Elinin Hamuruyla.. | STSL 7.Hafta

Bu haftalarda ne bizim tadımız var ne de futbolun. Art arda aldığımız yıkıcı haberlerden sonra kimse futbolu, sporu, galibiyet alıp mutlu olmayı düşünecek durumda değil. En büyük temennimiz bu acı veren günlerimizi elbirliğiyle geride bırakabilmek. Elbette ne olursa olsun yaşanan acılar unutulamaz; ama umarım en yakın zamanda tekrar tek üzüntümüzün kaybettiğimiz hayatlar değil de kaybedilen puanlar olduğu günlerimize geri döneriz.


BİTMEYEN DAKİKALAR
Takımımızı 7. haftanın açılış maçına Antalyaspor karşısında çıktı. Alınan golsüz beraberlikle birlikte Galatasaray 3 hafta sonra puan kaybı yaşadı. Gayet durgun bir maç oldu, sanki iki takım da sahaya zorla çıkarılmış gibiydi. Antalyaspor genel görünüm itibariyle durgun bir takım ancak bu kadar durgun bir takım karşısında biz neden böyle tutuktuk anlaşılması gerçekten güç. Maç 93 dakika sürdü topu topu; ama sanki saatlerce oynandı ve herkese hiç bitmeyecekmiş gibi bir hava verdi.

ARENA'NIN ASLANI DEPLASMANDA KAYIP!
Ligin başlangıcındab beri herkesin dikkatini çeken şey evimizde ve deplasmandaki performans farkı. Tabii ki Arena'da taraftarımızdan da alınan destekle oyunumuz deplasman maçlarından farklı olacaktır; ancak bu fark sahaya çıkanın bir önceki haftayla bağdaştırılamayacak kadar  alakasız takım olmamalıdır. Artık deplasman maçlarımızda durgun, ruhsuz, tutuk bir Galatasaray görmek istemiyoruz, bunu takımımıza yakıştıramıyoruz. Yoksa gerçekten stadımızın tanıtım reklamlarında olduğu gibi mekan oynatıyor düşüneceğiz...

DÖNÜŞÜN MUHTEŞEM OLSUN BAROS
Milan Baros yedek kalmasına rağmen profesyonelliğinden, hırsından bir şey kaybetmiyor dedik haftalardır. Bu hafta da ilk 11'de başladı maça ve maalesef sadece 46 dakika sahada kalabildi ve sakatlanarak çıktı oyundan. Baros'un Galatasaray'daki istatistiklerine bakınca genellikle yılın bu aylarına denk gelen sakatlıklar yaşadığını, iyileşme sürecinin uzun sürdüğünü ve geri dönüşünde ise tabir-i caizse "eski Baros" olmadığını yaşayarak öğrendik. Umalım ki bu defa sakatlığı uzun sürmesin ve geri dönüşü eski hallerinden çok daha iyi olsun. Bir an önce toparlan Baros, sana ihtiyacımız var.

HOCAMIZ İSYANLARDA
Maça eklenen uzatma dakikalarının azlığından dem vurdu hocamız maç sonunda. Maç boyunca verilen kararlara da sinirlendiğini açıkça gösterdi saha kenarından. Hakemlerin yanlış kararlarına sinirlenmemek mümkün değil tabii ki Rakibimizin yaptığı sertliklere göz yummak ise verilen yanlış kararların cabasıydı adeta. Ancak iyi oynamadığımız da gün gibi ortadaydı. Hakemlerden düzgün bir maç yönetmelerini beklemek ve istemek nasıl hakkımızsa, takımımızdan da gol bulamasak bile iyi bir oyun çıkarmasını beklemek en doğal hakkımızdır.

GOL ATAMADIK, NEYSE Kİ YEMEDİK DE
Elmander'in birkaç pozisyonu dışında tehlike yaratabildiğimiz anımız yoktu. Takımımız genel olarak kötüydü, iyi bir oyun sergileyemedik. Tek avuntumuz 90+2'de Ali Tandoğan'ın güzel vuruşunu aynı güzellikte çıkaran Muslera'nın kurtarışı oldu. Eğer son dakikalarda o golü yeseydik maçın bütün faturasını Muslera'ya çıkartılacağından, kendisini şimdiden yollamaya çalışan bilirkişiler olacağını düşünen bir ben değilimdir herhalde.

HAFTANIN MODASI: BERABERLİK
Beraberlik modasına uyan sadece biz değildik. Bu hafta Bursaspor-Trabzon maçı karşılıklı atılan birer golle berabere sonuçlandı. Golsüz beraberlikle biten bir diğer maç ise Fenerbahçe-Samsunspor maçı oldu. Bunun yanı sıra Manisaspor, Kayserispor, Gençlerbirliği, Beşiktaş gibi haftayı galibiyetle, 3 puan alarak mutlu kapatan takımlar da vardı.

ORDUSPOR HIZ KESMİYOR
Orduspor deplasmanda konğu olduğu Ankaragücü'nü 2-0 yenerek hızlı çıkışını devam ettirdi bu hafta da. 3 puan daha alarak puanını bizimle eşitledi ve senenin flaş takımı olarak lanse edilmeye devam etti. Şüphesiz ki Orduspor'un bu güzel gidişatında en büyük pay sahiplerinden  ikisi Stancu ve Culio'dur. Stancu'nun gönderilmesinde neden aramamak lazım belki de; ama ben de Culio'nun takımımızda kalsaydı iyi işler çıkarabileceğini düşünenlerdenim. Gönderilmesine sebep olanların canı sağolsun yine de ne diyelim.

8. hafta sezonun ilk derbisi Perşembe günü Beşiktaş-Fenerbahçe arasında oynanacak. Bol gollü, seyir zevki yüksek ve elbette olaysız bir maç olmasını diliyoruz. Hemen önceki gün ise evimizde Gaziantep'i ağırlıyoruz. Güzel bir misafirperverlik sergileyeceğimizden şüphemiz yok elbette. Misafirimizi iyi ağırlarken Antalya'da bıraktığımız 2 puanın acısını alacağımız galibiyetle unuturuz umarım. Gelecek haftalardan dileğimiz güzel futbolun yanı sıra güzel günler görebilmek, geleceğe umutla bakabilmek.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0