Süper Kupa | Beklenmeyen mağlubiyet..
Birçok deprem ve sarsıntıyla geçen sezonun ardından Galatasaray sezonu her şeye rağmen şampiyon olarak tamamladı. 2018-2019 sezonun başlangıcını ise bu kez Süper Kupa maçıyla yaptı. Sezonun ilk kupası parolasıyla Konya'ya Galatasaray pek de umduğunu bulamadı. Fatih Terim ilk 11 tercihi geçen sezon son düzlükte tercih ettiği, bir bakıma şampiyon yapan kadroyu sakatlığı olan Mariano hariç sahaya sürdü. Akhisarspor ise geçen sezona oranla hem kadro hem teknik ekibini yenilemiş şekilde geldi.
Maça her iki ekipte birbirini tartarak başladı. Temponun oldukça düşük olduğu buna binaen pas temposunun da epey düşük olduğu bir maç başlangıcı izledik. Galatasaray'ın geniş alanda oynamaya yetkin olmayan savunma ve orta sahasının sırıtmaya başladığını ise maç ilerledikçe daha çok göze battı. Takımın oldukça fazla hazırlık pası yapması, topun yönünü değiştirecek oyuncu olmaması bu oyuna etki eden başlıca unsurdu. Galatasaray'ın kenarlara bağımlı oyunu Garry Rodrigues'in ve Feghouli'nin kötü oyunu eklenince üretme sorunu yaşayan bir takım oldu. Akhisar bu üretmeyen takıma karşı 2.bölgede rakibini karşılayıp burada kazandığı topları öndeki üçlüsü Manu, Selezynov ve Barbosa'ya aktarıp, önde kurulan ama hantal savunma hattına sorun çıkartmak planıyla sahadaydı. Bu planın tuttuğunu ilk 45 dakika boyunca gördük. Akhisar pek çok pozisyon buldu. Bunlardan sadece birini değerlendirmiş olmaları Galatasaray'ın şansıydı..
Fatih Terim geçen sezon Gençlerbirliği yenilgisi sonrası bu kadroyu tercih etmeye başlamış ve başarılı olmuştu. Lakin bu kadro kazanırken dahi sorunlu olduğunu futbolu az takip eden biri bile görebilecek seviyedeydi. Galatasaray geçen sezon bu kadroyla çıktığı maçlarda oldukça pragmatist bir oyun oynadı. Maça ligin en atlet takımı olmanın avantajıyla 3.bölgede yoğun pres yaparak başlayan takım buradan golü de bulup dakikalar geçtikçe geriye yaşlanmaya başlıyordu. Fernando'nun 8 numara, Donk'un 6 numara olduğu düzen top çıkarma konusunda Galatasaray'ın zorlanması ve orta alanda baskı yemesine sebep olmuştu. Galatasaray'ın erken gol bulup skor avantajı sağlayamadığı maçlarda zorlandığını da gördük. Başakşehir maçında Mariano'nun bireysel yetenekleri ile maç çözülmese Galatasaray'ın hanesine 1 beraberlik daha yazılacaktı. Golü attıktan sonra daha iyi oynayan bir Galatasaray izlemiştik o maçta da keza. Yine bu maçta da golün erken gelmemesi hatta geriye düşülmesi Galatasaray'ın kadro yapısına uygun olmayan bir oyuna itilmesine sebep oldu. Takım üretemiyordu. Sezon başı olması, bu kadronun ilk kez birlikte oynuyor oluşu gibi birçok sorun vardı. Birçok açıdan bu maçı geçen sezon kaybedilen Gençlerbirliği maçına benzetebiliriz. O gün Ümit Özat, Galatasaray'ı mağlup ederken Galatasaray'ın kenarlara bağımlı bir takım olduğunu çözmüş ve takımını 5-4-1 ile sahaya sürerek hem kenar oyuncularından hem de savunmadaki +1 kişiden Galatasaray kenar oyuncularına sıkıştırma getirmesini sağlamış ve Galatasaray'ın hiçbir şey üretmeden maçı kaybetmesine sebep olmuştu. Saffet Susic de kuvvetle muhtemel ki Galatasaray'ın bu defosunu fark etmiş ve kenarları adam adama sayılabilecek şekilde savundurdu. Fatih Terim yine Gençlerbirliği maçında yaptığı yanlışa yeniden düştü ve orta sahadan oyuncu eksiltip oldukça statik bir ikili olan Gomis-Eren ikilisine dönüş yaptı. Oyundan çıkan isim de Belhanda olunca Galatasaray orta sahasında pas kalitesi iyi bir tane oyuncu kalmadı. Bu yanlıştan hızlı vazgeçen Terim merkeze Feghouli'yi kaydırıp Yunus'u, Fernando yerine oyuna sürdü. Galatasaray'ın biraz da olsun merkezden hücum etmeye başladığını görür olduk. Terim hemen ardından oyunu yönlendiren oyuncu eksikliği için de hamle yaptı ve Selçuk'u oyuna sürdü. Selçuk'un en büyük sıkıntısı olan ve bu kadar eleştirilmesine sebep olan temposuzluğu bu maçta pek sorun olmazdı. Zaten temposuz başlayan karşılaşma dakikalar ilerledikçe yorgunlukla birlikte epey düşmüştü. Bu değişiklikler sonrası Galatasaray'ın daha iyi oyun oynadığını görür olduk. Sonrasında yine bir kenar hücumunda Galatasaray golü buldu.
