Elinin Hamuruyla.. | STSL 11. Hafta

Yok, olmuyor bir türlü! Bizim her hafta takımımızdan beklentilerimiz arttıkça elde edilen sonuçlar hiç de iyiye gitmiyor ve belki de en azından bu sezon fazla beklenti içine girdiğimizin sinyallerini veriyor takım bize. Elbette hiçbir takım yenilmez değil, hele ki içinde bulunulan bu kargaşa ortamında maçlara rahat rahat, sakin kafayla, sadece o maça konsantre olarak çıkmanın pek de mümkün olmadığı aşikar. Ancak yine de ne olursa olsun bir taraftarın takımından en azından bir derbide güzel futbol beklemesi, berabere biten bir maç olsa bile gol veya goller atmasını istemesi pek de anormal olmasa gerek.Bazen gerçekten de elde olanla yetinip fazlasını beklemesek mi diye geçiyor içimden; ama bunu kabullenemiyorum. Galatasaray'dan iyi sonuçlar beklemek, "çok şey beklemek" değildir kesinlikle. Bizi başarılara siz alıştırdınız, şimdi de başarısızlıklara tahammülümüz yoksa bunun sebebi de yine Galatasaray isminin büyüklüğündendir elbette!

KISIR ÇEKİŞME
Derbi maçlarının havası ayrıdır denilir her zaman, havası batsın böyle derbinin! Derbi derbi diye sayıklamaya başladık günler öncesinden, sonuç ne oldu? 0-0 skorla, golsüz biten bir derbi yani tam anlamıyla kısır bir çekişme. Alınacak cezalar ve bir o kadar sakatlık da cabası oldu. Maçın 2. yarısı sadece 40 saniye gecikmeli olarak sahaya çıkan takımımız ve maç sonunda tribünlere yaptığı hareketten dolayı da Melo PFDK'na sevk edildi. Klubümüz muhtemelen para cezası ödeyecek; ancak Melo tedbirli olarak sevk edildiği için 12. hafta oynayacağımız Sivasspor maçında yer alamayacak. Bunun yanı sıra Eboue'ye atılan cisimler nedeniyle de Beşiktaş saha kapatılması istemiyle PDFK'ya sevk edildi.

DERBİNİN ADAMI
Maçın adamı şüphesiz ki kalesini bütün toplara kapatan ve 1 puanı alabilmemizde en büyük pay sahibi olan Muslera'dır. Şimdiye kadar sürekli ne derece iyi kaleci olup olmadığı tartışıldı, yazıldı, çizildi. Bana göre iyi bir kaleci olduğu su götürmez bir gerçek; ancak bu gerçeğin yanı sıra takıma hala tam olarak alışamadığı ve zaman zaman da olsa önünde oynayan oyuncularla iletişim sorunu yaşadığı da gün gibi ortada. Konuşulan tüm artı ve eksi yönleri bir yana Muslera, Beşiktaş maçını kurtaran isim oldu, kendini beğenmeyenlere ve beğenmemek için adeta hata yapmasını dört gözle bekleyenlere inat neden dünyanın sayılı kalecilerinden biri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Artık bundan sonra hala, ısrarla "Muslera kim ya, hangi maçı kurtarmış ki şimdiye kadar?" diye soranlara verilebilecek iyi bir cevabı da var üstelik. Eleştirilere maruz kalan "Küçük Elleri" derbide rakip oyunculara kaleyi kapatırken oyuncumuzun aslında ellerinin pek küçük olmadığını, ama yüreğinin çok büyük olduğunu hepimiz gördük. Bir çok önemli pozisyonda kaleyi gole kapatan Muslera ayrıca forma giydiği son 4 resmi maçta gol yemeyerek kalede güven veriyor. Günden günde adaptasyon ve uyum sorununu aşan, önündeki savunma tandemi ile gayet iyi anlaşan ve kalesinde gol tehlikelerine izin vermeyen Uruguaylı hiç kuşkusuz derbinin ve hatta haftanın oyuncusu oldu. Tebrikler Muslera, formunun hiç bozulmaması dileğiyle..                                        

