THY Euroleague | Prestij maçları sona erdi..
Galatasaray Liv Hospital, Turkish Airlines Euroleague TOP 16 E Grubu son maçında Barcelona ile karşı karşıya geldi. Abdi İpekçi Spor
Salonu’nda seyircisiz oynanan karşılaşmayı Barcelona 88-65’lik skorla
kazandı. Sessizlikler altında oynanan karşılaşmada 3 çeyrek boyunca etkisini sürdürebilen takımımız, yine son çeyrekte paramparça oldu. Bu sezonki Euroleague maceramızı kötü tamamladık ama Nikolov ve Ege Arar'ın attığı her sayıyı geleceğe yakılan bir umut ışığı gibi. Bir daha ne zaman Euroleague'de oynarız bilinmez ama bir daha bu kadar kötü bir Avrupa sezonu geçirmeyiz diye düşünüyorum. Düşünmek istiyorum..
Son maçımız olduğu için kazanmak, taraftarımızla bir bütün olmak isterdik. Ama mâlesef bu konuda da şansımız gülmedi. 40 dk boyunca boyunma maça Ante Tomic dışında sessizlik hakimdi. Avrupa'nın bence en iyi pivotu Tomic, kısıtlı uzun rotasyonumuzdan yararlanan bilmem kaçıncı oyuncu oldu. İki elini bu kadar iyi kullanabilen, kolları uzun, size'ı yeterli bir uzun için fazla zeki olması onu bu kadar değerli kılıyor. Pota altına indirilen her topta bir kule görevi gören Tomic, maçı 20 sayı, 3 ribaund, 3 asistle tamamladı. Sessizlik faktöründen sonra Euroleague'deki son maçımızı kazanma hayallerimize en büyük darbeyi vuran Hırvat uzun oldu.
Yukarda da bahsettiğim gibi Ege Arar ve Kristijan Nikolov'un attığı her sayıda, yaptığı her güzel işte mutlu olmak dışında bir şey yaşamadık. Aslında Euroleague'deki son maçlarımızın çoğu böyle. İki genç oyuncu da '96 jenerasyonunda isimlerini bir hayli duyurmayı başardılar. Ege'nin bu yaşta pota altına drive etme çabası, topu yere korkmadan vurması, özgüveni ve oyun bilgisi şimdiden göz kamaştırıyor. Doğru şutu bulduğunda tereddüt etmeden potaya gönderiyor. Nikolov fizik olarak çok cılız kalmasının dezavantajlarını yaşamakta. Boyu daha uzar mı bilinmez ama fiziğini mutlak geliştirmeli. Oynadığı pick and roll oyunlarında ve birebirlerde kafasındaki düşünceye engel olabilecek tek şey fiziki dezavantajları. İleride bu iki oyuncunun daha büyük sorumluluk aldığı bir Euroleague macerası hayal edebiliriz. Yapılması gereken doğru yapılanma ve maddi bütçeyle, GÜVENİLİR bir takım yapısı oluşturmak.
Bu sezon Euroleague'de çok güzel maçlar oynadık. Kızılyıldız'la oynadığımız iki efsanevi maç var ki ben ikisini de üst sıralara koyuyorum. İçerdeki Valencia maçı, Olympiakos'la oynadığımız ölüm kalım maçı.. Bir de olumsuz anlamda, rezillik bazında Euroleague'in en iyi maçlarından birini oynadık. İçerde Maccabi'ye karşı oynadığımız maçta, Ender'in potaya bıraktığı top inişteyken topa müdahale eden Alex Tyus'ın pozisyonunda Lamonica adlı hakem ve türevlerinin düdük çalmaya tenezzül etmemesi, Euroleague maceramıza darbe vuran en büyük sebeplerden biriydi. Hazır veda ederken onu da anmak istedim..
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.