Dört Köşe | ''Şampiyonluk pamuk ipliğine bağlıydı.''

FCN Blog'un kendine has konsepti olan Dört Köşe'de bu hafta Alanyaspor maçını, Feghouli'nin düşen performansını Futbol Arena ve futbolist.co yazarı Sinan Yılmaz ile konuştuk.

Alanya deplasmanında 15 dakikada skoru 2-0'a getirmesine rağmen ecel terleri döken bir Galatasaray vardı. Sen Alanyaspor karşısında Galatasaray'ı nasıl buldun? 
Şanslı buldum. Şampiyonluk pamuk ipliğine bağlıydı. İlk 15 dakikadaki skor da iyi bir baskıyla ve oyunla değil Alanyaspor'un çok kötü savunması sayesinde gerçekleşti. Galatasaray'ın maçtaki tek şanssızlığı 2-0'dan hemen sonra Junior Fernandez'in attığı harika gol oldu. O gol skoru 2-1'e indirince zaten geri kalan 70 dakikayı kapalı savunma ile oynamak gibi yeni bir düşünce içine girilemezdi. O yüzden başlangıç taktiği 2-2'ye kadar değişmedi. 2-1 öndeyken de koordine olamayan bir Galatasaray vardı. Bunda Donk-Fernando ikilisi ile oynamanın, topa sahip olamamanın etkisi var. Açıkçası Selçuk İnan'ın, Gençlerbirliği maçından sonra neden kesildiğini anlamadım. Selçuk, Gençlerbirliği maçında gayet iyi oynamıştı. Daha önceki Trabzonspor maçında da öyleydi. Hatta belki de senelerdir oynayamadığı garanti oyunu oynayabiliyordu. Beşiktaş maçında Fernando-Donk ikilisi ile oynanabilir belki o şahsına münhasır bir maç olacak ama Beşiktaş maçından sonraki 3 maçta Galatasaray'ın Donk-Fernando ikilisi ile devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Galatasaray'ın deplasmanlarda yaşadığı sıkıntıyı neye bağlıyorsun yani iç saha oyunu ile dış saha oyunu arasında neredeyse 180 derece fark olması sence neden?
Geçtiğimiz günlerde FutbolArena'da bir haber yapmıştık. 3 büyüklerin iç sahada en iyi sezonları hangileri diye. Bu sezona benzer bir sezon görebileceğimi hiç düşünmüyordum ama 2001-2002'de Lucescu iç sahada tam 17'de 17 yapmış. Deplasmanda ise çok puan kaybetmiş ama şampiyon olmuş. Neredeyse bu sezonun aynısı. Luce üstelik Emre, Okan, Hagi, Jardel gibi yıldızlarını kaybettikten sonra Fleurquin, Perez, Victoria gibi oyuncularla yaptı bunu. Üstelik o sezon Şampiyonlar Ligi'nde sadece o sezona mahsus olarak çift grup sistemi vardı. İlk gruplarda 6 maç, 2. gruplarda da 6 zorlu maça çıkıldı. Şampiyonlar Ligi takımlarının kendi liglerinde anası ağladı. Fikstürler hiç olmadığı kadar sıkışıktı ve o kadar Şampiyonlar Ligi maçına çıkıp şampiyon olmuş Luce. Şimdi düşününce o gün Lucescu kovulmasa herhalde Shakhtar'da yaptığı 8-10 sezon üst üste şampiyonluğu Galatasaray'da yaparmış diyorum. Zaten Beşiktaş'ta da yapacaktı ama dönmeyen dolap kalmadı ve önünü kestiler. Neyse neden Galatasaray deplasmanda kazanamıyor çünkü hepsinden önce kötü bir kontra atak takımı. Kendi yarı sahasında sağlam savunma yapsın, kontralarla gitsin maç alsın yok. 27 gol atan