Analiz | Biraz daha zamana ihtiyacı var; Pino.

Galatasarayımızın Kolombiyalı kanat oyuncusu Juan Pablo Pino'nun başlığımızda da belirttiğimiz gibi kuşkusuz biraz daha zamana ihtiyacı var. 22 yaşında ki Kolombiyalı oyuncu hatırlanacağı üzere sezon başında 3 milyon euro karşılığında Monaco'dan transfer edilmişti. Keita'nın yerine sağ kanatta ofansif oyuncu olarak transfer edilen Pino'dan da beklentiler haliyle büyüktü. Keza geçtiğimiz yıl performansı ile taraftarları mest etmiş, sempatik tavırlarının yanı sıra yaptığı hareketler ile taraftarların gözünde özel bir sevgi kazanmıştı Fildişi Sahili'li oyuncunun yerini almıştı. Sezon sonunda Katar'ın Al Sadd takımına özel bir prosedürle yaklaşık olarak 11-12 milyon euro karşılığında transfer olan Keita'dan boşalan bölgeye, Monaco'da istediği performansı bir türlü sergileyemeyen fakat yeteneklerinin, kalitesinin farkında olunan Pino transfer edildi.

Keita'nın yerine transfer edilen oyuncudan haliyle beklentiler biraz fazlaydı. Keza taraftarlar geçtiğimiz sezon kanatta fırtına gibi esen, adeta gölgesiyle yarışan bir Keita izlemişti. Bu nedenle Pino'dan da beklentiler aynı yönde, hatta daha da fazlaydı. Gelmesiyle birlikte basın ufaktan üzerine oynamaya başladı. Disiplinsiz, sorunlu, istikrarsız, sakat gibi ifadelerle birlikte ismi anılmaya başlandı. Zaten bekliyorduk böyle birşeyi beklememek ayıp olurdu. Galatasaray'ın her yeni transferine aynı yakıştırmaları yapmalarından ötürü artık ezberlemiştik ne zaman ne yazacaklarını, beklediğimiz oldu. Birde Pino hazırlık kampı sırasında sakatlanınca basının eline malzeme düşmüştü. Belgrad maçında ağzımıza bir parmak bal çalan Kolombiyalı geçirdiği sakatlığın ardından uzun bir süre takımdan ayrı kaldı. Hazırlık kampında da geçirdiği ufak tefek sakatlıklar nedeniyle bir türlü istenilen gücü yakalamayan Pino'nun en büyük artısı kuşkusuz Monaco ile hazırlık kampı geçirmesiydi.

Takıma sonradan katılan, birde sakatlık geçiren Pino sakatlığının ardından Gaziantespor maçında tekrardan aramıza döndü. Belgrad maçında oyuna girdikten sonra ciddi anlamda hareketlilik getiren, driblingi ve top kontrolü iyi olan, kaleye dikine gidebilen, çok rahat adam eksiltebilen, çabuk, süratli ve hızlı bir oyuncu olduğunun izlenimlerini vermeyi başarmıştı. Elbette rakibin güçsüz olması sonrasında oyunu hakkında pek fazla birşey söylemek doğru olmaz ama Fransa Ligi'nde de aynı oyunu oynayan Pino'nun oyuncu profili adına birşeyler söyleyebiliriz ki, yukarıda söylediklerimiz zaten oyuncunun oyun karakterinde yer alan özellikler. Basında yazıldığı gibi sakat, istikrarsız, disiplinsiz iddialarının tamamen yalan olduğunu söyleyebiliriz. Bugün en sağlam oyuncu bile sakatlandıktan sonra kendisine pek iyi bakmazsa, güçlenme idmanlarına yeteri kadar odaklanmazsa aynı sakatlığı kısa süre sonra tekrar yaşar. Pino'nun en büyük sorunu kendisine pek fazla bakmamasıydı ki, oyuncunun geçtiğimiz yıllarda 19'lu, 20'li yaşlarda olduğunu hatırlatalım.

Genç oyuncunun en büyük özelliği kuşkusuz hızı. Türkiye ligi için hızının ciddi anlamda üstün olduğunu söyleyebiliriz, ülkemizde savunma anlamında pek fazla hızlı oyuncu bulunmuyor. Savunmanın arkasına çok iyi sarkan, çok çabuk adam eksiltebilen, kaleye dikine gidebilen ve skor opsiyonunda da rakip takım adına ciddi tehlikeler yaratabilen bir oyuncu olduğundan dolayı çok rahat pozisyona girebiliyor, pozisyon yaratabiliyor. Buca maçında özellikle pozisyon anlamında sıkıntı yaşadığımız dönemlerde kişisel becerisi ve gayretiyle pozisyon yaratmayı başarmıştı genç kanat oyuncusu. İki ayağınıda iyi kullanabilen, topa hakimiyeti olan Pino, genellikle ortasahanın sağ tarafında oynuyor fakat onun birde ikinci forvet özelliği var.

Aynı zamanda ciddi derecede bir takım oyuncusu olan Pino, mücadele anlamında ne kadar güçsüz gözükse de aslında kolay kolay pes eden bir oyuncu değil. Savunmaya gelmiyor söylentilerinin doğru olmadığını Bucaspor maçında bir kaç pozisyonda kanıtladığını belirtebiliriz. Keza genç oyuncu İzmir deplasmanında topu kaptırdıktan sonra adamına pres yaptı, top almak için geriye geldi, zaman zaman sağ kanatta Serkan'a savunmada ciddi katkılar verdi. Kişisel futboldan ziyade takım oyununa daha yatkın olan Pino hakkında söylenen bencil kelimesi ise kısmen doğru olsa da kimsenin farketmediği bir durum daha var. Bucaspor maçında savunmanın arkasına ilk sızışında içeriye çıkarttığında kimse vuramadı, ikinci kez aynı pozisyonu aldığında ise kaleye şutunu çekti. Bu tür pozisyonlarda sırf pas vermiyor diye bencil demek pek doğru olmaz. Daha takımı tam olarak tanımıyor ve biraz daha zaman ihtiyacı var. Özel antremanlarının olduğunu duyuyoruz, fizik ve kondüsyon anlamında. Bu antremanlar netice vermeye başladığı takdirde Pino'nun bu sene tutulmayacak bir kanat oyuncusu olacağı aşikar. Seri bir şekilde adam eksilten, süratli ve kaleye dikine giden Pino gelecek haftalarda kuşkusuz takımımızın önemli isimlerinden birisi olacak. Yeter ki, biz kendisine biraz destek verelim, arkasında duralım. Kendisi hakkında ciddi yorumlar yapabilmek adına en az 3-4 hafta arka arkaya oynaması ve izlememiz gerekiyor. Sonrasında Pino'nun gidişatı hakkında önümüzdeki aylarda bir yazı daha yazarız.