Ders Çıkarılması Gereken Bir Mağlubiyet | Spartak Moskova : 66 - Galatasaray Medical Park : 40

Euroleague'de çıktığımız ilk karşılaşmada Fransız temsilcisi Tarbes'i mağlup eden takımımız, ikinci maçında Kadın basketbolunun en güçlü ekiplerinden biri olan Spartak Moskova'ya konuk oldu. Çıkacağımız ikinci maç öncesi ligde aldığımız galibiyetler sonrasında bile takım iyi görüntü vermiyorduk kesinlikle. Takımın galip olduğu dakikalarda bile bir anda skor avantajını kaybetmesi, hücum ve savunma prensiplerinin oturmaması ve rotasyon sorunu başlıca sorunlar olarak gözümüze çarpmıştı. Bu dağınık görüntüyle gittiğimiz Rusya'da ağır bir mağlubiyet aldık. İlk 20 dakikada sadece 13 sayı bulabilen takımımız, ikinci yarıda az da olsa toparlansa da oluşan farkı kapatmayı başaramadı ve gruptaki ilk mağlubiyetini aldı. 40 dakikada bizlere yansıyan bir çok unsur vardı. Bunları bugün ortaya çıkartacağız ancak daha sezonun başında olduğumuzu ve yepyeni bir teknik/oyuncu kadrosuyla parkede yerimizi aldığımızın baştan altını çizelim.

* Takımımızın hücumda organize olabildiğini söylemek çok uzak bize şuan. Bu sorunumuzda sorumluluğu tek bir kişiye yüklemek haksızlık olur. Teknik ekipten sahadaki oyuncularımıza kadar bu noktada sorun yaşadığımız gerçek. Kadromuzda Seimone Augustus - Slyvia Fowles gibi çok önemli iki yıldız varken maç boyunca sadece 40 sayı bulmamız, kalitemize yakışmadı kesinlikle. Takımın organize bir şekilde hücum ettiğini görmemizin belli bir süre alacağı ortada. Yeni oyunculardan kurulu olmamız, bazı sorunları da beraberinde getiriyor ancak bu sürede aldığımız yenilgiler, gelecekte takımın hücum performansı hakkında iyi işaretler vermiyor. Oyuncularımız kötü günlerinde olabilirler bu kabul edilebilir bir nokta ancak takımın hücumda de organize bir şekilde görmeyi kabul etmek zor. Bir hücum sistemi dahilinde atışlarımız girmediğinden yenilsek buna bir itirazımız olmayacak ancak sayıya nasıl gideceğimizin belli olmayışı büyük sorun. Tam bu noktada daha sezon başında olmamız bizleri bir nebze olsa da rahatlatıyor. Takım maç yaptıkça birbirine alışacaktır ancak bu sistemsizlik, elimizde bulunan değerlerin saha içerisinde kötü yansımasına sebep oluyor. Bu noktada teknik ekibinde yanlış tercihleri bizlere yansıdı. Takımın ritim tutmasına izin vermeyecek tarzda bir rotasyon anlayışı var bir iki maçtır. Evet takımın derinliği ve fiziki açıdan diri kalması adına önemli bir nokta rotasyon ancak çok üstüne gidildiğinde takımın ritim tutmasını engelleyen baş faktörlerden biri haline de gelebiliyor çabucak. Ceyhun Yıldızoğlu ve ekibi ancak bu hücum sorunları üzerine mesai harcayacakları kesin. Sonucunu bir haftada beklemek acımasız olur ancak 1 ay içerisinde aynı görüntünün devam etmesi, pek iyi sonuçlar doğurmayacaktır.

* Bu kadar kötü hücum ettiğimiz bir karşılaşmada en azından mücadele gücü üst düzeyde savunma bekledik ancak sertlik seviyemiz Avrupa düzeyine bile çıkamadı ne yazık ki. Maçı izlemeyen bir kişi için Spartak Moskova'dan yenilen 66 sayı iyi olarak gözükebilir ancak yanıltıcı olmasın kesinlikle. Bugün takımda savunma isteği bile yoktu açıkçası. Bu isteksizliği kelimeler ile sabaha kadar anlatabiliriz ama bugün rakibimize verdiğimiz tam 60 ribaund durmu gayet net açıklıyor. Potamıza geldiklerinde en az 2 kere hücum eden bir takıma karşı kazanma olasılığınız da ortadan kayboluyor doğal olarak. Savunma konusunda çok karamsar değilim ancak şuana kadar önemi yüksek 2 maçta da yaptığımız savunmanın ilerisi için yeterli olmadığı ortada. Hücumda istediğimiz sayılara gidemememiz oyuncular üzerinde moral bozukluğuna sebep vermiş olabilir ancak bunu savunmada telafi edebilme ihtimalini görmezden gelmek çok yanlış. Bu denli bir savunma isteksizliğini bir daha görmememizi umuyorum.

* Savunma kısmında biraz olsa da değindim ancak detaya girmek lazım bir noktada. Spartak Moskova gibi bir ekibe üstelikte deplasmanda yenilmeniz gayet doğal karşılanabilir. Sonuçta bu kupayı almaya alışmış bir takımdan bahsediyoruz. Ancak geçen yıla nazaran oldukça güç kaybeden ve kadrosunda Sue Bird gibi bir ismi olmadığı bir gecede mücadele gücümüzün, kazanma isteğimizin bu kadar düşük olması bizleri en çok üzen unsurdu kuşkusuz. Her maçı kazanacağız diye bir kaide elbette söz konusu değil ancak her maç o kazanma arzusunu görmek istiyoruz. Takımımız maç içerisinde rakibiyle arasında fark açıldığı dakikalarda bizlere maçı geri döndüreceğinin sinyalini bile veremiyor. Bu erken teslim olma duygusunu bir an evvel üstümüzden atmamız şart. Maçın son saniyesine kadar savaşan bir takım olmalıyız, umuyoruz ki olacağız da.

Şuana kadar oynadığımız önemi büyük 2 maçtan da ağır mağlubiyetler aldık. Bunun takım üzerinde sonuçları olacaktır mutlaka. Ancak bu sonuçları pozitif etkiye dönüştürmek hepimizin görevi olmalı. Bu takım bizim ve hep birlikte güzel günlere doğru yürümeliyiz. Bunun için en gerekli şey, sabır. Takımımıza sahip çıkarak ve eleştirdiğimiz noktaları yapıcı bir şekilde zikrederek yola devam etmeliyiz. Son olarak oyuncularımızın istatistiklerini vererek yazımızı noktalayalım.

* Tuğba Palazoğlu: (14:38, 0 sayı, 1 top çalma, 1 top kaybı)
* Doneeka Hodges: (16:53, 4 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma, 3 top kaybı, 1 blok)
* Yasemen Saylar: (00:26, 0 sayı)
* Ceyda Kozluca: (08:11, 2 sayı, 4 ribaund, 1 top kaybı)
* Bahar Çağlar: (14:43, 0 sayı, 3 ribaund, 1 top kaybı)
* Işıl Alben: (25:17, 4 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 2 top çalma)
* Gülşah Gümüşay: (13:20, 2 sayı)
* Gintare Petronyte: (15:04, 4 sayı, 10 ribaund)
* Melisa Can: (21:45, 3 sayı, 4 ribaund, 1 top çalma, 2 top kaybı)
* Nihan Anaz: (13:32, 6 sayı, 1 asist, 1 top çalma)
* Seimone Augustus: (27:23, 7 sayı, 2 ribaund)
* Sylvia Fowles: (28:28, 8 sayı, 10 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 7 top kaybı)

Arca Yıldırım

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0