STSL | Golsüz ve kısır futbol..
Süper Lig'de geride kalan 8 hafta sonunda en yakın takipçisine 6 puan farkla liderliğini sürdüren Galatasaray, ligin 9.haftasında ezeli rakibi Fenerbahçe'yi evinde ağırladı. Ali Sami Yen Arena'da oynanılan sezonun ilk derbisinde rakibi karşısında sahadan golsüz eşitlikle ayrılan Igor Tudor'un öğrencileri, puanını 23'e çıkartırken namağlup liderliğine devam etti. Galatasaray'da karşılaşmanın 73.dakikasında Younes Belhanda ikinci sarı kartla kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı.
Ali Sami Yen Arena'da kapalı gişe oynanılan sezonun ilk derbisinde Muslera - Mariano, Maicon, Serdar, Denayer - Ndiaye, Fernando, Tolga - Belhanda, Feghouli ve Gomis onbiriyle başlayan Galatasaray her ne kadar maç öncesi savunmada 3'lü stoper gibi görünse de oyun formasyonunda sahaya yayılış şekilde savunmanın 4'lü düzende olduğunu gördük. Fenerbahçe ise son haftalarda alışagelmiş onbirinin dışına çıkmayarak Kameni - Isla, Neto, Neustadter, Hasan Ali - Josef, Ozan, Giuliano - Valbuena, Direr ve Janssen onbiriyle çıktı. Kadrolar üzerinden derbiyi yorumlamak istediğinizde her ne kadar Galatasaray'ın baskıyı önde kurmak, sol kanadını riske atarak rakibi karşısında orta sahayı kontrol altına almak olsa da, 2017-18 sezonunda Galatasaray'ın oynadığı tüm resmi maçlarda (Östersunds serisi harici) Tolga Ciğerci'nin takım savunmasında ve alan yerleşiminde ne kadar önemli olduğunu görmüştük. Denayer'in ise gerek bek performansı, gerekse stoperlere yardım yapması bekleniyordu. Belçikalı savunmacının onbirde olması aynı zamanda oyunun hücum tarafında ise Igor Tudor'un savunmayı garantiye almak istemesi olarak düşünülebilir. Hırvat teknik adam hücum sırasında savunmayı 3 stopere emanet edip, sağ tarafta Mariano'nun çizgiyi kullanması ve hücumda 7 kişiyle orta sahanın ön tarafına geçmesi söz konusuydu.
Karşılaşmanın başlamasıyla birlikte rakibinin üzerine giden Galatasaray rakip kalede ilk tehlikeli atağını 2.dakikada bulurken, mücadelenin 5.dakikasında iki kez korner vuruşu kullanmıştı bile.. Belhanda'nın merkezde oynamasıyla birlikte tempoyu eline alan takımımız Mariano'nun sağ tarafı kullanmasıyla birlikte hücum opsiyonlarını da bu bölgeden kullanmaya başladı. Brezilyalı oyuncu önce içeriye kat ettiği pozisyonda ceza sahası önünde serbest vuruş kazandırdı, ardından da üstüste iki pozisyonda altı pas üzerine ortaladı. Karşılaşmanın 20.dakikasında Serdar Aziz sakatlığı sebebiyle kenara gelirken Iasmin Latovlevici oyuna dahil olan isim oldu ve Galatasaray alışagelmiş oyun düzenine döndü. Normal düzenine dönmesinin ardından Tolga'yı sağ tarafa, Feghouli'yi de sol tarafa atan Tudor hücumda sol tarafı da kullanmaya çalıştı. Oyunun geneli orta alanda sıkışıp kalırken, karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır rakip takım oyuncularının yaptığı tüm faulleri görmezden gelirken birebir mücadelede yere temas etmeleriyle aynı salisede faul düdüğünü çalmaktan çekinmedi. Ozan Tufan'ın ilk 30 dakikada bir arkadan çift, bir taban ve bir de arkadan rakibini çekmesine rağmen Cüneyt Çakır'ın elini cebine atmaması niyetini gösteriyordu. İlk yarının genelinde topa hakim taraf Galatasaray olurken, Fenerbahçe daha çok oynatmama ve topu kazandığında Valbuena'nın oyun aklıyla hızlı hücuma çıkmaya yönelik planlarını sahaya yansıttı. Latovlevici - Belhanda ikilisinin hücumda kaptırdığı top sonrasında ilk yarının en tehlikeli pozisyonu Janssen'den geldi. Fenerbahçe kontra pozisyonunda 4'e 2 gelirken Janssen çaprazdan girdiği ceza sahası içinde kaleye vurdu ancak farklı şekilde dışarıya çıktı.
