Maçın Teknik Analizi (19. Hafta-Denizlispor)

Bu gün herhalde çoğu taraftarımız Denizli'ye karşı şov beklerken pozisyon üretmekte zorlanan ve açıklar vermeye devam eden bir Galatasaray görünce şaşırmışlardır. Ancak gördüğüm kadarıyla söyleyebilirim ki bunun tek sebebi eksiklerimiz; onun için içleri rahat olsun.


ATAK


Kewell sakat, Keita milli takımda, Giovani kondisyonsuz, Elano ön liberoda, Caner mecburen sol bekte derken güvendiğimiz, o muhteşem pozisyonları üreten ön üçlümüz zaruri olarak Arda - Emre - Barış tarafından kuruldu bu maçta. Bu da maçın büyük kısmında etkili olamamamızdaki en büyük etkendi. Emre Çolak her ne kadar gelecek vaadeden iyi bir oyuncu olsa da ilk 11 oynamaya hazır değil henüz. Barış ise malumunuz, bence özellikle maçın sonlarına doğru Keita olsa "yüzde 80 gol" diyebileceğim rahat 3 pozisyonu harcadı. Haftaya Keita ve Hakan Balta geldiği zaman bu kısmın Caner - Arda - Keita (2. yarı Giovani) olarak şekilleneceğini ve bunun pozisyon zenginliğini oldukça arttıracağını düşünüyorum. Jo'nun da 90 dakikayı çıkarabilmesiyle çok daha keyifli bir maç izleyeceğimizden emin olabiliriz. Özetle Galatasaray'ın bu açıdan etkili olamamasının sebebi sadece eksiklerdi, başka bir derdimiz yok.


DEFANS


Savunmanın göbeğinde Neill'ın şimdiden iyi denilebilecek düzeyde oturduğunu ve sakatlanmazsa bu açıdan sezon sonuna kadar rahat olabileceğimizi müjdeleyeyim önce. Gerçekten nerede duracağını çok iyi biliyor deneyimli oyuncu, ben gerçekten umuyorum ki Servet egosunun kurbanı olmaz ve savunmada Neill'ın önderliğini kabul eder. Zaman zaman basit hatalar da yaptı Neill ancak Servet’le birbirlerinin hatalarını kapadılar, bence zamanla bu hatalar da kesilecektir. Hali hazırdaki uyumları oldukça iyiydi, duran top organizasyonlarında ise Neill'ın biraz daha ipleri eline alması lazım.


Ancak kanatlarımız Uğur Uçar'ın bana göre senenin başından beri var olan en kötü oyununu oynamasıyla ve Hakan Balta'nın eksikliğiyle büyük sorunlara sebep oldu. Yediğimiz gol açık ve net bir şekilde Uğur'un hatasıydı. Caner'in bekteki ve duran toplarda kademedeki hataları ise pozisyonlara sebep oldu ve bence bu şekilde bir gol gelmemesinin sebebi sadece şanstı. Ayrıca Elano’nun antrenman eksikliği yüzünden kondisyon açısından çok iyi olmaması da defansif anlamda zorluklar yaşamamızda etkendi. Haftaya eksik oyuncuların gelmesiyle bunların da düzeleceğini düşünüyorum, o yüzden yine rahat olmanızı tavsiye ederim. Gökhan Zan’ın takıma katılmasıyla da Lucas Neill sağ beke geçebileceği için burada alternatifsiz değiliz ancak sol bek ciddi bir problem oluşturuyor. Bugün bir kez daha gördük ki takımda yedek bir sol bekimiz yok. Bence transfer döneminde atlanmaması gereken önemli bir sorundu, umarım sezon sonuna kadar idare edebiliriz.

DEĞİŞİKLİKLER


Rijkaard’ın futboldan anladığının yüzde birini ancak anlayan muhteşem taraftarlarımız tarafından her zamanki gibi eleştirilen değişikliklerimiz, yine her zamanki gibi nokta atışıydı. Özellikle Elano’nun neden değiştirildiğini anlamayanları çok garipsiyorum. Takımını biraz olsun takip eden taraftarın Elano’nun hafta içi yaşadığı böbrek taşı sorunu yüzünden antrenman eksikliği ve dolayısıyla kondisyon eksikliği olduğunun herhalde bilincindedir. Hal böyle olunca bence Elano’nun ilk 11 oynaması bile o bölgedeki alternatifsizliğimizdendi. Bu kondisyon eksikliği Elano’nun bu maçta geçen haftaki kadar etkili olamamasının ana sebeplerindendi, ayrıca defansta verdiğimiz pozisyonların da kısmen sebebi oldu.


