STSL | Benim hala "Umut"um var..

Süper Lig'de bitime iki hafta kala Gençlerbirliği'ni evinde ağırlayan Galatasaray, ilk yarısını 2-0 geride kapattığı karşılaşmanın ikinci yarısında müthiş bir geri dönüş yaparak sahadan 3-2'lik galibiyetle ayrılarak 3 puana uzandı. Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılımı sağlayacak olan lig ikinciliği konumu için sahadan mutlak 3 puanla ayrılması gereken Roberto Mancini'nin öğrencileri, adeta iki farklı yarıya imza attı. Galatasaray'a galibiyeti getiren goller Burak Yılmaz, Ahmet Çalık (kk) ve Umut Bulut'tan gelirken, konuk ekibin gollerini Oktay Delibalta ve Ermin Zec kaydetti. 

Geçtiğimiz hafta Muslera'nın yaşadığı sakatlık nedeniyle karşılaşmaya kalede Ufuk Ceylan, savunmada Veysel Sarı - Hakan Balta - Semih Kaya ve Alex Telles, orta alanda Felipe Melo - Yekta Kurtuluş - Selçuk İnan - Izet Hajrovic, hücumda ise Wesley Sneijder ve Burak Yılmaz ilk onbiri ile çıkan Galatasaray, ideal dörtlü savunmasının dışına çıkmasının yanı sıra son haftalarda form grafiği yükselen ideal orta saha düzeniyle sahaya çıktı. Hücumda ise her geçen hafta daha iyi oynamaya başlayan Izet Hajrovic ve sezon başından beri takımın en iyi isimlerinden birisi olan Wesley Sneijder'i ön alana koyan İtalyan teknik adam tek forvet tercihinde de Burak Yılmaz dışında başka bir ismi tercih etse tartışılabilirdi. Hücum rotasyonu anlamında Mancini'nin tercihlerini doğru kabul ederken, aynı düşünceyi savunmada söylemek zor görünüyor. Daha önce defalarca tanık olduğumuz üç merkezli savunma kurgusunu sahaya yansıtıp, Telles - Sabri bekleriyle hücumu ve savunmayı daha dengeli yapabilirdik. Ancak böyle bir tercihte bulunmak yerine Mancini kupa finali öncesinde takımın en çok ihtiyacı olan galibiyet moral motivasyonunu ve Şampiyonlar Ligi vizesini riske atmayı uygun gördü. İtalyan teknik adam ilk yarım saatin ardından takıma müdahalelerde bulundu ve galibiyeti elde edecek en doğru formasyona döndü. Ancak burada en büyük sıkıntı, ilk 12 dakikada savunma arkasına atılan toplarda kalemizde gördüğümüz iki gol olmuştu. Jimmy Durmaz ve Oktay Delibalta gibi savunma arkasına süratle sızabilen, Hakan - Semih gibi ağır tandemin kademeye girmekte zorluk yaşayacağını öngöremedi İtalyan. 30 dakikalık bölümün ardından Veysel'i kenara alan, Umut'u oyuna sürerek çift forvete dönen Mancini, istediği reaksiyonu göremedi. İlk yarıda mücadele ve istekten yoksun bir şekilde sahada yer alan Galatasaray, ilk on dakikalık bölümde kalesinde gördüğü 2 golün ardından tribünlerden de tepkilerin gelmesiyle ufaktan bir toparlansa da sahaya gerçek dönüş ikinci yarıda gerçekleşti.

Soyunma odasına 2-0 geride giden Mancini'nin öğrencileri, taraftarın da pek fazla ilgi göstermediği karşılaşmada protesto ıslıklarıyla karşılaştı. İkinci yarı öncesinde Hajrovic'in yerine Chedjou'yu oyuna süren Mancini, bir üst paragrafta dile getirdiğimiz savunma/hücum dengesini sağlamayı kısmen başardı. İkinci yarının başlangıcında mücadele etmeyi, koşmayı ve savaşmayı akıl eden takımımız, beş dakikada rakibi baskı altına alarak taraftar desteğini de arkasına almayı başardı. Artık takım mı tribünü, tribün mü takımı ateşledi bilinmez ama ön alanda rakibe basan, ısıran, savaşan, mücadele etmekten korkmayan bir Galatasaray görüntüsü çizilince tribünün de reaksiyonu aynı doğrultuda gerçekleşti. Chedjou'nun oyuna girmesiyle birlikte Hakan - Chedjou tandemini savunmanın merkezine, Semih'i de sağ tarafa çeken Mancini sol kanatta Telles'i ağırlıklı olarak ofansif bek gibi kullanmayı hedefledi ve bu hamlesinden yanıt alabildi. Orta alanı Yekta ve Selçuk ile kontrol altına alan, Gosso'nun sakatlanıp kenara gelmesiyle tek hakim konumuna gelen Galatasaray, savunmasında zaman zaman açıklar verse de Chedjou ve Hakan'ın kademe anlayışı ile bu tehlikelerin büyümesini engelledi. Gençlerbirliği hızlı hücum organizasyonlarını fazlasıyla iyi yapan bir takım, keza savunmanın arkasına atılan her topa koşan Oktay ve Jimmy Durmaz içe kat edip rakip kalede tehlike yaratma konusunda ligin belli başlı oyuncuları arasında gösterilebilir. Son 8 haftada elde ettikleri 6 galibiyet - 1 beraberlik ve 1 mağlubiyette aslında hücum anlamında ne kadar tehlikeli bir rakip olduklarının göstergesi olarak yorumlanabilir.

