Rakibimizi yakından tanıyalım: Chelsea FC

Şampiyonlar Ligi'nde geçtiğimiz sezon çeyrek final oynama başarısı gösteren ve bu sezon aynı başarıyı tekrarlamak için mücadele eden Galatasarayımızın, grubunu ikinci sırada bitirip adını yazdırdığı Şampiyonlar Ligi ikinci turunda rakibi belli oldu. 2003 yılından itibaren Rus milyarder Roman Abramovich'in sahibi olduğu İngiltere Premier Lig takımlarından Chelsea ile ikinci turda karşılacak olan takımımız, rakibini elemesi halinde kulüp tarihinde ilk kez üstüste ikinci kez adını Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yazdırma başarısını gösterecek. İngiltere'nin köklü takımlarından birisi olan Jose Mourinho'nun öğrencilerini yakından tanıyalım..

MEMURLAR & MAVİLER: CHELSEA FC
1905 yılının ilkbahar aylarında Fulham kentinde bulunan Fulham Road'un karşısındaki The Rising Sun (şimdiki adıyla The Butcher's Hook) isimli barda bir kaç kafadarın biraraya gelmesiyle birlikte kurulan Chelsea FC, kuruluşunun ardından kısa bir süre içerisinde futbolun ana vatanı kabul edilen İngiltere topraklarında en üst düzeyde futbol oynamaya başladı. İşçi sınıfını temsil etmeleri nedeniyle kulübün ilk logosunda bir memur figürü ve kulübün adı yer alırken, 1915 yılına kadar adını pek duyurmayı başaramayan Chelsea tarihinin önemli bir mihenk taşlarından birisi 1915 yılında oynanılan FA Cup finali oldu. O dönemin güçlü takımlarından Sheffield United'a finalde kaybeden ve tarihinin ilk kupasını kazanma şansını kaybeden Londra temsilcisi, ülkede yaşanılan savaş arasında futbol adına pek başarılı dönemler geçiremedi.

1950'li yılların başında Arsenal'in kulüp tarihinde "bir maçta 7 gol atan tek oyuncu" sıfatıyla bulunan İngiliz efsane Ted Clarke takımın yönetimini devraldı. Chelsea adına kulüp tarihinin en önemli noktalarından birisi hiç kuşkusuz Clarke'ın teknik direktörden daha fazlası olmasıydı. İngiliz devinin modernleşmesinde büyük bir pay sahibi olan Ted Clarke, antrenman metodlarından tesisleşmeye ve genç oyuncu kadrosundan kulübün amblemine kadar bir çok konuyu elden geçirdi. Mavi-beyazlı takımın bu modernleşmenin karşılığını alması fazla uzun sürmedi ve 1954/55 sezonunda kulüp tarihinin ilk lig şampiyonluğu sevinci yaşandı. Chelsea yetkilileri bir sonraki sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne benzer bir formatta lige katılma girişimlerinde bulunurken, İngiliz Futbol Federasyonu'nun izin vermemesi nedeniyle bu projesinden vazgeçmek zorunda kaldı. İngiltere'de yerel turnuvalarda mücadele eden ve şampiyonlukları kılpayı kaçıran Chelsea, 1970 yılında FA Cup'ta şampiyonluk sevinci yaşarken, bir yıl sonra Real Madrid'i iki maç sonunda finalde toplamda 3-2'lik skorla mağlup ederek UEFA Kupa Galipleri'nde şampiyonluk sevinci yaşadı.

1970'li yılların ortasından itibaren serbest düşüşe geçen Chelsea adına tarihinin en zor günleri hiç kuşkusuz 1980'li yıllara yaklaşırken geçirdi. O dönemde Londra ekibinin maçlarını oynadığı Stamford Bridge'de yaşanılan tadilat nedeniyle ekonomik kriz geçiren Chelsea, zamanla kadrosundaki yıldız oyuncuları satmak zorunda kaldı ve hatta Premier Lig'de üçüncü kümeye kadar düştü. 1982 yılında kulübün kapısına kilit vurulma noktasındayken, İngiliz işadamı Ken Bates sembolik bir bedel olan 1 Pound'a kulübü satın aldı. Chelsea'nin maçlarını oynadığı ve ekonomik kriz geçirmesine sebep olan tadilatı tamamlanan Stamford Bridge'ın hakları bir gayrimenkul şirketine geçmiş olsa da Ken Bates uzun uğraşlar sonucunda stadın haklarını geri aldı ve mavi-beyazlı takımın stadının satılmasını, bir nevi evsiz kalmasını, engellemiş oldu. Bobby Campbell yönetiminde 1989 yılında Arsenal'in ardından ikinci sırada İkinci Lig'i tamamlayarak Premier Lig'e geri dönen Chelsea için artık başarılara ulaşılacak dönem başlıyordu. Ekonomik krizi atlatan, yeniden yapılanan ve stadyumun tüm haklarını da elinde bulunduran İngiliz ekibi, başkan Ken Bates yönetiminde (ki kendisi kulüp tarihinin en başarılı başkanı olarak lanse edilmekte) Premier Lig'de ilk altıyı ve hatta şampiyonluğu kovalayan bir takım haline bürünüyor, 1998-2000 yılları arasında teknik direktör Gianluca Vialli yönetiminde adını uzun yıllar sonra Avrupa'da yaşadığı şampiyonluklarla birlikte tüm kıtaya duyuruyordu.

