Sisteme dair: Oyun zekası yada Futbol aklı..

Şampiyonlar Ligi gurup maçlarının ilk yarısını bir puan ile bitirmiş olmak her ne kadar can sıkıcı olsa da bu durumdan ders almamak daha büyük bir üzüntü nedeni olmalı. O nedenle Cluj maçının detaylarına girmek yerine bugün futbolcu seçerken dikkat edilmesi gereken önemli özelliklerden bahsetmek istiyorum. Bu özelliklerden detayına gireceğimiz belki de en önemli özellik olan oyun zekası..

Bir futbolcunun kalitesini belirleyen iki önemli ana etken vardır; fiziksel özellikler ve mental özellikler. Fiziksel özellikler genel olarak ilk göze batan özellikler olup iki dalda futbolcu fizyolojisi ve yetenek olarak sınıflandırılabilir. Bir futbolcunun oynadığı mevkiye göre yeterince kuvvetli fiziğe sahip olması, sürati, çevikliği, doğal kondisyonu ve az sakatlanması gibi fizyolojik özellikleri futbolcu tercihinde önemlidir. Bizim hali hazırdaki kadromuza bakıldığı zaman Johan Elmander bu alanda en kaliteli örnek göze çarpıyor. Bunun yanında dripling kabiliyeti, düzgün şut atabilmesi ve  pas verebilmesi, dar alanda gösterdiği etkinlik vs. gibi özellikler de yetenek alanında tercih sebebidir. Bu alan da da hali hazırdaki kadromuzda Engin Baytar gibi oyuncular tepe noktası olarak gösterilebilir. Türk futbolunda genelde transfer yapılırken öncelikle bu fiziksel özelliklere bakılır ve oyuncu tercih edilir fakat fiziksel özellikler mental özellikler ile desteklenmezse genelde bu seçimin olumlu etkisi sınırlı olur.

Mental özellikler ise aynen fiziksel özelliklerde olduğu gibi iki ayrı dalda sınıflandırılmalıdır; sporcu ahlakı ve oyun zekası. Sporcu ahlakı kısaca hayatını kazandığı mesleğin standartlarına uygun yaşamak, gereken minimum çalışma şartlarına uymak, çalışma arkadaşlarıyla iyi geçinmek vs. gibi özelliklerle anlatılabilecekken  ve tepe noktası olarak kadromuzdan Semih Kaya ve Selçuk İnan gibi futbolcularla örneklendirilebilecekken oyun zekasını tarif etmek ve oyun zekasına sahip oyuncuları seçebilmek gerçekten zordur. Genelde oyun zekası yüksek oyuncular çok nadir şekilde kesin bir şekilde görülüp gösterilebilirken oyun zekasına sahip olmayan oyuncular ısrar ettikleri hatalar nedeniyle çok daha fazla göze batar ve tepki çeker.

Yazının başlangıç noktasına dönersek Cluj maçı bu oyuncuları kesin olarak görmek açısından bizim için çok güzel bir örnek teşkil etti diyebiliriz. Maçtan saatler önce başlayıp maçın sonuna kadar devam eden sağanak yağış ve zemindeki drenaj problemi nedeniyle oluşan su birikintileri sahanın büyük bölümünde futbol oynamayı zorlaştırınca Galatasaray-CFR Cluj karşılaşması hepimiz için enteresan bir gösterge oldu. Dünkü maçtan bazı enstantaneleri hatırlatmak istiyorum; oyuncularımızın büyük bir çoğunluğu zeminin durumunun farkına varıp uzun top oynamaya çalışırken ve top sürerken dahi topu kaldırarak ilerleme çabasına girerken bazı oyuncularımızın inatla kısa adımlarla top sürme çabası ve özellikle geride yerden pas vermeye veya top sürmeye çalışarak kaybedilen toplar ne yazık ki bazı futbolcularımızda oyun zekasının sıfıra yakın olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Dün özellikle göze batan iki ismi bu yazıda zikretmekle mükellefim. Sürekli hızlı adımlarla top sürme çabasında olan Emre Çolak ve geride defalarca top kaybeden Dany'nin Galatasaray'da uzun vadeli forma giyebilmesi veya giyseler dahi fayda verebilmeleri gerçekten imkansıza yakın. Aynı oyuncuların futbol oynanabilecek koşullarda da yaptıkları ortadayken dünkü anormal fiziksel koşullarda mental olarak ne kadar zorlandıkları açık şekilde gözükmüş oldu.

Her yazıda kişilerin özlü sözlerine atıf yapan insanları gayet sıkıcı buluyorum fakat bu konuda bir önemli sözü yazmamak olmaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun ZEKİ, ÇEVİK ve AHLAKLIsını severim." derken yaptığı sıralamanın tesadüfi olmadığına adım gibi eminim. Sporcunun yetenekli olduğunu varsayarak yazıyorum, ona genç yaşta spor ahlakı aşılayabilirsiniz, fiziksel özelliklerini de bir yere kadar çalışmalarla geliştirebilirsiniz ama sınırlı zekaya sahip futbolcunun oyun zekasını arttıramazsınız. Barış Özbek'in dört koca sezonda Galatasaray ile ne kadar gelişebildiği belki de buna en güzel örnektir. Bu nedenle umarım bundan sonra Şampiyonlar Ligi için kadro yaparken, hangi mevkide olursa olsun, aldığımız oyuncuların oyun zekasına dikkat ederiz. Aksi halde zararı maddi ve manevi olarak Galatasaray ve Galatasaraylı'lar çekmeye devam edecektir.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0