İkinci yarıya savaşarak, koşarak ve mücadele ederek başlayan Galatasaray, ilk 15 dakikanın sonunda baskısının karşılığını aldı. Geçtiğimiz hafta Elazığ deplasmanında da bir takip golü atan Burak, dün akşam tecrübesini konuşturdu ve Telles'in vuruşunda savunmadan seken topu tamamlamayı başardı. Altı pasın içinde dönerek genelde kalecinin veya üst direğin üzerine vuran Burak, bu sefer doğru noktaya vurmayı başardı ve farkı bire indiren golü kaydetti. Bu dakikanın ardından sağlı sollu gelen ve rakibi kendi yarı alanında abluka altına almayı başaran Galatasaray, beraberlik golünü de Burak'ın pozisyon takibiyle devam etti. Telles'in bir önceki pozisyonda olduğu gibi başrolü oynadığı pozisyonun devamında Selçuk ve Semih'ten seken topa Burak kale ağzında dokundu ve Gençlerbirliği'nin genç oyuncusu Ahmet Çalık'ın ters vuruşuyla Arena'da eşitlik sağlandı. Maçın ilk 15 dakikasında kalesinde iki gol gören Mancini'nin öğrencileri, ikinci yarının ilk 20 dakikasının ardından eşitliği sağlamayı başardı. 63'den sonra oyun adeta yeniden başladı ve bu dakikadan sonra konuk ekibin demoralizasyonunun yanı sıra Galatasaray'ın kendisine yakışan oyunu ortaya koymasıyla birlikte taraftar da takımın yanında olmaya başladı. Son 20 dakikaya girilirken, sarı kartı olmasına rağmen amaçsız fauller yapan Yekta'nın yerine Sabri Sarıoğlu oyuna girerken, orta alanda Selçuk - Melo - Sneijder üçlüsüne dönüş yapıldı. Savunmada ise Hakan-Semih-Chedjou üçlüsünün kenarlarında solda Telles, sağda Sabri ile hücuma sık sık bindiren bir takım haline döndük. Sneijder, Burak ve Melo ile üç fırsatı değerlendiremeyen takımımız, maçın son dakikalarına girilirken Sabri'nin sol ayağıyla uzak direğe kestiği ortaya Umut'un takipçiliği eklenince 3 puanı getiren 3.gol gelmiş oldu ve bu gol 90+3'te gelince Arena tabir-i caizse bayram yerine döndü. Kazanmak, kaybetmek ayrı bir olgu ancak bu şekilde geri dönüş yaparak kazanmak, bu galibiyetin Şampiyonlar Ligi vizesinin kapılarını bir adım daha sağlamlaştırması ve takımın "Aslında yapabiliriz" mesajını kendi içinde yer etmesi önemli esas kabul edilebilir. Sezon sonu için ve gelecek sezonda Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan grup aşamasında katılmak için umut hala var.. Galatasaray adının olduğu her yerde olduğu gibi!

Son paragrafı da taraftara ayırmak lazım. Şampiyonluk gitti, doğrudur. Ancak takımın Şampiyonlar Ligi hedefi halen devam ediyor ve bu konuda ezeli rakibi Beşiktaş ile neredeyse puan puana mücadele veriyor. Yani bitime üç hafta kala Ali Sami Yen Arena'da neredeyse 15bin kişinin olmasının bir izahı yok. Evet, bu sene işler kötü gidiyor. Evet, takımın ne oynadığı belli değil veya ortaya konulan mücadele tatminkar değil. Buna da kabul.. PassoLig uygulamasının sadece kombine sahibi olmayan taraftarlara uygulandığı bir mücadelede, sezon başında 47bin kombine satan Galatasaray'ın dün neredeyse "hedef" olarak nitelendirebileceği bir maçı boş tribünlere oynamasının herhangi bir izahı yok. Maçın bitimine 10 dakika kala tribünlerden yükselen "Mancini ve yönetim istifa" tezahüratlarının da bir anlamı yok. Takım geri dönmüş, rakibi abluka altına almış ve atılacak bir gol 3 puanı getirecek ancak tribünün takımın arkasında olmasından ziyade takımın karşısında olması açıklanabilecek bir nokta değil. Yönetimlerden, isimlerden memnun değilsek elbette istifaya davet edilir ancak bunun sırası takım 2-0'dan geriye dönüp 2-2'e getirmişken değil. Maç bitsin, oyun bitsin. Sonra hep birlikte istifaya davet edelim.. Ancak, hafta içi bir kupa maçı oynayacağız. 10 yıldır kazanamadığımız, 3 yıldır çeyrek final aşamasına bile çıkamadığımız. Takıma sahip çıkalım.. Sezon sonu nasıl olsa oturur, konuşuruz. Ama önce takım. Herşeyden önce takım!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0