Dakikalar 63’ü gösterdiğinde Elano’nun pili bana göre bu saydığım sebeplerden bitmişti ve yerine mecburen Mehmet Topal’ın da olmamasıyla yedeklerdeki tek orta saha oyuncusu konumunda olan Ayhan girdi. Elano’nun bir yarım saati daha kaldıramayacağı belli olduğu için anlaşılması basit bir değişiklikti.

Emre – Giovani değişikliği zaten ilk 11ler belli olduğu andan itibaren beklenen bir değişiklikti. Giovani de uzun süredir ilk 11 oynamamış bir oyuncuya göre oldukça iyi bir performans gösterdi.


Jo – Emre Güngör değişikliği ise biraz daha komplikeydi, evet. Açıkçası tabelada numaraları ilk gördüğüm zaman ben de anlamamıştım ancak maçı biraz izledikten sonra farkına vardım. Yukarıda bahsettiğim gibi kanatlarımız ve orta sahamız dakika 70e gelindiğinde artık iyice alarm vermekteydi. Bunun üstüne Jo’da bir hayli yorulmuş ve etkisiz kalmaya başlamıştı. Bunun üzerine Rijkaard tek bir adamı değiştirerek aslında tüm takımı değiştirdi;


Kevgire dönen sağ beke defansif özellikleri yüksek Emre Güngör geçerek buradaki sorunu büyük oranda çözdü. Aynı şekilde Uğur Caner’in vasatın da altında savunma yaptığı sol beke giderek sağ bekteki gösterdiğinden daha iyi bir performans gösterdi (buna ben de şaşırdım açıkçası).


Bu sayede Caner’de sol kanada geçebildi ve gerçek oyununu oynamaya başladı. Aynı zamanda Giovani’de forvet mevkisine geçti ve hem forvet olarak oynayacağı Avrupa maçları için hazırlık yapma şansı bulmuş oldu, hem de o müthiş hızıyla Galatasaray’ın son dakikalardaki kontralarını sağladı. Bence Galatasaray’ın durum 2-1 iken maçın son anlarında baskı yiyeceğini Rijkaard biliyordu, işte bu yüzden de yorulmuş Jo yerine kontra futbola çok uyumlu Givaoni’yi ileriye sürdü.


Peki bu değişiklikler ne işe yaradı? Öncelikle Elano’nun yerine daha yüksek kondisyondaki Ayhan’ın girmesiyle ve kanatların değişmesiyle defanstaki problem gerçekten çözüldü. Ve aynen Rijkaard’ın planladığı gibi bir kaç kontra şansı yakaladı Galatasaray. Şuraya tamamen emin olarak yazıyorum ki eğer sol kanatta Barış yerine Keita olsaydı bu pozisyonlardan birisi muhakkak gol olacaktı ve şu an Rijkaard’ın bu değişikliğini “defansta yatmak” olarak gören ve söylenen insanlar ondan hayran hayran bahsediyor olacaklardı.

Galatasaray’ın bu değişikliklerden sonra maçın son anlarında golü bulamaması sadece şanssızlık ve Barış’ın yetersizliği yüzündendi. İnanmayanlar maçın son kısmını izleyerek takımın aslında defansif görünen Jo – Emre Güngör değişikliğinden sonra aslında nasıl atakta çok daha etkili olduğunu görebilirler. Eğer bu akşam Gio bir pozisyonda önünde kalan son adamı geçebilseydi, Arda ortaya topu çevirirken azıcık geriye atabilseydi, Barış iki pozisyonda topu ayağında bekleterek pozisyonu katletmek yerine hızlıca ortaya çevirebilseydi 3. belki de 4. gol gelecekti.


Emre Güngör – Jo değişikliği işte bu yüzden çok zekiceydi.


--------


Sonuç olarak Galatasaray’ın eksiklerinin az daha katledeceği bir maç olmak üzereyken rakibin güçsüzlüğü ve Rijkaard’ın hamleleri sayesinde zor da olsa 3 puanı aldığımız bir maç oldu. Haftaya Keita, Sabri, Hakan takıma katıldıktan ve Jo 90 dakikalık oyun kondisyonunu kazandıktan sonra belki gerçek Galatasaray’ı değil ancak bugünkünden çok daha iyisini izleyebileceğiz.O yüzden beklemeye, sabretmeye devam diyoruz.

