Elinin Hamuruyla.. STSL 18. ve 19. Hafta

11 Ocak 2011'de Mabedimiz Ali Sami Yen Stadımızın yıkılışının, onu son kez gönül gözüyle gördüğümüz günün yıldönümünün kalbimizdeki sızısını, üstüste aldığımız galibiyetlerin mutluluğuyla hafifletmeye çalıştığımız bir hafta yaşıyoruz. Yeni yılla birlikte 2. yarı da hızlı başladı; ama ilk yarıdaki başarılarımızla, lider konumda olmanın verdiği motivasyon ve yerimizi korumamız için sarf etmemiz gereken çabanın verdiği hırsla birlikte biz de 2. yarıya hızlı ve güzel başladık. Kupa maçımız dahil ilk hafta oynadığımız 3 maçımızdan da galibiyetle ayrılmak, verilen emeklerin, edilen duaların hatta yapılan totemlerin boşa çıkmadığını görmek paha biçilemez. Takım halinde hareket ettikçe kazandık, kazandıkça daha da iyi bir takım haline geldik bu maçlarda. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var; ama o kadarı da şimdilik nazar boncuğumuz olsun ki nazar değmesin en sevdiğimize.



EMRE'NİN MAÇI
Senenin ve 2. yarının ilk maçında evimizde, hocamızın eski öğrencilerinden ve eski oyuncularımızdan Arif Erdem'in çalıştırdığı İstanbul BŞB'si misafirimizdi. Maça sarı forma ve kırmızı şort takımıyla çıktık ki bence parçalı formamızdan sonra sahada en güzel görünen forma kombinasyonumuzdur. Bu maçta Melo yoktu malum, eksikliği de hissedildi zaman zaman tabii ki. Maçın yıldızlarından biri 7. ve 51. dakikalardaki golleriyle Emre Çolak'tı, gerek oyununu geliştirmesiyle gerekse de saha içindeki hal ve hareketleriyle çoğu taraftarın desteğini arkasına aldı Emre. Her maç öncesi heyecanını ve düşüncelerini de twitter hesabından paylaşmayı ihmal etmiyor. Kişiliğinden ödün vermeden böyle oynamaya devam ederse O'nu Galatasaray'da çok daha güzel günlerin beklediğini söylemek yanlış olmaz sanırım, şimdiden hocamızın favorilerinden biri oldu bile, e tabii bize de o güzel oyununu seyretmek düşecek bundan sonra Emre'nin. Selçuk bu maçtaki oyunuyla, attığı golle ve verdiği paslarla neden taraftarımızın kendisinden "yerli Xavi" olarak bahsettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

WEBO'NUN KIRMIZI KARTI
Maçın kuşkusuz en çok tartışılan pozisyonu Pierre Webo'nun gördüğü kırmızı kart oldu. Topa müdahaleydi, kasti hareket değildi diye bir sürü karşıt görüş çıktı ortaya. Pardon unutmuşuz Galatasaray'dan bir oyuncunun acısına inanabilmek için illa ayağı kırılması gerekirdi değil mi? Tıpkı Saraçoğlu'ndaki derbide Baros'un ayağının kırıldığı gibi! Aslında tartışılabilinecek pek de bir şey yok ortada, hele ki maç sonunda Semih'in ayağını halini görüp de pozisyona hala kırmızı kart değil diyebilenlerle tartışmaya hiç gerek yok! Onlara sorulabilecek tek soru: Semih sizin oğlunuz olsaydı, ayağını o halde görüp hala aynı düşüncede olur muydunuz?

MUHTEŞEM GERİ DÖNÜŞ
19. haftaki maçımızda Samsunspor karşısındaydık. Bütün oyuncularımızın ve hocamızın da açıklamalarında belirttiği üzere ilk yarı kendimiz gibi olamadık, oyunumuzu oynayamadık dolayısıyla kötü oyunumuzun ceremesini yediğimiz 2 golle birlikte devreye 2-0 geride girerek çektik. Neden böyle bir oyun sergilediğimizi kimse çözemedi belki ama herkesin emin olduğu tek şey 2. yarının bu şekilde olmayacağıydı. İlla ki Fatih Hoca soyunma odasında oyuncularımızı uyarıp takımı kendine getirecekti şüphesiz. Beklenen oldu hatta fazlasıyla oldu, kendisinin de konuşmasından anladığımıza göre tepkisi uyarının bayağı bir ötesine geçmiş; ama oldukça etkili bir fırça olmuş ki bu takım birden toparlanıp, muhteşem bir geri dönüş yaşattı bize. 51. dakikada Semih araladı gol kapısını ve devamı da 70. dakikada Selçuk, 78'de Baros ve 84'de Sercan'la geldi.

