Haddinizi bilecek, saygı duyacaksınız!
Süper Lig'de dün oynadığı Adanaspor karşılaşmasından tek golle 3 puana uzanan Galatasaray'da karşılaşma sonrasında teknik direktör Jan Olde Riekerink basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Genel olarak oyun şablonundan, takımdan, formasyondan veya oyuncu değişikliklerine dair sorularla geçmesi beklenen basın toplantısında Beyaz TV muhabiri Sezgin Gelmez isimli artniyetli gazeteci müsveddesinin "Kızlarınızın garsonluk yaptığını öğrendik." ile başlayan sorusu kuşkusuz gündeme bomba gibi düştü. Gazetecilik ilkesi ve etiği ile artniyetli olmak arasındaki kalın çizgiyi fark edemeyen bu şahsın dün akşamdan itibaren Galatasaray'ın organizasyon sahibi olduğu tüm etkinliklere girişi yasaklandı. Ancak mevzu sadece akredite olmak veya soru sormak değil..
Jan Olde Riekerink hiç kuşkusuz Türk futbolunun son dönemde gördüğü en kibar, en efendi karakterlerden birisi. Geldiği günden bugüne, birilerinden talimatla haberler alarak veya birilerine şirin gözükmek için haber yapan basın mensuplarının "altyapı hocası" olarak algı operasyonu yaratmaya çalıştığı; kazanılan kupadan sonra bile "Taraftarlar sizi beğenmiyor" diye saçma sapan cümlelerin kurulduğu - ki taraftarın kendisine pankart hazırlamışlığı var - veya basın toplantılarında gündemin çok fazla dışına çıkarak Türkiye'de bugüne kadar başka hiç kimseye sorulmamış soruların sorulmaya cesaret edildiği, hadsizliğin, artniyetin, terbiyesizliğin sınırlarını zorlayan anların yaşanmasına neden olan isim oldu. Galatasaray'da medya birimini yönetenler, aynı kuruma ait 2 farklı gazetecinin yanı sıra Fotomaç gazetesinden bir başka gazetecinin akreditasyonuna sınırlama getirmişti. Sezon başında taraflı tutumu sonrasında NTV Spor isimli kanalın akreditasyon listesinden çıkartılması, haddini aşan gazetecilerin (sezon başından itibaren bu sayı 3) akredite edilmemesi kulübün aldığı güzel reaksiyonlar.
Üst paragrafta da bahsedildiği üzerine, Hollandalı teknik adam bu toprakların gördüğü en naif kişilikli, en efendi ve kibar teknik direktörlerden birisi olduğundan artniyetle dolup taşan bazı gazeteci müsveddeleri çizgilerini fazlasıyla aşabiliyorlar. "Taraftar sizi istemiyor" cümlesinden tutup, "Kadroyu belirleyen Sneijder mi?" sorusuyla yükselişe devam edip "Kızınız garsonluk mu yapıyor?" cümlesiyle terbiyesizliği arşa çıkarabiliyorlar. Peki sormak lazım, gazetecilik kimliği arkasına sığınarak haddini aşan bu terbiyesiz şahıslara.. Bu soruları Fatih Terim, Şenol Güneş, Hamza Hamzaoğlu gibi isimlere sorabiliyor musunuz? Fatih Terim'in kızı Buse Terim'in moda bloggerı olduğu veya Madonna'nın konserinde gardırop asistanlığı yaptığını, herhangi bir maç sonrasında Terim'e sorabilir mi, herhangi bir gazeteci? Magazin basınına yansıyan bir başka haber olan Hamza Hamzaoğlu'nun oğluna dair bir haberi herhangi bir maç sonrasında basın toplantısında dile getirebilir mi, gazetecilik kimliğinin arkasına sığınanlar.. Var mı yüreği? Yoksa yerli oldukları için yaptırımlarından mı korkuyorlar? Yabancı bir teknik direktör olunca mı gereksiz bir özgüven paylaması yaşıyor - ahlaksızca sorular sorabiliyorsunuz? Saha içine dair bir tane argüman üretemeyecek olan bilginizin yoksunluğundan dolayı mı saha dışına dair ahlaksızca sorular sorabiliyorsunuz?
Galatasaray teknik direktörü Jan Olde Riekerink'in kızının Hollanda'da garsonluk yapmasının Adana deplasmanında alınan 3 puan ile ne alakası var? Karşılaşmanın hangi teknik detayı, hangi oyuncu değişikliği, hangi formasyon değişikliği ile bir alakası var? Süper Lig'deki zirve yarışıyla ne alakası var? Sorunun devamı ise, bu sorunun ne kadar artniyetli olduğu ve sorulmuş olmak için sorulduğunu öylesine net gösteriyor ki; Ailesine de bu mütevaziliği aşılamış görünüyor. Kendisi bir altyapı hocası. Oyunculara, altyapıdaki gençlere neler söylüyor?
Vakti zamanında Roberto Mancini her ne kadar yabancı olsa da, Konyaspor deplasmanı sonrasında basın mensuplarına ağzının payını vermiş ancak idari menajer yardımcısı Mert Çetin cümleleri "kendi yorumuyla" çevirerek basın mensuplarına daha yumuşak cevaplar vermişti. İtalyan teknik adamın "Aptalca sorular sormayın. Nerede yaşıyorsun?" cümlelerini "Soru sorarken elinizde veriler olsun, akıllıca sorun" cümleleriyle çeviren Mert, dün akşam yaşanan rezillikte de pay sahibi isimlerden birisi. Galatasaray'da sadece çevirmen değil, idari menajer yardımcısı olarak görev yapan Mert'in bu soruyu çevirmemesi, gereksiz sorular sormayın diyerek sıradaki soruyu alması gerekiyordu. Ancak bu tür konularda bu sezon 3. kez bu hatayı tekrarlayan Mert, karşılaşma sonrasında "Kızınız garsonluk mu yapıyor." ile başlayan hadsiz soruyu çevirmesi, Jan Olde Riekerink'in efendilikten ödün vermeden "Maçın çok dışında bir soru oldu." cümlesi aslında görüntünün ne kadar saçma olduğunun özeti. Soruya cevap verirken veya Mert çeviri yaparken Hollandalı teknik adamın surat ifadesi, jestleri ve mimikleri bu sorunun kendisini ne kadar rahatsız ettiğinin bir göstergesi. Çünkü bu sorunun yeri deplasman sonrası yapılan basın toplantısı değil. Bu sorunun yeri ancak yapılabilecek özel bir röportaj sırasında, ailesinden - günlük yaşantısından bahsederken sorulabilecek bir soru.. Ancak öyle bir röportajı yapmak donanımlı olmayı gerektirir. Maalesef, bizim spor muhabirlerimizin sahip olmadığı bir şey.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.