FFP'nin yeni dönemde Galatasaray'a etkisi..

UEFA'nın uzun bir süre dile getirdiği Finansal Fair Play (FFP) sezon sonu itibariyle, yeni sezonda geçerli olmak üzere nihayet yürürlüğe girdi ve ilk yaptırım uygulanan kulüplerden birisi Galatasaray oldu. Galatasaray'a kulüp bazında verilen 200bin euroluk ceza her ne kadar çok ciddi görünmese de, Ünal Aysal ve ekibinin yönetmelik kapsamında yer alan maddelerle UEFA ile pazarlığa oturması aslında verilen cezanın içeriğini belirledi. FFP hakkında UEFA tarafından her sezon başında yayınlanan güncellemelerde bu sezon "anlaşma" maddesi aslında kulüplere de bir nevi savunma hakkı tanıyor. Ancak transfer döneminin resmi olarak başlamasına sayılı günler kala, FFP'nin yeni dönemde Galatasaray'a etkisi sadece verilen 200bin euroluk ceza ile sınırlı kalmayacak.

FFP yönetmelikleri kapsamında her ne kadar kulüp başkanlarının bütçelere para aktarması yer almasına karşın bu kuralın ihlalini sağlayacak olan "Başkanın şirketi sponsor olur." tezine karşın UEFA yetkilileri önlemlerini taslak aşamasında almıştı bile; Fair-Value. Peki nedir bu? Fair-value denilen kavram aslında bir nevi FFP'nin alt metni gibi okunabilir. Bir kulübün sponsorluk/reklam anlaşmalarında diğer şirketlerle yaptığı anlaşmalar dikkate alınıyor. Forma sponsorluğuna bir yıl önce 10milyon, bir yıl sonra 100milyon euro alıyorsanız UEFA bunu kabul etmiyor ve 10 milyon euro olarak bütçenize ekliyor. Stadınızın isim hakkını satarken, reklam panolarına sponsor alırken veya bir tribünü 5milyon euroya satıp, karşı tribünü 200milyon euroya satamazsınız. PSG'nin Arap şeyhleri tarafından satın alınmasının ardından Katar Turizm ile yaptığı ve dünyada eşi benzeri bulunmayan yıllık 200 milyon euro değerindeki sözleşmenin kağıt üzerinde herhangi bir sıkıntısı görünmüyor. Aynı anlaşmanın daha küçüğü (yıllık 60milyon euro) Manchester City'nin reklam gelirleri hanesinde yazıyordu, ancak yönetmelikte yer alan fair-value iki takımın böylesine büyük bütçeli reklamlarının hesaplanmasında önemli bir faktör oldu.

FFP'NİN ETKİSİ: MAAŞ BÜTÇESİ KONTROLÜ

Geride bıraktığımız sezon mali tablolarında -4.3 milyon euro değerinde bir sapma gerçekleştiren Galatasaray için UEFA'nın vermiş olduğu maddi para cezasının herhangi bir önemi yok. Galatasaraylı yöneticilerin bir hafta sonu İsviçre'ye yaptığı çıkartma sonrasında gerçekleştirilen görüşmelerde bu sapmanın aslında döviz farkı olduğu ve ülkedeki dövizin önlemez yükselişi sonrasında alınan banka kredisiyle borcun %75lik kısmının TL'e çevirildiğine dikkat çekildi. UEFA tarafından verilen 200bin euroluk cezanın da gelecek sezon Avrupa Kupaları'nda elde edilecek olan gelirlerden düşülmesine karar verildi. Yani bu şu anlama geliyor; Şampiyonlar Ligi'ne ayak bastı parası olan 9 milyon euro alacak olan Galatasaray, aldığı para cezasından dolayı 8.8 milyon euro alacak.

