Soru&Cevap | Erkan Karahan: Favori biziz..

Sezon önü belirlediği hedeflere sadece iki maç uzaklıkta olan Galatasaray Odeabank'ı değerlendirdiğimiz, Eurocup özel konsepti altında Soru & Cevap bölümümüzde daha önce konuk ettiğimiz Yarısaha Basket ve Sports TV editörü Erkan Karahan'ı ağırladık. Konumuz ise tabi ki Eurocup! Gran Canaria serisi, Strasbourg eşleşmesi, Abdi İpekçi ve Eurocup ödüllerini değerlendirdiğimiz sohbetin tamamı şu şekilde..

Daha önceki röportajımızda Galatasaray'ın Canaria'yı eleyeceğine inandığını söylemiştin, seri beklediğin gibi mi geçti, yoksa ikinci maçta bu kadar zorlanmamız sürpriz miydi senin için?

Açıkçası beklemiyordum. Özellikle ilk maçta bu kadar iyi oynayacağımızı, 15 sayılık farktan daha üst seviye bir oyun oynayacağımızı beklemiyordum. İlk yarı çok iyi oynamadık aslında, ritme girebilirler diye düşünüyordum ama üçüncü periyotta çok iyi bir oyun sergiledik. Ergin hocada basın toplantısında bahsetmişti ilk yarıdaki savunma hatalarından, üçlük yemekten çekindiklerini söylemişti ama ikinci yarı tamamen üstesinden geldik bu durumun. Fark dahada açılabilirdi hatta. Caleb Green'in kaçırdığı iki serbest atış var ki az daha turdan ediyordu bizi ama genel olarak çok üstünlük kurduk onlara karşı. Chuck Davis ile resmen denize döktük Omic'i, her şey çok güzeldi. İkinci maçta hiç beklediğim gibi geçmedi. Çok büyük şansla çıktığımızı düşünüyorum oradan. Maçın sonunda DJ Seeley'in serbest atışları kaçırması, Reneses'in üst üste hataları falan büyük şanstı bence. Altın tabakta sundular turu kötü oynadığımız maçta. Savunmayı yapamadık, ilk yarı şutları sokunca sorun olmadı ama ikinci yarı o şutlar girmeyince çok zorlandık. Ben maçtan önce yenebileceğimizi düşünüyordum açıkçası ama biraz şansında yardımıyla turu geçen taraf olduk. Çok istedik biz bu turu, koçundan, oyuncusuna, taraftarına kadar herkes çok istedi. Bu kadar çok isteyince şansta biraz yardım etti ve çok iyi oynamamamıza rağmen turu geçen ekip olduk. 

Maçtan önce Ergin hoca 21 sayılık bir fark belirleyerek önemli bir hedef koydu takıma, maç içinde de iki defa 19 sayı farkı yakaladık. Bu hedef sence takımı ateşledi mi yoksa bir baskı mı oluşturdu?

Bence çok doğru bir hedefti, çokta doğru uygulandı. Hoca maçtan sonrada söyledi eğer bu hedefi koymasaydı oyuncularda bir rahatlama olup, o 15 sayılık fark bile 8 sayılara inebilirdi. Ama hocanın koyduğu hedef sayesinde oyuncular sürekli ona oynadılar ve farkın aşağı inmesine asla izin vermediler. Bence çok iyi bir stratejiydi.

Birazda finalden bahsedelim, rakibimiz Strasbourg. Bu tip maçlarda favoriden bahsetmek çok doğru olmaz ama seri ile ilgili düşüncelerin neler?