22 yorum:

  1. yorumunuza aynen katılıyorum. takımdaki sakatlıkların ve yeni transferlerin henüz tam hazır olmaması nedeniyle bugün zor bir maç çıkardık. caner ve uğurun defansta istenilen seviyede olmaması, elanonun hafta içi sakatlığı, emrenin fiziğinin zayıf olması, maçta defansif olarak çok zorlanmamıza neden oldu. zaten ilk 11'e baktığımız zaman neill, servet, mustafa ve kısmen uğurdan başka defansif oyuncumuz yoktu. denizlininde bu maçı ligde kalmadaki son şansları olduğunu düşünmeleri sonucu çok hırslı oynamaları bu maçta bizi gerçekten çok fazla zorladı. bende gelecekten umutluyum. çünkü bu takımda daha keita, hakan balta, sabri, kewell, baros eklenecek ve yeni transferlerde takıma uyum sürecini atlattıktan sonra çok daha iyi ve alternatifli bir kadro olacak elimizde. bu yüzden takıma destek olalım ve sabır gösterelim.

    YanıtlaSil
  2. bir de kalecimiz leo francoya bugün bi haller olmuş. bu ne vurdumduymazlık. sarı kart yiyorsun birde hakemi alkışlıyorsun. ikinci sarıdan kırmızı kart yese şimdi ne konuşuyo olucaktık sırf onun laubaliliği yüzünden. kalecicn kulağını rijkaard çekecektir. bu maçtan sonra umarım ufuğu daha fazla kalede görürüz. en azından tecrübe kazanmış olur eğer seneye francoyla yollar ayrılacaksa. ayrıca ufuk hem tecrübe kazanmış olur hemde kendini daha çok geliştirir. en azından bugünkü leo francodan çok daha iyisini yapar. umarım bu dönem zaman zaman kalede kendisini görürüz.

    YanıtlaSil
  3. guzel bir analiz. tamamen katiliyorum fakat baris'i elestirdiginiz kadar hakkini da vermeliydiniz. baris bugun sonuca dogrudan etki eden oyuncular arasindaydi. bunu unutmayalim. yaptigi asistin yani sira, hucum bolgesinde oynamasina ragmen defansif ozelliklerini de mumkun olabildigince ortaya koydu. keita'nin varligi elbette ofansif anlamda cok daha etkin bir oyuna yaratiyor fakat bugun defansif anlamda cok zorlandigimizi da soylemeliyiz. ustelik, daha once "bek" oynayan ve mental anlamda defansif ozelligi bulunan AMR ve AML oyuncularimiz varken. baris yerine tek yonlu, yalnizca ofansif ozelligi bulunan bir oyuncumuz olsaydi ( keita veya gio gibi ) bugun defansif olarak cok daha fazla zorlanabilirdik diye dusunuyorum.

    YanıtlaSil
  4. Ben de böbrek taşı düşürdüm kaç kez ama ertesi gün ayakta hem de bir önceki gün ile aynı durumda idim. Genelde de bildiğim kadarıyla çoğuna böyle olur. Ağrısı en ağır ağrılardan ama bir sonraki gün hiçbir şeyin yokmuş gibisindir. Bir sporcu için farklı olabilir tabii, idman eksiği nedeniyle...
    Ayrıca Jo - Emre değişikliğini Skibbe yapsaydı ne düşünürdünüz neler saydırırdınız bir de kendinize sorun.
    Bence en büyük hatayı iyi bir sol bek yedeği almayarak yönetim yapmıştır. Canımız en çok bundan yanacak benden söylemesi...

    YanıtlaSil
  5. @schiller
    Ben böyle bir yazıda "hakkını vermek" olayına inanmıyorum çünkü şurada yazdıklarım ne Barış'ı etkileyecek, ne başkasını. Eğer teknik direktör olsaydım Barış'a "iyi mücadele ettin, teşekkürler" derdim hatalarını sayarken bir yandan. Dediğin gibi yapardım. Ancak burada biz bize sayılırız, ben de bariz şeyleri değil gözden kaçan noktaları anlatmaya çalışıyorum. Yani aslında ben burada oyuncuyu yerden yere de vursam göklere de çıkarsam farketmez, ancak okuyan bir kaç kişi "evet haklı" veya "olmamış" der :)

    Onun dışında Keita defansa Barış kadar yardımcı oluyor gerçekten, Sabri'nin kademesini bile dolduruyor maç içinde kaç kere. O açıdan son dediğinize katılmıyorum.

