"Turkish Delight" Efsanesi: Tugay Kerimoğlu!
1970 yılında Trabzon'da sarı saçlı mavi gözlü bir bebek dünyaya gelir. Bir Galatasaray efsanesi Turgay Şeren'i anımsatırcasına Tugay ismi koyulur bu bebeğe. O dönem Trabzonspor ligde fırtına gibi eserken yine bir Trabzonspor efsanesi Özkan Sümer, bizim şansımıza o sıralar kısa süreli Galatasaray'ın başına geçmiştir. Galatasaray'a teknik anlamda bir şey katamaz ama öyle bir iyilik yapar ki yıllarca unutulmaz. Trabzonspor efsanesi Özkan Sümer, henüz 10 yaşındaki sarı saçlı mavi gözlü, sahada üstün yeteneklerini hemen belli eden bir Trabzonlu çocuğu bordo mavili kulübün kapısından koparırcasına Galatasaray alt yapısına kazandırır. Yıllar içerisinde bir Galatasaray efsanesi olacak bu yetenekli çocuğun adı Tugay Kerimoğlu'dur. İşte böyle başlar kaptan Tugay'ın sarı kırmızılı hikayesi...
Tugay, 1980 yılında Galatasaray alt yapısına girer. Alt yaş gruplarında kendini hemen belli eder. Milli takımlara kadar yükselir. 1987 senesinde Jupp Derwall tarafından a takıma yükseltilir. İlk resmi maçına Mustafa Denizli teknik direktörlüğünde çıkar. Aynı sezon Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finalde Gheorghe Hagi'nin formasını giydiği Steaua Bükreş'e karşı ikinci maçta ilk 11 başlar. Bu, Tugay'ın ilk Avrupa kupası maçıdır. Maç 1-1 biter. İlk maçı Gheorghe Hagi faktörü sayesinde kaybeden Galatasarayımız finale yükselemez. Yıllar sonra Hagi&Tugay ikilisi bu ülkeye kazandırılan ilk ve tek Avrupa kupasının yolunu açacaktır o ayrı konu.
Tugay Kerimoğlu, Mustafa Denizli'nin son sezonu olan 1991-92 sezonunda liberoya çekilir. Tam 26 maç ilk 11'de başlayarak libero mevkisinde oynar. Artık libero oynamaya iyice alışmıştır ki Mustafa Denizli sezon sonunda gönderilir. Yerine gelen isim bir başka efsanemiz Karl Heinz Feldkamp'tan başkası değildir. Feldkamp Tugay'ı takımın merkezine çeker. Takımı Tugay'ın etrafında kurar ve yıllar sonra ligde ve Avrupa'da fırtınalar estirecek kadronun temellerini atar.
Adnan Polat'ın Arda Turan'dan önce ilk projesidir Tugay Kerimoğlu. 1994-95 sezonu öncesi kaptan Erdal Keser'in futbolu bırakmasıyla kaptanlığa kim gelecek tartışması ortaya çıkar. Yılların eski Galatasaraylıları Uğur Tütüneker, Muhammed Altıntaş gibi futbolcuların isimleri geçerken Adnan Polat genç Tugay'ı Galatasaray kaptanı ilan eder. Tugay ve Galatasaray için yeni bir dönem başlamıştır artık. O sezon Tugay kaptanlığı yürütür. Galatasaray ligi üçüncü sırada tamamlar. Ertesi sezona Ulubatlı Souness yönetiminde başlarız. Kaptan yine Tugay'dır. Ancak kaptanlık ve yakışıklılık Tugay'a ağır gelmiştir. Disiplinsiz davranışları nedeniyle Adnan Polat Tugay'a ceza olarak kaptanlığı ondan alır ve bir diğer efsanemiz büyük kaptan Bülent Korkmaz'a pazubandı verir. Ne de doğru bir karar almıştır sayın Polat...
Fatih Terim'le şampiyonluklara ambargo koyan kadronun bel kemiklerindendir Tugay. Ancak futbol biraz da kader oyunudur ya. Her şey çok güzel giderken, Tugay da takımın yıldızlarındanken Avrupa'dan bir transfer teklifi gelir. Teklifi yapan kişi, şu an pek de yabancı olmadığımız Dick Advocaat'tan başkası değildir. İskoç temsilcisi Glasgow Rangers'ın teknik direktörlüğünü yapan Hollandalı teknik adam Tugay'ı istemektedir. Herkes bu teklife gülerken beklenmeyen olur ve Terim'in onayıyla Tugay, 1999-2000 sezonunun devre arasında İskoçya'nın yolunu tutar. Keşke 6 ay daha kalsaydın be Tugay, UEFA Kupası fotoğrafında senin de silüetin olsaydı... Dipnot olarak geçelim; Tugay'ın boşluğunu doldursun diye transfer ettiğimiz isim Sergen Yalçın'dır ancak kendisi o boşluğu dolduramaz.
Tugay Kerimoğlu formasını giydiği Glasgow Rangers'ta lig ve kupa şampiyonlukları yaşadıktan sonra Blackburn Rovers'in yolunu tutar. Onu efsane olacağı bu kulübe kazandıran Ulubatlı Souness hocamızdan başkası değildir. Tam sekiz sene İngiliz ekibinin fomasını giyer, kaptanlığa yükselir. 2008-09 sezonu sonunda Blackburn'lu taraftarların gözyaşları arasında futbola veda eder. Futbolun anavatanı İngiltere'de veda ettiğinde tribünlerde "Turkish Delight" tezahüratları ve pankartları vardır.
Teknik direktörlük kariyerine Manchester City'nin alt yapısında başlar. Orada oldukça başarılıyken yine Adnan Polat'tan gelen teklifi kıramaz ve Gheorghe Hagi'nin yardımcısı olarak Galatasarayımıza döner. Fatih Hoca'nın tekrar gelişiyle yollarımız ayrılsa da Mancini döneminde Tugay'ımız bir kez daha kulübede gözükür. Mancini'den sonra yollar bir kez daha ayrılır, ancak biliriz ki ne zaman ihtiyacımız olsa Tugay'ımız her nerede olursa olsun bırakıp yanımıza gelecektir. İyi ki varsın, iyi ki Galatasaraylısın kaptan Tugay!
Oğlumun adını verdim. Şahane topçu niye derseniz? Top ona gelirken 360 dereceyi komtrol ederdi ona göre topa hamle yapardı. + Muhteşem bilek, mükemmel insan.
YanıtlaSil