Sıradaki Gelsin | Türkiye : 95 - Fransa : 77

Grup maçlarını yenilgisiz tamamlayan Milli takımımız, çeyrek finale çıkma mücadelesinde Fransa ile karşılaştı. Herkesin kafasında bu turda Yeni Zelanda ile karşılaşacağımız düşüncesi varken Fransa son maçında 12 sayı fark yiyerek karşımıza gelmişti. Turun zorluğu nitekim daha da artmıştı. Ancak Fransa'nın saha içi organizasyonunda turnuvanın neredeyse en kötü takım olması ve ilk günden beri sahada muazzam uyguladığımız savunma, maçın galibiyet ile sonlanacağı mesajını veriyordu. Sahada oyuncularımız görevlerini bütünüyle benimsemiş, özellikle işin savunma kısmında müthiş konsantre idiler. Fransa'nın tempoyu hızlandırmasına izin vermeyerek onları hücum yapmaya zorladık ve hücumda istediğimiz oyunu sahaya da yansıtınca galibiyete ulaşmasını bildik. Artık millilerimiz son 8'e adlarını yazdırdı. Şimdi bu maçın önemli dakikalarını gözden geçirelim.

Kerem-Ömer-Hidayet-Ersan-Ömer A. beşiyle maça başlarken, Fransa en büyük kozlarından biri olan Gelabale kenardaydı. Savunmada istediğimiz konsantrasyon ile başlarken hücumda biraz tedirgin olmamız, maçın ilk bölümlerinin başa baş gitmesini sağladı. Ancak Fransa'nın hücumda üretkenliğe gidememesi skorda onlara öne geçmelerine izin vermedi. Hücumdaki tedirginliğin Hidayet'in sorumluluğu devralmasıyla atmamızla beraber hücumda sayılarımızı göstermeye başladık. İlk 10 dakikayı 5 sayı farkla, 19-14 geçerken oyunda sıra kenardaki oyuncuların takıma vereceği katkıya gelmişti.

İkinci periyotta kenardaki oyuncularımızın parkeye yansıttıkları performans maçın kilit noktalarından biriydi kuşkusuz. Özellikle Sinan Güler - Oğuz Savaş ikilisinin oyunun her iki alanında verdikleri katkı, skorda öne fırlamamıza sebep oldu. Bu iki oyuncunun hücumda gösterdikleri performansın yanında Hidayet'in Orlando Magic'teki günlerini anımsatan hücuma şekil verişi çok önemli bir nokta. Özellikle Oğuz'a ikili oyun sonrası verdiği iki pas muhteşemdi. Ayrıca saha içi organizatörlüğü kusursuz yerine getiren Kerem Tunçeri'nin verdiği pasların da altını çizelim. İlk periyotun ortasından itibaren uyguladığımız alan savunmasında pek fazla sorun yaşadığımızı söyleyemem. Fransa'nın oyunu yönlendirebilecek bir lider eksikliği çok bariz sırıttı. De Colo bu yükü kaldıracak tecrübe ve oyuna sahip birisi değil. Bu noktayı yaptığımızı baskıyla Fransa'nın çok başını ağrıttık. İlk yarıyı 15 sayı önde kapatan Millilerimiz son 8 yolunda ilk adımı atıyordu.

Üçüncü çeyrekte iki takımın gösterecekleri oyun, maçın sonucunu az çok belli edecekti. Millilerimiz Hidayet Türkoğlu önderliğinde 10-0'lık bir seri ile farkı 25 sayıya çıkarınca maçı orada kopardık. Yakaladığımız rüzgarı Kerem Tunçeri'nin sakatlanıp oyundan çıkmasıyla kaybetsek de Fransa'nın alan savunmamıza karşı vitesi artıramaması maçın geri dönmesini imkanlar dışına itti. Maçın final periyotuna 26 sayılık farkla 71-45 gittik.

Final periyotuna tamamen yedek oyuncularımızla başladık. Aynı maçın başında olduğu gibi ilk dakikalarda ağırlığımızı koyamasak ta savunmadaki sertliği bir kademe üste taşıyarak istediğimiz oyunu sergilemeye yeniden başladık. Bugünkü en iyi noktamız olan kenardan gelen oyuncularımızın katkıları, maçın sıkışmasına bir dakika olsun bile izin vermedi. Son dakikalarda farkın getirdiği rahatlıkla savunmada bazı hatalar yapsak ta maçı 18 sayılık farkla 95-77 kazandık ve adımızı çeyrek finale yazdırdık.

* Oyunumuzun hücum tarafını ele aldığımızda Hidayet'in sorumluluk alması, üzerindeki durgunluğu atması, Slovenya maçı öncesi müthiş önemli ve iyi bir olay. Hidayet'in iyi oynaması sadece kendisi için değil, takım arkadaşlarını da servisleri müthiş yapmasından dolayı diğer oyuncular için de olumlu bir nokta. Hidayet'in yanı sıra kenardan gelerek hücuma katkılarını vurgulamamız gereken oyuncularımız var. Korkusuz penetreleriyle Sinan Güler'e ve pota altında iyi pozisyon aldığında bitirmekte sorun yaşamayan Oğuz Savaş'a tebriklerimizi yolluyoruz. Bu iki oyuncumuzun önderliğinde kenardan bugün 49 sayı gibi olağanüstü bir katkı geldi. Bu rotasyon verimini Slovenya maçında da gösterdiğimiz takdirde bir adım önde olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.

* Slovenya maçı öncesi asla ölçü değil ama iyi uyguladığımız savunma maçın son 5 dakikası hariç devam etti. Fransa'nın hücum anlamında kısıtlı silahları olsa da özellikle kısa oyunculara yaptığımız baskı, savunmamızı çok daha etkili olmasını sağladı. Alan savunmasında kaymaları ve yardımlaşmayı çok iyi yapıyoruz. Bu maç Slovenya maçı için geçerli olmayabilir ama savunma konsantresini sahaya en iyi şekilde yansıttığımızı vurgulayalım.

Millilerimiz Fransa'yı da geçerek çeyrek finalde Slovenya'nın rakibi oldu. Slovenya hakkında yine bir analiz ile karşınızda olacağım ancak bu maçla tamamiyle farklı bir maç bekliyor bizleri. Takımımızın gösterdiği bu başarının devamını diliyoruz!

Arca Yıldırım

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0