Doğru Basketbolun Sonuçları | Galatasaray :93 - Alba Berlin :79
Anlaşılan o ki yeni teknik ekibimizle geçen sürede, yanlışlarımızdan ders çıkartmaya başlıyoruz. Takım olgusunu her maç daha üst seviyeye götürüyoruz, önceki maçlardaki hatalarımızın üstüne gidiyoruz. Bu da bize pozitif olarak geri dönüyor. Takımın mücadele gücü yüksek olduğu için doğru basketbolu sahaya yansıttığı takdirde farkı çok rahat bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bugün doğru basketboldan kesitler sundu bize takımımız. Dilerim bu basketbolumuzu maça daha çok yaymayı başarabiliriz. Her zaman olduğu gibi maçı iki yönümüzle ele alalım.
* Bugün skor anlamında en iyi günlerimizden biri olduğu için hücumumuzdan başlayalım. Önceki yorumlarımda Darius gibi bir oyuncunun hızlı hücumlarda oldukça önemli bir silah olacağından bahsetmiştim. Bunun örneklerini geçtiğimiz maçlarda da çok net bir şekilde gördük. Bugün Darius, geldiği günden bu yana en iyi basketbollarından birini yansıttı. Takımımızda hücum yaratıcılığı en üst seviyede olması nedeniyle set üzerinden sayılara gittiğimizi söyleyemem. Daha çok bireyselliğin ön planda olduğu bir hücum stratejimiz vardı. Bugün Darius ve Evren üzerinden şekillendi hücumlarımız. İkili oyunlarda doğru adamı bulmakta bazı anlarda zorlansakta, maçın genelinde başarılıydık. Kendimize boş şutlar yaratmada bu ikili oyunların oldukça önemli bir yeri var. Takımımızda yeni katılan Fatih'i bir kenara koyduğumuzda bütün oyuncuların dış şut yeteneklerinin bulunması, müthiş bir hücum çeşitliliği yaratıyor. Bunun net örneklerini Mike ve Radoslav'ın dış şutlarından sezebiliyoruz. Hücumumuz genel anlamda iyi günündeydi, ancak hala hücum sistemimizin oturduğunu söylemekte güçlük çekiyorum. Hızlı basketbol ile kontrol basketbolu arasındaki ince çizgide olduğumuzu belirtirsem yanılmam sanırım. Bazı posizyonlarda bunun seçimini doğru yapamıyoruz ve buda top kayıplarına yansıyor. Bir diğer eksik noktamız ise önceki analizimde belirtmiş olduğum gibi yerli rotasyonundan aldığımız katkı. Bu maçta attığımız sayıların sadece 8 sayısının Türk oyuncularımızdan gelmesi gerçekten tedirginlik veriyor. Özellikle Can, Murat, Caner, Polat gibi oyuncularımızdan minimum katkı alıyoruz. Her maç yabancı oyuncularımızın sırtına binen hücum yükü maçın bazı anlarında basit top kayıplarına da sebep oluyor. Bu noktada Koç Cem Akdağ'ın hücum planlarımız konusunda daha fazla mesai harcayacaması gerektiğini altını çizelim. Kendiside maç sonu vermiş olduğu röportajda bu konunun düzelmesi gerektiğini belirtti.
* Takımımız bu sene çok iyi savunma örnekleri verdi. Ancak bariz hatalarımız her maç tekrar ediyordu. Bunda tabii ki eksik oyuncularımızın yokluğununda payı var. Ancak her geçen maç savunmamızdaki disiplin olgusunun daha geliştiğini ve hatalarımızdan da ders çıkarttığımızı gözlemliyoruz. Bir önceki maç 17 hücum ribaundu veren takımımız bu maçta sadece 5 hücum ribaunduna izin vererek işlerine ne kadar konsantre olduklarını gösterdiler. Bu noktada hala saf bir pivotumuz olmadığı halde oynadığımızın altını çizelim. Bu eksiğe rağmen gösterdiğimiz özveri ayakta alkışlanır cinstten. Bugün, baskılı savunmada, sertliğimizi maçın son anları hariç kaybetmediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun sonuçlarını yaptığımız top çalmalardan görebiliyoruz.(10) Maçta savunma anlamında öne çıkan iki isim vardı. İlki, son maçlarda rakibin skor anlamında önemli kişileri tutan Evren, diğer yanda ise uzun kolları sayesinde arapas özelliği oldukça yüksek olan Simas. Bu iki oyuncumuz, bugün yapmış oldukları savunmalarla kolay sayılara gitmemizi sağladılar. Bu oyuncu sayısının her geçen maç artacağını umuyorum. Fatih'in de yavaş yavaş takıma katılmasıyla birlikte daha sert savunma göreceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.
