Altyapı | Dev adam, Sinan.

Sinan Osmanoğlu.. Galatasaray altyapısının Türk futboluna kazandırdığı bir başka genç oyuncumuz. 1990 doğumlu olan Sinan, futbol hayatına Galatasaray altyapısında başladı. 2002 yılında minik takımda forma giyen genç oyuncu bir sonraki sezon Küçükçekmecespor'a gönderildi. Küçükçekmecespor altyapısında 3 yıl forma giydikten sonra 2006 yılında yeniden Galatasaray'a dönen savunma oyuncusu 2006 yılından beri düzenli olarak Galatasaray altyapısında forma giyiyor. Gerek Galatasaray altyapısında, gerekse ulusal milli takımda hemen hemen tüm kategorilerde düzenli olarak forma giyen Sinan Osmanoğlu savunmada görev yapıyor.

Savunmanın ortasında 1.98'lik boyuyla rakipler için dikenlerle dolu bir duvara benziyor. Uzun boyuna rağmen bileklerine oldukça hakim olan Sinan'ın çok ilgi çekici bir stili var. Hava toplarında ve birebirlerde rakiplerine hiç bir şekilde şans tanımayan Sinan'ın müthiş bir oyun zekasıyla birlikte oyunu okuma ve oyun kurma özelliği var. Oyunu basit oynamayı tercih eden genç oyuncu kazandığı yada kendisine gelen topları hemen en boş arkadaşına gönderiyor. Bu şekilde basit oynaması belki sizleri yanlış düşüncelere itebilir fakat topu ayağına alıp ileri çıksa tüm takımı ipe dizecek gibi bir görüntü izlenimi veriyor. Son derece soğukkanlı olan Sinan'ın oyun stili biraz da Lucas Neill'e benziyor. Hava toplarında rakiplerine geçit tanımayan Sinan aynı zamanda çevik bir oyuncu. Zıplama, kademeye girme, pozisyon alma gibi bir çok konuda artı özellikleri olan Sinan'ın kontratı 2013 yılına kadar devam ediyor.

Bu yıl A2 takımında forma giyecek olan genç oyuncu zaman zaman A takımda da forma giyebilir. Sezon öncesi hazırlık kampına eğitim durumu nedeniyle katılamayan Sinan için geçen sene antrenör Johan Neeskens olumlu raporlar vermişti. Takımda alternatif stoperlerden birisi olan Sinan'ı çok ütopik olacak belki ama bu sezon kupa maçlarında veya hazırlık maçlarında görebiliriz. Güçlü fiziği, uzun boyu ve hakim olduğu bilekleri ile aslında tam aranılan savunma oyuncusu kıvamında. Fakat takımın böylesine çalkantılı, sıkıntılı dönemler geçiren takımımızda forma giymesi biraz zor. Kış döneminde eğitim durumu izin verirse kampa katılacaktır. Aynı zamanda eğer okuduğu üniversitesi bu sene ki gibi bursunu iptal etmek gibi bir tehdite girişmez ve kendisine yaz döneminde izin verirse A takımda boy gösterme şansını bulabilir.

Elbette bu kadar konudan bahsetmişken birde eğitim durumundan bahsetmek gerekiyor. Özel bir üniversitede spor akademisi bölümünü tam bursla okuyan Sinan'ın yaz döneminde A takım ile birlikte kampa katılamamasının tek nedeni okuduğu okulun 'bursunu iptal ederiz' tehditvari mesajı. Üniversitelerarası futbol turnuvasında forma giymek için A takım kamplarına okulu nedeniyle gelemeyen Sinan'a kulüp tarafından anlaşmalı bir özel üniversite bulunamaz mı, sorusu da insanın aklına gelmiyor değil. Her zaman büyüklüğünden bahsedenler neden bu tür olaylara çözüm bulamazlar? Bu sadece Sinan için değil, bir çok genç oyuncu bu sıkıntıdan muzdarip. Sinan gibi bir başka genç oyuncumuz altyapımızın en yetenekli ve en büyük potansiyele sahip olan Berkin Kamil Arslan. Oda yaz kampına davet edilmesine rağmen okulu nedeniyle gelemedi. Fenerbahçe'de, Beşiktaş'ta ve diğer takımlarda da bu tür sıkıntılar mevcut. Buna artık TFF mi çözüm bulur, yoksa büyükler mi çözüm bulur orasını bilemeyiz. Ama çözüm bulunması gerekiyor. Üniversitelerarası şampiyona yerine yazın A takım kampı oyuncunun gelişimi adına daha önemli.