SABRİ'NİN SABRI
Maçın belki de en beğenilmeyen ismiydi Sabri, hatalı oynadı, gol yememize sebebiyet verdi, çok eleştirildi, çok ıslıklandı zaten ikinci yarıda da oyundan alarak yerine Riera'yı soktu hocamız. Sabri'nin oyununu beğenmeyebiliriz, eleştirebiliriz elbette uzun süren bir sakatlıktan daha yeni çıktığını ve maç eksiği olduğunu göz önünde bulundurarak; ama unutmamamız gereken en önemli şey kimseye hakaret etme hakkımız olmadığıdır. Futboluna saygınız yoksa bile en azından sırtındaki formaya olan saygımızdan, uzun süredir hizmet ettiği kulübümüze en az bizim kadar bağlı olduğundan, bizimle üzülüp bizimle sevinmesinden, bunca zamandır yapılan kadar hakarete ve kendisinin adeta bir seviyesiz espri hedefi haline getirilmesine bile ağzını açıp tek kelime etmeden, sadece işini elinden gelen en iyi şekilde yapabilmek için çabalamasından ötürü saygıyı hakediyor en başta!


AKREDİTASYON KARTI MESELESİ
Fatih Terim, 3 Ocak'ta İstanbul BŞB ile oynadığımız karşılaşmada akreditasyon kartını görünür şekilde takmadığından dolayı ceza alması için PFDK'ya sevk edilmişti; 10 Ocak'ta çıkan karar ceza verilmesi gereken bir durum olmadığı yönünde oldu, futboldan başka her şeyin konuşulduğu bu günlerde gereksiz bir muhabbet de böylece sonlanmış olur umarım.

PRİMLER TARAFTARDAN
Ankaragücü'nün içinde bulunduğu durum malum, maddi ve manevi olarak krizde kulüp. 18. haftada Mersin İY'nu 2-1'lik skorla geçen takıma taraftardan çok güzel bir jest geldi. Aralarında 29bin 357 lira toplayan taraftarlar 19. haftada oynadığı Beşiktaş maçı öncesinde bu toplanan parayı prim olarak takıma dağıtılması için teknik direktör Hakan Kutlu'ya teslim etti. Çok ama çok anlamlı bir hareket olmuş, bravo Ankaragücü taraftarlarına. Oyuncular da yapılan bu jest karşısında çok duygulandıklarını belirterek, Beşiktaş'ı yenemedikleri için taraftarlarından özür dilediler ve taraftarın bu anlamlı hareketini kutlamak için maç sonunda alınan beraberliğe rağmen galip gelmişcesine sahada kutlama yaptılar.


HAFTANIN DİĞER MAÇLARI
  • Bu iki haftayı galibiyetle kapatan sadece biz değildik. Trabzonspor da 18. haftada Manisaspor'u Halil ve Burak'ın golleriyle 2-1 yendi, Manisaspor'un tek golü ise 63. dakikada Isaac'den geldi. 19. haftada ise İstanbul BŞB'yi deplasmanda 2-0'la geçti, iki golü de atan isim yine Burak Yılmaz oldu ve bu bir klasik haline geldiği için pek de şaşırtıcı olmadı sanırım. Trabzonspor 19. hafta itibariyle 30 puanla 5. sırada bulunuyor.
  • Bursaspor da 2 maçta 6 puan alanlardan oldu. İlk olarak deplasmanda Kayserispor'u 2-0'lık skorla mağlup etti ve 19. haftada da Mersin İY'nu 1-0 ile geçerek 2 hafta önce 13. sırada bulunduğu lig sıralamasında şu anda 25 puanla 9. sıraya yükselmiş durumda.
  • Beşiktaş 2. yarının ilk haftasında evinde Ersun Yanal'ın çalıştırdığı Eskişehirspor'u Sivok ve Mustafa Pektemek'in golleriyle 2-0 yendi. 2. haftada ise Ankaragücü deplasmanından golsüz beraberliğe razı olarak 1 puanla döndü. Beşiktaş 2 maçta aldığı 4 puan ile puanını 36'ya yükselterek 3. sıradaki yerini korumaya devam ediyor.
  • Yeni teknik direktörü Hector Cuper'e nihayet kavuşan Orduspor yılın ilk maçında Fenerbahçe'yi ağırladı sahasında. İlk gol Orduspor ile Stancu'dan geldi; ancak galibiyete yetmedi ve Fenerbahçe'nin golüyle maç 1-1 sonuçlandı. 19. hafta maçlarında Orduspor Manisa deplasmanından golsüz beraberlik ve 1 puanla ayrıldı. Fenerbahçe ise evinde Gaziantep'i 3-1 yendi. Orduspor 19 puanla 15.sıradaFenerbahçe ise 39 puanla 2. sıradaki yerini koruyor.

