Nedir Galatasaray'lı olmak?

Nedir Galatasaraylı olmak? Aslında tanımlanamayan bir aşktır, masaldır Galatasaraylı olmak. Nasıldır ki Galatasaraylı olmak? 2010 yılında transferler için yönetime sallamak mı Galatasaraylılık, yoksa moda uğruna 105 yıllık takıma pembe forma giydirmek midir Galatasaraylılık? Fotoğraf çektirmeyen oyuncuya ana avrat küfür etmek midir Galatasaraylılık? Yoksa arma uğruna binlerce km yol yapıp maç sonrası 'Bir daha olsun, bir daha geliriz' diyebilmek midir? 14 yıl şampiyonluk bekleyip Eskişehir maçında koltuksuz Sami Yen'i 50bin sarı kırmızı yürek doldurmak mıdır Galatasaraylılık, yoksa tarafsız saha denilen Almanya'da 60bin kişi Monaco'ya cehennemi yaşatmakmıdır? Spor Sergi ruhuyla, Yenilmez Armada aşkıyla salonlara koşup armaya sahip çıkmak mı Galatasaraylılık, yoksa cezalı oyuncuya forma giydirmek için türlü katakulliler yapmak mı? Parçalı formanı sırtına geçirip, olaylardan bilinçsizce babanın omzunda maça gitmek midir Galatasaraylılık, yoksa 'Keita'yı almışız olm, gidelim yeeeaaa' diye bağıra çağıra partiye gider gibi maça gelmek midir? 20 yıldır basketbolda şampiyonluk kupası görememene rağmen, rakibin her türlü yatırım ile ligi son yıllarda domine etmesine rağmen hala salonlara şampiyonluk umudu ile koşmak mı yoksa 'Nasıl olsa final belli' fikriyle maçları tv karşısında seyretmeye bile tenezzül etmemek mi Galatasaraylılık? Pazarlama stratejisi adı altında forma çıkartmak doğrudur belki ama kendi evindeki maçlarda parçalı forma ile sahaya çıkıp mücadele etmekmidir Galatasaraylılık yoksa renklerinden alakasız renkte formalarla sahaya çıkmakmıdır Ali Sami Yen cehenneminde? Kutsal parçalı forma yerine pembe, mor gibi ana renklerden aykırı renkleri taşımak mıdır Galatasaraylılık? Kimse yanlış anlamasın, kimsenin Galatasaraylılığını tartışmıyoruz burada. Sadece soruyoruz. Nedir, nasıldır Galatasaraylılık? Nasıl başlamıştır, kim başlatmıştır?

Bir çocuk düşünün.. Her haftasonu annesine yada babasına, abilerine 'Bu hafta Cimboma gitmeyecekmiyiz?' diye soran. Bir çocuk düşünün.. Babasının yada annesinin aldığı uzun kollu tam parçalı sarı-kırmızı t-shirtini giymekten mutlu olan. Bir çocuk düşünün.. Ona takımını soranlara en içten bir şekilde kendini paralarcasına, yumruğunu sıkarak, tribündeki abilerinden, amcalarından gördüğü gibi 'CİM-BOM-BOM' diye cevap veren. Bir çocuk düşünün.. Bazı şeyleri anlamadığı halde pür dikkat maçı takip eden, gözlerini kocaman açan ve her golde yüzlerinde güller açan. Bir çocuk düşün.. Arkadaşlarıyla maç oynamak için formasını giydiğinde kendisini babasından duyduğu Metin Oktay'a, Prekazi'ye, Hagi'ye, Hakan Şükür'e benzeten, onları hiç görmemesine rağmen. Bir çocuk düşün.. Babasıyla her haftasonu maça gelip, maç sonrası bağırmaktan yorulup minik bedeniyle babasının kollarında uyuyan. Bir çocuk düşünün.. Her hafta Ali Sami Yen'e gelip, maç öncesinde abilerini pür dikkat izleyen, onların söylediklerini öğrenmek için onları pür dikkat dinleyen. Bir çocuk düşünün.. Her maç babasına 'Şu kimdi, bu kimdi, şu Arda'mıydı?' diye soran. Bir çocuk düşünün.. Takımının yediği golden sonra ağlayan, sağa sola anlamsızca bakan. Ve bir çocuk düşünün.. Staddan ayrılırken babasına 'Haftaya tekrar gelicekmiyiz?' diye soran.
Bugün hangimiz çocukluğumuzda ki gibi Galatasaraylıyız? Kimimiz yenildiğimizde kızarız, söveriz. Kimimiz istediğimiz adam alınmadığında takıma kırgınlık duyarız. Kimimiz kutsal parçalı forma yerine farklı renklerde formalar giyerek Ali Sami Yen'e geliriz, kimimiz bir sinemaya-partiye gider gibi süslü püslü maça geliriz. Hepimiz eski heyecanımızı, eski sevgimizi kaybettik. Biraz da başarıya endekslendik, en başarılı olmak istedik haliyle, endüstriyel futbol sayesinde. Büyük paralar, büyük beklentiler, büyük markalar, büyük firmalar. Bu başarı sevdası, en iyi olma merakı belki de bizim çocukluğumuzdaki aşkı bizden aldı. İsterse bu oyunun efsaneleri bu takıma gelsin, isterse kimse gelmesin.. Bırakın Messi'ler, Xavi'ler, Ronaldo'lar, Rooney'ler oldukları yerde kalsın. Yeter ki, çocukluğunuzdaki Galatasaray aşkı aynı kalsın.