2 yorum:

  1. Okullar da kendi çıkarlarını düşünüyor tabii. Ancak bu büyüklükteki kulüplerinin böyle sorunları olmamalı. Gerekirse böyle yetenekli futbolcuların bursu karşılanabilir diye düşünüyorum ben. Herhalde senelik 15 bin TL falandır. Verilen paraları düşündükçe çok gelmedi bana bu ücret :)

    YanıtlaSil
  2. spor akademisi antrenörlük mezunu olarak kendimde nacizane cevap hakkı görüyorum şimdiden yanlış anlaşılmalar için özür dilerim :)

    maalesef ki aynı durumdan tüm akademi öğrencileri muzdarip. sporcusunuz, spor akademisinde okuyorsunuz fakat devam zorunluluğunuzdan dolayı antrenmanları, maçları kaçırıyorsunuz. birincil şahıs tarafından baktığınızda evet bu bir yükseköğretim kurumu ve devam zorunluluğu var siz bu okulu kazandıysanız ve akademik anlamda bir kariyer hedefiniz varsa okulunuza devam etmek zorundasınız, hiç bir antrenman ya da müsabaka, bu derslerden muaf olmanızı ya da özel izinli olmanızı gerektirmez ve üniversiteler kabul etmiş bile olsa dersin hocası kabul etmez, dersin hocası kabul etse üniversiteler kabul etmez..ikincil şahısa göre yani bize göre baktığımızda da evet biz zaten sporcuyuz, bu okulda okuyoruz ve bize bu konuda ayrıcalık tanınsın istiyoruz ama takdir edersiniz ki herkesin sporcu olduğunu düşünürsek ki böyle değil ama varsayım üzerine konuşuyorum o zaman yüksekokulda ders işlenecek öğrenci kalmaz...kaldı ki ben kendimden biliyorum basketbol antrenörüyüm bu konuda 4 yıl uzmanlaştım fakat antrenörümüzün yıllardır dersinden geçirmediği basketbolcu arkadaşlarım vardı..çok basitinden bir örnek; basketbolcu olmanız bu branşı mükemmel yapıyor olmanızla doğru orantılı değildir, hocanız sizden şut tekniğini isterken alnınızın üzerinden atmasını istiyorsa alnınızın üzerinden atmak zorundasınız, kalkıp omzunuzdan şut çıkartamazsınız. sonra da bu hoca bana taktı beni geçirmiyor hiç diyemezsiniz..

    burada tabiii ki futbolcularımızı mevzunun dışında tutuyorum ama gerçekler bunlardan ibaret..hepimiz sporcuyuz hepimize kolaylık sağlansın okullarda ders bile yapılmasın ne gerek var ki....

    üniversitelerin spor federasyonları içinse, okul takımına katılma zorunluluğu hiç bir zaman yoktur, eğer tam burslu okuyorsanız bu şartları da baştan kabul etmişsiniz demektir. kimse babasının hayrına tam burs vermez, özel okullar böyle çalışır...ha sporcularımız girer marmaraya istanbula o zaman bu zorunluluk ortadan kalkar....o zaman genel kamp dönemine de katılınır, özel kamp dönemine de....hazirandan ekime kadar yazokuluna, büte kalınılmadığı sürece eğitim-öğretim tatili vardır....

    eğer ki tartışılacak ve illaki çözüme kavuşturulacak bir sorun varsa o da avrupayla kıyaslanamayacak en büyük özeliğimiz eğitimli sporculardan neden yoksunuz sorunudur....

    türkiyede spor ve eğitim bir arada yürümez, ya sporcu olmayı tercih edersiniz ya da akademik eğitim almayı....o yüzden piyasa konuşmayı bile bilmeyen sporcularla doludur....

    avrupaya baktığımızda da mühendis, doktor, avukat dediğimiz insanların sahada profesyonel sporla uğraştıklarına şahit oluruz....

    çok uzun oldu özür dilerim ama içinde bulunan bir insan olarak kayıtsız kalamadım :))

    sevgilerimle....

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0