THY Euroleague | TOP 16'ya kötü başlangıç..

Çeyrek final bileti alma amacıyla giriştiğimiz TOP 16 maceramızda ilk hafta konuk ettiğimiz Maccabi Electra'ya karşı mağlubiyetle başlangıç yaptık. Abdi İpekçi'de 10 bin kişiyi aşkın taraftar önünde ağırladığımız İsrail temsilcisi karşısında maçın önemli bölümünde önde gitsek de özellikle son bölümde rakibin yaptığı hamleye karşılık veremeyince mücadeleden 90-84 mağlup ayrıldık. Furkan'ın olmadığı, Bonsu'nun ise yarı sakat oynadığı bu maçta Hairston ve Arroyo da sakatlık geçirip maçı tamamlayamazken rotasyonumuz yine sekteye uğradı. Son dakikalarda oyunda olmamasına rağmen Arroyo 19 sayıyla en skorerimiz olurken Zoran Erceg de 17 sayıyla oynadı.

Maça Maccabi istediği gibi başladı. İlk dakikalarda içeriden Sofo'yu kullanarak giren rakibimiz sonrasında dış oyuncularını da devreye sokunca hücumda istediği ritmi buldu ve çok rahat sayıya gitti. Böylesine ritm bulan Maccabi hücumunu durdurmakta zorlanmış olsak da hücumda Arroyo, Erceg ve Domercant gibi kaliteli bileklerin ekstra şutlarıyla birlikte skora tutunmayı da başardık ve kötü oynadığımız ilk çeyreği 25-23'le geride kapattık. İkinci periyotta ise işin rengi değişti. Bonsu'yla birlikte pota altına gelen sertlik ve artan savunma konsantrasyonuyla birlikte Maccabi'nin tüm ritmi öldü adeta. Bunun karşılığını hücumda da almaya başlayınca öne geçmeyi başardık. Sadece savunma ribaundlarını almakta zorlandığımız pozisyonlar oldu ama yine de Arroyo'nun attığı üçlükle birlikte devreye 47-40 önde girmeyi başardık. İlk yarıda 47 sayı bulmamıza rağmen sadece 2 asist üretebilmiştik. Belki ilk çeyrek biraz zorlama atışlara kalmış olabiliriz ama ikinci çeyrekteki oyunumuz yanlış değildi. Zaten bu bölümde çokça savunma kaynaklı sayı da attık. İkinci çeyrekteki tek olumsuz nokta ise Hairston'ın sakatlanması ve sonrasında kendisini denese bile oyuna dönemeyecek olmasıydı. Açıkçası bu durumla birlikte ikinci yarının büyük bölümü de ikinci çeyrekteki oyunumuzdan daha çok ilk çeyrektekine benzedi maalesef.

Aslında üçüncü çeyreğin ilk bölümündeki oyunumuz fena değildi. Savunma direncimiz iyi seviyedeydi ancak bu dakikalarda Maccabi üst düzey bir takım olmasının farkını ortaya koyarak zorlandığı hücumlarda bile el üstü isabetler bulmayı başardı ve oyuna tutundu. Bizde ise özellikle Sinan'ın kaçan boş turnikesi ve devamında yaptığı faulle 4. faulünü almış olması maçın dönüm noktalarından biriydi. Çok daha iyi sonuçlandırmamız gereken üçüncü çeyrekte Maccabi oyuna ortak olmayı başardı ve son bölüm öncesi farkı ikiye indirdi. Maçın final periyodunda da oyun bir süre ortada gitti. Maccabi'nin Hickman'ı hücumda çok iyi kullanması ve Ender&Cenk ikisinin de onun karşısında durmakta zorlanması bizim açımızdan sıkıntı oldu. Tüm bunlara rağmen yine de ekstra dış atışlar, bireysel sorumluluk almalar derken son 5 dakikaya 74-72 önde girmeyi başardık. Fakat işte bu dakikadan sonra işler bizim için iyice kötü gitmeye başladı. Hairston'ın sakatlıktan ötürü, Sinan'ın da 4 faulden ötürü kenarda olduğu dakikalarda Maccabi yine Hickman'ın önderliğinde hem potaya giderek hem dışarıdan bulduğu atışları yüzdeli sokarak çok kısa süre içinde 12-0'lık bir seri yakaladı ve birkaç dakika içinde 10 sayı öne fırladı. Takım zaten yorulmuşken ve böyle bir seri yemişken üstüne Arroyo da hafif bir sakatlık yaşayıp kenara gelince maç fiilen bitmiş gibi oldu maalesef. Son dakikalarda maç boyu kötü oynayan Cenk'in 2 tane üçlük isabeti bulması umutları biraz yeşertmiş gibi olsa da o mucizevi geri dönüşü yapamadık ve karşılaşmadan 90-84 mağlup ayrıldık. 

