"Winner" kelimesinin vücut bulmuş hali: Drogba!

2013 yılının kış ayları Galatasaray taraftarları için hiç kuşkusuz unutulmayacak, uzun yıllar konuşulacak hareketlilik ve beklentiyle geçti. 2012 yılının yaz aylarında başlayan transfer nöbetleri, kulüp tarihinin en özel transferlerinin imza attığı dönemde sona erdi. 2011-12 sezonunda tüm engellere rağmen şampiyon olan ve ünvanını koruma yolunda 2012-13 sezonunun ilk yarısını lider tamamlayan Galatasaray, savunmanın solunda ve ortasında yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen Avrupa'nın ve hatta dünyanın en iyi hücum oyuncularından ikisini kadrosuna katarken tartışmaları da beraberinde getirmişti. 28 Ocak 2013 tarihi ise Türk futbolunun kaderini belirleyen noktalardan birisi oldu; Didier Drogba resmen Galatasaray'da!

Fildişili süperstar transferinin tamamlanmasının ardından her ne kadar basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği her röportajında "hazır değilim" mesajını verse de, sarı-kırmızılı takım sezon içerisinde yıllar sonra Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynuyor, sezon sonunda ise kulüp tarihinin 19. lig şampiyonluğunu yaşıyordu. Drogba yeni sezon öncesi "hazırım" dediği andan itibaren ise, bir haftada 2 şampiyonluk elde edildi. Avrupa'nın en prestijli hazırlık turnuvası olan Emirates Cup'ta şampiyonluğu getiren Drogba, geçtiğimiz hafta sonu oynanılan ve sezonun ilk resmi karşılaşması niteliği taşıyan TFF Süper Kupa maçında da takımımıza şampiyonluğu getiren isim oluyordu. Drogba'yı uzun uzun anlatmaya gerek yok, ilerleyen yaşına rağmen hala dünyanın en iyi forvet oyuncuları arasında yer aldığı tartışılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bu yazının konusu daha farklı olacak. Özellikle basketbolda çok sık kullanılan "winner oyuncu" tabirinin vücut bulmuş hali olan 35 yaşındaki Didier Drogba'nın kariyerinde kazandığı kupalar ve o sezon attığı gollere hep birlikte göz atmakta fayda var.

12 Şubat 2013 tarihinde İstanbul'a ayak bastığında ortalık yer yerinden oynamış, süperstar oyuncu dünyanın her yerinde karşılaştığı ilgiden çok daha farklı bir ilgiyle karşılaşmıştı. Havalimanı çıkışında kendisini karşılayan taraftarları selamlayan Drogba'nın gözleri uzun uzun uzaklara dalıp gittiğinde ve duygulandığını gördüğümüzde hepimiz aynı şeyi söyledik; Buraya yatmaya gelmedi.. Kimi futbol ulemaları tarafından "yaşlı ve katkı vermez" olarak yorumlanan Didier Drogba, kısa süre içerisinde gösterdiği performansla ilgili yerlere cevabını saha içerisinde veriyordu. Antrenmanlardaki hırsı, takıma yeni gelmesine rağmen sanki 40 yıldır takımdaymış gibi arkadaşlarına sahip çıkması, kulübü ve camianın yanı sıra taraftarı benimsemesi, karakteri ve her şeyden önce kişiliği ile parmak ısırtan Didier Drogba, birilerinin söylediği gibi "yaşlı ve bitmek üzere" olmadığını, sezon öncesi kampı ve Çin'de yaşadığı adaptasyon sorunu nedeniyle gerileme dönemine rağmen gösteriyordu. Didier Drogba sarı-kırmızı forma altında ilk sezonunda takım arkadaşlarının büyük katkısıyla Süper Lig'de şampiyon oluyordu. Ligde neredeyse 10 maç teknik direktörsüz sahaya çıkan Galatasaray'da saha içerisinde bir komutan vardı. Drogba her maç öncesi arkadaşlarını topluyor, onlarla konuşuyor ve bir teknik adam gibi komutlar veriyordu. Fatih Terim'in saha içerisindeki en büyük yardımcısı artık Drogba olmuştu. 