TWITTER'DA GALATASARAY
Sosyal medya çoğunluğun vazgeçilmezi oldu artık. Maçlar, transferler, kulüp haberleri en çok buralarda paylaşılıyor. Belki beğendiği oyuncuları takip etmek isteyen olur diye futbolcularımızdan twitter hesabı olanların hesapları şu şekilde: İlk olarak takip etmemiz gereken hesap elbette kulübümüzün resmi twitter hesabı ve takımımızdan kalecilerimiz büyük umudumuz "küçük kunduz"umuz Fernando Muslera ve kupa maçındaki başarılı performansıyla dikkat çeken Ufuk Ceylan, pitbullumuz Felipe Melo, uçaklardan nefret ettiğini twitterında belirten Albert Riera, kaptanımız nam-ı diğer Gladyatör Tomas Ujfalusi, hepimizin dört gözle sahalara dönüşünü beklediği Yekta Kurtuluş, gelecek umutlarımızdan Emre Çolak, sarı saçlarıyla yeni bir akım yaratan Colin Kazım, Sakaryalı olduğunu profil isminden de anladığımız Ceyhun Gülselam, son maçlardaki performansıyla kendisinden beklentilerimizi arttıran Sercan Yıldırım, kupa maçındaki performansı ve Elano'ya olan fiziksel benzerliğiyle dikkat çeken Mertan Öztürk, sezon başında Frankfurt altyapısından transfer ettiğimiz Okan Derici, herkesin yerinde olmak istediği 16 yaşında A Takım formasını giyerek belki de şimdiye kadarki en güzel doğum günü hediyesine kavuşan Berk Yıldız, yardımcı antrenörümüz Ümit Davala ve taraftarın gözbebeği yöneticimiz Abdürrahim Albayrak.


TFF'DEN CENTİLMENLİG
Süper Lig'de yeni bir uygulama daha başlıyor. 2. yarıdan itibaren geçerli olacak ve play-off grubu maçları da dahil tüm maçlardaki alınan ceza puanları toplanıp, oynanan toplam maç sayısına bölünerek bulunacak olan ceza puanı en az olan kulüp 2011-2012 Centilmenlig Şampiyonu olacak ve bir sezon boyunca şampiyonluk bayrağını stadyumuna asabilecek. Ayrıca Centilmenlig I.sine 4 Milyon Lira, II.sine 2 Milyon Lira ve III.süne de 1 Milyon Lira olmak üzere şampiyonluk primi ödenecekmiş. Fena bir uygulama gibi gözükmüyor, verilecek primler de birçok kulübün gözardı edemeyeceği meblağlarda, ne diyelim Süper Lig Şampiyonluğunun olduğu gibi Centilmenlig Şampiyonluğunun da en büyük adayı biz oluruz umarım. Ödülden çok titr'i önemli, centilmenlik yakışır bize!


20. hafta maçımız 14 Ocak Cumartesi günü saat 19:00'da TT Arena'da, rakibimiz ise uzun yıllar takımımıza hizmet etmiş, büyük kaptan Bülent Korkmaz'ın yönetimindeki Karabükspor. Karabükspor'un ligdeki gidişatı pek iç açıcı değil, topladığı 15 puanla 16. sırada yer alıyor; ancak bu sıralamaya ve işlerin iyi gitmesine aldanıp da rehavete kapılmadan, kendimiz gibi, Aslanlar gibi oynayarak alacağımız 3 puanla galibiyet serimize duraksamaksızın devam edelim.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0