    @tukankaan
    Zaten "ağrılarla oynadı çok fenaydı" vs demedim ben de. Hafta içinde bu çıkınca bir kaç antrenman kaçırdı ve futbolcular da idman eksikliği yaşayınca 90 dakika ful kondisyonla oynayamıyorlar. Onu demek istemiştim.

    Eğer Jo - Emre değişikliğini Skibbe yapsaydı birebir aynı düşünürdüm. Çünkü bu maç içinde gördüğümüz bir şey, yani bu değişiklikten sonra herkes defansın toplandığını, kontralardan pozisyon bulduğumuzu gözleriyle gördü. Çünkü anlattığım gibi tek bir değişiklik değildi bu, bir sürü oyuncunun yerini değiştirdi bir anda. Ve işe yaradı bu taktik, çok pozisyonlar kaçırdık son 20 dakikada. İşe yaradıktan sonra taktiği veren isme göre değişmezdi benim düşüncem.

    Kaldı ki ben Skibbe'yi de severdim. İsminin olmamasından kaybetti o, sezon sonuna kadar götürmeliydi takımı. Yönetimin en büyük hatasıydı bence ilk ona sormadan yardımcılarını, sonra da kendisini apar topar yollamak sezonun ortasında.

    YanıtlaSil
  6. Olumlu dusunmek guzel ve gerekli ama olmayan ve hatta - ilk 6 hafta haric - sene basindan beri olamayan bazi seyleri tespit etmek de en az olumlu dusunmek kadar onemli. Evet eksikler vardi ve dogrudan etkiledi takimin oynamak istedigi oyunu ama bir sey varki bu takimin en buyuk sorunu koordinasyon eksikligi ve de ne yazikki disiplin!

    Tek tek baktigimizda tum mevkilerin aslinda bir hayli cabaladigini goruyoruz ustelik devre arasindan sonra konsiyon sorunu da halledilmis gorunuyor ama bir 'takim' icinde olmasi gereken 'ayni amaca odakli' hareket etme butunlugunu maalesef goremiyoruz. Oyuncu tercihleri bu noktada polemikci bosbogaz skor yazarlari icin oldugu kadar onemli degil olmamasi gerekir bizler icin sonuc olarak.

    Baris teknik olarak yetersiz bulunabilir-ki oyledir bence de, Elano'dan yaratilmak istenen oyuncu tipi yaratilamayabilir, Emre Colak henuz cok tecrubesiz olabilir, Caner mecburiyetten gercek yerinde (ki bu da gulunc geliyor bana zira sene basinda hakiki solbek Volkan'i gonderip Caner transfer edildiginde kimsenin haberi yokmus demekki bu cocugun 'gercek' mevkisinin ne oldugundan) oynamamis olabilir, Jo'nun kondisyon eksigi olabilir, Dos Santos henuz 3 gun once takima katilmistir her bir seyi eksik olabilir vs vs ama bir ekipte 'takim olma bilinci' eksik olamaz olmamali. Koskoca Frank Rijkaard'I koskoca yapan bir cok ozellik var ama en buyugu, en bilineni ve de ona sayginlik kazandirani herkesin dilinde sakiz olmus ama anlamini bir turlu bulamamis total futbol oynama dusuncesi. En kisa ve oz ifadeyle, pozisyon/gorev ne olursa olsun herkesin birbirine yardimci olmasi, birlikte dusunup birlikte hareket etmeyi ogrenmesi (iste bu biraz zaman alir evet) kisacasi mac sirasinda yapilmasi gerekenlerin herkes tarafindan ayni sekilde algilanip, birbirleriyle konusmaksizin ortak bir karar alinmasi. Yazarken bile zorlanirken, tum bunlari ozumsemenin ne kadar guc olabilecegini dusunememek icin art niyetli yada sabah/fotomac yazari olmak gerekir biliyorum ama sindiremedigim, bunca ay gecmesine ragmen olusmasi gereken bu mental gelisimin hala daha baslangic seviyelerinde seyretmesi. Ornegin siz bu ulkenin son yillarda yetistirdigi en buyuk yetenek, Galatasaray gibi Turkiye'nin spordaki en buyuk markasinin futbol takimi kaptanligina getirilmis iseniz formsuz olmaya, kotu maclar cikartmaya hakkiniz hala daha vardir ve olacaktir elbette ama total futbol'un gerektirdigi uzere iSTiSNASIZ tum takim arkadaslariniz icin oynamazsaniz er yada gec bu grubun disinda bulursunuz kendinizi. Bu yalnizca bir ornek tabiiki ama sanirim en rahatsiz, en huzursuz edeni. Simdi lutfen kimse Arda bu ulkenin goz bebegidir sen kimsin de boyle konusuyorsun zirvalariyla suni gerilim yaratmasin zira o yalnizca (cok buyuk) bir ornek. Ayrica Hasan Sasvari yersiz/zamansiz fantazi yapma cabalarina hic girmiyorum cunku teknik yorumlardan evvel zihinsel engelleri asmamiz gerekli total futbolun ne demek oldugunu anlayabilmek icin. (Bknz. Rijkaard-Barcelona-takimdaki Katalan oyuncu dominasyonu-Total 'uzay' futbolu)

