Hazırlık Dönemi | İstanbul Cup'ın Ardından


Galatasaray yeni sezon hazırlıklarını 15-17 Eylül tarihleri arasında İstanbul Cup'a katılarak sürdürdü. Bu 3 gün içerisinde Erdemirspor,Cibona ve Zalgiris gibi sert takımlarla karşılaştık. Üç maç sonunda 2 galibiyet bir mağlubiyet alarak turnuvayı birinci tamamladık. Hazırlık döneminde kazanma alışkanlığının yakalanması, oldukça önemli ve iyi bir nokta. İyi noktalardan diğeri ise bu denli sert rakipler ile karşılaşmamız. Bu durum sezon öncesi artı ve eksilerimizi daha net şekilde tespit etmemize yol açacaktır. Kolay rakipler ile karşılaşıp taraftarın gözünü boyamak yerine realist bir yaklaşımla zorlu ekipler seçilmesi teknik ekibin göze çarpan ilk olumlu hamlelerinden biri.

İlk gün karşılaştığımız Zalgiris, Euroleague'e her dönem katılmasıyla bilinen bir ekip. 25 sayı farkla kazanmamız böyle rakiplere karşı hazırlık döneminde olsa bile kolay başarabilen bir durum değil kesinlikle. Maçta dikkati çeken oyuncular Can,Tufan,Darius,Radoslav ve Mike'dı. Can'ın bu sezon ceza şutlarında başarılı ile geçireceğini düşünüyorum. Zira çok düzgün bir bileği var. Tufan, sakat geçirdiği uzun dönem sonrası yine bildiğimiz Tufan'a geri döneceğine dair işaretler verdi. İsabetli dış şutlarının yanı sıra savunmada bir hayli azimliydi. Darius, rakiplerin savunma dengesini takımda en kolay bozabilecek oyuncu. Adam geçme yeteneğinin üst seviyede olması penetre yolunu kolayca açıyor. Hücum performansının yanı sıra atletik yapısından dolayı savunmada iyi işlere imzasını attı. Mike ve Radoslav'ı pota altında birlikte izleme fırsatımız fazla olmasa da yüzü dönük iyi oynayabildiklerini tespit ettik. Savunmada size olarak yetersiz kalsalar da ayak hızlarını kullanarak agresif savunma yapabiliyorlar. Maçı genel değilde oyuncular bazında ele almamın nedeni ; takımımızın hücum ve savunma rollerinin oturmamasından dolayı genel verilere varmamız için çok erken olduğunu düşünmem. Zannediyorum Jasaitis'in de katılımıyla Türkiye kupasında net veriler elde edebiliriz. Gözüme çarpan noktalara gelirsek ; Takım genel anlamda savunmayı ön planda tutan bir kimlik ile sahada yer aldığını potamızda gördüğümüz 61 sayıdan görebiliyoruz. Sezon öncesi böyle sert bir ekibi skor anlamında bu sayıda tutmak günün en önemli noktasıydı. Savunma tarafımızın yanı sıra hücumda ısrarla boş şutu bulma isteğimiz gelecek adına bir diğer önemli nokta. Zira birebir zorlamalardan çok topu hızla dolaştırarak, doğru şut seçimlerine gitme isteğimiz ilerideki maçlar için iyi düşünceler yerleştirdi kafamıza. İlk maçta akılda kalan eksik yönümüz ise, pota altında zayıf kalmamızdı. Mike ve Radoslav'dan bahsederken ayak hızlarının agresif savunma yapabilme yeteneğini doğurduğundan bahsetmiştim. Buraya kadar doğru ancak bir maçta size olarak yeterli kalmadığınız uzunlara karşı ayak hızı bir yere kadar size yetecektir. Kadroda size bakımından yeterli tek oyuncu Cemal'i düşündüğümüzde takviye yapılmadığı takdirde epey zorlanacağımızı düşünüyorum. İşin savunma tarafını kenara bırakıp hücuma baktığımızda, takımların hücum setlerinde mutlaka sırtı dönük oyuncuya ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Takımımızda yıllardır patlama yapması beklenen Cemal'den hala bu oyunu bekliyoruz. Mike ve Radoslav'ın sırtı dönük oyun oynayacak tipte oyuncular olmamasından dolayı takviyenin ligdeki konumuzu belirleyeceğini düşünüyorum.

