mı... Operasyondan kısa bir süre sonra bandajıyla sahada yer alan Baros, haftanın gazisi, golünü de attı. Bu hafta bir de UEFA'ya Euro 2012'den bahsetmiş. Neden kazanmayalım ki demiş, Yunanistan bile kazandı... Ya ne diyecekti Euro 2004 Kralı, ''Bu şampiyonada gol atmayı planlamıyorum. Zaten ne kadar gol atarsam atayım İspanya diye birşey var, olmadı Almanya var, olmadı Hollanda da fena değil sanki. Niye benimle konuşuyorsunuz, gidin onlarla konuşun'' mu diyecekti?

ÇELME
Bu da haftanın fotoğrafı.  Odağıyla, kadrajıyla, arkaplandaki pankartlarıyla, yeşil çimin beyaz şort üzerindeki yansımasıyla.. vs. vs. başarılı bir çalışma olmuş. İkili mücadeleler zaten güzel anlar oluşturuyor böyle, yakalayabilsene...

Efendim, bu sene Süper Lig bu kadar. Maçlar üç farklı play-off grubuyla devam edecek. Bir grupta şampiyon, diğerinde Avrupa Ligi temsilcisi belirlenecek, bir başka grup da boş durmak yerine kendi aralarında eğlenecek. E o zaman ST Süper Final Panoramalarında görüşmek üzele!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0