Her şeyi bir kenara bıraktığımızda bu zor durumda oyuncularımızın sergilediği performansı ayakta alkışlamak gerekiyor. Türlü olumsuzluklarla karşılaşmalarına rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. Önümüzde oldukça önem arz eden maçlar var. Oyuncularımızın yükselen performansı bu maraton öncesi bizlere umut veriyor. Doğru basketbolumuz devam ettiği sürece bu maratondan başarı ile çıkacağımıza inanıyorum.
* Bugün skor anlamında en iyi günlerimizden biri olduğu için hücumumuzdan başlayalım. Önceki yorumlarımda Darius gibi bir oyuncunun hızlı hücumlarda oldukça önemli bir silah olacağından bahsetmiştim. Bunun örneklerini geçtiğimiz maçlarda da çok net bir şekilde gördük. Bugün Darius, geldiği günden bu yana en iyi basketbollarından birini yansıttı. Takımımızda hücum yaratıcılığı en üst seviyede olması nedeniyle set üzerinden sayılara gittiğimizi söyleyemem. Daha çok bireyselliğin ön planda olduğu bir hücum stratejimiz vardı. Bugün Darius ve Evren üzerinden şekillendi hücumlarımız. İkili oyunlarda doğru adamı bulmakta bazı anlarda zorlansakta, maçın genelinde başarılıydık. Kendimize boş şutlar yaratmada bu ikili oyunların oldukça önemli bir yeri var. Takımımızda yeni katılan Fatih'i bir kenara koyduğumuzda bütün oyuncuların dış şut yeteneklerinin bulunması, müthiş bir hücum çeşitliliği yaratıyor. Bunun net örneklerini Mike ve Radoslav'ın dış şutlarından sezebiliyoruz. Hücumumuz genel anlamda iyi günündeydi, ancak hala hücum sistemimizin oturduğunu söylemekte güçlük çekiyorum. Hızlı basketbol ile kontrol basketbolu arasındaki ince çizgide olduğumuzu belirtirsem yanılmam sanırım. Bazı posizyonlarda bunun seçimini doğru yapamıyoruz ve buda top kayıplarına yansıyor. Bir diğer eksik noktamız ise önceki analizimde belirtmiş olduğum gibi yerli rotasyonundan aldığımız katkı. Bu maçta attığımız sayıların sadece 8 sayısının Türk oyuncularımızdan gelmesi gerçekten tedirginlik veriyor. Özellikle Can, Murat, Caner, Polat gibi oyuncularımızdan minimum katkı alıyoruz. Her maç yabancı oyuncularımızın sırtına binen hücum yükü maçın bazı anlarında basit top kayıplarına da sebep oluyor. Bu noktada Koç Cem Akdağ'ın hücum planlarımız konusunda daha fazla mesai harcayacaması gerektiğini altını çizelim. Kendiside maç sonu vermiş olduğu röportajda bu konunun düzelmesi gerektiğini belirtti.
* Takımımız bu sene çok iyi savunma örnekleri verdi. Ancak bariz hatalarımız her maç tekrar ediyordu. Bunda tabii ki eksik oyuncularımızın yokluğununda payı var. Ancak her geçen maç savunmamızdaki disiplin olgusunun daha geliştiğini ve hatalarımızdan da ders çıkarttığımızı gözlemliyoruz. Bir önceki maç 17 hücum ribaundu veren takımımız bu maçta sadece 5 hücum ribaunduna izin vererek işlerine ne kadar konsantre olduklarını gösterdiler. Bu noktada hala saf bir pivotumuz olmadığı halde oynadığımızın altını çizelim. Bu eksiğe rağmen gösterdiğimiz özveri ayakta alkışlanır cinstten. Bugün, baskılı savunmada, sertliğimizi maçın son anları hariç kaybetmediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun sonuçlarını yaptığımız top çalmalardan görebiliyoruz.(10) Maçta savunma anlamında öne çıkan iki isim vardı. İlki, son maçlarda rakibin skor anlamında önemli kişileri tutan Evren, diğer yanda ise uzun kolları sayesinde arapas özelliği oldukça yüksek olan Simas. Bu iki oyuncumuz, bugün yapmış oldukları savunmalarla kolay sayılara gitmemizi sağladılar. Bu oyuncu sayısının her geçen maç artacağını umuyorum. Fatih'in de yavaş yavaş takıma katılmasıyla birlikte daha sert savunma göreceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.
Her şeyi bir kenara bıraktığımızda bu zor durumda oyuncularımızın sergilediği performansı ayakta alkışlamak gerekiyor. Türlü olumsuzluklarla karşılaşmalarına rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. Önümüzde oldukça önem arz eden maçlar var. Oyuncularımızın yükselen performansı bu maraton öncesi bizlere umut veriyor. Doğru basketbolumuz devam ettiği sürece bu maratondan başarı ile çıkacağımıza inanıyorum.
Darius Washington diyelim noktayı koyalım..