Maçın ana hikayesi bu biçimde oldu. Oyuna iyi ve istediği gibi başlayan Maccabi karşısında kötü oynasak bile ekstra atışlarla da olsa oyuna tutunabilmek pozitif bir noktaydı bizim adımıza. Sonrasında bizim iyi oyunumuz ve skordaki üstünlüğümüz üçüncü çeyreğin ortalarına kadar sürdü ancak bu bölümde de Maccabi işler çok istediği gibi gitmese de bir şekilde oyunun içinde kaldı. Bizim ilk çeyrekteki duruşumuzu onlar yaklaşık bir buçuk çeyrek boyunca gösterdiler ki TOP 16 seviyesinde bunlar normal, Maccabi gibi takımlara karşı maç koparmak o kadar kolay olmuyor. Sonrasında oyuna tutunan Maccabi özellikle Ender ve Cenk'in savunma zaaflarına yüklenip Hickman'ın penetreleri ve takımın genel dış şut isabetleriyle birlikte galibiyet hamlesini yaptı. Bizde ise daralan rotasyon ve zaten eksik sayılacak takımın maç içinde daha da eksilmesi bir zaaf oldu şüphesiz. Ayrıca sahada kalan her oyuncu da elinden gelenin en iyisini yaptı diyemeyiz, başta Cenk olmak üzere. Açıkçası Arroyo&Ender'in zaman zaman savunma zaafı yaratma kredileri var, çünkü bu adamlar yeri geldiğinde hücumdaki liderlikleriyle maç kazandırıyorlar ama Cenk'in savunmada bu kadar aksamaya hakkı yok diye düşünüyorum. Zaten hücumda genellikle sabit şutörlükten çok öteye geçmezken savunmaya da yeterli enerji saklayamaması olmadı, hele Hairston'ın sakatlandığı bir günde hiç olmadı. Tabi maçın kopma anlarından biri de Sinan'ın kaçırdığı turnikeydi. Belki tek bir pozisyon üzerinden çok fazla anlam çıkarmak her zaman doğru değil ama momentumun tam olarak bize geçeceği bir an olacakken kaçan bu turnikeden sonra Sinan'ın 4. faulünü yapması, rakibin çizgiye gelip açılacak farkı kapatma şansı bulması ve Sinan'ın faul problemine girip kenara gelmesinden ötürü takım savunmasının düşmesi gibi pek çok olumsuz sonuç doğdu. Üçüncü çeyrekte rakip ekstra atışlarla oyuna tutunurken bizim böyle basit bir pozisyon sonucunda avantaj kaybetmemiz, hele TOP 16 seviyesi için affedilmez bir nokta oluyor tabi. Son çeyrekte de rakibe cevap verecek hamleleri yapamadık takım olarak ve bizim için acı bir tecrübe oldu bu mağlubiyet..

Rakamların ya da istatistiklerin çok üstünde durmak bu maç için bence gereksiz. Burada tek dikkat çekecek şey belki de 90 sayı yemiş olmamızdı ama savunmamız için en temel 2 adamdan biri hiç yokken diğeri de sakat sakat ancak idare edecek kadar oynarken savunmanın bir noktadan sonra aksaması kaçınılmaz. Ancak burada özellikle son çeyrekte Ergin Ataman'ın da hamle yapmakta eksik kaldığını düşünüyorum, belirtmeden geçemeyeceğim. Çünkü o savunmanın düşmesinde özellikle Ender&Cenk ikilisinin Hickman karşısında birebirde yenilmeleri etkili oldu. Bu kısım uzun oyuncularımızın eksikliğiyle direkt açıklanamaz. 4 faulü olsa bile yine de risk alarak Sinan'ı yeniden oyuna dahil edebilirdik. Ya da hiç olmazsa Göksenin denenebilirdi. Normalde Ergin hoca bu tarz aksayan parçalar olduğunda hamle yapmakta asla geri adım atmaz ama bu maçta niye böyle bir zaafiyete izin verdi anlamadım. Eğer kenardaki bu isimlerin hücuma geçince sahadakiler kadar etkili olamayacağını düşündüyse de yine hata yaptı bence. Daha önce de demiştim, hücumumuza ne kadar güvenirsek güvenelim bizim savunmayı ikinci plana ittiğimiz sürece başarılı olma ihtimalimiz düşük.. Dün de bunun bir örneği yaşandı sanırsam. Neyse sonuçta 14 maçın sadece 1 tanesi geride kaldı. Belki haftaya gideceğimiz Real Madrid deplasmanından da çok birşey bekleyemeyiz ama dünkü gibi kadro zaafiyetleri yaşamadığımız sürece bu grupta iddialı olabileceğimizi ve hedeflediğimiz başarıları kovalayabileceğimizı gördük diye düşünüyorum. Evet, içeride Maccabi'ye yenilmek kötü oldu ama dünyanın sonu gibi de göremeyiz bunu.. Özellikle üçüncü hafta içeride oynayacağımız ve grupta direkt rakibimiz olan Kuban maçı iddiamızı yeniden göstermek adına önemli bir fırsat olacak. Bu maçlık geçmiş olsun diyelim..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0