EBOUE'YE DESTEK GELİYOR
Taç kullanırken atılan cisimlerin yanı sıra, kendisine küfür de edildiğini söylemiş maç bitiminde tercümanımıza Eboue. Kimilerine göre kendine maymun benzetilmesi yapıldı, kimilerine göre ise küfür edildi, henüz hangisinin doğru olduğunu öğrenemedik; ama hangisi olursa olsun hoş görülemeyecek tavırlar olduğu kesin, rakip oyuncu/taraftar gerginliği olsa dahi hakaret, aşağılama kabul edilecek davranışlar değildir. Bu olayı yapan 3-5 kendini bilmezin hareketlerini tüm taraftar grubuna veya kulübe mal etmek elbette yanlış olur. Zaten Beşiktaş Kulubü Başkanı da yapması gerekeni yaparak özür diledi yapılanlar adına; ancak bunu yapanları bulmak ve onlara yaptırım uygulamak çok da zor olmasa gerek. Eboue'nin sakatlıktan çıkıp da Sivasspor maçında oynaması durumunda, taç atışlarını kullanırken kendisine yüzlerce Sarı-Kırmızı gül yağdırmayı planlıyor taraftarımız, bu jestle Eboue'nin her zaman yanında olduğunu gösterecek cümle aleme Galatasaray.

Oyuncumuz tribünlere fazla reaksiyon göstermiş, sakatlandığı pozisyonda olayı dramatize etmiş olabilir belki; ancak bunun cezasını kesmek hiçbir taraftarın haddine değildir. Gereken neyse teknik direktörümüz ve kulübümüz tarafından uygulanır, ceza veya uyarı olarak. Hele ki böyle konularda ahkam kesmek kendini hala rakip takım oyuncusu zanneden eski futbolcu ve şimdilerin spor yorumcusu olan ve bu etiketin arkasına sığınarak objektiflikten bahseden; ama hep tezat laflarla kendisiyle çelişenlerin haddine ise hiç değildir. Aslında çok da objektif olmasını, takım ayrımı yapmadan gerekenleri söylemesini beklememek lazım. Ne demişler "eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz!"

ÖRNEK ALSAK FENA OLMAZ!
Çek Cumhuriyeti Milli Takımı her 2 play-off maçında da rakibi Karadağ'ı yenerek Euro 2012'ye katılma hakkı kazandı. Ancak değil bizim A Millilerimiz gibi maç öncesi prim pazarlığını, maç sonrasında bile prim diye bir şey söz konusu olmadı Çek Cumhuriyeti'nde aksine bir de ceza geldi millilere. Neden mi? Nedeni şöyle; Karadağ galibiyeti sonrası dönüş yolunda Karadağ Podgorica Havalimanı'nda galibiyeti kutlarken şakayla karışık da olsa eski Milli Futbolcularından Radek Drakulan'a küfür ettikleri ve kendisiyle dalga geçmek amacıyla dans ettikleri için, yaklaşık 100bin Dolar ceza kesildi. Fark belki de buradadır, bir yanda bizim millilerimiz, diğer yanda ise değil taraftara küfretmek, kendi aralarında seviyesizce yapılan şakalaşma sonucunda cezaya çarptırılan Çek Milliler...


GİDENLER,GELENLER,YENENLER,YENİLENLER
Milli Takımımız yeni hocasına kavuştu. Büyük çoğunluğun da aklından geçen ve istediği isim Abdullah Avcı oldu ve yardımcısı da eski futbolcularımızdan Okan Buruk. Başarılarına birçok başarı daha ekler inşallah yeni teknik direktörümüz. Abdullah Avcı'dan boşalan koltuğa ise Arif Erdem oturdu ve İstanbul BŞB'nin teknik direktörü olarak Antalyaspor karşısında çıktığı ilk maçından 2-1lik mağlubiyetle ayrıldı. Olaylı geçen seçimde yeni başkanına kavuşan Ankaragücü, bu hafta Karabükspor'u 2-1lik skorla yenerek, sezon başından beri süregelen şanssızlığını kırarak ilk 3 puanını aldı. KayserisporOrduspor'u Gökhan Ünal'ın golüyle 1-0 yenerek, Orduspor'un 9 haftadır devam eden yenilmezlik serisini sonlandırdı. Mersin İdman Yurdu-Trabzonspor maçı ise Giray ve Moritz'in karşılıklı olarak kendi kalelerine attığı gollerle 1-1lik skorla sona erdi. 

12. hafta evimizde Sivasspor'u ağırlıyoruz. Teknik direktör Rıza Çalımbay stadımızdan en az bir puanla ayrılmak istediklerini ve çalışmalarının hızla devam ettiğini belirtmiş. Umalım ki evimizde Sivasspor'a puan kaptırmadan kapatırız önümüzdeki haftayı. 12. haftanın bir diğer önemli maçı ise Trabzonspor-Beşiktaş maçı, derbi üstüne derbi oynayacak olan Beşiktaş'ın bu hafta işi biraz daha zor gibi gözüküyor. Haftaya görüşmek üzere...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0