2003-2004: MARSİLYA
2003 yazında Guinpamg takımından 6 milyon euro bonservis bedeli karşılığında Marsilya'nın yolunu tutan Drogba, ilk sezonunda takımıyla Avrupa'ya damgasını vurmasına karşın Fransa Ligi'nde pek iyi sonuçlar elde edemedi. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Rapid Wien'i iki maç sonunda 1-0'lık sonuçla eleyen Fransız ekibiyle birlikte grup aşamasında Real Madrid, Porto ve Partizan karşısında sahaya çıkan Drogba, oynadığı 6 maçta filelere 5 gol bıraktı ve takımının grubunu 3. sırada tamamlamasında büyük rol oynadı. Grup aşamasını 3. olarak bitirdiği için UEFA Kupası'na geçiş hakkını elde eden Marsilya, bu organizasyonda ise büyük başarılara imza attı. Avrupa'nın iki numaralı kupasında sırasıyla Dnipro, Liverpool, Inter ve Newcastle gibi ekipleri eleyen Marsilya, finalde ise Valencia'nın rakibi olmuştu. Drogba bu organizasyonda 8 maçta 6 kez fileleri havalandırırken, takımının finalde İspanyol ekibine kaybetmesine engel olamadı. 18 takımlı Ligue 1'de şampiyonluk mücadelesi veren Marsilya için, sezon ortasında işler pek iyi gitmedi. Avrupa Kupaları'nda her ne kadar başarılı bir performans sergilense de, yerel organizasyonda o kadar başarılı olunamadı. Marsilya ligi 7. sırada tamamlarken, Drogba takımı adına forma giydiği 35 maçta 19 gol atmayı başardı.

2004-2006: CHELSEA, DUBLE ŞAMPİYONLUK
Gösterdiği performansla birlikte Avrupa'yı tabir-i caizse sallamayı başaran Drogba, sezon sonunda 37 milyon euro bonservis bedeliyle İngiliz devi Chelsea'ye transfer olurken, dünya futboluna adını yazdıracağını nereden bilebilirdi ki? Chelsea sezon sonunda 95 puanla şampiyonluk sevinci yaşarken, Drogba sezon genelinde forma giydiği 26 maçta 10 gol - 5 asist performansıyla sahada yer aldı. Şampiyonlar Ligi'nde ise yarı finalde ezeli rakibi Liverpool'a elenen mavi-beyazlı takım adına 5 gol atan Drogba, takımının elenmesine engel olamazken Lig Kupası finalinde Liverpool'u yıkan tek golü atarak takımının şampiyonluk sevinci yaşamasını sağlıyordu. Drogba kariyerinde ilk kez kupa sevinçleri yaşadığı sezonda Chelsea adına sergilediği başarılı performansın yanı sıra milli takımıyla da önemli performanslar sergiledi. 2006 Dünya Kupası elemeleri kapsamında Afrika kıtasında C Grubu'nda yer alan Fildişi Sahilleri, eleme turunda oynadığı 9 maçta 7 galibiyet alarak grubunu lider tamamlarken, Drogba bu karşılaşmalarda 9 gol atarak başarıda büyük pay sahibi olmuştu.

2004-2005 sezonunda şampiyonluk sevinci yaşayan Chelsea, yeni sezonda da ünvanını korumayı başardı. 2005-2006 sezonunun ilk resmi maçı kabul edilen Community Shield maçında Arsenal karşısında 2 kez fileleri havalandıran Drogba, takımına şampiyonluğu getirmeyi başardı. Sezon sonunda Premier Ligi rakiplerinin önünde 91 puanla şampiyon olarak tamamlayan Chelsea adına sezonun kahramanı kuşkusuz Drogba oldu. 29 lig maçında forma giyen yıldız oyuncu 12 gol atmasının yanı sıra 14 kez golden önceki son pası vererek, gol yollarında ne kadar paylaşımcı olduğunu gösterdi. Şampiyonlar Ligi'nde yarı final turunda Barcelona'ya, FA Cup'ta ise yine yarı finalde Liverpool'a karşı kaybeden Drogba, milli takım formasıyla da Afrika Kupası'nın finalinde Mısır'a kaybetmekten kurtulamadı.