    Her ne kadar bir felsefeyi oturtmak icin yeterli bir sure olmasa da, 8 aydir birlikte calismalarina ragmen bu istikrarsizlik olanca hiziyla devam ediyor ve korkarim edecek de bir sure daha cunku bu oyle rakamlarin, dizilislerin etkin oldugu yalnizca bir futbol oynama sistemi degil gercektende bir felsefe. Beni boyle olumsuz dusunmeye iten ise hayatin pek cok alaninda kollektif dusunmeyi unutmaya baslamis bir toplumun bireylerinin, ustelik de cok genc yaslarda, en cok kazandiran, en populer mesleklerden birini yaparken nasil olupta tum bu bakis acilarindan arinip birlikte hareket etmeyi benimseyecekleri.
    Biraz karamsar oldu sanirim ama neden lig sonuncusu Denizli'ye 8 atamadik serzenisi falan degil bu asla hatta bu macin skoruyla alakasi dahi yok. Kaygim su ki umarim yakin gelecekte 'Rijkaard bu takima fazlaydi zaten' tarzi yorumlar okumak zorunda kalmayiz zira adam degil Turkiye her nerede calissa bu derinlik ve insanlikla cok zorlanacaktir adim gibi eminim.

    YanıtlaSil
  7. Ps: Rijkaard Brezilya'lilarla anlasamaz (cok anlamli) onermesini de bu toplumsal/bireysel zaafiyetler uzerinden degerlendirmek lazim.
    Ha dersenizki hal boyleyken neden 3 Brezilya'liyi birden kendisi topladi bu takima, iste o bir soru isareti benim icin de ama unutmayinki ikisi simdilik yalnizca kiralik.:)

    YanıtlaSil
  8. @CH
    Geçen yarının son aylarında bence gayet de bahsettiğin "takım olma bilinci" oluşmuştu. Gayet teknik organizasyonlarla çok güzel goller bulmuştuk.

    Bu hafta ilk 11de Emre-Jo-Neill-Gio olmak üzere 4 yepyeni oyuncu, Caner-Elano-Barış olarak da mevkilerinde oynamayan 3 oyuncu vardı. Kaleci hariç 10 kişilik takımın 7si pozisyonunda yeni. Bu doğal yani.

    Bunun sebebi ne Rijkaard ne yönetimdir, sadece sakatlıklar yani şanssızlığımızdır. Sizce Baros sakatlanmasa Jo'yu ikinci haftadan ilk 11 mi başlatırdı Rijkaard? Caner'i sol bek mi oynatırdı? Barış'ı sağ açık mı oynatırdı? Emre Çolak ilk 11'de mi başlardı Keita takımda olsa? Neill geldiği ilk haftadan 11de 90 dakika oynar mıydı Gökhan Zan sakatlanmamş olsa?

    Sonuç olarak bu "toplama" görüntü, takımın sakatlıklar sonucu mecburen yenilenmesinden ortaya çıkıyor. Tekrar ediyorum geçen dönemin son aylarında Galatasaray gayet de takım olma bilincine sahip bir görüntü çiziyordu ve goller de bireysel yeteneklerle değil takım çalışmasıyla geliyordu. Eğer çok zaruri olmasaydı yeni gelenler direk böyle oynatılıp (ve bir sürü oyuncu da mevcut pozisyonundan başka yerde oynatılıp) kaos ortamı oluşturulmazdı.

