Deplasmanda Gelen İlk Galibiyet | MP Trabzonspor : 69 - Galatasaray CC : 73

Ligde dördüncü maçına çıkan takımımız, zorlandığı MP Trabzonspor karşısında 73-69'luk galibiyete ulaştı. Böylelikle deplasmanda ilk galibiyetimizi aldık. Sezon başından beri takımımızda görülen istikrarsızlık sorununu bu maçta da parkeye yansıdığını gördük. Farkın 16 sayıdan tek baskete kadar inmesine izin veren takımımız, maçın sonlarında epey zorlandı. Luksa Andric - Tutku Açık - Melih Mahmutoğlu üçlüsü ön plandaydı. Özellikle Luksa Andric'in maçın sonlarında takıma verdiği katkı muazzamdı. İlk 3 periyotta iyi oynadığımız oyunun ardından maçı böyle zor bitirmemiz, üstünde durulması gerekilen bir konu kesinlikle. Takımımız öne geçtiği hiç bir maçta bizlere kazanacağının güvenini veremiyor maalesef. Şimdi Trabzon maçında oyunumuzun iki tarafında bizlere yansıyan artı ve eksi noktaları ortaya çıkaralım.

Her zamanki gibi savunmamızı ele alarak maça başlayalım. MP Trabzonspor, hücumu sadece yabancı oyuncularının üstüne yıkan, son derece kısıtlı bir hücum gücü olan bir takım. Üstelik bu sene kadrolarının en önemli isimlerinden biri olan Derrick Obasohan sakatlığından dolayı kadroda bulunmuyordu. Bütün unsurları bir araya getirdiğimizde bugün yediğimiz 69 sayıyı, iyi savunma yaptık olarak nitelendirmenin yanlış olacağını düşünüyorum. Sadece Rasic'in organize ettiği Trabzonspor hücumlarında çok daha etkili savunma yapabilirdik. Oyun kurucu mevkisinde bu denli sorun yaşayan rakibimize karşı maç boyunca 2 defa tam saha baskı getirdik ve bu iki baskıda da top kaybı yaşatmayı başardık. Sadece iki defa yapmamıza rağmen ikisinde de sonucu aldığımız baskıyı neden devam ettirmediğimiz soru işareti açıkçası. Maçın genelinde baskı şiddetimizin düşük olması maçın kafa kafaya gitmesinin sebeplerinden biridir. Diğer sorun yaşadığımız nokta olan ribaund sorununa gelirsek, her maç o kadar çok yorum getirdiğimizden, bu noktayı sadece istatistik vererek geçmenin daha mantıklı olacağını düşünüyorum. Trabzonspor, 15 hücum ribaundu alırken bizim 16 savunma ribaundumuz vardı. Bu bazı şeyleri gayet net açıklıyor sanırım.

Genel savunma tablosuna baktığımızda, sezon başında koyduğumuz 70 sayı barajının yine aşılmadığını ve galibiyete ulaştığımızı görüyoruz. Genel anlamıyla iyi savunma yaptığımızı söyleyemem yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı ancak maçın bazı bölümlerinde yaptığımız kritik savunma işleri de yok değildi. Akla ilk gelen, kuşkusuz maçın son saniyelerinde Luksa Andric'in Rasic'e yaptığı blok. Maçın kazanılmasındaki en önemli hareketlerden biriydi kuşkusuz. Maçlarımızı rakipten daha çok atarak kazanma yoluna gitmememiz gereğini hep vurguluyoruz. Takımın da bu savunma kimyasına uyması için belli bir zaman dilimi vermemiz gerekir. Ancak gelecek hafta karşılaşacağımız Efes Pilsen maçı, savunmamız için çok önemli bir parametre olacaktır.

Bugün hücumumuz da daha çok yerli oyuncularımızın etkisi olduğunu söylersek yanılmış olmayız kesinlikle. Özellikle Taylor Rochestie'nin formsuzluğunda dümene geçen Tutku Açık, eski formda günlerindeki performansını hatırlattı bizlere. Skor olarak geride gittiğimiz dakikalarda oyuna dahil olduktan sonra takımımızı toparlayan isimlerin başında geldi. Attığı kritik üçlüklerin yanı sıra ikili oyunların sonrasında oyuncularımıza çok iyi pozisyonlar yarattı. Taylor'un etkisiz olduğu haftalarda, Tutku'nun yükselen performansı takım adına olumlu bir nokta. Bugün Tutku'nun bu performansının direkt olumlu etki yaptığı Luksa Andric, 14 sayı ile takımın en çok skor bulan ismi olmayı başardı. İkili oyunlar sonrasında ayak hızını kullanarak gittiği sayılar, takımın skor anlamında rahatlamasına sebep oluyor. Euroleague seviyesinden gelmiş bir oyuncu olduğunun altını çizerek gelecek maçlarda daha önemli katkılarının olacağını düşünüyorum. Kişi bazında bugün son değineceğim isim Melih Mahmutoğlu. İlk yarıda 12 sayı bularak takımın skorda öne geçmesini sağlayan oyunculardan biriydi. Dış atışlarda büyük soğukkanlılıkla atması gelecek adına daha umutla bakmamızı sağladı gerçekten. Özellikle Evren Büker'in yokluğunda bugün takıma verdiği katkı çok önemliydi.

Kişi bazından sıyrılıp takımın genel hücum tablosuna geldiğimizde, oyun temposunu kontrol ederek set hücumlarına gittiğimizi görüyoruz. Bu set hücumlarında yaratıcılık açısından sorun çektiğimiz dakikalarda oluyor. Bu anlarda sorumluluk alacak oyuncu eksikliğinin sıkıntısını çektiğimizi düşünüyorum. Tam bu noktada bugün attığı 12 sayıya rağmen Shipp'in hücumda daha efektif bir rol alması, takıma olumlu yansıyacaktır kuşkusuz. Bu sıkıntıda hücumda bir anda durmamıza sebep oluyor. Farkın 16'ya kadar çıktığında alan savunmasına dönen Trabzonspor karşısında sayıya gidemememiz, önemli hücum sorunlarımızdan biriydi maç içerisinde. Bu durgunluğumuzdan bahsederken pota altında sadece Luksa Andric'ten verim aldığımızın altını çizmek gerekiyor. Ermal ve Rancik'in formsuz olmalarından dolayı skor opsiyonlarımız da azalıyor haliyle.

Efes Pilsen maçı öncesi iyi bir sınav verdiğimizi düşünmüyorum. Oyunun her iki alanında da sorunlarımız yine gözler önüne serildi. Euroleague sertliğinde bir maça çıkacak olan takımımızın, gelecek hafta oynayacağı oyundan çok sergileyeceği mücadeleye konsantre olması gerekiyor. Oktay Mahmuti'nin eski takımına karşı sahaya daha hırslı çıkacağı aşikar. Umarım bu hırs oyuncularımıza da yansır ve önemli bir galibiyetin altına imzamızı atmış oluruz.

Arca Yıldırım

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0