BBL | Abdi İpekçi'den Efes çıktı..

Beko Basketbol Ligi'nde 2. devrenin açılış maçında Anadolu Efes'i konuk eden Galatasaray Liv Hospital rakibine 67-78 mağlup oldu. Karşılaşmaya kötü başlayan ve özellikle ilk çeyrekte Efes'in hücumdaki etkili oyununa engel olamayan takımımız geri kalan bölümde ise sürekli geri dönmeyi denese de rakibinin oyun konsantrasyonuna ve sahaiçindeki teknik hamlelerine bir türlü cevap veremedi. Biraz beklentilerin ötesinde gelen bu mağlubiyette Zoran Erceg 22 sayıyla en skorerimiz olurken Arroyo da 14 sayıyla oynadı.

Maça Doğuş'un Arroyo üzerindeki baskısıyla savunmada etkili başlayan Efes hücumda da bunun karşılığını alacak hamleleri yaptı ve 7-0'la öne geçti. Sonrasında oyuna tutunmaya çalıştık ve kenardan da farklı isimleri getirip devreye sokmaya çalıştık. Bu arada hücumda bir şekilde sayıları bulsak da savunmada bir türlü istediğimiz sertliğe erişemedik. Efes de bu süre içinde özellikle dış atışlarda yakaladığı 5/8'lik oranla beklenenin ötesinde skor üretti ve bu bölümü 27-18 önde geçtiler. İkinci çeyrekte kenardan gelen Göksenin savunmaya müthiş bir enerji kattı. O dakikalarda iyi oynamakta olan Planinic'in oyununu bozarken farkı yavaş yavaş eritir gibi olduk. Ancak bu dakikalarda savunmanın uyanmasına rağmen hücumun bir türlü ritmini bulamaması farkın yeterince çabuk kapanmasını engelledi. Ve devre sonuna doğru biraz daha toparlama şansı bulan Efes soyunma odasına 42-35 önde girdi. İlk yarıda atılan 35 sayı çok düşük gibi durmasa da özelllikle akıcı hücum etme anlamında zorluk yaşadık. Savunmanın toparlandığı belli dakikalar bile hücumun akabilmesi için gerekli enerjiyi sağlayamadı. İkinci yarıda da çok farklı bir tablo göremedik maalesef ki.. Maça savunma anlamında çok iyi hazırlanmış olan Efes sertliğini hep belli bir seviyenin üstünde tuttu. Hatta bu Kerem Gönlüm ve Bjelica'nın faul problemlerine girmelerine de neden oldu ve biz de bu dakikalarda çizgiye gitme fırsatı yakaladık ama bunun haricinde hücum üretimimiz çok kötüydü. Böyle olunca ve üstüne rakipte Jamon Gordon'ın hücumda sorumluluk almasıyla, farkın kapanmasını beklediğimiz bölümde 59-47'yle çift hanelere çıkmasına engel olamadık. Son çeyrekte ise adeta son kurşunlarımızı sıktık. Akıcılık yine yoktu belki ama Arroyo&Erceg'in bireysel çabaları, Bonsu başta olmak üzere hücum ribaundlarına saldırmamız derken farkı bir şekilde 6'ya kadar da indirdik. Ancak bu bölümlerde rakibin hem Savanovic'le bireysel hem de kısaların üretimiyle takım olarak hücumda yaptığı hamlelere engel olamadık maalesef. Hal böyle olunca istediğimiz sayıları bir şekilde bulsak bile Efes'in de bize verecek bir cevabı oldu hep ve son 2 dakikaya girilirken maç koptu. Geri kalan bölüm ise daha çok taktik faullerle geçildi..(67-78)