    YanıtlaSil
  9. Bu arada Rijkaard Brezilya'lılarla anlaşamaz düşüncesi nereden çıktı bilemiyorum. Öyle olsa Elano'nun veya Jo'nun transferine onay vermezdi. 3.yü bilemedim.

    YanıtlaSil
  10. Ben zaten ne yonetimi ne de Rijkaard'i elestiriyorum. Umarim ben yanilirim. Bahsettiginiz konu tabiiki cok cok onemli olmasina ve ilk yarinin sonlarinda takimin goruntusu bundan cok daha farkli olmasina ragmen benim bahsettigim meseleyi cozmek sanirim biraz zaman alacak. Sabirli olmaliyiz yani evet.
    Pasaportu Meksika'li dese de 3. Brezilya'li Dos Santos. Rijkaard'in Brezilya'lilar ile anlasamamasi konusu Barcelona'dan kalma bir gorus. Belli bir milletten hoslanmamaktan ziyade kafa yapilari kollektif oyuna biraz ters oldugu icin elbette. Valla ne yalan soyleyeyim benim de kafamda soru isaretleri yaratmiyor degil bu konu:)

    YanıtlaSil
  11. Gio'nun 2 pozisyonda bencillik yapmasından (bunlardan birinde pası Arda'ya vermeyerek son adama takıldı, birinde de soldan Ayhan kaçarken kaleye şut çekti) sonra Arda'nın da Gio'ya pas vermemeye çalışmasına bir tek ben mi dikkat ettim acaba ?

    YanıtlaSil
  12. @ Matthias Chevalier

    O pozisyonlar benimde dikkatimi çekti. Giovani bir pozisyonda kendisi değerlendirmek istedi, sonraki iki atakta Arda birisinde içeriye doldurmak yerine en ters kanada, diğerinde ise Barış'a döndü.

    Maç içinde olan durumdur, bir daha olmaz diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  13. Nerde durabileceğini çok iyi biliyor dediğiniz Neill golde ofsaytı bozan adam ayrıca ilk yarıda yine sağ kanattan yediğimiz tehlikede de ofsaytı bozup üstüne kolunu kaldırıp itiraz eden adam. Neill ı sık sık savunmayı ileriye çıkarma çabasında görüyoruz ama herkesi çıkarıp kendisi çıkmayı unutuyor sanırım. Gerçi buna da uyum sorunu diyenler çıkacaktır.

    YanıtlaSil
  14. Bu arada yapilan transferleri heyecanla bekledik ve cok sevindik sonunda ama yonetim gelecek sezon icin daha dengeli (kaleci, defans ve orta saha) bir transfer politikasi gutse daha iyi olmaz mi sizce de?

    YanıtlaSil
  15. @FCN

    Özellikle bir pozisyonda Gio ceza sahası önünde tek başına top beklerken etrafından hiçbir Denizli'li yoktu hatta, Arda hiçte zorlanmadan pas atabileceği bir pozisyondan topu ayağında oyalayıp çizgide bekleyen Barış'a yolladı ve bu benim çok dikkatimi çekti ama uA forum da dahil hiç bir yerde bu konunun tartışıldığını görmedim. Çok ilginç ..

    YanıtlaSil
  16. @ Matthias Chevalier

    evet arda aklı sıra cezalandırdı gioyu.çok sinirlendim ama ardaya

    YanıtlaSil
  17. @ Kiko

    Haklısın Neill pozisyondan (Uğur'un olduğu yerden) yaklaşık 2 metre önde durarak ofsaytı bozuyor. Altıpasın içinde adamını aldığı için ofsaytı bozdu. Uğur'un adamını kaçırması, geride kalması hiç ama hiç önemli değil.

    Bahsettiğin pozisyonda ise Neill ile rakibi hemen hemen aynı çizgide, hatta Neill ilk kafasını geri çevirdiğinde rakibi yarım metre önde. Bu yüzden elini kaldırmış olabilir mi sence? Ama doğru adam tartışılan bir pozisyonda elini kaldırdığı için suçlu. Çok geride kalıyor, çok hantal, oyun bilgisi sıfır.

    Öyle değil mi?

