THY Euroleague | Belgrad'da kritik zafer!
THY Euroleague'de son 8 hedefini kovalayabilme anlamında tamam ya da devam niteliği taşıyan maçta Belgrad'da Partizan'a konuk olan Galatasaray Liv Hospital rakibini 78-70 yenmeyi başardı ve iddiasını korumuş oldu. Yaklaşık 14 bin seyircinin önünde ve zor bir atmosferde maça çıkan takımımız ilk çeyrekte özellikle savunmada aksadı ancak ikinci çeyrekte kenardan gelen oyuncuların katkısıyla birlikte toparlayıp rakibini geçti ve maçın geri kalanını hep önde götürerek kritik bir galibiyete imza attı. Euroleague'de kendi adına sezonun en iyi performansını veren Domercant 18 sayıyla en skorer ismimiz olurken Arroyo 16 sayı, Furkan da 9 sayı - 6 ribaund - 6 blokla galibiyette öne çıkan diğer isimler oldular.
Bu önemli karşılaşmaya Partizan bize göre daha hızlı başladı. Hücumda boyalı alanı etkili kullanan ve bizim yaptığımız top kayıplarını iyi değerlendiren rakibimiz 8-2 öne fırlarken daha sonrasında Arroyo'nun liderliğinde biz bir seri yakalayarak öne geçtik. Buna rağmen Partizan hücumlarını durdurmakta zorlanınca ve rakip oldukça yüzdeli hücum edince ilk periyodu 26-22 önde geçtiler. Partizan'dan bir çeyrekte yenilen 26 sayı açıkçası fazlaydı, ancak oyunun temposu onların istediği gibi gitse de farkın çok fazla açılmasına izin vermemek bizim adımıza olumluydu. İkinci periyot ise maçın gidişatını değiştirdiğimiz ve ipleri ele aldığımız bölüm oldu. Kenardan gelen Ender, Sinan ve Furkan özellikle savunma enerjisini oldukça yukarı çektiler. Furkan pota altını karartmak tabirinin hakkını verirken Sinan da dış savunmada Bogdanovic'i çok iyi yavaşlattı. Hücumda ise Ender daha çok hazırlayan isim olurken Domercant ise bulduğu kritik isabetlerle bilirkte sorumluluk aldı ve fark yaratmaya başladı. Periyodun ortalarında öne geçen takımımız bu ivmesini korurken farkı 8'e kadar da çıkarmayı başardı, soyunma odasına ise 43-37 önde gitti. Domercant devreyi 10 sayıyla kapatırken Arroyo 8, Macvan 7 sayı üretmişti. İkinci yarıya Partizan 4-0'lık seriyle girip farkı eritir gibi oldu ancak özellikle Arroyo'nun akıllı oyunuyla sahada sakin kalıp 9-0'lık bir seriyle cevap verdik. Bu dakikalarda farkı açabilecekken rakipte Tepic'in üst üste bulduğu isabetler onları maçın içinde tuttu ve oyun ortada gitmeye devam etti. Ancak çeyrek bitmeden Domercant'in attığı çok zor bir üçlükle birlikte bu bölümü de 62-53 önde geçtik. Final periyodunun ilk 5 dakikasında Ender'in iki üçlüğü haricinde üretim sağlamakta zorlanırken Partizan ise Bogdanovic'in etkili oyunuyla maça tutunmayı başardı. Savunmamız çok düşmese bile hücum etkinliğimiz biraz azalınca dar rotasyonla oynayan rakibe karşı maçı koparmak kolay olmadı bizim açımızdan.. Son 3 dakikaya 5 sayı farkla önde girerken maç hala ortada gibi gözüküyordu bir parça, ancak burada sahneye Carlos Arroyo çıktı. 2 hücumda üst üste bulduğu dış atış isabetleriyle birlikte bir anda farkı 11'e çıkaran Carlos, sıkışmış maçın düğümünü çözen adam oldu ve karşılaşmadan 78-70 galip ayrıldık.
