Dört Köşe | "İlk dört dışında kalabiliriz"

FCN Blog'un klasikleşen soru-cevap konsepti Dört Köşe'de bu hafta mynet.com spor editörü Egemen Yıldırım ile geride kalan Fenerbahçe derbisini, Dursun Özbek yönetimini ve Igor Tudor'u konuştuk.  

**Ligde iki sezondur Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yenemeyen bir Galatasaray var bunu neye bağlıyorsun. Baktığımızda bu maçlarda dört farklı hoca var takımın başında ama galibiyet yok.

Aslında cevap soruda yer alıyor. Geçen sezonu üç, bu sezonu iki hocayla götüren Galatasaray'ın saha düzeni olmadıkça bu sonuçlarla daha çok karşılaşırız. Aslında bu diğer maçlar için de geçerli. Geçen yıldan bu yana Galatasaray, en fazla on tane maçı rahat kazanmıştır. Bu da haliyle derbilere sirayet etti ve hayal kırıklığından da öte bir sonuçla karşı karşıyayız. 

Rakamlar çok açık. Rakiplerinden Beşiktaş 2 yıldır aynı hocayla, Fenerbahçe ise 2 farklı hocayla yoluna devam etti. Sen 4 hoca değiştirip, genel anlamda başarısız geçen iki sezonda derbi galibiyeti bekliyorsun. Gereksiz bir beklenti. Çünkü Galatasaray'ın sorunu, derbi galibiyeti alınamamasından çok daha büyük. 

**Tudor ilk geldiğinde takım içi düzenlere karşı gelmek istedi ama iki ayda o da biat etti. Florya'da bu çiftlik havası düzelmeden başarılı olabilir miyiz? 

Tudor'un sistemde bu kadar keskin değişiklikler yapması esasında beni de tedirgin etmişti ama hatalarından ders çıkaran yapısı, bu tedirginliğimi kısmen örtmüştü. Her teknik adam, kendi anlayışını takımına yansıtmak ister ama Galatasaray gibi büyük camialar, eğer hedeften kopmadıysa bu değişimler ters tepebilir. Nitekim de bunu gördük. 3'lüden 4'lü savunmaya dönmesi değil aslında mesele. Bir takımın balans ayarıyla sezon içinde bu kadar oynanmaz. Örneğin Hamza Hamzaoğlu, 4. yıldız sezonunda Prandelli'den aldığı enkazı ufak rötuşlarla başarıya götürdü. Bu rötuşlar, onun kötü bir teknik adam olduğu gerçeğini bile örttü. Ama Tudor'un baskıdan bu kadar çabuk etkileneceğini düşünmemiştim ve takım üzerinde olumlu anlamda hissedilecek bir etki yaratacağını tahmin etmiştim. Yanılmışım. 

Florya'daki çiftlik havası takımdan da öte, orasının kontrolünü elinde bulunduran kişiden başlıyor. Balık baştan kokar derler ya, o hesap. Mehmet Özbek'in kontrolünde olan bir Florya'dan başarı beklemek, Dursun Özbek'in başında olduğu bir Galatasaray'dan da vizyon beklemek saçmalıktan öte bir şey değil. Sonuçlar da bu düşüncemi doğruluyor. 

**Fenerbahçe maçının ardından basında da artık Dursun Özbek karşıtı söylemler artmaya başladı. Sence Özbek istifa eder veya yeniden seçime gider mi? 

Ben bu konuda ne olacağını açıkçası kestiremiyorum. Çünkü hem Dursun Özbek hem de yöneticiler, istifa etmeyi hiçbir şekilde düşünmeyen bir hal içindeler. Bu halin tek nedeni, Florya ve Riva arazileriyle ilgili durum olarak algılıyorum ben. Ama camia dinamikleri devreye girerse, Riva ve Florya bile kurtaramaz Özbek yönetimini. Ama camianın önde gelenleri, esas etki etmeleri gereken Mali Genel Kurul'da bile üç maymunu oynadıkları için ben Dursun Özbek'i istifaya sürükleyeceklerini sanmıyorum. Yani bu durumda Dursun Özbek'in insiyatif kullanarak istifa etmesini ya da erken seçime gitmesini beklemeliyiz ki, bu bence uzak ihtimal. O kadar dirayetli biri olduğunu düşünmüyorum. 

**Ligde beşinci Trabzon ile fark ikiye indi yani dördüncü sırada tehlikeye girdi. Sence en azından mevcut yerimizi koruyabilir miyiz?

Galatasaray'ın dinamikleri, gerektiği zamanda ihtiyacını ya da istediğini alabilme yeteneği üzerine kurulu ancak iki yıldır bundan o kadar uzağız ki, 4. sıranın kaçması beni şaşırtmaz. Zaten Kasım ayından beri takımın ilk 3'e girmesinin başarı olacağını düşünüyorum ama gidişat onu bile bize göstermeyecek gibi. 

Trabzonspor'un gidişatı görünenden daha tehlikeli bizim için. Uzun zamandır görmediğimiz bir rüzgarı aldılar arkalarına ve dinecek gibi de durmuyor. İki yıldır başarısızlığa alışmış ve Fenerbahçe derbisini dizi izler gibi izlemiş biri olarak Galatasaray'ın ilk dört dışında kalması beni hiç şaşırtmaz. Mevcut yönetim de eserleriyle gurur duyacak başka bir başarı (!) eklemiş olurlar Galatasaray tarihinde.