Süper Final | Gücenme!

Spor Toto Süper Lig'de normal sezonda derbi kaybetmeden en yakın takipçisine 9 puan farkla ligi tamamlayan Galatasaray, yayıncı kuruluşu kurtarma amaçlı düzenlenen Süper Final saçmalığının ilk maçında ezeli rakibi Beşiktaş ile deplasmanda karşılaştı. Rakibi karşısında 25. dakikada Felipe Melo'nun golüyle öne geçen ve devreyi bu skorla tamamlayan Fatih Terim'in öğrencileri, ikinci yarıda skor üstünlüğünü korumayı başarırken karşılaşmanın son 10 dakikasına girerken Aydın Yılmaz'ın mükemmel golüyle farkı 2'ye çıkarttı. Bu dakikadan sonra oyunu rölantiye almayı başaran Galatasarayımız rakibi karşısında sahadan 2-0'lık galibiyetle ayrılarak şampiyonluk yolunda önemli bir adım attı. 

Karşılaşmaya ideal ilk 11'i ile başlayan takımımız tipik deplasman takımı modunda oyunu geride kabullenerek, takım savunması yaparak ve oyuna ortak olarak ilk 10 dakikayı tamamladı. İki takımın birbirini tartma dakikaları olarak dile getirebileceğimiz dakikalarda kalemizde maçın en büyük tehlikesini gördük. Ujfalusi'nin geri pasında kulüp tarihimizin en iyi kalecisi Fernando Muslera hatalı bir pas verince top rakip forvet oyuncusu Mustafa Pektemek'in önünde kaldı ve genç oyuncu zoru başararak boş kaleye vurduğu pozisyonda topu auta gönderdi. Bu dakikadan sonra oyunun kontrolünü ele almaya başlayan Fatih Terim'in öğrencileri rakibi üzerinde baskısını arttırırken, Riera'nın uzak direğe doğru ortasında Elmander yükselip kafayı vurdu, kaleciden dönen topu Melo tamamlayıp takımımıza üstünlüğü sağlayan golü getirdi. Bu gol aynı zamanda yıllar sonra İnönü'de gelecek olan galibiyetin habercisiydi. Hafta içerisinde gündeme oturan Riera-Melo ikilisinin organizasyonunda gole ulaşmamız ve golden sonra tüm takımın birlikte sevinmesi de Galatasaray'ı yıpratmaya çalışanlara en büyük cevaptı aslında.. İlk yarıyı bu golle rakibi karşısında üstün tamamlayan takımımız soyunma odasına bu skorla giderken, rakibi üzerinde de baskıyı kurmaya başladı.

Soyunma odasının dönüşünde oyunun kontrolünü ele almaya çalışan Fatih Terim'in öğrencileri takım halinde yaptığı savunmanın karşılığını alırken, hücumda da takım halinde çoğalmayı başardı. Beşiktaş'ın üçlü ortasahasını Melo ve Selçuk ile rahat bir şekilde ekarte eden takımımız, rakip takımın hücumlarının ve überstarlarının savunmaya yardım etmemesini iyi değerlendirdi. Savunmada neredeyse kusursuz oynayan Semih rakip takımın hücum oyuncularına izin vermezken, hücumda rakibin sol tarafını çökerten Eboue görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Aydın'ın oyuna girmesiyle birlikte hücumda hareketlilik kazanan takımımız genç oyuncunun serbest rolde oynadığını belirtmekte fayda var. Aydın zaman zaman sağ kanatta, zaman zaman sol kanatta hücumda mücadele ederken ortasahada kazandığı topla birlikte arkasında İsmail ve Quaresma'yı alarak rakip ceza sahasına hareketlenirken, hücumun sonunda köşede yuva kuran örümceği evinden edeceğini kim bilebilirdi ki? Ceza sahası dışından müthiş bir vuruşla halk arasındaki tabirle tam çatala topu gönderen Aydın maçın skorunu da belirliyordu. 

Bu dakikadan sonra yaşananlar ise futbol dışında yaşanan olaylardı hiç kuşkusuz. Sahaya atlayanlar, atılan maddeler, maç boyunca edilen küfürlerin son 15 dakikada kesintisizce devam etmesi, Eboue'ye saldırmak için tribünden atlayanlar. Hangisini isterseniz vardı, Dolmabahçe Stadı'nda. Bugün futbolumuzun efsanevi ismi Baba Hakkı'yı anarken, ölüm yıldönümünde.. Ama onun suçu değildi bu, onun bıraktığı Beşiktaş değildi bu. Galatasaray'ın büyüklüğünü hazmedemeyenler, aynı saatler içerisinde skoru da hazmedemeyince olanlar oldu. Maçın skoru, ortaya konan oyun falan herşey bir kenara.. Eboue taç atışını kullanmak için kenara geldiğinde ona saldırmaya çalışan insansı nesneyi yere indiren, arkadaşını koruyan bugün başta Galatasaray taraftarı olmak üzere bir takım kimselerin itin bilmem neresine sokup çıkarttığı isim, Sabri'ydi.