İkinci güne geldiğimizde karşılaştığımız Cibona aynı Zalgiris gibi Euroleague'e her sene katılan ve Top 16 yapma başarısı gösterebilen bir takım. Maçlar gün aşırı oynadığından oyundaki düşüşlerin sayısının artması, daha sezon başında olduğumuz için çok normal. Ancak lig başladıktan sonra hafta içi Avrupa maçlarımızı oynayacağımızı düşünürsek, her geçen hafta tempoyu daha da arttırmamız gereğine ulaşıyoruz. İlk gün gördüğümüz topun hızlı dolaşması sonucu doğru seçimler ve savunma konsantrasyonunu maçın ilk bölümünde göremedik. Bunun hücumdaki nedeni, ilk maçın aksine şutörlerimizin eline gelen ilk topu değerlendirme istekleriydi. Buda takımın yanlış seçimler yapmasını doğurdu. Bunun yanında boş şutu bulamayınca birebir zorlamalara dönmemiz skor anlamında kısır döneme girmemizi sağladı. Savunma tarafına döndüğümüzde, karşımızda çok ciddi bir ekip olduğu ortada iken basit fauller yapmamız, savunma konsantrasyonumuzu en alt kademeye indirdi. Oyunun iki alanında da yaptığımız hatalar sonucu ilk yarı fark 27 sayılara kadar çıktı. Oyunun ikinci bölümünde ilk gün gösterdiğimiz kimliği kazanarak farkı indirmemiz, doğru yaptığımız işlerden asla vazgeçmememiz gerektiğini ortaya koydu. 14-0'lık serinin gelmesiyle beraber farkı azaltsak ta maçtan 5 sayı farkla 71-66 mağlup ayrıldık. Bireysel olarak baktığımızda ilk günün aksine Evren Büker, çok yönlü bir oyuncu olduğunu oyunun her alanına etki ederek gösterdi. Bu sene bir çok alanda yararlanabilecek olmamız Evren'i takım adına önemli bir parça haline getiriyor. Radoslav Rancik ise şut yeteneğinin üst seviyede olduğunu maç boyu hiç şut kaçırmayarak gösterdi. 15 sayısının yanı sıra aldığı 11 ribaunt olumlu bir nokta. Cemal'in ikili oyunlarda bazı anlarda isabet sağlaması beklediğimiz patlamayı gösterebileceğine dair ufak bir umut idi. Bu arada Cemal'in uzun mesafeden soktuğu şut yazın bu noktaya önem verdiğini bir göstergesi. Darius ise ilk gün bıraktığı yerden devam etti. Penetrelerden yine başarı sağlamasının yanı sıra savunmada istekliydi. Gördüğüm tek eksik özelliği, gelmeden önce üstünde durduğumuz nokta savrukluğuydu. Bu maçta bu durumun bazı örneklerini gördük. Burada koç Okan Çevik'in onu yerinde dizginlemesi şart.

Turnuvanın final niteliğindeki maçta ise takımımız Erdemirspor ile karşılaştı. Takımın bu maçta sergilediği oyun kimliği, bu turnuvaya ne kadar ciddi bakıldığının bir göstergesiydi adeta. Gün aşırı oynanan maçları göze aldığımızda takımın performansında düşüşler bekleyebiliriz ancak oyun disiplininden kopmamamız takım olma adına önemli bir değerdir. Bu maçta ligde karşı karşıya geleceğimiz Erdemir karşısında önemli bir galibiyete imza attık. Maçta önemli noktaların altını çizmek gerekirse, gözüme ilk çarpan nokta maçın bir türlü kopmamasıydı. 8-10 gibi farklara yakalasak ta vurucu darbeyi indirmekte zorlanmamız sonucu maça yeniden ortak oldular. Bu durum iki kere tekrarlandı ve devam etmesi normal sezonda takımın hem fiziksel anlamda daha zorlanmalarına hem de bir daha ki maça mental anlamda yıpranmış olarak çıkmamıza yol açar. Bu durumun teknik ekip tarafından altının çizileceğini düşünüyorum. Maçta 6 oyuncunun çift hanelere çıkması, günümüz basketbol koşullarına ayak uyduran bir oyun anlayışı sergilediğimizi gösteriyor. Artık skorer bir oyuncuya bel bağlama dönemini geride bıraktık. Takım halinde hücum yapılması şampiyonluk yolunda ekipleri daha emin adımlarla yürümesini sağlar. Bizimde bu anlayış örneğini hazırlık döneminde göstermemiz, doğru basketbol oynama çabasında olacağımızın göstergesi. Bireysel olarak Darius,Tufan ve Evren'in öne çıktığını söyleyebiliriz. Darius savunmadaki başarısını hücuma yansıtınca 3 gün içerisindeki en yüksek skoruna ulaştı.(18) Evren ise ilk günün ardından arttırdığı tempoyu bu maçta da üstüne koyarak devam etti. Ancak Evren hala istediği randımana gelmiş değil, zamana ihtiyacı var. Tufan'da keza aynı şekilde. Sakatlığının getirdiği yavaşlık görülüyor. Ancak zamanla daha iyi basketbolu sahaya yansıtması, Kaptan unvanını aldığı bu yılda bizleri heyecanlandırıyor.

