UCL | Şut atmadan kazanamazsın..

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yeni sezonun ilk maçında Belçika temsilcisi RSC Anderlecht'i evinde ağırlayan Galatasaray, rakibi karşısında baştan sona oyunun kontrolünü elinde bulundurmasına karşın hücumda istediği fırsatları yakalayamadı. Rakibi karşısında 52.dakikada Praet'in golüyle geriye düşen Cesaré Prandelli'nin öğrencileri, karşılaşmanın son dakikasında Aurelien Chedjou'nun bireysel yetenekleriyle hazırladığı ve Burak Yılmaz'ın altı pasın üzerinde golle sonuçlandırdığı pozisyonla sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Grubumuzdaki diğer mücadelede ise Dortmund evinde ağırladığı Arsenal karşısında sahadan 2-0 galip ayrıldı.

RSC Anderlecht karşılaşmasında Muslera, Veysel - Chedjou - Semih - Telles, Melo - Dzemaili - Selçuk - Sneijder, Burak ve Pandev onbiriyle sahaya çıkan Galatasaray, rakibi karşısında oyunu kontrol altında tutmak istese de genç oyunculardan kurulu Belçika temsilcisi dinamizi ile oyuna ortak olmayı başardı. Prandelli'nin orta alanı mücadele gücü ve pas tekniği yüksek oyuncularla kurmasına karşın, oyunu bir türlü final paslarıyla hücum alanına taşımakta sorun yaşayan Galatasaray ev sahibi olmanın da avantajını kullanarak rakibi karşısında bekleriyle de hücuma çıkmasına karşın Belçika ekibinin hızlı ataklarında savunmasında önemli boşluklar bıraktı.  İlk yarının başında -7.dakika, Dzemaili'nin sağdan bindirip içeriye ortası- ceza sahası içerisinde Burak Yılmaz, ceza sahası çizgisi üzerinde serbest vuruşta Selçuk İnan'ın pozisyonu dışında herhangi bir gol girişimi bulunmayan Galatasaray, özellikle savunmada yapılan hatalarla rakibine bol pozisyon hazırladı. Özellikle savunmanın solunu -Telles- sık sık kullanan konuk ekip tecrübesiz olmasının da etkisiyle bulduğu fırsatları değerlendiremezken Galatasaray adına da bu pozisyonları "şans" pozisyonu olarak değerlendirmemiz mümkün olacak.

İkinci yarının başında taraftarın TFF'e tepkisiyle birlikte oyuna hızlı başlayan taraf yine konuk ekip Anderlecht oldu. İlk beş dakikada rakip üzerinde üstünlük kuramayan Galatasaray, savunmada az adamla yakalandığı bir pozisyonda Praet'in düzgün vuruşunda topun ölü noktaya gitmesiyle geriye düştü. Belçikalı oyuncunun ceza sahası yayı üzerinde yerden sert vuruşunda direğin içine çarpıp, ağlarla buluşunca Ali Sami Yen Arena'da tüm dengeler tersine döndü. Topa sahip olan, rakibin savunmaya gömülerek hızlı oyuncularla hücuma hareketlenmesi nedeniyle orta alanı tek başına ele geçiren takımımız hücumda rakip kalede etkili olamamaya devam etti. Savunmasında açıklar veren takımımız golden sonra 5 dakika içerisinde kalesinde iki pozisyon gördü. Mitrovic'in ceza sahası içerisinde beceriksizliği ve günün etkili isimlerinden Najar'ın çaprazdan şutunda Muslera'nın kontrolü sonrasında son 30 dakikaya girerken oyunun tek hakimi Galatasaray oldu. Ev sahibi avantajı, 1-0 geride olmanın getirdiği riskleri gözardı etmek, mutlak gol ihtiyacı derken oyunu tam anlamıyla rakip yarı sahaya taşıyan Galatasaray'ın aradığı golün gelmesi oldukça uzun sürdü. Bunda en büyük etki, hiç kuşkusuz ceza sahasına kapanan Belçika ekibi oyuncularının yanı sıra kaleye şut çekmekten korkan bir oyuncu grubunun sahada olmasıydı. Ceza sahasına giren ve altı pasta kaleye şut çekmek yerine pas çıkartan Burak Yılmaz, sağ kanattan içeriye girmesine rağmen yerden kesmek yerine orta açan Veysel, ceza sahası üzerine 5 oyuncuyla etten duvar ören Anderlecht savunması oldu. Galatasaray'a beraberliği getiren gol, oyuna girdikten sonra kanatlarda müthiş hareketlilik kazandıran Bruma - Tarık ikilisinin yanı sıra, son dakikada kornerde geriye dönmeyen 'sezonun transferi' Chedjou'nun mücadeleciliği ve takipçiliğiyle geldi. Chedjou önce savunma oyuncusuyla birebir mücadeleye girdi, sonra sol çizgiye indi ve maç boyunca Veysel'in yapamadığını yapıp altı pasın içindeki Burak'a aktardı. Burak en iyi yaptığı şeyi yaptı, tek vuruşla topu ağlarla buluşturdu. Gecenin özetini söylemek gerekirse; Son dakikada gelen beraberlik golü sonrasında Galatasaray taraftarı golü atan oyuncusunun adını haykırmak yerine, oyuncusunu ıslıkladı

Prandelli'nin öğrencileri 90 dakika boyunca rakip kaleye 14 şut çekerken, bu şutların yalnızca 3'ü kaleye isabet etti ve 1'i gol oldu. Belçika ekibinin kalesinde bugüne kadar 90 dakika forma giymeyen 3.kaleci olan 1994 doğumlu Davy Roef olmasına rağmen, böylesine bir hücum istatistiği pek kabul edilemez. Elbette sezonun ilk maçı, takım bir sisteme adapte olmaya çalışıyor, yeni oyuncular takıma yeni yeni etki edecek... Tüm bunları mazeret olarak kabul edebilirsiniz, ancak sezonun ilk 4 maçında rakip kaleye isabetli 10 şut çeken bir Galatasaray var. Prandelli'nin daha önce defalarca söylediği gibi, tempo konusunda sorun yaşayan ancak Tarık - Telles & Bruma - Olcan gibi isimlere sahip olmasına rağmen kadroda yer açamayan bir takım kimliğindeyiz. Transfer sezonunda "mutlaka satılacak" isimlerin başında gelen Chedjou, bugün takımın kahramanı konumunda ve Prandelli'nin mevcut yapısında müthiş bir istikrar sahibi. Kötü yolda değiliz ancak şuanda söyleyeceğimiz yorum, elbette ezber bozacak cinsten olmayacak. Zamana ihtiyacı olan bir Galatasaray var ve en kısa sürede, oyuncusuyla - yöneticisiyle ve taraftarıyla hızlı bir şekilde ilerlemek zorundayız. Bu süre içerisinde gol atan oyuncuyu, düşmanların ekmeğine yağ sürercesine değil, aileden birisiymiş gibi bağrımıza basmak zorundayız.

D Grubu'nda ilk maç sonunda oluşan puan durumu şu şekilde;
Dortmund  - 3 puan - 2 averaj
Galatasaray - 1 puan
RSC Anderlecht - 1 puan
Arsenal - 0 puan

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0