KAZANAN, KAYBEDEN: DROGBA..
2006-2007 sezonunun açılışında Chelsea formasıyla Community Shield maçında Liverpool'a kaybetmekten kurtulamayan Drogba, sezonun devamında Şampiyonlar Ligi yarı finalinde yine Liverpool'a karşı sahadan üzgün ayrılan isim olmuştu. Lig Kupası finalinde Arsenal'e karşı, FA Cup finalinde ise Manchester United'a karşı takımına kupayı getiren isim olan Drogba, mavi-beyazlı ekibin ligi Manchester United'ın arkasında ikinci bitirmesinde büyük rol oynamıştı. Sezon boyunca 60 kez Chelsea forması giyen Drogba, sezon sonunda adının karşısına 33 gol - 12 asist yazdırmayı başardı ve müzeye 2 kupa getirdi.

"Winner" yani kazanan karakterini sahaya yansıtmaktan çekinmeyen Drogba için 2008-2009 sezonunu felaket olarak tanımlayabiliriz. Golcü oyuncu sakatlıklar geçirdi, kart cezalısı durumuna sıkça düştü ama takımıyla mücadele etmekten çekinmedi. Sezonun açılış maçında Community Shield, sezon sonunda Şampiyonlar Ligi ve Premier Lig şampiyonluklarını Manchester United'a kaptıran Drogba ve arkadaşları, sezon ortasında Lig Kupası finalinde de Tottenham'a kaybetmekten kurtulamadı. Afrika Kupası'nda ise üçüncülük maçında Gana'ya kaybeden Fildişi Sahili'nin takım kaptanıydı. Ama yıldız oyuncu hiçbirşeyin bitmediğini sergilemekten çekinmedi ve 2009-2010 yılında yine ortalığı süpürmeyi başardı.

2009-2010 sezonunda Community Shield maçında Manchester United karşısında takımına galibiyeti getiren isimlerden olan Drogba, sezon sonunda yaşanılan lig şampiyonluğunda da başrol oynadı. 29 gol - 13 asist ile doğrudan 42 gole etki eden ve 8 kez asistten bir önceki pası veren Drogba, takımının Manchester United karşısında sadece bir puanla yaşadığı şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Drogba ve arkadaşları sezon sonunda FA Cup'ta da şampiyonluk yaşadı ve kupa serisini üçlemiş oldu. Final maçında Portsmouth karşısında zaferi getiren isim elbette Drogba'ydı. Bir önceki sezonun kaybedeni Drogba, kutlamalarda adeta acısını çıkartıyordu. İngiltere'nin en iyi oyuncusu Didier Drogba olmuştu. Herşeye rağmen süperstar oyuncu, bir sonraki sezonu boş geçecekti. 50 maçta atacağı 17 gol ve yapacağı 21 asist, kupa başarısı getirmedi. Drogba hakkında sezon sonunda çıkan Galatasaray dedikoduları, tüm dünyayı sallarken yıldız oyuncu yaptığı açıklama ile bu hayalleri yıkmıştı. Ama herşeye rağmen, Drogba nöbetleri sarı-kırmızılı milyonları uykusuz bırakıyordu.