Üç gün sonunda takımımız bizlere hazır yönlerini gösterdiği kadar eksik yönlerini de gösterdi. Ancak daha hazırlık devrelerinin başında olduğumuzu düşünürsek takımımızın giderek üstüne koyan bir kimliğe bürüneceğini düşünüyorum. Turnuvada öne çıkan isimler ise Darius,Tufan ve Evren'di. Turnuvada Caner,Murat ve Eren'in ise ortalıklarda pek fazla görünmemesi daha zamana ihtiyacı olduklarını gösterdi. Takımımızın hazırlık dönemindeki performanslarını değerlendirmeye devam edeceğiz.

Arca Yıldırım

6 yorum:

  1. Sezon öncesi takım hakkında bir analiz yazısı yazmanız mümkünmü acaba?

    Oyuncularımız hakkında tek tek yorumlar ile birlikte.

    Bu arada Efes ve Fenerbahçe böylesine büyük transferler yaparken sadece Jasaitis'i alan Galatasaray neler yapabilir bu ligte?

    Saygılarımla,
    Kerem

    YanıtlaSil
  2. Tufan bu sene yılın adamı olacaktır eğer herhangi bir sakatlık yaşamazsa.

    Sizin Tufan hakkında yorumlarınız nelerdir?

    YanıtlaSil
  3. Geçtiğimiz senelerde takımımızda forma giyen Altay şu anda free-agent ve İtü ile denemelere çıkıyor.

    Acaba takımda düşünülemez mi?
    Sonuç itibariyle takımı ve ekibi tanıyor ayrıca genç ve yetenekli bir oyuncu..

    YanıtlaSil
  4. Bu takıma daha Simas gelicek. Güzel günler bizi bekliyor!

    YanıtlaSil
  5. Kerem bey ;

    Lig başlamadan önce, hazırlık dönemininde sonlarına doğru bir yazı yazacağım. Şuan bunu yazmam sizde hak verirsiniz ki doğru olmaz. Zira daha hazırlık döneminin başındayız.

    Efes ve Fenerbahçe büyük yatırımlar yaptılar. Euroleague'e katıldıklarından şubelerine daha büyük maddi meblağlar ayırdılar. Bunun sonucunda da çok iyi iki kadro kurdular. Başımızdaki yöneticilerin basın toplantılarında '' geçen seneki yerimizi korumak istiyoruz, gençlere önem vereceğiz vs. '' gibi açıklamalarından sonra bizim bu takımlarla aynı teraziye koymamamız gerekir.

    Takımımızda saf bir skorer yok. Ancak her oyuncu, oyunun bütün alanlarına etki edebilecek kapasitedeler. Şahsi düşüncem geçen yıldan daha potansiyelli bir takıma sahip olduğumuzdur.

    Adsız 12:58

    Tufan ne kadar potansiyelli bir oyuncu olduğunu 2 yıl önce sahada bizlere gösteriyordu. Yaşadığı sakatlık sonrası sahalara döndü. Tam hazır hale gelmese de bu hazırlık döneminde iyi işlere imzasını attı. Bu sene takımın en önemli parçalarından biri olacaktır.

    Ayrıca bu sene kaptanlığın Tufan'a verilmesi, aynı Arda Turan'da olduğu gibi olumlu bir etki yapacaktır.

    Adsız 13:00

    Altay geçen sene hiçte azımsanmayacak süreler aldı. Aklıma ilk gelen Fenerbahçe maçlarında aldığı süreler. Altay bu süreleri almış olsa da oldukça ham bir görüntüye sahip. Bu nedenden dolayı takımda fazla süre bulabileceğini düşünmüyorum. Hem biz hem de kendi kariyeri için süre alabileceği bir takımda yer alması daha iyi olacaktır.

    YanıtlaSil
  6. Eurobasket'ten sonra hazırlık kampı analizindede başarılısınız.

    Tufan zaten takımın kaptanıydı, Cüneyt ve Hüseyin ayrıldığı için birinci kaptanlığa çıktı.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0