Süper Lig | Muhteşem kanat oyunu, zayıf orta saha...
Süper Lig'in ikinci yarısına deplasmanda Kayserispor galibiyetiyle başlayan Galatasaray, ikinci devrenin ilk iç saha mücadelesinde Osmanlıspor ile karşılaştı. Rakibi karşısında birçok mutlak gol pozisyonundan yararlanamayan Fatih Terim'in öğrencileri her şeye rağmen rakibini seyircisi önünde 2-0 mağlup etti. Galatasaray'a galibiyeti getiren golleri Sofiane Feghouli ve Bafetimbi Gomis attı.
Galatasaray, Osmanlıspor karşısına iki önemli orta saha oyuncusundan eksik olarak çıktı. Fernando'nun sakatlığının devam etmesi ve Ndiaye'nin takımdan ayrılmak istemesi üzerine kadrodan çıkarılmayı istemesi akıllarda çok büyük soru işaretleri doğurdu. Fatih Terim belki de bu yüzden maça ufak değişliklerle başladı. Orta sahanın etkisiz kalacağını tahmin eden Fatih Terim, hücumda kanat oyununa ağırlık vermek için bekleri daha öne attı. Normal zamanda da kanat oyununa oldukça önem veren İmparator, bu sefer kanat oyuncularını daha fazla ceza sahasına yakın kullanmak isterken, bekleri çizgide bıraktı. Selçuk'u da Fernando'nun rolü gibi daha geride bırakarak defansif bir rol üstlenmesini sağlayan Terim, bu oyun planında da başarılı oldu. Maça ileri uçta Eren'in olması ve orta sahada istenen oyuncuların olmamasıyla istenen pres gücüyle başlayamasak da kanatları oldukça aktif kullanmayı başardık. Sezon başından beri olduğu gibi bu maçta da sol kanattan pek etkili olmayı başaramadık. Yasin ve Latovelicci'nin uyumsuz ve kötü performansı sol kanatı öldürürken, sağ kanatta ise tam anlamıyla Mariano - Garry şovu vardı. Uyumları bilinen bir gerçek olan ikili bu maçta da kendilerini kanıtladı. Daha ilk yarıda sağ kanattan 2 net pozisyon yarattık.
BİR YÜKSELİŞ HİKAYESİ: JASON DENAYER
Maç öncesinde ilk 11'ler açıklandığında Jason Denayer'ı gören herkes hayretler içerisinde kalmıştı. Cezası biten Maicon'un ilk 11'e geri dönmesine kesin gözüyle bakılırken, yanındaki ismin her zamanki gibi Serdar Aziz olması bekleniyordu ancak böyle olmadı. Fatih Terim'den formayı kapan Belçikalı genç savunmacı kusursuz bir performans sergiledi. Denayer, defanstan topla çıkabilmesi, topu kendi kullanabilmesi ve hızıyla Fatih Terim'i etkilemeyi başarmıştı. Bu maçın özelinde ise rakibin hücum silahlarından olan Umar Aminu ve Serdar Gürler'e karşı bir önlemdi.. Fernando ve Ndiaye'nin olmadığı karşılaşmada Osmanlıspor orta sahada çok rahat davrandı ve çok çabuk geçmeyi başarabildi. Özellikle geçiş hücumlarında orta sahadan çok rahat topu getiren ve orta sahada topu kapmayı başaran Ankara ekibi, önde kurulan defans nedeniyle de Maicon'u birçok pozisyonda ileride yakalamayı başardı. Bu maçtaki özel taktik nedeniyle de beklerin daha fazla önde olmasıyla çoğu pozisyonda Denayer bire bir kaldı. Bu pozisyonlarda hatasız oynayan Denayer geriyi iyi süpürmeyi başardı. Çok iyi zamanlamaya sahip olan Belçikalı defans oyuncusu, biraz da rakibin kendi arasında anlaşamamasıyla rakibini ofsayta düşürmeyi de başardı. Birkaç hatası hariç kusursuz performans sergileyen Denayer, kendi için bir de rekor kırmayı başardı. Maçta yaptığı 60 pasın tamamında isabet bulan ve %100 pas yüzdesiyle oynayan Belçikalı 2014/15 sezonu başından bu yana, Süper Lig'de Atiba Hutchinson'a ait olan bir maçta pas hatası yapmadan en fazla isabetli pas yapma rekorunu egale etti.
GÖZLERİMİZ ONLARI ARADI: FERNANDO & NDIAYE
Galatasaray, Osmanlıspor karşısına orta sahasının en önemli iki ismi Fernando ve Ndiaye'den yoksun çıktı. Selçuk İnan ve Tolga Ciğerci ikilisinden oluşan orta saha belli başlı görevleri üstlenmeye çalışsa da Osmanlıspor'a karşı koymakta zorlandı. Selçuk İnan, beklerin ileri çıkmasıyla birlikte geriden top çıkarma görevini üstlense de orta sahanın yumuşaklaşmasına neden oldu.