Fatih Terim geçen sezon Gençlerbirliği yenilgisi sonrası bu kadroyu tercih etmeye başlamış ve başarılı olmuştu. Lakin bu kadro kazanırken dahi sorunlu olduğunu futbolu az takip eden biri bile görebilecek seviyedeydi. Galatasaray geçen sezon bu kadroyla çıktığı maçlarda oldukça pragmatist bir oyun oynadı. Maça ligin en atlet takımı olmanın avantajıyla 3.bölgede yoğun pres yaparak başlayan takım buradan golü de bulup dakikalar geçtikçe geriye yaşlanmaya başlıyordu. Fernando'nun 8 numara, Donk'un 6 numara olduğu düzen top çıkarma konusunda Galatasaray'ın zorlanması ve orta alanda baskı yemesine sebep olmuştu. Galatasaray'ın erken gol bulup skor avantajı sağlayamadığı maçlarda zorlandığını da gördük. Başakşehir maçında Mariano'nun bireysel yetenekleri ile maç çözülmese Galatasaray'ın hanesine 1 beraberlik daha yazılacaktı. Golü attıktan sonra daha iyi oynayan bir Galatasaray izlemiştik o maçta da keza. Yine bu maçta da golün erken gelmemesi hatta geriye düşülmesi Galatasaray'ın kadro yapısına uygun olmayan bir oyuna itilmesine sebep oldu. Takım üretemiyordu. Sezon başı olması, bu kadronun ilk kez birlikte oynuyor oluşu gibi birçok sorun vardı. Birçok açıdan bu maçı geçen sezon kaybedilen Gençlerbirliği maçına benzetebiliriz. O gün Ümit Özat, Galatasaray'ı mağlup ederken Galatasaray'ın kenarlara bağımlı bir takım olduğunu çözmüş ve takımını 5-4-1 ile sahaya sürerek hem kenar oyuncularından hem de savunmadaki +1 kişiden Galatasaray kenar oyuncularına sıkıştırma getirmesini sağlamış ve Galatasaray'ın hiçbir şey üretmeden maçı kaybetmesine sebep olmuştu. Saffet Susic de kuvvetle muhtemel ki Galatasaray'ın bu defosunu fark etmiş ve kenarları adam adama sayılabilecek şekilde savundurdu. Fatih Terim yine Gençlerbirliği maçında yaptığı yanlışa yeniden düştü ve orta sahadan oyuncu eksiltip oldukça statik bir ikili olan Gomis-Eren ikilisine dönüş yaptı. Oyundan çıkan isim de Belhanda olunca Galatasaray orta sahasında pas kalitesi iyi bir tane oyuncu kalmadı. Bu yanlıştan hızlı vazgeçen Terim merkeze Feghouli'yi kaydırıp Yunus'u, Fernando yerine oyuna sürdü. Galatasaray'ın biraz da olsun merkezden hücum etmeye başladığını görür olduk. Terim hemen ardından oyunu yönlendiren oyuncu eksikliği için de hamle yaptı ve Selçuk'u oyuna sürdü. Selçuk'un en büyük sıkıntısı olan ve bu kadar eleştirilmesine sebep olan temposuzluğu bu maçta pek sorun olmazdı. Zaten temposuz başlayan karşılaşma dakikalar ilerledikçe yorgunlukla birlikte epey düşmüştü. Bu değişiklikler sonrası Galatasaray'ın daha iyi oyun oynadığını görür olduk. Sonrasında yine bir kenar hücumunda Galatasaray golü buldu.
Bugün 7 Ağustos ve transfer döneminin kapanmasına yaklaşık 25 gün var. Bu süreç zarfında UEFA'nın mali kısıtlamalarına rağmen Galatasaray'ın en iyi ihtimalle 2 transfere ihtiyacı var. Merkez orta sahada nitelik ve nicelik anlamda gözle görülür eksikliğin takım içinden çözülmesi mümkün değil. İkinci bir eksik bölge ise forvet hattı. Bafetimbi Gomis iyi bir ceza sahası golcüsü lakin Fatih Terim'in istediği oyunda bu tarz bir forvet yok. Şampiyonlar Ligi'nde ve deplasmanlarda takımın rakip kaleye mesafesi uzadıkça Gomis etkisizleşmeye başlayacak. Bu sebeple daha mobil bir forvete ihtiyaç olduğu da aşikar. Sezonun ilk karşılaşması olması olduğundan ümitsizliğe kapılmaya pek de gerek yok dedirtiyor lakin bu kadro ve oyun yapısıyla Galatasaray'ın Avrupa macerasının 2019 yılına uzaması da zor gözüküyor.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.