Açıkça söylemek lazım ki kötü oynadığımız bir maçtı. Efes hem mental olarak hem de taktik anlamda maça çok daha hazır çıkmıştı. Özellikle Doğuş'un Arroyo üzerindeki baskısı hücumlarımızı yavaşlatmaya yetti. Son dönemde sahaiçi organizasyonumuzun ne kadar Arroyo'ya bağımlı oldunu hep belirtiyoruz ve o organizasyonu bu şekilde bozdular. Doğuş'un kenarda olduğu dakikalarda bu bozma işini de Birkan üstlendi. Bu durumdayken Arroyo'yla birlikte Ender de 31 dakika süre aldı ancak bu da istenilen hareketi bir türlü getiremedi hücuma. Bunlar haricinde zaten bireysel anlamda bir tek Erceg'in üst düzey katkı sağlayacak durumda olduğunu da biliyoruz. Ve hal böyle olunca da kazanmak kolay olmuyor tabi. Üç sayılık çizgisinin gerisinden 5/24 gibi çok kötü bir oran yakaladık mesela ama bu kadar statik ve topun az döndüğü bir hücum yapısında bu anormal birşey değil.  Hücumda toplamda atabildiğimiz 67 sayı bir kenara(20/28 faul atışları) savunmanın da Göksenin'in ikinci çeyrekte enerji kattığı o bölüm ve çok kısa aralıklar haricinde istediğimiz seviyelere çıkamadığını gördük. Efes gibi hücumu sorunlu bir takıma karşı bunu yaşamak da bizim adımıza olumsuzdu maalesef. Ne zaman biraz savunma direnci kazanabilecek gibi olsak hücuma olumlu olarak dönmedi bu.. Üstüne nasıl olsa savunmamız biraz toparladı, kenardan hücumda iş yapacak oyuncuları getirelim dediysek de yine işe yaramadı. Hatta savunma tekrardan düştü. Tabi tüm denemelerimiz sırasında Efes'in de en başta söylediğimiz üzere maç içinde çok daha hazır ve ne yaptığını bilen görüntüsü bir noktadan sonra ağır bastı, bunu da belirtmek lazım.. 9/21'le ekstra olmasa bile bize göre çok daha verimli dış atış kullandılar. Jamon Gordon&Planinic ikili olarak sezonun belki de en iyi performansını verdi(Toplam 27 sayı+9 asist.) Ve rakibi ribaundlarda 42-30'la ezmiş olsak bile bu Efes'in galibiyetine engel olamadı.

Anadolu Efes mağlubiyeti doğal olarak moralleri bozabilir ve takımın durumunu sorgulatabilir. Yaklaşık 1.5 ay öncesinde yakaladığımız çok iyi form, Malaga-Fenerbahçe Ülker-Karşıyaka(deplasman) galibiyetlerindeki olumlu görüntümüzü biraz kaybetmiş gibiyiz. Tabi bu arada yine çok uzun süreli olmasa bile takımın ritmini olumsuz etkileyecek sakatlık&hastalıkların olması, TOP 16'nın başlamasıyla birlikte takvimin yeniden yoğunlaşması ritmimizi bozmuş gözüküyor. Hepsinin üstüne Ender de o bireysel anlamdaki iyi görüntüsünden uzaklaşınca neden bir düşüş yaşadığımızı açıklayabiliriz, özellikle hücum anlamında. Ancak tüm bunların yine de Efes mağlubiyetine bahane olmaması lazım. Ne kadar kötü bir günümüzde olursak olalım son 2 dakikaya kadar oyunun içinde kalmayı başardık hep.. Ancak maç içinde hem savunma hem hücumun birlikte işleyebildiği belki bir 3 dakika bile oynayamayınca momentumu kendi lehimize çeviremedik ve kaybettik. Eğer bunu sağlayabilseydik muhtemelen kazanırdık ama olmadı. Burada Efes'in de hakkını vermek lazım tabi, bize oyunun kontrolünü tamamen verdikleri bir bölüm hiç yoktu ve sonuçta da hakettikleri bir galibiyet aldılar. Böylece ligde 4. kez kaybeden takımımız Banvit'le arasındaki galibiyet farkının 3'e çıkmasına da engel olamadı ve Efes-Fenerbahçe'yle birlikte şimdilik birkaç adım geride kalmış gözüküyor. Bu da normal sezon liderliğini almanın artık çok ama çok zor olduğunun bir habercisi maalesef ki...