2012: MÜNİH'TE PERİ MASALI..
2011-2012 sezonu hiç kuşkusuz futbolseverlerin hafızalarında yer edinen sezonlar arasında yer alıyor. Galatasaray'a gelmesi için nöbetler beklenen Drogba, bir yıl daha takımda kalacağını açıklamış ve sarı-kırmızılı milyonların hayallerini yıkmıştı. Premier Lig'de normal sezonu 6. sırada tamamlayan Chelsea, futbolun cilvesinden olsa gerek Avrupa Kupaları'nda yürümeye devam ediyordu. Kariyerinde bir çok kez Liverpool'a karşı final veya yarı final kaybeden Drogba, son sezonunda FA Cup'ta şampiyonluk sevincini Liverpool karşısında yaşıyordu. Galibiyeti getiren golün ismi, hepinizin tahmin edeceği gibiydi. Drogba ve arkadaşları, ülke topraklarında başarısız olmalarına karşın Avrupa'da başarılarını sürdürüyordu. Şampiyonlar Ligi'nde finale yükselmeyi başaran Chelsea, finale ev sahipliği yapan Münih Allianz Arena'da ev sahibi Bayern Münih ile karşılaştı. Didier Drogba önce maçın bitimine 2 dakika kala skoru 1-1'e getirdi, ardından da penaltılara giden karşılaşmada son penaltıyı atarak takımına kupayı getirdi. Drogba maç sonunda İngiliz taraftarların karşısına giderek onlara duyduğu hayranlığı sembolize ediyor ve onlara herşey için teşekkür ediyordu. 8 yıllık İngiltere macerası artık sona ermişti. Drogba veda ediyordu.

2013: DEVRİM..
2012 yılının yaz aylarında Çin kulübü Shanghai ile sözleşme imzalayan Drogba, ekonomik nedenlerden ötürü 2013 yılının Ocak ayında takımdan ayrılma kararı verdiğinde kapısını ilk çalan takım yine Galatasaray olmuştu. Bir sezon önce onu sabahlara kadar bekleyen Galatasaray taraftarı, 12 Şubat günü havalimanında ona "merhaba" diyordu. Galatasaray ile ilk yarım sezonunda lig şampiyonluğu yaşayan Drogba, bir sezon önce tek başına kazandığı Şampiyonlar Ligi'nde de çeyrek finalde elenmekten kurtulamamıştı. Drogba ilk transfer edildiğinde "yaşlı ve gereksiz, bu kadar paraya değer mi?" diyenler, sezon sonunda onu alkışlayanların başında gelmişti. Drogba, bir takım oyunlar oynanan Galatasaray'da takım arkadaşlarını sahiplenmiş, lider karakterini sahaya yansıtmış ve her şeye, herkese rağmen kazanılan şampiyonlukta skor anlamında olmasa da, takım içerisinde büyük rol oynamıştı. Fildişili süperstar, parçalı forma altında geçirdiği ilk 6 ay sonunda 17 maçta 6 gol attı ve 6 kez asist yaptı.

Drogba ve arkadaşları, yeni sezon öncesi Avrupa'nın en önemli turnuvalarından Emirates Cup'ta ise Arsenal - Porto ve Napoli'nin rakibi oldu. Porto karşısında ilk maçı kazanan Galatasaray, turnuvanın finalinde ev sahibi Arsenal'i ağırladı. Kariyerinde daha önce 13 kez Arsenal kalecilerini mağlup eden Drogba, bu geleneğini sürdürmeye devam etti ve turnuvanın finalinde attığı 2 golle Emirates Cup şampiyonluğunu getirdi. Türkiye'de sezonun ilk resmi karşılaşması olan Süper Kupa maçında da ezeli rakibimiz Fenerbahçe karşısında uzatma dakikalarında galibiyeti getiren golü kaydeden Drogba, kariyerinde lig şampiyonlukları dışında 10. kez kupa şampiyonluğu yaşıyordu.

2013 yılında Galatasaray'a imza attığında gerek bazı taraftarlar, gerekse bazı futbol ulemaları tarafından 'gereksiz' olarak nitelendirilen Drogba, gerek performansıyla ve gerekse takımına sağladığı 'winner' karakteriyle ne kadar gerekli olduğunu gösteriyordu. Yazıyı fazla uzattık, farkındayız ama son günlerde taraftarlar tarafından sürekli paylaşılan "We have Drogba, they don't!" cümlesinin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamak istedik. Bu adama laf söylerken, tartışırken veya "gereksiz, pahalı, yaşlı" diye yorumlar yaparken iki kere düşünün dedik.. Son olarak, yazıyı son günlerin hit videosu ile bitirelim; Gülümse çekiyorum!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0