Biz onlardan çok daha iyi bir takımız, açık ara çok daha iyiyiz hatta. Orada da yeneriz burada da 25 sayı fark atarız ama bu bir final neticesinde. İlk aklıma gelen o meşhur kara Perşembe'deki Tofaş-Aris maçı. Tofaş orada 11 sayı ile yendi ama burada sakatlık oldu, olay çıktı, sahayı boşalttılar bir anda maç döndü 17-18 sayıyla kaybedip kupayı verdiler. Aynı şekilde Trabzon geçen sene Eurochallenge'ta son salisede kaybetti kupayı. Belki çok konuşulmadı basınımızda ama onlarda son anda verdiler maçı. O rakibinde en önemli adamı şimdi Strasbourg'da oynayan Kyle Weems'ti. Onlarda sonuçta finale kadar geldiler, rakipleri kim olursa olsun çıkıp oynayacaklar. Sadece iki maç kaldı ellerinden geleni yansıtacaklar sahaya. Onların birkaç maçını izlediğimde hücum olarak bize benzediklerini düşündüm. Mardy Collins'i McCollum'la; Weems'i Micovla eşleştirebilirsin, gerçi Weems daha düzen oyuncusu. Beabouis orada en tehlikeli oyuncuları gibi gözükse de rotasyonda oynayan Lacombe bence onlarda asıl düzeni sağlayan ve Gran Canaria'daki Pangos örneği gibi bizde muadili olmayan oyuncu. Fofana'yı çok büyütüyorlardı ama ben onuda çok beğenmedim açıkçası. Hücumda koşturmadığımız müddetçe durarak, set oyununda bir şey üretmesi çok zor. Savunmada çok iyi bir oyuncu değil, Lasme çok daha iyi savunmacı bence. Yani sonuç olarak biz onlardan çok daha iyi takımız bana göre, iki maçta favoriyiz ama bunun adı final. 2000 UEFA kupası finalinde de favori olan, kaliteli olan taraf Arsenal'di ama daha çok isteyen ve arzulayan taraf bizdik gittik, aldık kupayı orada. Burada da biz iyi ve kaliteli olan tarafız, Strasbourg'da kaliteli ama biz onlardan daha iyiyiz. 

Bu kupayı almak çok önemli. Sadece bu yıl açısından değil önümüzdeki sene açısından da oldukça önemli. Euroleague'e katılım bileti sonuçta. Kupa İpekçi'de verilecek bu takımımız için avantaj mı olur dezavantaj mı olur? Baskı hisseder mi oyuncularımız sence?

Yok, bence bu durum motivasyon yaratır. Eğer oradan 15-17 sayılar gibi farklı skorlarla mağlup olarak dönmezsek, bu durum oyunculara ekstra motivasyon yaratacaktır. Sonuçta bir çok Galatasaray taraftarı canlı canlı takımlarının Avrupa kupasını kaldırdığını görecek, takımda çok istiyor bunu. Kupanın İpekçi'de kalkacak olması bizim açımızdan avantaj olur. 

Geçtiğimiz günlerde bireysel ödüller dağıtıldı Eurocup'ta. Yükselen yıldız, koç ve en iyi beşler açıklandı. Sence adil bir oylama olmuş mu?

Micov ve McCollum açısından kesinlikle hak edilmiş ödüller. Sonuçta bizim en önemli hücum silahlarımız ve takımlarını finale kadar getirmiş oyuncular. Diğer oyunculara baktığımız zamanda Omic, Collins, ve Pascolo var. Özellikle Pascolo o kadroyla yarı finale kadar çıkarttı takımını çok önemli işler yaptı. Kesinlikle diğer isimlerde hak ederek seçilmişler en iyi beşe. Koç konusunda bir tek itirazım var. İsmail Şenol açıklama yapmıştı bu konuda, ödülü finale çıkmayan takımlardan birinin koçuna veriyorlar diye o zaman finalden sonra açıklasınlar onuda MVP gibi. Bence Ergin Ataman olmalıydı en iyi koç. Performansa bakarsak benim adayım oydu. Gerçi karşıda da Vincent Collet var. Oda çok iyi koç, bence Eurocup'ın en iyi iki koçu finalde karşılaşmışlar.

Peki son olarak MVP adayın kim?

Orada benim adayım Micov ama tabi McCollum çıkıp 25 sayı atarsa iki maçta da ona da gidebilir ödül. Benim asıl korkum burada finalde kaza yaşayıp Mardy Collins'in seçilmesi. İnşallah finalde kazanırızda ondan sonra MVP kim olmuş Micov mu olmuş McCollum mu olmuş çok önemli değil benim için.