Maçın ilk çeyrek ve geri kalan süreçte farklı seyirler izlediğini söyleyebiliriz. İlk 10 dakikada 13/15 sahaiçi isabetiyle tam 26 sayı buldu Partizan. Genç bir oyuncu grubuna sahip olmasına ve rotasyon darlığına rağmen düzenleri gayet oturmuş, sert ve dinamik bir takım olduklarını söyleyebiliriz. Biz ise bu ilk çeyreği çok fazla hasar almadan atlattıktan sonra özellikle rotasyon elemanlarının devreye girmesiyle birlikte maçın gidişatını değiştirmeyi başardık ve bu gidişat ufak tefek seriler haricinde aslında maç sonuna kadar da sürdü. Özellikle Furkan'ın pota altına getirdiği sertlik önemli derecede fark yarattı, tam 6 blok yaptı bu maçta 22 yaşındaki uzunumuz.. Macvan bu anlamda ona yardımcı olurken Bonsu ise uzun süre istenen katkıyı veremedi boyalı alanı korumakta.. Buna rağmen savunmada kompakt bir şekilde dizilen, çok iyi yardımlaşan ve ribaundlarda da çok ezilmeyen takımımız gerekli sertliği oluşturdu. İlk çeyrekte 26 sayı atan Partizan geri kalan 3 çeyrekte 44 sayı bulabildi. Tabi savunma kadar işin hücum kısmı da oldukça önemliydi ve bu maçta rotasyon yapabilmenin ne kadar önemli olduğunu tekrardan gördük hücumla ilgili olarak.. Ender'in kenardan geldikten sonraki iyi oyunun yanısıra Sinan'ın ona destek olabilmesi ve Domercant'in bu ikiliyi skor yönünden tamamlamasıyla ikinci çeyreğin büyük bölümünde Arroyo kenarda oturabildi. Ender maçı toplam 10 sayı - 6 asistle tamamlarken üstüne düşeni yine yaptı. Domercant ise çok yüzdeli olmasa bile 18 sayılık bir katkı vererek bu maçta takımın aradığı patlayıcı skorer oldu ve adeta gözlerimizin pasını sildi. Tüm bunlar olurken de oyun Arroyo'ya çok fazla kalmadı. Furkan'ın ve Hairston'ın 9, Macvan'ın da 7 sayılık bir katkı verdiği bu günde skor dağılımını da fena yapmamış olduk. Yine de maçta son sözü söyleyen de Arroyo'ydu. Maç genelindeki rotasyon ve ekstra katkılar fena olmasa da son çeyrekte takımın yorulması hücumda üretimi sınırlandırdı. Sayı bulmakta zorlanırken, Partizan da bundan faydalanıp bir şekilde maçın içinde kaldı. Ancak son 3 dakika içinde Arroyo üst üste bulduğu üçlük isabetleriyle kapıyı kapatan isimdi. Bu maça kadar TOP 16'da ortalama 35-36 dakika sahada kalan Porto Rikolu yıldız dün ise 29 dakika oynadı ve bu da muhtemelen maçın sonunda o bitirici hamleyi yapmasına yardımcı oldu.
Kombank Arena'dan alınan bu kritik galibiyetle birlikte TOP 16'nın ilk yarısı da sonlanmış oldu bizim adımıza.. İlk bölümü beklentilerimizin biraz altında geçtik açıkçası. Fire vermeden, mutlaka kazanmamız gereken 3 maçı(Bayern, Zalgiris, Partizan) kazanmış olsak da hedef maç veya favori çıkmadığımız maç olarak nitelendirebileceğimiz karşılaşmaların hepsinde kaybettik. Bu maçların 3'ünün içeride olması bizim adımıza üzücüydü tabi, özellikle Kuban yenilgisi kaldırması zor bir mağlubiyet olmuştu. Ancak bu maçların hepsini de son dakikalarda kaybetmiş olmak ve Real Madrid deplasmanı da dahil olmak üzere rakip kim olursa olsun maçlara hep ortak olabilmek de önemliydi. Belki şu ana kadar istediğimiz kadar sayıda galibiyet alamadık, ama hep iyi mücadele gösterdik. Ve daha iyisini yapabileceğimizin sinyallerini de verdik. Bunun yanına TOP 16'nın geri kalanı için şu an oynayan isimlerin iyice form tutabilmesi, Marko&Ersin ikilisinin takıma dönmesi hatta belki Engin'i işin içine dahil edebilme gibi olasılıkları da düşününce son 8 için iddiamızı sürdürdüğümüzü de söyleyebiliriz. Tabi bu anlamda Kuban deplasmanı bizim için çok belirleyici olacak ancak oraya kadarki 2 maçta da hem kadro olarak, hem oyun olarak daha iyiye gidip araya da 1 galibiyet daha sıkıştırabilirsek(Maccabi(d), Real Madrid) çok güzel olacak. Sonuçta işimiz hala zor, bunu hep diyoruz ama dünkü Partizan maçını kazanmamız iddiamızı korumak adına iyi oldu. Ve hala söyleyecek bir sözümüz olduğunu da gösterdi, malum biz bitti demeden bitmiyor!
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.