    YanıtlaSil
  18. Ben de onu diyecektim, yani orada adamını o pas gelirken bırakıp öne geçmesi çok riskli ve saçma bir hareket olurdu. Ceza sahasının içindeyseniz adamınızın önüne geçersiniz yahu.

    Ayrıca zamanla gelişecek defansın bütünselliğine olan katkısı haricinde gelişen ataklarda bireysel olarak nerede pozisyon aldığına dikkat ederseniz demek istediğimi anlayacaksınız.

    YanıtlaSil
  19. @ FCN

    Transfer sezonunu kapattık mı?

    YanıtlaSil
  20. @CH
    Forvet eksiğimiz vardı ve elimizdeki forvet işe yaramıyordu, buraya adam alındı.
    Elano geriye çekilince ve Kewell sakatlanınca öndeki 3lü için iki adam eksik kalmıştı, bu alındı. (Alınanın aynı zamanda forvet oynayabilen biri olmasına dikkat edildi)
    Defansın göbeğine oyuncu kalmamıştı, buraya liderlik yeteneklerinde pozisyon bilgisi yüksek bir adam alındı.

    Yani 3 transfer de gayet nokta atışıydı. İyi, oynayan bir kaleciyi de kimsenin sezon ortasında vereceğini zannetmiyorum, futbolculardan farklı.

    Burada tek eleştirebileceğimiz nokta defansın solundaki alternatifsizliktir. Başka yok bence.

    YanıtlaSil
  21. neill geleli daha iki hafta olmadı. bu oyuncunun takıma bu kadar kısa süre içinde TAM OLARAK uyum sağlayamayacağını düşünüyorum. neill bence gs için çok iyi bir defans.fark ettiniz mi bilmiyorum ama artık defansta pas kalabalığı yapmak yerine hızlıca, düzgün paslarla oyun kurmaya başladık ki bence en büyük etken neilldır.çünkü bekletmeden oyunu kurmada gayet başarılıdır. (bu sezonki sağ stoperlarimizin performansına göre gayet iyiydi.)Elbetteki hataları oldu. mesela maçta 2 kritik pas hatasını yapmaması gerekirdi ama takıma yeni geldi daha. Servetin bile baskı altında attığı bütün paslar ya yanına yada rakibe gidiyor.
    Aynı zamanda neilldan kusursuz bir defans performası beklemeyelim çünkü eksikleri olmayan mükemmel bir oyuncu olsa şu an barcelonada olurdu ve almamız için en az 25m vermemiz gerekirdi.(şu anki şartlar için çok başarılı bir transfer.)
    Jo ya gelince güzel bir performans gösterdi bence örücek gibi, topları indirmede başarılı. barostan çok daha başarılı olacağına inanıyorum. (umarım sene sonunda alabiliriz bonsevisini.)
    gio kendini gösterebilmek için biraz bencil oynadı ama kabul etmek gerek ki topu çalım atamayıp kaybettiği pozisyonda arda olsaydı arda hakkında bu kadar konuşulmazdı.gio için birşey söylemek şuan çok yanlış olur daha hiç oynamdı kabul ediyorum(bence bu jo nun ilk adam gibi zaman alığı maçtır gio denenmek için girdi)
    caner belki sol bek iyi oynayamadı ama bence iyi bir kanat oyuncusu, genç ve türk olması çok büyük avantaj. hiç terettüt edilmeden bonservisi alınmalı ve uzun bir kontrat imza attırılmalıdır.
    son olarak merak ediyorum içimizden hala neden franconun ufuka tercih edildiğini bilen varmı?(tecrübe diyorsanız bize maçta sarı kartı alkışlayarak ne kadar tecrübeli ve akıllı bir kaleci olduğunu gösterdi yani böyle bir maçta böyle bir anda böyle bir hareket!!!)

    YanıtlaSil
  22. @ ace

    Dediklerine katiliyorum evet hic hesapta olmayan sakatliklar bu yone itti ve cok da iyi kotardi yonetim durumu ama demek istedigim transfer yapilirken kale-savunma yonu agirlikli oyuncular icin minimum butcenin ayrilip butun kaynaklarin hucumculara aktarilmasi(her ne kadar hucum futbolunu cok seviyor olsakta)sanki biraz fazlaca dengesiz oldu ozellikle bu sene basindan itibaren. Sol bek konusu cok fena gercekten de! Caglar haberi okudum az evvel haberturk'te ama bilmiyorum bir bilginiz var midir acaba..??

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0