Dönülen Önemli Bir Viraj | Darüşşafaka: 58 - Galatasaray: 69

Aslında bugünün en önemli cümlesini maçtan sonra Cem Akdağ veriyor: ''Takımımızın en önemli ihtiyacı, moral." Bu beyanattan da anlaşılıyor ki takımımızda yaşanan olaylardan sonra etkilenme mevcut. Bu beyanat söylenmese bile sahadaki oyundan bunu net bir şekilde anlayabiliriz. Bu zor şartlarda çıktığımız Darüşşafaka maçından galibiyet ile ayrıldık. Maçtaki performansımızı oyunun her iki alanında değerlendirelim.
* İlk olarak savunmamızı ele alalım. Sene başından beri tüm maçları takip ediyoruz. Takımımız baskılı birebir savunmayı iyi yapan bir takım olduğunu bizlere gösterdi. Bunun net örnekleri bu sezon mevcut. Atletik yapısı oldukça üst seviyede olan Darius takım savunmasınıda ateşliyor. Bugunkü maçta ilk yarıda skor anlamında rakibimizi istediğimiz seviyede tuttuğumuzu söyleyemem. Bunda Douby'nin bireysel yetenekleri ön planda geliyordu. Bir türlü durduramadığımız Douby, ilk yarıda 22 sayı bıraktı potalarımıza. Ancak ikinci yarıda Douby'e karşı Evren'in yaptığı müthiş savunma onu adeta sahadan sildi. İkinci yarı 2 sayıda kalması her şeyi açıklıyor sanırım. Douby'nin de skor anlamında durgun olması, Darüşşafaka'yıda oldukça yaraladı. Bunu istatistiki anlamda netleştirerek verelim. İlk yarıda potamızda 36, ikinci yarıda ise 22 sayı gördük. Bugünkü maçtan ziyade sezon başından beri süregelen problemimizi en sona sakladım, savunma ribauntları. Bir basketbol takımının hücumunun ivme kazanması alınacak savunma ribauntlarına bağlıdır. Nitekim hızlı basketbolu oynayacak oyuncularımız bulunduğunu göz önüne alırsak savunma ribauntları oldukça önemli bizim için. Ancak ribauntları toplamada bir türlü etkinlik sağlayamıyoruz. Tabiki bu konuda sezon başı sadece Cemal'e güvenmekte de hata olduğunun altını çizelim. Uzunlarda böyle sıkıntı çekerken takımın kısa oyuncularının da ribauntlara hiç katkı vermemesi bizi oldukça yaraladı. Şube yönetimi bu nedenden dolayı Fatih'i kadroya dahil etti. Bu bir nebze sorunlarımızı minimize edecektir ancak tüm takımın bu konuda daha fazla emek sarfetmesi gerekiyor. Bu konudaki son notumuda istatistiki olarak vereyim. Hücum ribauntlarında Darüşşafaka'nın 17-3'lük akıl almaz bir üstünlüğü bulunuyordu. Bu bazı şeyleri daha net açıklıyor sanırım.
* Hücum felsefemizin temelinde hız geliyor. Nedeni ise oldukça basit, Darius Washington. Bu sezon hızlı hücumlardan oldukça sayı bulduk, bulmaya da devam ediyoruz. Yapılan iyi savunma sonrası potaya gidiş süremiz en fazla 4-5 saniyeyi buluyor Washington sayesinde. Açıkçası sete set savunmadan ziyade bu tür hücumlardan daha katkı sağladığımızı söyleyebilirim. Bugün Darius ile yine kolay sayılara imzamızı attık. Ancak bu noktada gereksiz hızlı hücumlarda yaptığımız top kayıplarının altını çizelim. Takımımızın bu seçimi doğru yapması oldukça önemli. Sete set hücumdaki performansımızı gözümüzün önüne getirdiğimizde iyi bir performans görüyoruz. Özellikle Polat'ın çok kritik bir katkısı vardı maçta. Görünmeyen kahramanlardan biriydi. Wilkinson'ı iyi kullanmaya devam ediyoruz. Özellikle ikili oyunlardan sonra pası iyi alırsa ne kadar etkili olduğunu son maçlarda bize gösteriyor. Hücum performansımızdaki problemlerimizden en önemlisi yerli rotasyonumuzdan çok az katkı almamız. Bu yıllardır süregelen bir problem aslında. İskelet haline gelmemiş, sürekli değişen bir yerli rotasyonundan net başarılar bekleyemezsiniz. Koç Cem Akdağ'ın bu konuda çözümler üretmesi şart. Sadece yabancı oyuncularımıza bel bağlarsak önümüzdeki müthiş önem arz eden dönemde sorunlarla karşılaşacağımız aşikar.
*Maçtan sonra Cem Akdağ'ın söylediği gibi daha zamana ihtiyacımız var. Eksiklerimiz çok net gözüküyor. Bunun yanı sıra tahkimden gelecek kararın belirsizliği takımda ister istemez tedirginlik yaratıyor. Yapmamız gereken saha dışındaki olayları bir kenara bırakıp basketbolumuzu daha iyi noktaya getirmektir. Bugün önemli bir viraj geride bırakıldı. Ancak unutulmasın; içinde bulunduğumuz durumdan dolayı önümüzdeki her maç oldukça önem arz ediyor.
Not: Geçmiş dönemlerde basketbolumuzun yönetimimiz tarafından pekte ilgiyle karşılanmadığını hatırlıyoruz. Ancak yaşanan bu olaylardan sonra başkanımız Adnan Polat'ı ve yönetimimizi hemen hemen her maçta görmeye başladık. Akıllara böyle bir ilgi için bu tarz olayların yaşanması mı lazımdı sorusu geliyor. Bu ilgi ve alakanın devam etmesi dileğiyle.