2014 yılının ilk yarısı kabul edilen Ocak-Haziran döneminde Avrupa'nın futbol piyasasına maddi konularda yön verdiği kabul edilen Delotte Futbol Ligi ve Forbes Avrupa Ligi'ne ilk kez 16. sıradan giriş yapan Galatasaray, aslında üç yıl içerisinde hem maddi hem de sportif anlamda geldiği noktanın ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. 2 sezondur Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden ve bu sezon şampiyon Fenerbahçe'nin men cezası nedeniyle ikinci olmasına karşın doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne katılacak olan Galatasaray, saha içerisinde aldığı başarılı sonuçları finansal tablosuna da eklemeye devam ediyor. Türk Telekom ile sona eren forma sponsorluğu anlaşması sonrasında dünyanın en büyük firmaları ile görüştüğü bilinen kulübün, buradan elde edeceği gelir FFP tablosunda da gelir kalemine büyük bir artı olarak yazılacak. Ancak dikkat edilmesi gereken, spor basınının ve Galatasaray taraftarlarının da unutmaması gereken bir detay var: UEFA sadece para cezası değil, 2 yıl boyunca maaş bütçesinin de kontrolü uygulamasında karar kıldı. Peki bu ne demek oluyor? Kısaca söylemek gerekirse, gelecek sezon futbolculara ödenen bedellerin toplamı, geride bıraktığımız sezondan fazla olamaz.

2013-14 GALATASARAY: 49.5 MİLYON EURO

Geride bıraktığımız 2013-14 futbol sezonunda kadrosunda 31 futbolcu bulunduran Galatasaray, teknik direktör Roberto Mancini dahil olmak üzere yıllık maaş ödemesi olarak toplamda 49.5 milyon euro'luk ödeme yaptı. Bu ödemelerin önemli bir kısmını yıllık 6 milyon euro ödenen Didier Drogba ve 5 milyon euro ödenen Wesley Sneijder sağlarken, devre arasında gerçekleştirilen transferlerin sadece 6 aylık ödemelerinin gerçekleştiğinin altını çizmek gerekir. UEFA'nın bu sezon uygulamaya ve cezaları kesmeye başladığı FFP kapsamında Galatasaray'ın maaş bütçesi kontrolünde -/+5 milyon euro'luk bir sapma hakkı bulunuyor. Bu durum, yaz transfer döneminde gerçekleştirilecek olan oyuncu transferleri öncesinde maaş bütçesini denge altına alabilmek adına önemli bir kıstas olarak görünüyor. Galatasaray eğer büyük bir transfer yapmak istiyorsa, önce maaş dengelerini iyi ayarlamak zorunda. Ünal Aysal ve ekibinin maaş bütçesini dengelemek konusunda en büyük avantajı ise, yıllık 6 milyon euro maliyeti olan Didier Drogba'nın takımdan ayrılmış olması. Ancak hem ligde, hem Avrupa'da başarı hedefleniyorsa önemli oyuncuların takıma katılması gerekebilir, ki bunda da maaş bütçesine 4-5 milyon euroluk bir hamle gerekecek.

Oyunculara ödenen bonservisler kapsamında herhangi bir sınırlama yok, ancak oyunculara ödenen imza bedelleri de yıllık maaş bütçesinin içerisinde bulunuyor. Bu kapsamda gerçekleştirilecek olan transferlerde veya sezon öncesi transfer beklentisi kapsamında Galatasaraylıların göz ardı etmemesi gereken oldukça önemli noktalar var. Takımdan ayrılacak her oyuncu maaş bütçesine gelir kalemi olarak yazılırken, transfer edilen her oyuncunun alacağı imza ücreti maaş bütçesine eksi olarak yazılıyor. Gerçekleştirilen sözleşme yenilemeleri de hesaplamalara katmak gerekecek. Kısacası, Galatasaray'ın bu sezon öncelikli olarak oyuncu transferinden ziyade hem yabancı kontenjanı, hem de maaş bütçesi kontrolü kapsamında oyuncularını satması ön plana çıkacak gibi görünüyor. Yaz aylarındaki transfer döneminde elimizde kağıt - kalem dolaşacağız anlaşılan..