Arda Turan: Çağırırlarsa gelirim, olmazsa tribünden desteklerim..
Ara transfer döneminde Galatasaray'a imza atıp - atmayacağı tabir-i caizse yılan hikayesine dönen ve hakkında her gün haberler çıkan Arda Turan, karantina günlerinde Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu. Başakşehir ile olan kiralık sözleşmesini feshetmesinin ardından ligin ikinci yarısını İstanbul'da ailesiyle geçiren yıldız oyuncu merakla beklenen Galatasaray'a transferi hakkında da açıklamalarda bulundu.
GALATASARAY BENİM CAMİAM
Bugünlerde daha çok dinleniyorum, kitap okuyorum. Oğlumla vakit geçiriyorum. Yapacak bir şey yok. İnsan ister istemez sıkılıyor ama bugünler sabır günleri. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Galatasaray her zaman benim camiam. Bunu her zaman söylüyorum zaten. Orada olsam da olmasam da söylüyorum. Galatasaray'a nasıl hizmet etmem gerekirse öyle ederim. Gerekirse tribünden gider desteklerim. Bunu Atletico Madrid'de de, her zaman söyledim. Biraz işkoliğimdir. Antrenman maçını kaybettiğimizde bile bir oyuncunun gülmesi beni rahatsız eder. Ona mutlaka bir şey söylerim. 'Kaybettik, alışkanlık haline gelmesin' derim. Gelecek sene Galatasaray'da oynayacak mıyım bilemiyorum. Başkanın ve hocanın sözlerinin üzerine bir şey diyemem. Beni çağırırlarsa giderim, çağırmazlarsa da tribün orada gider desteklerim. Bu her zaman böyleydi. Biz de Fatih hocaya aşığız ama adam biraz dinlensin. Her gün gazete kendi ismini görmesin. Arda ne demiş diye okumasın, dinlensin biraz.
BUGÜNLER ELBET GEÇECEK
Uzun bir dönem sessizdim. Zaten oynamıyordum ve oynamıyorken çok fazla konuşmak istemiyordum. Şimdi böyle bir süreçte insanlara moral olur, değişiklik olur diye konuşuyorum. İspanya'daki arkadaşlarımla konuşuyorum. Onların durumu daha zor çünkü sokağa çıkma yasağı var. Kendi özgürlüğünle dışarı çıkmamak başka, zorunlu olarak çıkamamak başka. Bizim durumumuz farklı. Sonuçta 60 metrekarelik evlerde oturan insanlar da var. Sağlık çalışanlarına da Allah yardımcı olsun. Onlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Borcu olanı erteleme zamanı, birbirimize moral verme zamanı, dışarı çıkanları durdurma zamanı, bunlar böyle zamanlar. Birçok hastaneye maske bağışında bulunduk. Şimdi yeni bir projemiz var. Toplanıp 100 bin maske yaptırmayı düşünüyoruz. Hastanelere destek olsun istiyoruz. Elimizden ne geldiğince paylaşmaya çalışıyoruz. Bazen çok üzücü durumlar olabiliyor. Yaşlı teyzeme kirasını ödemesi için yardımcı olmak istedik, teyze yardıma ihtiyacı olan başkasına verilmesini istedi. Bunlar çok özel şeyler. Ben de 2 kardeşle küçük bir evde büyüdüm. Hiçbir zaman "Şunda şunlar var, nasıl hayatlar yaşıyorlar" demedik. Herkes kendi elinde olana bakarsa, mutlu olmaya çalışırsa daha iyi olacaktır. Şan, şöhret, araba filan çok güzel şeyler ama bunların önemi yok. Yukarıda oğlum var, ona bir şey olmasın, eşim hamile, ona kötü bir durum olmasın diye düşünüyoruz. İnşallah bugünleri de atlatacağız. İnşallah 1-2 ay içinde her şey eskiye döner diye düşünüyorum.
FATİH HOCA BANA İYİ DAYANMIŞ
Geçen gün 2008 maçlarını izliyordum. Nerelerden dönmüşüz, koronadan mı dönemeyeceğiz. İsviçre maçını izledim, çok kötü oynamışım. Hocam (Fatih Terim) iyi dayanmış yani bana. Sonra golü atmıştım, tecrübe işte. Hocam bana çok özgüven verirdi, kendimi iyi hissettirir. İsviçre maçında mesela Fatih hoca muhteşem bir taktik değişiklik yapmıştı. Şimdi bakınca 'Vay be!' diyorum. 40 yıl düşünsem aklıma gelmez. Barcelona-PSG maçlarını izledim. Mesela 4-0 kaybettiğimizin rövanşını 6-0 kazandık. Nasıl atmışız 6 tane anlamadım. Farkında değilmişim yani..
Boleslav maçı kariyerimin dönüm noktasıydı. Tam 1 hafta sonra milli takıma çağrıldım. 2008'deki İsviçre golü, Atletico Madrid'e gitmem dönüm noktalarıydı. Valverde'nin 4-1-4-1 sistemi devam etseydi, Barcelona'da durumum farklı olabilirdi. Sistem 4-3-3 olunca ben 12. adam oldum.
MADRİD'DE AİLE GİBİYDİK
Diego Simeone futbol hayatıma çok katkı yaptı. Zaten muhteşem bir adamdır. Mesela söylediği olurdu. Chelsea maçında Hazard'ın savunma yapmadığını söylemişti ve o maçta Juanfran kanadından 2 gol bulmuştuk. Benim İspanya ile ilişkim asla kopmaz. Halen konuşmaya devam ediyoruz. İkinci yurdum gibi oldu. Madrid'de çok güzel günlerim geçti. Filipe Luis de geldi yayına. Ona tavla bile öğrettim. Felipe çok başkadır. Madrid'de kebap partisi yapıyorduk. Madrid'de aile ortamı çok iyiydi. Güzel anılardı, herkes özler ama tamamlanmış bir hikayeydi.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.