Gomis'in sadece bir tane kontra atak golü var aklıma gelen o da Konya'da orta sahadan bastı gitti penaltı aldı. Ali Turan yetişememişti yanlış hatırlamıyorsam. Feghouli - Belhanda ve diğer hücum oyuncuları da kontra ataklarda etkisiz. Misal Garry hızlı ve çabuk ama ani gelişen ataklarda sürekli hatalı kararlar verdiği için o da yeterince kontra atak golü atamadı. Bir Kasımpaşa deplasmanı geliyor aklıma belki bir iki tane daha vardır. Sonuçta Galatasaray'ın oyunu öldürüp hızlı çıkıp gol atma becerisi yok. Zaten oyunu kendi sahasında kabullenirse duran toptan çok kolay gol yeme sorunu da var. O yüzden Galatasaray için tek kazanma formülü rakibi kendi yarı sahasına hapsedip set oynamak. Feghouli, Belhanda, Gomis, Selçuk ve hepsinden iyisi Mariano set oyununda usta oyuncular. Gomis tam bir set oyunu bitiricisi. Mariano oyun rakip yarı alana yıkıldığında olağanüstü bilgili. Feghouli ve Belhanda da o oyunu iyi biliyor ama hızlı atağa çıkmayı bilmiyorlar. Nihayetinde deplasmanda oynayınca takımlar gerek taraftarı, gerek statların bozuk zeminleri, gerek zaman geçirmelerle devamlı baskı yemeye fazla izin vermezler. Galatasaray'da alternatif kontra atak oyuncusu da yok. Eren de o oyunu bilmiyor. Mesela Niasse tarzı bir kanat/forvet olsa deplasmanlarda tam oynatılacak cinsten olurdu. Böyle bir 2. forvet özellikli kanat oyuncusu yaza mutlaka transfer edecektir Terim.

Galatasaray'ın belki de en yetenekli futbolcusu olan Sofiane Feghouli'nin özellikle 3 maçtır hayalet casperden hallice olmasını neye bağlıyorsun rakipler mi çok iyi önlem alıyor yoksa Feghouli'yle mi alakalı? 
Feghouli, Galatasaray'ın hücumdaki en zeki futbolcusu. En zor tahmin edilen, en yaratıcı futbolcu. Beşiktaş'ta da Oğuzhan böyle. Ne yapacağını kestiremediğin, maçı izlerken seni şaşırtan doğru tercihler yapan çok nadir oyuncular var. Feghouli bunlardan biri ama fiziksel olarak gerilemiş bir oyuncu. Bu yaz kampını da sakat geçirdiği için sezon boyu eski Feghouli'ye dönemedi. Biraz kilo fazlası da var gibi geliyor. Aklının hızlıca düşündüklerini vücudu yeterince hızlı gerçekleştiremiyor gibi. Aslında gol ve asist olarak zayıf kalmadı ama defansif olarak zayıf kalıyor. Eski Feghouli çok daha disiplinli savunma yapan çalışkan bir kanat oyuncusuydu Valencia'da. Şimdiki Mariano'yu deli ediyordur. Mariano ile hücumda çok iyi anlaşıyorlar, özel işler yapıyorlar ama savunmada Mariano yeterli desteği bulamıyor. Yaza ilk yapması gereken biraz zayıflamalı, kondisyonunu yükseltmeli ve daha iyi savunma yapmalı. Feghouli daha iyi savunma yapsa Galatasaray'da birkaç sorun kendiliğinden düzelecek ve oyuna çok ciddi anlamda yansıyacaktır bence.

Haftasonu belki de şampiyonu belirleyecek bir Beşiktaş maçı var. Senin derbiyle alakalı görüşlerin nedir nasıl bir maç bekliyorsun?