250 MİLYON POUND'LUK YATIRIM: ABRAMOVICH
1993-2003 yılları arasında Manchester United'ın sekiz kez lig şampiyonluğu yaşayarak tek kelimeyle Premier Lig'i domine etmesinin ardından Chelsea'de hiç beklenmedik bir gelişme yaşandı. Kulübü dipten alarak, şampiyonluklar yaşatan başkan olarak efsaneler arasında yerini alan İngiliz futbol adamı Ken Bates kulübü satışa çıkarttı. Rus milyarder Roman Abramovich'e dönemin parasıyla tam 150 milyon pounda satan Ken Bates böylelikle kendi sonunu getirirken, yepyeni bir dönemin başlangıcına imza atıyordu. 150 milyon dolara kulübü satın alan Abramovich, hemen hemen aynı miktarda parayı da takımın baştan kurulması için harcadı. Kulüp tarihinin en şaşalı dönemi kabul edilen 1998-2000 yıllarının ardından göreve gelen Ranieri ile yollarını 2004 yılının Mayıs ayında ayıran Rus milyarder takımın başına Portekizli teknik adam Jose Mourinho'yu getirdi. 2004 yılında kulüp tarihinde tam 50 yıl aradan sonra Premier Lig şampiyonluğu yaşayan Chelsea, bir sonraki sezonda da İngiltere'nin en büyüğü olduğunu ilan ediyordu. Şampiyonlar Ligi'nde arka arkaya yarı final oynayan Chelsea adına kötü günler artık geride kalmış ve tarihe yeni başarılar kazandırma dönemi başlamıştı.

Rus milyarder Roman Abramovich'in kulübü satın almasıyla birlikte her sezon büyük transferlere imza atan İngiliz ekibi, son lig şampiyonluğunu 2009-2010 sezonunda yaşamasına karşın son dönemde Avrupa Kupaları'nda gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. İngiltere'de lig şampiyonluğunun yanı sıra FA Cup, Community Shield, Lig Kupası gibi turnuvalarda şampiyonluklar yaşayan mavi-beyazlı takım, 2011-2012 sezonunda Didier Drogba önderliğinde kulüp tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu elde etti. Allianz Arena'da oynanılan karşılaşmada Bayern Münih karşısında penaltılarla şampiyonluğa ulaşan Chelsea, bir sonraki sezon UEFA Avrupa Ligi finalinde Portekiz temsilcisi Benfica'yı uzatmalarda mağlup etti ve şampiyonluk sevinci yaşadı. Sezon başında Portekizli teknik direktör Jose Mourinho'yu göreve getiren Roman Abramovich, üç sezon önce kazandıkları Premier Lig şampiyonluğu için yeniden kolları sıvadı. Transfer döneminde tam 75 milyon euro harcayan Chelsea, kadrosunu Samuel Eto'o, Willian, Andrea Schürrle, Mark Schwarzer, Christian Atsu gibi isimlerle güçlendirdi.

Jose Mourinho'nun yönetimindeki Chelsea'nin bu sezonki takım kadrosu şu şekilde;
GK: Petr Cech, Mark Schwarzer, Jamal Blackman
DEF: Branislav Ivanovic, Cesar Azpilicueta, David Luiz, Gary Cahill, John Terry, Ashley Cole, Ryan Bertrand
MID: Michael Essien, John Obi Mikel, Frank Lampard, Eden Hazard, Kevin de Bruyne, Ramires, Oscar, Marco van Ginkel, Willian, Juan Mata, Andre Schürrle
ST: Fernando Torres, Demba Ba, Samuel Eto'o

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0