Banvit 85-74 Galatasaray CC | Saha Avantajıyla Dönüyoruz!

İlk maç sonrası yazımda bu galibiyetin bir galibiyetten fazlası olduğunu düşündüğüm için, olayın bir de psikolojik boyutunu görmeye çalışarak Banvit'e bir mesaj verildiğini söylemiştim ve Banvit için asıl sorunun saha içinden çok yenilen darbenin psikolojisini atabilmek olduğunu söylemiştim. Banvit dün oynanan maçta psikolojik olarak yıkılmadığını gösterdi ve 3. çeyrekteki 31-14'lük serinin katkısıyla seriyi 1-1'e getirdi.

-Öncelikle şu çok konuşulan alan savunmasından başlayalım. Bazı platformlarda ilk maçta yakaladığımız seride önemli bir paya sahip olan alan savunmasını bu maçta fazla kullanmadığı için eleştirilmiş Oktay Mahmudi. Eh, galibiyet gelmeyince bu tür eleştiriler normal ancak biraz daha geniş perspektifle bakmalıyız olaylara. İlk yarıda zaman zaman denendi alan savunması ancak özellikle Dixon çok formda olduğu için, çok kısa süreler içerisinde savunmamıza cezayı kestiler. Oktay Mahmudi bir tercih yaptı; skor bakarak yanlış yaptığı düşünülebilir, ancak tersi bir durumda alan savunmasına devam edip, yediğimiz üçlüklerle maçtan kopabilirdik. O 3. çeyrekte gösterilen savunma çabası -performansı demiyorum dikkat, çabası- bu seviyede kabul edilemezdi.

-Aslında ben Yiğitcan'ın kendi sahasından attığı üçlükten sonra takımın ayağa kalkamayacağını düşünmüştüm. Orhun Ene de Oktay Mahmudi'nin ilk maçta yaptığı gibi farkı açabildiği kadar açmaya çalışacaktı şüphesiz ama takımın bir reaksiyon göstermesi gerekiyordu. İşte Oktay hocayı diğerlerinden ayıran en önemli özellik. Maç içerisinde takım hücumda üretkenliğini kaybediyor olabilir, zaman zaman savunmada düşüyor olabilir ancak bu tip karar dakikalarında takım maximum çaba ile oynuyor. Belki Andric 4. çeyrek başında 3 tane kolay atışı sayıyı çevirse, Evren boş üçlüğü soksa şu an çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Ancak önemli değil, elimizde saha avantajı ile 1-1'lik skorla dönüyoruz Abdi İpekçi'ye. Artık ipler bizim elimizde.

-Orhun Ene'nin maç başında ilk beşte Lance Williams'ın yerine Golubovic'i başlattığı hamlenin de başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ermal'in 5 numara başladığı takımımıza karşı ağır ve kısmen daha hareketsiz Williams yerine daha mobil bir uzun olan Golubovic'le başlaması hem savunmadaki hareketliği arttırdı Banvit adına, hem de Ermal Golubovic'e üstünlük kuramadığı için pota altını iyi kapatma fırsatı buldular.

-Biraz önce 4. çeyrekte boş atışları soksaydık maçı ortaya getirme fırsatı bulabilirdik dedim ancak aslında genel olarak bakıldığında bizim istediklerimizi yapmaktan çok uzak olduğumuz bir maçtı bu maç. Ermal'in sadece 6 top kullandığı bir maçta Tutku 7 tane üçlük atıyorsa orada bir sorun var demektir. Tutku özellikle 3. periyottan sonra sazı tamamen eline aldı ve sürekli kendisi potayı düşündü ancak Tutku bu tarz oynayarak verimli olabilen bir isim değil. Hücumun dağınık olduğu, savunmanın ise 3. çeyrekte dibe vurduğu bir maçta 11 sayının iyi olduğunu bile söyleyebiliriz.

-Josh Shipp bu takımın en underrated* oyuncularından biri. 1. skorer olarak geldiği Galatasaray'da top kullanmamayı sorun etmeyen, savunma yapan, ribaundlara müthiş katkı veren bir isim Shipp. Ancak onun da şanssızlığı genelde sürelerini formsuz Jerry Johnson ile alması. Eğer Tutku gibi akıllı bir guardla oynarsa çok daha efektif bir Shipp izleyebiliriz, özellikle hücumda.

-Tekrar hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum ancak bir köşede dursun çağrımız. Pazartesi Abdi İpekçi'yi cehenneme çevirelim! Yıllar sonra, hayalini kurduğumuz finalin kapısındayız. Son 2 maç. Pazartesi maçtan sonra tekrar beraberiz, sağlıcakla.

*underrated = hak ettiği değerin altında değer gören isim.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0