İçinizdeki çocukluk aşkınıza sahip çıkın. Çünkü gerçek arma sevdası orada bulunuyor. Siz belki bugün 'X oyuncuyu transfer ettik olm' mantığı ile maça geliyorsunuz. Fakat unutmayın ki o gün sadece sahada sarı-kırmızıyı görmek için geliyordunuz. Çocuktur ne anlar demeyin. Bazen gözlerinde saklıdır bir çocuğun Galatasaray aşkı. İçinizdeki çocukluk aşkınızı asla kaybetmeyin. Çünkü o sizin gerçek, saf ve ilk aşkınız.

11 yorum:

  1. Konuşmayı öğrendiğimde, önce GALATASARAY dedim.
    Okumay öğrendiğimde önce GALATASARAY yazdım.
    Kaç kaç dedim, Yenildik dediklerinde Önce GALATASARAY‘a ağladım.
    Bayramlarda GALATASARAY formamı giydim.
    Sokaklarda Hagi, Metin oldum,Önce GALATASARAYa koştum.
    Sınav yada maç dediler Önce GALATASARAY‘ı seçtim.
    Güzelim, kendini ilk aşkım sanıyorsun ama Ben İlk GALATASARAY‘i sevdim...

    YanıtlaSil
  2. Sürekli 3rd forma giyilmesine ben de karşıyım ama ana renklerden farklı forma yapma konusunda size hiç ama hiç katılmıyorum... Hele ki bazılarının eşçinselliği ön planda tutmasından kaynaklı üstüne basa basa "pembe" forma giydirmek, söyleminizi de bayağı buluyorum... Artık bunları aşmak gerektiğini düşünüyorum... Ama şöyle bir husus var ki orada da, sonuna kadar haklısınız... 3rd forma Home ve Away formalar çaresiz kaldığında kullanılır... Yani ilk olarak parçalıyı dene, olmadı arslan formayı o da uyumsuz kalırsa o şekilde bu formayı kullanırsın... Biz bu hatayı çoook yapıyoruz. Son maçlarda gördüm ki Fenerbahçe de bizden özenerek bu hataya düşmeye başladı, Fenerbahçede nadir doğru bulduğum kararlardandı forma seçimleri ama görüyorum ki formayı tanıtma ve satma hevesi herşeyin önüne geçiyor malesef...

    YanıtlaSil
  3. Böyle bi yazıya nasıl yorum yapılır bilmiyorum.Bildiğim tek şey yazınızı okurken o kadar duygulandım ki neredeyse gözlerim doldu.Yaşım 38 beni 6 yaşımda inönü kapalısındaki abimin omuzunda seyrettiğim ilk maçıma götürdünüz.Spor sergideki Dawkins,Nihat İziç,Turgay Demirel,Mehmet Şenova kadrolu basket maçları .Hiç hesap yapmadan koşardık parçalının peşinden.Şimdi bakıyorum da her şey farklı....Yazdıklarınız için elinize yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir yazı olmuş, çocukluğum aklıma geldi gözlerim doldu ne yalan söyliyim.
    Kardeşlerimle paylaştığım odamın duvarını Prekazi, Uğur, Cüneyd, Erhan, Muhammed'in fotoları (Birde ne hikmetse naim süleymanoğlu vardı :)) süslerdi. Parçalı formamı giyip sokağa çıktığımda, patlak plastik topla saçma sapan bir sahada top oynerken benden mutlusu yoktu. Kimi gün prekazi oluyordum, kimi gün ilyas çocuk aklımla :)

    TRT radyosundan maçları takip etmek ne keyifliydi. Saat 13:00- 14:00 civarı başlardı genelde...

    Uzun lafın kısası bunların hepsi bir bir geldi gözümün önüne. Bu yazınız bana dokunur. Ben ve benden eski kuşaklara dokunur.

