ANALİZ | Özgüvenin galibiyeti..

Çok önemli bir maç trafiğinden alnının akıyla çıkan, rakipleriyle arasındaki farkı da net bir şekilde ortaya koyan Galatasaray Ordu’ya bu güvenle geldi. Galibiyet almayı alışkanlık haline getirmenin bir takım için ne kadar önemli bir özellik olduğunu yeniden hatırlamıştı Galatasaraylılar; Ordu’ya gidilirken kimsenin aklında endişeler, kalbinde sürpriz olabilecek bir puan kaybı ihtimalinin çarpıntısı yoktu. Son yıllarda eski neşesini, coşkusunu yitiren, artık takımı karşılamak ve ya desteklemek için fırsat kollamayı bırakmış taraftarların yavaştan sokaklara çıkıyor olması, Cim Bom’u gittiği deplasmanlarda yeniden coşkulu kalabalıkların karşılaması gerçekleştirilen kırılmanın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Galatasaray, önemli bir maç periyodundan çıkmış olmanın da etkisiyle, maça durgun başladı. Orduspor, 5 haftadır üst üste kaybeden ve 8 haftadır galibiyet alamamış bir takım olarak hafta içi teknik direktörünü de kaybetmiş bir takım olarak can havliyle bastırmaya ve oyun kurmaya çalıştı. Nitekim çok etkili olamasalar da Culio’nun bildik uzaktan şutlarıyla birkaç denemesi oldu ancak yüreklere su serpen, artık şut çekildiğinde gözlerin kapanması alışkanlığını bıraktıran Muslera başarılıydı. Bu kısır döngü tam zamanında sona erdi, Fevzi’nin hatasını değerlendiren Baros, formunda olduğu bir günün ikramını alıyordu. Orduspor tekrar hamle etmeye çalıştı ancak bir iki tartışmalı pozisyon dışında yine pozisyon vermeme konusunda başarılı olan Galatasaray defansına takıldı.

İkinci yarıya daha iyi başladı Galatasaray. Burada her hafta değindiğimiz “Kazım’ın top oynamaya niyetli gününde olması” durumunun da etkisi vardı, Kazım’ın top oynamaya niyeti vardı. Nitekim sağlı sollu ataklar, etkili şutlar derken emeğinin karşılığını, günün tartışmasız en etkili ismi Baros’tan aldığı mükemmel ara pasıyla aldı, topa yine bildiğimiz öldürücü vuruşunu yaptı, kaleci topu bir Kazım’a giderken bir de ağlardan çıkartırken gördü, arasını ancak fantom kameralar tespit edebildi. Maçın bundan sonrası hakikaten “formalite icabı” oynandı.

Galatasaray deplasmanda gol yememe istatistiğini 7 maça çıkartarak önemli bir istikrara imza atarken kazanma alışkanlığını da sürdürdü. Futbolcular dahil herkesin otomatik olarak “kazanırız” şeklinde baktığı maçı gerçekten de rahat kazandı takım. Taraftar yine coşkuluydu, Kazım özgün danslarına bir yenisini ekledi, Galatasaraylılar için mutlu bir Cuma akşamı oldu. 

Birisi için ise hayatı boyunca unutamayacağı bir hüzün yaşandı bu mutlu Cuma akşamı. Galatasaray Dergisi ve resmi sitesinin yayın yönetmeni Mehmet Şenol'un babasını kaybettiği üzüntüyle öğrenmiş bulunduk. Merhuma Allah'tan rahmet, Mehmet Şenol ve ailesine, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Allah sabır versin.
Mehmet Ali Söylet @malisoylet

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0