Ben Terim geldiğinden beri şampiyonluk favorisi olarak Galatasaray'ı görüyorum. Bir kere kendisi kabul etmese de Tudor'dan oldukça iyi bir takım aldı. 2 yıllık o kaos döneminden sonra fayda maliyet hesabı yaparsak gayet güzel bir kadro kuruldu. İnsanlar kadro rotasyonu zayıf diyor. Bir zahmet... Son 2 yılda ilk 11'in de kötüydü. Şimdi bir yaz transfer döneminde şampiyonluğa oynayacak 11'i kurmuşsun bir de rotasyonunu arıyorsun. Zaten paran kısıtlı ama rotasyonun iyi olması için önce dış değil iç transfer yapabilmen lazım. Bu Galatasaray değil Real Madrid için bile böyle. Klopp beğenilmeyen Milner'ı kazandı rotasyonu zenginleşti. Zidane Asensio, Kovacic, Vazquez, İsco'dan verim aldı 4 yıldır Real Madrid doğru dürüst transfer yapmıyor çünkü iç transferler nedeniyle neredeyse gerek yok. (Sadece forvet bölgesine içeriden çıkaramadılar ve o da pahalıya patladı ama Bale ve Benzema'nın bu kadar düşüş yaşacaklarını düşünmedi muhtemelen) Zidane'dan önce İsco'nun yüzüne bakılmıyordu gönderilecek deniliyordu şimdi İsco kalitesinde adamı transfer yapamazsın çünkü 2. bir İsco yok! Varsa da 100-200 milyon euro. Coutinho işte fiyatı belli. Barcelona içeriden denedi denedi yapamadı o transferi sonunda verdi 120 milyon euro artı bonusları aldı. Fatih Terim de Donk'u içeriden transfer ettiği gibi birkaç oyuncu daha transfer ederse rotasyon zenginleşir yaza. Fatih Terim bu konuda Linnes, Sinan, Eren gibi oyuncuları da kazanmaya çalıştı. Tabi final haftalarında da bu kadar olur. Yaza bu isimlere başkaları da katılabilir. Altyapıdan oyuncu da çıkabilir. Rotasyonun zenginleşmesi hemen bir senede olacak şey değil. Bu yeni kurulan bir takım. Beşiktaş ve Başakşehir'in rotasyonu zengin çünkü onlar 3-4 yıllık takımlar. Fatih Terim'in avantajı evvela fiziksel olarak sağlam bir takım aldı. Feghouli dışında fiziksel olarak kendi seviyesinde değil denebilecek çok az oyuncu var. Sonra Beşiktaş - Fenerbahçe Türkiye Kupası'nda birbirini yıpratırken, Fenerbahçe'de Aykut Kocaman kendi taraftarından neredeyse hiç destek görmezken, Beşiktaş 8 tane Şampiyonlar Ligi maçı oynamışken, Terim son derece büyük bir destekle ve sadece iki kulvarda yoluna devam etti. Galatasaray'da rotasyon zayıf da Fenerbahçe'nin rotasyonu güçlü mü? Fenerbahçe'nin daha beter ve taraftardan hiç destek görmemiş olmasına rağmen Galatasaray'dan sadece üç puan az topladılar. Başakşehir ve Beşiktaş'ın kadroları en güçlü ama onlar da geçen sezonlara oranla kötü bir sezon geçiriyorlar. Çok fazla puan kaybettiler ve Terim o gereksiz deplasman kayıplarını yaşamadan alıp yürümesi gerekiyordu. Tudor o deplasmanlarda kaybedebilir çünkü 2-3 yıldır Türkiye'de ve 40 yaşında bir hoca. Tudor'un tecrübesi çok düşük. Maaşı da o oranda belli. Tudor'un o deplasmanları kaybetmesini anlarım ama 30 senedir Süper Lig'i avucunun içi gibi bilen, en elit teknik adamlardan biri olan, o oranda maaşını alan Terim'in o deplasmanları kaybetmesi normal değil. Derbi maçı ne olur bilmiyorum ama Galatasaray şampiyon olamazsa bence Terim başarısız bir sezon geçirmiş olacak çünkü her türlü desteği buldu ve rakipleri de ligde kötü sezon geçirdiler. 3'ü de 75 puanı matematiksel olarak bulamıyor! Bu şampiyonluğu tecrübesiyle alıp götürmesini bekliyordum ama Kasımpaşa'da Sivas'ta Gençlerbirliği deplasmanında kaybettikçe bir türlü alıp yürüyemedi. Sonunda işini zora soktu ve şimdi Galatasaray'da Terim'in winnerlığı, büyük maç tecrübesi ve iç saha avantajı, Beşiktaş'ta da 3 yıldır kurulan takımın birliktelik, devamlılık avantajı var. Bence şampiyonluk tamamen ortada. Beraberlikte Başakşehir ve galibiyetlerde de kazanan takımlar %90 şampiyon olacak. İnanılmaz bir heyecan. Hak eden kazansın.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0