YanıtlaSilHerşeyden evel mücadele eden bütün Aslanlarımızın eline, ayağına, bileğine ve yüreğine sağlık!! İçeride takım konuşması sırasında "Kazanmak için sahaya çıkıyorsunuz; o halde kazanmak için yüreğinizle savaşın" diyen Cem abininde diline, yüreğine sağlık..
Cem hocayı bildim bileli oyun anlayışı akıcı, hızlı ve tempolu basketbol oynamaktır. Mücadele eden, savunma yapan, rakibini pota altında rahatsız eden, alınan ribauntları hızlı bir şekilde guarda teslim ederek içeriye dalabilen seri ve hızlı bir guard ile oyunu kuran; ayrıca bu hız dengesi kurulamadığı zaman birden bire sete oturan bir takım oynatır. Takıma baktığınızda bu işi en doğru ve en düzgün şekilde yapabilecek bir isim göze çarpıyor; Darius Washington!
Gerektiğinde içeriye penetre ederek savunmayı delen, gerektiğinde takımı sete yerleştirerek oyun kuran, gerektiğinde fast-breakler ile sayı bulan, gerektiğinde ise savunmayı delerek boş adam çıkaran veya boş alan yaratan bir oyuncu kimliğine sahip.. Yani Cem hoca için biçilmiş kaftan Darius Washington. Tabii Amerikalı oyuncumuza yardım eden Rancik, Mike, Simas gibi isimlerde gerek savunma, gerek skor anlamda opsiyon kullanınca takım ister istemez her hücumdan sayı ile dönmeye başlıyor. İçeride ise istekli, baskılı ve disiplinli savunma ile rakibin oyunu bozuluyor ki; bu aslında en güzel şey.. Bazen sabırsız olup kademe hataları, pozisyon kayıpları veya size eşleşmelerinde sıkıntılar yaşanabiliyor ama disiplinli ve sabırlı bir savunma ile bu tür sorunların önüne geçilebiliyor.
Takım olarak en büyük özelliğimiz yardımlaşma.. Her ne kadar hücumsal anlamda zaman zaman bireysel performanslara veya bireysel opsiyonlara bağlı kalsakta Darius’un içeriye dalışlarının ardından boş adamı bulması yada boş adamı bulana kadar takımın pas yapması olumlu bir durum olarak göze çarpıyor..
Takımdaki bütün oyuncuların dış şutunun olması apayrı bir avantaj. Bayan baskette hatırlarsanız Fenerbahçe’deki bütün oyuncuların dış şutu var ve boş bırakılan uzun bile bulduğu bir üçlük ile takımı hayata döndürebiliyor. Takımda Eren ve Fatih dışındaki bütün oyuncuların dış şut tehditi bulunuyor ve bu rakip adına çok büyük bir dezavantaj. Boş adamı bulmak için top çeviren takımda birde sahadaki 4 veya 5 oyuncu dış şuttan yararlanıyorsa bir anda sizin başınıza kabus gibi çökebilir.
Basketbol ne kadar skor opsiyonlu bir oyun olmasına rağmen, en çok sayı atanın kazanmasına rağmen savunmada bir o kadar önemlidir. Savunmamızı gün geçtikçe sertleştiriyoruz. Bugün özellikle Evren ve Simas müthiş savunma yaptılar; keza Darius’un rakip guarda yaptığı savunma hiçte azımsanacak bir savunma değildi. Takım olarak savunmamızı iyi yaptığımızı rakibin yaklaşık 12 top kaybı yaşamasından anlıyoruz ki; bu ciddi bir rakam basketbolda.. Aynı zamanda savunma ribauntlarında ise geçtiğimiz mücadelede sıkıntılar yaşıyorduk, bu mücadelede bu sıkıntıyı en aza indirgerek kendi pota altımızda üstünlüğü kurmamızın yanı sıra birde rakip pota altında üstünlük kurduk bir süre..
Bu takıma daha bir takviye daha gelicek ve o zaman tam anlamıyla takım olacağız.. Basketbolun doğrularını yapıyoruz. İyi savunma iyi hücum mantalitesini son derece doğru yapıyor, yardımlaşarak, boş adamı arayarak, pas yaparak ve doğru tercihlerde şutlar atarak skor üretiyoruz. Siz ne kadar top çevirirseniz rakibinizin sabrını bir o kadar zorlarsınız.. Siz ne kadar sert savunma yaparsanız rakibinizin sinirlerini bir o kadar bozarsınız.. Basketbol hatalar oyunudur ve en az hata yapan kazanır.. Savunma yapmasını bildik ve hücumda opsiyonlarımızı iyi kullandık..
Zor günlere inat, kaldır başını yürüyedur ey büyük Galatasaray!
Herşey iyi güzel ama GSTV' deki spiker arkadaşımıza da birilerinin alan savunması nasıl yapılır, ne demektir öğretmesi lazım geliyor.
YanıtlaSilGüzel yazı olmuş.
YanıtlaSilTebrikler..