UCL | Fatih Terim artık daha pragmatist!

2 yıl aradan sonra döndüğü Düşler Sahnesi'nde Galatasaray, grubun ilk maçında Lokomotiv Moskova ile karşı karşıya geldi. Maça hızlı başlayan Sarı-Kırmızılı ekip henüz 9.dakikada Garry Rodrigues ile öne geçti. Bu dakikadan sonra Lokomotiv Moskova Galatasaray'ın hızını kesse de ilk yarı bu şekilde sonuçlandı. İkinci yarıda 66.dakikada Eren Derdiyok frikikten attığı golle farkı ikiye çıkardı. Dakikalar 87'yi gösterirken Ndiaye'nin ikinci sarıdan gördüğü kırmızı kartla oyundan atılırken yüzler biraz ekşise de Selçuk İnan'ın 90+4'de penaltıdan attığı gol sonucu tayin etti. Şimdi gelin hep birlikte Cimbom'un bu galibiyetini inceleyelim.

Fatih Terim buna yakın bir düzenle takımını sahaya sürdü. Galatasaray'ın maçın başındaki planı topu rakibe bırakmamak ve top rakipteyken ön bölgede pres yaparak topu geri kazanma süresini oldukça düşük tutarak oyuna başladı. Bu süreçte Lokomotiv Moskova'da Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürürcesine önde baskı yapmadı ve Galatasaray'ın geriden oyunu rahat bir şekilde kurmasına müsaade etti. Galatasaray'ın en büyük defosu olan geriden oyun kuramama sorununu da çözünce beklerini gönül rahatlığıyla öne atabildi. Lokomotiv Moskova'nın 5-4-1 tercihi de Galatasaray'ın işine gelen başka bir durum oldu. Lokomotiv derinde kalınca 5'li savunmadaki bekler, Galatasaray'ın kenar oyuncuları ile eşleşti. Öndeki 4'lü hat beklerin üstüne gidince merkezde Galatasaray üstünlük sağladı. Merkeze yanaşınca bekleri kapatmak zorlaştı. Bu sayede Galatasaray ilk 20 dakika hem göze hoş gelen hem de rakibini epey zorlayan bir oyun oynadı. İlk 20 dakikadan sonra Lokomotiv, Galatasaray'ın üstüne gelmeye, önde basmaya başladı. Fatih Terim de takımın yoğun önde baskısından vazgeçmiş ve ikinci bölgede rakibini karşılayan daha kompakt bir oyuna geçiş yapmasını istedi. Televizyon karşısında Galatasaray'ın oyun üstünlüğünü Lokomotiv'e verdiğini düşüncesi hakim oldu ancak bu Fatih Terim'in isteği dahilinde olan bir olaydı. Fatih Terim artık eskisi kadar idealist bir adam değil. Önceden Real Madrid'e karşı bile hücum karakterinden vazgeçmezken geçen sezon oldukça pragmatist bir oyun yapısıyla Galatasaray'ı şampiyonluğa taşımıştı. Fatih Terim artık Şampiyonlar Ligi seviyesinde Galatasaray gibi bir takımın başarılı olması için pragmatik bir oyun oynaması gerektiğine inanıyor. Galatasaray'a imza atmadan önceki Milli Takım serüveninde de kendisiyle özdeşleşen pres futbolundan vazgeçen bir Fatih Terim vardı. Bu sebeple 20.dakikadan sonra topu Lokomotiv'e bırakıp oyununu kontra-ataklar üzerinden oynamayı planladı. Lakin ilk yarının sonuna kadar Galatasaray adına bir sorun doğdu. Galatasaray dönen topları daha doğrusu sahibi olmayan topları alamıyordu. Dönen topların hepsi Lokomotiv'e gidince Rus ekibi hücum devamlılığını sağladı ve Galatasaray'ı boğmayı başardı. Bu baskıda duran toplar hariç Galatasaray'ın pozisyon vermemesi bir artı olarak yazılsa da duran top savunmasındaki zaaflar hala can sıkıcı seviyede.

