STSL | Kararlı adımlarla..

Ligde son düzlüğe girilirken önümüzde 4 puanı korumamız gereken 3 maç vardı, ilki düşme korkusunu iliklerine kadar hisseden Elazığ'laydı. Elazığ’ın özelliği kendi durumundaki diğer takımlardan farklı, açık ve güzel bir futbol oynama isteğiydi. Cim Bom’da ise eksik Sneijder’in haricinde diğer mesele sebebi malum Cuma maçı oynamasıydı. Ancak bu sezon denediğimiz, gördüğümüz erken koparılan maçlara bir yenisi eklendi. Henüz 2’de açılışı Burak yaptı, arkasından yine Drogba çıktı sahneye.. 20’de 2-0’a getiren golü attı ancak Dany bir gol hediye edince 26’da üçüncüyü atıp ilk yarım saatte maçı bitiren adam oldu. Çok kritik bir 3 puan daha alınırken yol daha da kısaldı.. Şampiyonluk için sadece 4 hafta var!

Ligin son beş haftasına 4 puanlık avantajla girmek çok önemli bir meseleydi. Zira bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynayan, çok başarılı maçlar çıkaran, bu sebeple zaman zaman ligi unutan bir Cim Bom vardı. Özellikle ŞL maçlarından önce, Cuma maçlarında kaybedilen puanlar aslında şimdiden şampiyonluğu ilan etmemize engel olmuştu zira Elazığ maçından önceki 8 Cuma maçında 4 mağlubiyet 2 beraberlikle tam 16 puan kaybedilmişti. Buna rağmen 4 puanlık farkın korunması, dahası Elazığ maçından önceki son dört maçımızı, hem de güzel oyunlarla kazanmak ise bu sezon ilk kez böyle bir seri yakalanması açısından hem takıma ciddi bir güven hem de önemli bir ivme kazandırmıştı. Elazığ, ikinci devre Yılmaz Vural’ın önemli katkısıyla hem iyi futbol oynayan hem de ilginçtir, futbolu futbol gibi oynayan bir takımdı, zaten düşme hattında güzel futbolla yukarı tırmanmaya çalışan iki takım var: Akhisar ve Elazığ. Dolayısıyla hızlı hücumlarına, ani ataklarına ve araya paslara dikkat etmek gerekliydi. Cim Bom ise yine, her zamanki gibi maçı erken koparıp sonra rahatça kontrol edeyim mantığıyla çıktı ki doğru bir mantıktı, dakikalar geçtikçe stres artacak maçlar oynanıyor.

Henüz ne olduğunu anlamadan son haftaların tartışmasız en iyi iki oyuncusundan biri, Melo, aldığı topu taşıdı, sert bir şut attı, Ivesa hantallığıyla topu kenara çelemedi ve Burak çok rahat bir golle açılışı erken yaptı. Herkes ‘hemen ikinci’ diyordu ki gecikmedi. Çok organize ve etkili ataklar geliştiren Galatasaray bunların birinde sağdan kaçan Drogba’yı buluşturunca formunu yakalayan Dude için zor olmadı, 20’de 2-0 olmuştu. Rahat bir maça dönüştüğünü sananlar yanılıyordu. Zira iki dakika sonra, hızına ve atletikliğine her zaman hayran olduğumuz ancak aşırı kendine güven ve biraz da fazla rahatlığı sebebiyle ödümüzü koparan Dany yaptı yapacağını, önündeki topa vurmak yerine 5 metre öteden Muslera’nın gelmesini beklemeye kalktı, Sochaux altyapısı görmüş Serdar Gürler çok dikkatli bir takiple araya girdi, topu bıraktı. Can sıkan bu golün devamında çabuk gol gelmese gerçekten sıkıntı olabilirdi zira Elazığ hızlı çıkıyordu ancak Sneijder’in yerine oynayan ve başarılı bir maç çıkaran Yekta güzel bir takiple topu kopardı, Drogba nasıl bir golcü olduğunu yine gösterdi. 26’da maç koptu. Sonrasında farkı artıracak pozisyonlar yakalamamıza rağmen biraz beceriksizlik, biraz garanti altına almışlığın rahatlığı derken ikinci yarı çok kayda değer bir pozisyon yaşanmadan bitti.

Hakemlere geldiğimizde, Bülent Yıldırım ismi açıklandığından itibaren stada gelecek herkes birbirine sakinleştirici alıp gelmesini tavsiye etmeye başladı. Özellikle geçen hafta Eskişehir’in verilmeyen golü akıllara bir başka skandal vaka olarak kazınmıştı. Erken goller maçın erken kopmasına sebep oldu ancak ilk yarıda Galatasaray’ın hücum ettiği taraftaki yardımcı hakemin ne yapmak istediğini herkes anladı aslında, toplam 7 ofsayt kaldırdı, bunların 3 tanesinin ofsaytla alakası yoktu. Mersin maçında Dany’nin kırmızı gördüğü pozisyonun bir benzeri bu kez Galatasaray lehine yaşandı, bu kez sarı bile çıkmadı. İkinci yarı Burak’ın ceza sahasında arkadan biçilmesine ise gözünün önünde olmasına rağmen devam dedi Yıldırım, malesef şaşırtmadı. Demek istediğim, oynarken bunları da düşünüp oynamalıydı Galatasaray, öyle de yaptı, işini bunlara bırakmadı.

Haftaya belki de ligin en kritik maçı oynanacak Gaziantep’te. Karşımızdakileri çok iyi tanıyoruz aslında. Bülent Uygun hakkında yorum yazmaya bile gerek yok, çok değil iki sene öncesini araştırmak yeter, artar. Kulüp, yönetim, geçmiş, hepsini iyi biliyoruz. Düşme hattının biraz üstünde olsalar da hala endişe duydukları da bir gerçek. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, yani sadece bunlar değil elbette, Galatasaray’ın bu sene başına gelenlerin sebebi malum kurumlar, kurullar, kişiler, hepsi bir araya geldiğinde, Gaziantep maçının bir dönüm noktası olacağı anlaşılıyor. Tam manasıyla bir yığınak bekliyorum derbi öncesi son kaleye. Akla gelebilecek her şeyin yapılacağı, yapılabileceği bir maç olacak. Dolayısıyla hepimiz kendimizi çok çetin bir maça hazırlayalım ama inancımıza inanç ekleyelim, Cim Bom hepsini birden yenecek. Zira galibiyet, zafer her zaman dürüst olanların, temiz kalanların ve inananların olacak...

Analiz | Rakamların dilinden Elazığspor karşılaşması...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0