İlk yarıda dikkat çeken en önemli detay ise, Galatasaray'ın aceleci oyununun yanı sıra final paslarındaki başarısızlığı oldu. Tudor'un öğrencileri özellikle üçüncü bölgede acele ederken, iki rakip stoperin arasında kalan Gomis'e yüksek oynamayı tercih etti. Roman Neustadter ve Luis Neto gibi fizik gücü yüksek stoperler olduğu savunma tandemine böylesine yüksek oynamak pek akıllıca olmadı. Fenerbahçe adına dikkat çeken detay ise, Fernando topu aldığı anda Ozan ve Josef hemen yanı başında bitiyor. Brezilyalı oyuncunun pas oyununa katılımını engelleyen Kocaman'ın öğrencileri, yaptıkları başarılı presle Belhanda'nın daha geriye gelmesine neden oluyor ve Faslı oyuncunun hücumda yaratıcılığını kısıtlamayı başardı.
Karşılaşmanın ikinci yarısında her iki takım da herhangi bir değişiklik yapmadan başlarken, Galatasaray istekli ve arzulu oyunuyla rakip ceza alanında pozisyonlara girmeye başladı. Tolga Ciğerci'nin bireysel olarak takip ettiği pozisyonda Kameni son anda topu kornere gönderirken, karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır'ın bireysel şovuna döndüğü dakikalar yaşandı. Karşılaşmayı yönettiğini zanneden hakem müsveddesi ilk olarak Denayer'in kafa vuruşunda elle oynayan savunma oyuncusunu görmezden gelirken, dakikalar 58'i gösterdiğinde Feghouli'nin ceza sahasına girdiği pozisyonda Hasan Ali Kaldırım'ın eliyle kapatmasını görmezden gelerek devam kararı verdi. İlk yarının tekrarı olan ve orta alanda sıkışan oyunda Galatasaray yaratıcı ayaklarından katkı alamazken, Fenerbahçe'nin takım savunmasında riske attığı sol taraftan hiç hücum edemedi. Sol tarafta zaman zaman içeriye bindiren Latovlevici gerek içeriye açtığı ortalarda, gerekse oyunu terse çevirme isteğinde başarılı olamadı. Oyunun sete sete döndüğü dakikalarda savunmanın arkasına atılan topta Younes Belhanda rakip takım kalecisi Carlos Kameni'yle birlikte yere düşerken, Cüneyt Çakır isimli hakem müsveddesi kendisini aldatmaya yönelik düşüncesiyle Belhanda'ya ikinci sarı kartı verdi ve 73.dakika itibariyle takımımız 10 kişi kaldı. Takip eden sekansta maçın son 10 dakikasına girerken Bafetimbi Gomis kenara gelirken Eren Derdiyok oyuna giren isim oluyordu. Maç boyunca 2 rakip stoperle boğuşan Fransız golcü ceza sahası çevresinde istediği pozisyonları bulamazken, yaratıcı isimlerinden yararlanamayan takımımız sürekli olarak kenar oyununda ceza sahasına açtığı ortalarla tehlike aradı. Ancak derbide tek forvetinizi 2 tane fizik gücü yüksek stoperin arasına attığınızda bu şekilde bir oyun anlayışıyla başarılı olmak mümkün değildi. Kırmızı kartın ardından Galatasaray ister istemez kaybetmemek adına geriye çekilirken, oyunu oynayan taraf Fenerbahçe oldu. Konya deplasmanında da gördüğümüz üzere, savunma futbolunu oynamayı iyi - kötü öğrenen takımımız savunmasında açık vermezken, karşılaşma golsüz tamamlandı.