İkinci yarıda Fatih Terim oyuncu değişikliği yapmadan saha içinde ufak bir değişiklik yaptı. Badou Ndiaye'yi daha derine iterken Fernando'yu, Muslera'nın uzun attığı topları Eren'den seken topları toplaması için biraz daha öne attı. Galatasaray ikinci yarıya da 20-45. dakikalar arasındaki oyun planıyla çıktı. 20-45 arası baskı yemişti ama sorun planda değil dönen topların alınamamasındaydı. Fatih Terim'in saha içinde yaptığı ufak değişiklik sonuç verdi. Galatasaray dönen topları toplamaya başladı ve Lokomotiv'in bir daha öyle bir baskı kuramamasına sebep oldu. Dikine oyunu ön plana çıkaran Galatasaray, farkı yükseltecek bir çok fırsat buldu ancak taa ki golü haricinde de iyi bir oyun oynayan Eren Derdiyok'un frikiğine kadar farkı açamadı. Eren Derdiyok'un güzel frikik golünden sonra Fatih Terim bir hamle daha yaptı. Lokomotiv ilk golü yedikten ve Galatasaray topu kendilerine bıraktıktan sonra 3-4-3 şeklinde dizilir olmuştu. Bu düzende rakip alana yerleştiğinde oluşan eşleşme avantajını sona erdirmek için Younes Belhanda'yı oyundan alıp yerine Maicon'u sahaya sürdü. Galatasaray, Lokomotiv'in 3-4-3'üne, 3-4-3 ile cevap veriyordu. Fatih Terim bu değişikliği yaparken merkezden adam eksiltiyordu. Günümüz futbolunda merkezde kalabalık olmak mühim ancak büyük ihtimalle Fatih Terim bu hamleyi yaparken nasıl olsa daha dikine bir oyun oynuyorum topa da ben sahip değilim ve derin de bekliyorum sorun olmaz şeklinde bir planı vardı. Fatih Terim'in bu planı da tuttu. Galatasaray bu hamle sonrası çok daha tehlikeli kontra ataklar üretti ve oyunu tamamen öldürdü.

Badou Ndiaye'nin yıldızlaştığı maçta kırmızı kart görmesi Porto deplasmanı öncesi biraz olsun canları sıkmıştır. Çünkü Badou Ndiaye merkez bölgede Galatasaray adına alternatifi olmayan tek adam. Ndiaye'nin dışında Garry Rodrigues, Nagatomo, Serdar ve Eren'in günün en iyi isimleri oldular. Özellikle Garry Rodrigues ilk 20 dakikada çıktığı seviye ile ben buraların oyuncusuyum diye bağırdı. Nagatomo için ise ayrı bir parantez açmak gerek. Geçen sezon savunmada Visca ve Quaresma'ya adım attırmazken acaba daha üst seviyede nasıl olur soru işareti her zaman vardı ancak Japon oyuncu bu maçta o soruyu cevapladı. Özellikle Galatasaray'ın oyunu kendi yarı sahasında kabul ederken üst düzey bir savunma beki olduğunu tekrar hatırlatmış oldu.

Galatasaray'ın her ne kadar tasvip edilmese de oynadığı oyun kusursuz olmasa da iyi bir oyundu. Çünkü futbolda sadece hücum futbolu yok. Savunma futbolu da bir seçenek ve Galatasaray bu savunma futbolunu oynarken akan oyunda hiç pozisyon vermedi. İkinci yarıda ise duran toplarda hiçbir sıkıntı yaşamadı. Fatih Terim her dakikasını kurguladığı bu maçta aslında artık daha pragmatist olduğunu da kanıtladı. Galatasaray'ın attığı gol kadar bir o kadar da pozisyon bulduğu bu maçta güzel sinyaller verdi.