Tolga ise her zaman olduğu gibi oyundaki agresifliğiyle elinden geleni yapsa da Ndiaye'nin yerine düşündüğümüzde toplu oyunda hücumda etkisiz kaldı. Evet, son zamanlarda attığı derinlemesine paslar herkesi hayran bıraksada topu hücumda tutabilecek bir isim olarak görmüyorum Tolga'yı. Defansta görevini layıkıyla yerine getirdi evet ama hücumda oyunu yönlendirebilecek oyuncu değil de topsuz alandaki katkısıyla öne çıkıyor. Bu ikisini göz önünde bulundurduğumuzda da oyununun iki kısmında da orta sahada eksik kaldık. Tüm bunları ortaya koyduğumuzda tüm maç gözlerimizin Fernando ve Ndiaye'yi aradığını söylemek zor olmaz.
SOL TARAFTA ÜZÜLDÜK: YASİN & LATOVELICCI
Yasin ilk onbirde başladığı Osmanlıspor maçında sahada yok gibiydi. Ne savunmada ne de hücumda tam olarak bir varlık gösteremedi. Sağ kanattaki Garry gibi içeri kat ederek pas istemekten kaçan Yasin, toptan kaçıyor gibi göründü. Yasin Öztekin'i Yasin Öztekin yapan özelliklerin hiçbirini yapmayan Yasin'in her şeye rağmen ilk goldeki hakkını vermek gerek. Goldeki katkısına rağmen maçın baş aktörü olan ve sağ kanatta birçok kez başarıyla yaptığımız kanat oyuncusunun içeri kat etmesini yapmayınca sol kanatta oldukça etkisiz kaldık.
Sol tarafın gerisinde bulunan Latovlevici ise istenen savunma performansından oldukça uzaktı. Tam 10 top kaybı yapan Rumen oyuncu, hücumda da istenen katkıyı veremedi. Bir ara üst üste kaybettiği toplarla 4 kez Osmanlıspor'un aniden hücuma çıkmasına neden olan Latovlevici, taraftarlardan tepki aldı. Rumen oyuncu yaptığı basit pas hatalarıyla çıldırtırken, Yasin ile de uyumsuz bir görüntü çizince sol kanatta maç boyunca varlık gösteremedik. Rumen oyuncu adeta sol bek transferinin gerekliliğini bağırıyordu.
SAĞ TARAFIN YILDIZI: GARRY RODRIGUES
Kuşkusuz maçta en çok iş yapan isim Garry Rodrigues'di. Mariano ile uyumuyla göz dolduran Garry, teknik direktör Fatih Terim'in de kendisine verdiği görevi layıkıyla yerine getirdi. Kusursuz bir performans gösteren çalışkan kanat oyuncusu, hücum gücüyle göz doldurdu. Rakip defansın arkasına sarkarak arkadaşlarına birçok pas opsiyonu oluşturan Hollandalı oyuncu, takım arkadaşlarına da tam 5 net pozisyon hazırlamayı başardı. Takım arkadaşlarının kaçırdığı pozisyonlardan ötürü bir türlü asist yapmaya erişemeyen Garry, maçın son dakikasında Gomis'in attığı gol ile birlikte asistine de kavuştu.
KULÜBEDEN GELEN İKİ YILDIZ: BELHANDA & GOMİS
Fatih Terim, ikinci yarıya Selçuk'un yerine Belhanda'yı alarak başladı. Bu hamlesiyle Tolga'yı Selçuk'un rolüne geçirirken, Belhanda'yı önde kullandı. Selçuk ilk yarıda sahada yok gibi gözükse de aslında birçok görevi üstlenmişti. Bu maç özelinde beklerin daha ileri çıktığında Selçuk daha geride kalıyor ve normal zamanda Fernando'nun üstlendiği geriden top çıkarma görevini üstleniyordu. Selçuk oyundan çıkınca Tolga ile bunu başaramadı ve sorunlar yaşadı Terim'in öğrencileri. Bu aslında Belhanda ile ilgili bir şey değil, Tolga'nın o konuda birtakım eksiklikleri olması nedeniyle oldu. Belhanda'nın girmesi bu konularda eksi yazsa da hücum ve sertlik anlamında birçok yarar sağladı. Faslı oyuncunun oyuna girmesi kanat oyuncularını rahatlatırken, en önemli artısı da orta sahadaki mücadele gücüne oldu. Fiziksel olarak eksik Selçuk yerine her topa ayak sokmaya çalışan ve orta sahaya sertlik kazandıran Belhanda, orta sahada rakibi oldukça rahatsız etti. Hücumda da dikine oynayarak, dribling halinde takımı üçüncü bölgeye taşıdı.
Gomis'in oyuna girmesi ise takıma apayrı bir katkı sağladı. Fransız forvet 80. dakikada oyuna girmesine rağmen çok kısa sürede takımı ayağa kaldırmayı başardı. Özellikle topsuz alanda oyuna ağırlığını koyan Gomis, takımın enerjisini yukarı çekmeyi başardı. Ceza sahası içinde çok kısa sürede iki pozisyona girmeyi başaran Gomis, takım arkadaşları için de birçok alan açmayı başardı. Prese kattığı katkıyı da göz önünde bulundurmak lazım. Bir de gol attı tabii ki. Kuşkusuz Gomis neden bu takımın birinci forveti olduğunu, neden takımın ona ihtiyacı olduğunu 10 dakikada göstermeyi başladı.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.