Dört Köşe | Bu takımda herkes savunma yapıyor..
FCN Blog'un kendine has konsepti olan Dört Köşe'de bu hafta geride kalan 5 haftalık süreçteki Galatasaray'ın ve "Kara Panter" Bafetimbi Gomis'in performansını Socrates Dergisi'nin editörü Atahan Altınordu ile konuştuk.
Ligde tam bir Gomis fırtınası esiyor, 5 haftada 7 gol, 2 asist. Transfer gerçekleştiğinde bu kadar büyük bir etki yaratmasını bekliyor muydun ve sezonun kalanında da bu performansına devam edebilir mi sence?
Gomis yıllardır çok beğendiğim bir futbolcuydu, Galatasaray'a transferi yıllar içinde her gündeme geldiğinde de "Keşke" diyordum. Ama sezona bu derece çarpıcı bir giriş yapmasını beklediğini söyleyen muhtemelen biraz abartıyordur. Her şeyden önce takımdan böyle bir performans bekleyen kimse yoktu. Kayserispor maçının ilk yarısı bittiğinde her şey bir anda değişti, ilerleyen haftalarda da aynı oyun devam ettirince bu yeni duyguları pekiştirdi Galatasaray. Gomis de takım hâlinde ortaya konan bu oyun içinde bu kadar gol atabiliyor. Yoksa Östersunds maçlarında da sahadaydı ve bölüm bölüm yaptığı pres dışında çok faydalı olamadı.
Bu bağlamda, sezonun kalan bölümünde bu performansına devam edip edemeyeceği de takımın genel performansına bağlı. Şunu gördük ve emin olduk ki Gomis, bu takıma oturdu. Galatasaray oyunu rakip yarı alana yıkıp iştahlı bir futbol oynadıkça Gomis de yıpratıcılığıyla, mücadeleciliğiyle ve nihayet bitiriciliğiyle öne çıkmaya devam edecek. Ama Galatasaray bu futbolu ne kadar sürdürecek, onu ben de merak ediyorum. Kadro muhteşem, uyum da fazlasıyla sağlanmış görünüyor ancak birkaç yıldır yaşananlar nedeniyle hâlen temkinliyim.
Geride kalan 5 haftaya baktığımızda akan oyunda rakibine pozisyon vermeyen bir Galatasaray görüyoruz. Bunun yanında geçen sezon top kapma konusunda ligin en kötü takımı olan Galatasaray, bu sezon şu ana kadar ligin en iyi 2. takımı konumunda. Bu bağlamda sence savunmada yükselen bu performansta kilit isimler kim?
Kimi öne çıkarabileceğimi düşündüm ama kimseyi ayırmamanın daha doğru olduğu kanaatindeyim. Gomis ve Belhanda da dâhil olmak üzere takımda oyunun savunma tarafında rol almayan oyuncu yok. Top daha savunma dörtlüsünün hamle alanına girmeden Fernando ve Ndiaye birçok potansiyel pozisyonu öldürüyor. Zaten Fernando, özellikle top Galatasaray'dayken üçüncü bir stoper gibi; hatta bazı maçlarda Maicon totalde ondan daha ileride pozisyon almış oluyor. Maicon, Galatasaray'da görmeye alışık olduğumuz bir stoper değil, yıllardır Fenerbahçe'de izlediğimiz türden bir oyuncu. Sert, güçlü, fizikli.. Hiç tanımayıp yolda görsem "Aa, Fenerbahçe stoperi geçiyor" diyebilirim hani, o kadar oturuyor. Görevine çok konsantre, ayağına da hâkim, izleyende güven duygusu yaratıyor. Serdar Aziz'in de ondan aşağı kalır yanı yok. Çıkıp da alamadığı kafa topu çok az. Tabii geleceğe dair cümleler kurarken "eğer sakatlanmazsa" diye başlamak zorundayız fakat şu an için çok başarılı. Mariano hücumdaki etkinliğiyle öne çıkıyor, zaten Galatasaray da maçların büyük çoğunluğunu ön tarafta oynuyor ama savunmada ihtiyaç olduğunda da Mariano'yu olması gerektiği yerde görüyoruz. Örneğin son maçta Trezeguet kaç defa topla buluşabildi, kaç pozisyonda etkili oldu? Neredeyse adını bile duymayacaktık. İlk dört maçta Linnes ve bu hafta ilk maçına çıkan Latovlevici de bu düzene ayak uydurdular diyelim…
Latovlevici Galatasaray formasıyla ilk maçına çıktı ve oyunda kaldığı süre içerisinde Linnes'in 4 maçta yaptığı orta sayısı 3 iken, Latovlevici ilk maçında 10 orta yaptı. Latovlevici'nin ilk maçtaki performansını nasıl buldun?
O ortaları da rastgele yapmıyor, bakarak yapıyor ve hakikaten çok etkili oluyor. Şutu da var. Galatasaray tarihinin en iyi iki sol beki üzerinden örneklersek Hakan Ünsal gibi hem savunma hem hücumda maksimum performans ortaya koyabilen bir oyuncu değil ama Ergün Penbe gibi oyunun hücum tarafını aklı ve tekniğiyle çok iyi oynayan bir isim. Karabükspor'da sol bekten oyun kuruyordu. Galatasaray'daki ilk maçında da bölüm bölüm bunu yapmaya devam etti. Kendi adıma geçen yıl ligde izlemekten en keyif aldığım birkaç oyuncudan biriydi. Elbette Asamoah transferinin gerçekleşmemesi Galatasaray için kayıp oldu ancak en azından Linnes'in yükselen performansı ve Latovlevici transferiyle sol bek takımın zayıf noktası olmaktan çıktı. Uzun vadede formanın hangisinde kalacağını merak ediyorum. Linnes ilk dört haftanın en iyi 3-4 oyuncusundan biriydi fakat Latovlevici'nin de takımdaki tek sol ayaklı oyuncu olmak gibi bir avantajı var. Özellikle iç saha maçlarında bir adım önde olabilir…
Haftaya Galatasaray'ı zor bir deplasman bekliyor. Bursaspor maçıyla ilgili görüşlerin nedir, nasıl bir maç bekliyorsun?
Bursaspor, beşinci hafta sonunda üçüncü galibiyetini aldı fakat bana göre hâlâ dağınık bir görüntüleri var. Bu hafta teknik direktörsüz Yeni Malatyaspor'a karşı çok rahat bir galibiyet aldılar ama yine savunmada açıklar verdiler ve oyuna tam anlamıyla hükmedemediler. Bu tabii biraz da yeni bir takım olmalarından kaynaklanıyor, haftalar ilerledikçe -belki bu galibiyetlerin de etkisiyle- takım kimyası oturacak, hatlar arasındaki bağlantı kuvvetlenecektir fakat şimdilik savunmada ve hücumda farklı iki takım gibiler. Diğer yandan Galatasaray'ın önceki hafta berabere kaldığı Antalyaspor'dan daha iyi bir takımlar ve Bursa deplasmanı da elbette her zaman her sonuca açıktır. Galatasaray açısından zor bir maç olacağını, galibiyet için birden fazla gol atmak gerekeceğini düşünüyorum.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.