Dört Köşe | "Belhanda hücumun temel direği"

FCN Blog'un kendine has konsepti olan Dört Köşe'de bu hafta ligde fırtına gibi esen Galatasaray'ın ve Igor Tudor'un prensi Tolga Ciğerci'nin performansını Ajansspor yazarı ve Radyospor yorumcusu Mert Elam ile konuştuk.

Ligde 6 haftada 16 puan toplayan bir Galatasaray var ve bu son 7 yılın en iyi başlangıcı durumunda. Bu bağlamda Tudor'un şu ana kadarki performansını nasıl buluyorsun? 
Galatasaray'ın bu başlangıcı benim için şaşırtıcı değil. Karabükspor'daki oyununu da izledikten sonra Tudor'un fizik güce büyük önem verdiğini görmüştüm. Geçen sezonki şanssızlığı sezon arası gelmesi (Riekerink'ten fizik gücü düşük bir takım devralmıştı ve bunu artırma imkanı yoktu) ve aslında onun oyun mantalitesine taban tabana zıt oyunculardan kurulu bir kadroya sahip olmasıydı. Yaz döneminde işler değişti, Sneijder, Sabri ve Podolski ile yollar ayrıldı (Hakan Balta, Nigel De Jong kadro dışı bırakıldı). Ndiaye, Fernando transferleriyle Selçuk İnan yedeğe çekildi. Geçen sezon defansif oynattığı gerekçesiyle eleştirilen Tudor şu anda fizik güce dayalı keyif veren atak bir futbol oynatıyor. 

Duran toplardan üç gol yenmesine rağmen bu konuda büyük aşama kaydedildiğini görüyorum. Ayrıca hücum duran toplarında da varyasyonlar var. Bu konu için yoğun mesai harcadığı görülüyor.

Bana kalırsa tek eksiği oyuna müdahaleleri. Son Bursaspor maçında Mariano ve Latovlevici'yi aynı anda oyundan alıp Yasin ve Feghouli'yi alması büyük bir hataydı. O dakikaya kadar ceza sahası içinde 28 kez topla buluşan Galatasaray 64'ten sonra bunu sadece 2 kez başarabildi. Gollerin ceza sahası dışından atılan şutlarla geldiğini de unutmayalım. Ama maç oradan döndüğü için dahi ilan edildi.

Tudor ne geçen sezon eleştirildiği kadar kötü ne de şu anda basınımızın ilan ettiği gibi bir taktik dehası. 39 yaşla hala Süper Lig'in en genç teknik adamı ve önünde gelişmek için daha çok yolu var. Ama bu gidişle Antonio Conte, Diego Simeone ya da Mauricio Pochettino gibi futbolculuğunda da işin savunma yönünde olup elit teknik adam olan isimler arasına girebilir. 

Geldiği günden beri gündemden düşmeyen bir Belhanda var. Sosyal medyada taraftarlar arasında Belhanda'yı beğenenler ve ısrarla beğenmeyenler diye ayırabileceğimiz iki grup oluşmuş durumda. Sen Belhanda'nın performansını nasıl değerlendiriyorsun? 
Açıkçası en başında ben de kararsızdım. Maçlar geçtikçe fark ettim ki Galatasaray sonuca gitmek istiyorsa bunun yolu kesinlikle Belhanda'dan geçiyor. Feghouli'nin de tam hazır olmadığını düşünürsek Fernando'nun önündeki 4'lüde (Tolga, Belhanda, Rodrigues, Ndiaye) ayağına en hakim isim o. Galatasaray'ın sonlanan ataklarının çoğunda paslarıyla veya dripling sonrası servisleriyle onun payı var. Tolga daha çok topsuz koşuyu yapıp forveti ikilerken Ndiaye ve Rodrigues de driplingleriyle fark yaratmaya çalışıyor. O yüzden Belhanda oyun görüşüyle Galatasaray hücumunun temel direği. 

Geçen sezon top ayağına geldiğinde ''Vurma'' denilen Tolga, bu sezon 6 haftada 5 gol atarak Avrupa'nın en golcü ortasahası konumda. Sen bu değişimi neye bağlıyorsun?
Aslında geçen sezon kasım ayındaki Fenerbahçe derbisine kadar Galatasaray'ın en iyi ismiydi. Kanat değiştiren paslar, sürekli rakip ceza sahasına koşu, top kesme, dikine oyun vs. Tek eksiği dediğin gibi isabetsiz şutları ve goldü. Bu sene yine ilk yazdıklarımın tamamı mevcut, bunlara ek olarak 5 de golü var.

Guardiola'nın akıl hocalarından Juan Manuel Lillo'nun güzel bir sözü var aslında teknik direktörlerle ilgili, bu konuyu biraz kapsıyor: "Başarılar takımın felsefesini açıklamaz. Eğer Essien, Stamford Bridge'te topu iyi uzaklaştırabilse Pep 2009'da Şampiyonlar Ligi'ni kazanamayacak ve bu Barça belki hiç var olmayacaktı. Şans önemli bir rol oynuyor. Önemli olan sonuçlar değil yöntem. Ve bir teknik adamı yargılarken de sonuç üzerinden değil yöntem üzerinden yargılamalısınız." Aslında aynısı futbolcular için de geçerli. Tolga geçen sezon gol atamadığı için yerden yere vuruldu. Halbuki korkmadan birçok deneme yaptı, yöntemi, gidiş yolu doğruydu yani. Bu sezon gidiş yoluna ek olarak sonucu da doğru. Okullarda test kültüründe yetişmiş bir nesil olarak gidiş yolunun değil de sonucun önemli olduğu (skor yorumculuğu da işte buradan doğuyor) bilinç altımıza yerleştirildi hep. Oysa ki her şey o kadar da siyah beyaz değil.

Sözün özü aslında Tolga aynı Tolga. Sadece takımdaki uyuşuk hava gitti, daha dinamik bir hava geldi. Şans da biraz yanında. Hepsi bu.

Son olarak Bursaspor maçında oyuna sonradan girip enfes bir gol atan Feghouli hakkında neler söylemek istersin?
Feghouli'nin ilk 11'e girmesine en çok Belhanda sevinecektir. Orta sahadaki pas trafiğinde Fernando ve Belhanda'ya en çok yardımı o yapacaktır. Çok dengeli bir kanat oyuncusu. Ayağına hakim, orta yeteneği üst düzey. Bursaspor maçında gösterdi ki sol ayağıyla bile jeneriklik goller atabiliyor. Şu anda Belhanda'nın aksine kıyaslandığı biri (Sneijder) ya da kurtarıcı olma durumu da (Sezon başında yeni transferlerden mucize yaratmaları bekleniyordu. Özellikle Östersunds maçlarında) yok. Yani mental olarak da rahat. Takım ritme girdiğinde gelmesi en büyük artısı. Patlama yapmaması için hiçbir neden yok. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0