    Yeni yetmelere bunu anlatmanız hissetirmeniz zor, hemde çok zor...

    Onlar farklı yetiştiler, onlar olayın başka noktasındalar. Ama en azından bizimde kendimizi kaybetmememiz açısından güzel bir yazı.

    Yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. galatasaraylı olmak ayrıcalıktır bence

    YanıtlaSil
  6. Bu yazının zamanlaması beni korkuttu, umarım düşündüğüm gibi değildir. Size güveniyoruz açıklanmasını bekliyoruz transferlerin..

    YanıtlaSil
  7. Güzel yazı olmuş, forma kısmı dışında tamamen katılıyorum ancak formalar konusunda biraz fazla sert yaklaştığınızı düşünüyorum :) Forma isterse yeşil olsun, isterse lacivert olsun, üzerinde kutsal Galatasaray amblemi varsa, Galatasary'lı futbolcular giyiyorsa ve takımın adı Galatasray'sa gerisi teferruattır. Sami Yen'deki o pankart çok güzel, mevzubahis Galatasaray'sa gerisi teerruattır. Galatasary'ı hem iyi gününde hem kötü gününde seveni saygıda kusur etmeyen insan Galatasaray'lıdır, gerisi de teferruattır işte :)

    YanıtlaSil
  8. Beyler forma konusunda herhalde farklı bir algılama olmuş.

    2289 Mercan formaya herhangi bir lafım yok, hatta aldım giydim. Amma velakin Ali Sami Yen'de oynadığımız maçlara PARÇALI forma ile çıkmak gerekir diye düşünüyorum. Home-Away-3rd olayını çok karıştırıyoruz. Hangisi home, hangi away belli değil bizde maaşallah :)

    YanıtlaSil
  9. Bırakın Messi'ler, Xavi'ler, Ronaldo'lar, Rooney'ler oldukları yerde kalsın. Yeter ki, çocukluğunuzdaki Galatasaray aşkı aynı kalsın. cok guzel bir soz nerde o eski gunler babamın sırtında maca gittigim gunler her hafta sonu gelsede maca gitsek diye bekledigim zamanlar yendigi zaman delier gibi sevindigim yenildiginde ise hungur hungur agladım ama hic bir zaman oyunculara kotu bir laf etmedigim zamanlar ilk sampiyonlar ligine cıkısımız cimbomuma cocukusu duygularla yazdıgım ilk siirlerim ilk tek giitimgim mac hey gidi gunler hey GALATASARAYLILIK cok farklıdır ve bencede biz ne olursa olsun parcalı formayla oynamalıyız degişik forma cıkarıyorlarsa cıkarsınlar ama mebedimize her zaman sarı kırmızı formayla gitmeliyiz cok guzel bir yazı yazmısınız hele o resimler yokmu bi an icin kendimi gordum cok tesekkurler

    YanıtlaSil
  10. 1969 dogumluyum,yanı G.Sarayıma gonul verdıgımde sampıyonluk gorememıstım. en sıkıntlı donemdı yanı,belkıde en guzel donem,her yıl sampıyonluk umuduyla stadımıza gıder,yıl sonunda bayrakları acarak başlardık (sarı ıle kırmızı,kalbımızın yıldızı,sampıyon cımbombom al ıster canımızı)duygusal sarkılarımızı soylemeye,dıle kolay 14 sene ha bu sene olacagız dıye dua eder,şampıyonluk kaçınca acımızı ıcımıze atarak seneye ınsallah derdık.ama taraftarlar gercekten cok kalıtelı,kulturlu ve sevgı doluydu,1987 yılında bırgun evvel stada gıdıp kapısında uyuduk,bu aılenın ferdı olmak herzaman gurur vermıstır,florya tesıslerını acılısında ılk defa buyuk hoparlorlerle yakından duydugum marsımız dakıkalarca ağlatmıstı benı,G.Saraylı olmaktan hep gurur duydum,tek ıstegım maca gıden arkadasların G.Saraylı oldugunu unutmamaları,kulubumuzun her ferdı cok değerlıdır,eskı baskanlarımız,yonetıcılerımız,futbolcularımız hep gururumuz olmustur,varsın transfer olmasın,G.SARAY RUHU GELSIN,OYUNCULARIMIZ MUCADELE ETSINLER YETER,TEK ISTEGIMIZ BU..

    YanıtlaSil
  11. Galatasaraylılık iyi günde, kötü günde takımına sahip çıkmaktır. Önemli olan, ne mor formadır ne pembe formadır ne de çubuklu formadır. Önemli olan sahaya çıkıp Galatasaraylılık ruhunu,sıfatını aslanlar gibi taşımaktır.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0