İlk yarıda dikkat çeken en önemli detay ise, Galatasaray'ın aceleci oyununun yanı sıra final paslarındaki başarısızlığı oldu. Tudor'un öğrencileri özellikle üçüncü bölgede acele ederken, iki rakip stoperin arasında kalan Gomis'e yüksek oynamayı tercih etti. Roman Neustadter ve Luis Neto gibi fizik gücü yüksek stoperler olduğu savunma tandemine böylesine yüksek oynamak pek akıllıca olmadı. Fenerbahçe adına dikkat çeken detay ise, Fernando topu aldığı anda Ozan ve Josef hemen yanı başında bitiyor. Brezilyalı oyuncunun pas oyununa katılımını engelleyen Kocaman'ın öğrencileri, yaptıkları başarılı presle Belhanda'nın daha geriye gelmesine neden oluyor ve Faslı oyuncunun hücumda yaratıcılığını kısıtlamayı başardı.
Karşılaşmanın ikinci yarısında her iki takım da herhangi bir değişiklik yapmadan başlarken, Galatasaray istekli ve arzulu oyunuyla rakip ceza alanında pozisyonlara girmeye başladı. Tolga Ciğerci'nin bireysel olarak takip ettiği pozisyonda Kameni son anda topu kornere gönderirken, karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır'ın bireysel şovuna döndüğü dakikalar yaşandı. Karşılaşmayı yönettiğini zanneden hakem müsveddesi ilk olarak Denayer'in kafa vuruşunda elle oynayan savunma oyuncusunu görmezden gelirken, dakikalar 58'i gösterdiğinde Feghouli'nin ceza sahasına girdiği pozisyonda Hasan Ali Kaldırım'ın eliyle kapatmasını görmezden gelerek devam kararı verdi. İlk yarının tekrarı olan ve orta alanda sıkışan oyunda Galatasaray yaratıcı ayaklarından katkı alamazken, Fenerbahçe'nin takım savunmasında riske attığı sol taraftan hiç hücum edemedi. Sol tarafta zaman zaman içeriye bindiren Latovlevici gerek içeriye açtığı ortalarda, gerekse oyunu terse çevirme isteğinde başarılı olamadı. Oyunun sete sete döndüğü dakikalarda savunmanın arkasına atılan topta Younes Belhanda rakip takım kalecisi Carlos Kameni'yle birlikte yere düşerken, Cüneyt Çakır isimli hakem müsveddesi kendisini aldatmaya yönelik düşüncesiyle Belhanda'ya ikinci sarı kartı verdi ve 73.dakika itibariyle takımımız 10 kişi kaldı. Takip eden sekansta maçın son 10 dakikasına girerken Bafetimbi Gomis kenara gelirken Eren Derdiyok oyuna giren isim oluyordu. Maç boyunca 2 rakip stoperle boğuşan Fransız golcü ceza sahası çevresinde istediği pozisyonları bulamazken, yaratıcı isimlerinden yararlanamayan takımımız sürekli olarak kenar oyununda ceza sahasına açtığı ortalarla tehlike aradı. Ancak derbide tek forvetinizi 2 tane fizik gücü yüksek stoperin arasına attığınızda bu şekilde bir oyun anlayışıyla başarılı olmak mümkün değildi. Kırmızı kartın ardından Galatasaray ister istemez kaybetmemek adına geriye çekilirken, oyunu oynayan taraf Fenerbahçe oldu. Konya deplasmanında da gördüğümüz üzere, savunma futbolunu oynamayı iyi - kötü öğrenen takımımız savunmasında açık vermezken, karşılaşma golsüz tamamlandı.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.