Burak Eren'le Üçleme.. (5)
Süper Lig'de en yakın takipçisiyle arasındaki puan farkını 6'ya çıkartan lider Galatasaray'da haftanın en çok konuşulan konuları alınan galibiyetten ziyade Felipe Melo'nun transfer konusu ve kiralık oyuncuların geri dönüp/dönmemesi oldu. Erkek basketbol takımının CSKA karşısında aldığı tarihi başarının yanı sıra futbol takımında da haftanın oldukça hareketli geçtiğini söylesek, pek yanlış olmaz. Kayserispor karşısında mücadeleci oyunu ile galibiyetle ayrılan Fatih Terim'in öğrencileri bu haftanın açılış karşılaşmasında Mersin İdmanyurdu ile karşılaşacak. Galatasaray özelinde haftanın üç ana başlığı için sizleri yazının devamına davet edelim.
Galatasaray 1-0 Kayserispor / Eboue'siz Son Maç
Eboue'nin yokluğu her açıdan takımın bütün dengelerini bozdu, bu çok net. Savunmanın bütün kurgusu bozuldu, bir de bunun yanına Eboue'nin hücum faktörünü eklediğimizde zaten kanatlarda sıkıntı yaşayan Galatasaray'ın az çok işleyen sağ kanatı da öldü. Bu yüzden Eboue'siz son maç dedim zaten, onun dönüşü birçok noktada Galatasaray'a ilaç olacak. Hakan Balta'nın bu maçta olmaması da ilk etapta handikap gibi göründü aslında, Riera'nın oynaması sürpriz olmadı ama bu kadar iyi performans göstermesi önemliydi. Şöyle birşey var aslında, geçen haftalarda da yazdım bunu. Galatasaray'ın orta sahasındaki ikili olan Selçuk İnan ve Melo'nun ayakta kaldığı kadar var Galatasaray. Bundan önceki süreçte sert ve agresif olan rakip orta sahalar karşısında dirençlerinin çabuk kırıldığını görüyorduk ve bu da hücumda takımı kitliyordu. Kayserispor'un oynamaya çalışan bir takım olmasından ötürü böyle bir dirençle karşılaşmadı bu ikili ve aktif oynadılar. Haliyle de hücum anlamında verimli bir Galatasaray izledik. Ama savunma konusunda bazı doğrularımızı unutuyor gibiyiz, bireysel hata oranı çok arttı. Savunmanın arkasına atılan uzun toplar sıkıntı doğurdu, Amrabat'la bizim sağ tarafı çok iyi işlediler ama Riera'nın Troisi karşısındaki iyi oyunu önemliydi ve ayrıca Kujovic'den de beklediklerini alamadıkları için son tercihlerde fazlasıyla hata yaptılar ama ilk yarıda fazlasıyla pozisyonları var. İkinci yarıda ise mücadele gücünü ortaya koyan Galatasaray'ın skor avantajını ele geçirmese de oyun anlamında üstünlük sağladığını söylemek mümkün.
Felipe Melo'nun Transfer Durumu
Bu sezonun en büyük kazanımlarından biri de o. İsmi çok büyük bir futbolcu, önce bunu söylemek lazım ama Juventus'daki o büyük beklentilerin aşağısında kaldı, bir anda sanki çok da değersiz bir futbolcu kıvamına geldi. Galatasaray'daki yükselişi bu yüzden önemli. Ama şunu da ekleyelim, Melo sanki şatafat seviyor biraz, arkasında o desteği hissedince yükseliyor. Bunu da bildiğinden daha büyük bir takıma gitmek gibi bir hedefi yok, Galatasaray'da kalmayı istiyor. Bu ilgi ve alakayı bulması zor ama isminin yanına bir de eski kalitesini eklediğinden dilediği takıma transfer de olabilir. Juventus'da bunu bildiğinden 13 milyon avro'luk opsiyondan 1 milyon avro aşağı inmiyor. Çünkü Galatasaray alamasa başka bir takım çıkar ve bu parayı Melo için verir, bu durumun farkındalar. Bir sezonluk kiralama hakkı daha var deniliyor ama Melo'nun ve yönetimin açıklamalarından sanki böyle bir durumun olmadığını düşünüyorum. Şunu diyeyim, ben Melo'yu takımda tutardım, her şartta ama ekonomik dengeler mühim. 13 milyon avro çok çılgın bir rakam ve sezon sonundaki serbest kalacak futbolcu bolluğunu unutmamak lazım. Flamini ismi geçiyor mesela, sezon sonu serbest kalacak isimler arasında ya da Montolivo gibi bir isim. Bu durum da hala Melo'yu tutsak mı yoksa tutmasak mı sorusunu beraberinde getiriyor.
Kiralık Futbolcular
Fatih Terim'in yeni dönemdeki sevdiğim bir diğer özelliği de bu aslında. Sezon başında pek bu izlenimi vermemiş olsa da bazı futbolcular için 2. bir şansı vereceğini görüyoruz. Pino gibi mesela. Sakatlığından ötürü sezonu kapatmış durumda ama burada tedavi olacak ve sezon başında bir kere daha kendisine şans verilecek. Hızlı ve teknik bir futbolcu, bugünlerde en çok aradığımız tipte bir kanat elemanı kendisi. Kendisi gözden çıkarılmış gibi görünsede aslında planlar arasına hala dahil olabileceğini görüyoruz. Culio ya da. O da gözden çıkarılmış gibi görünüyordu, çünkü bu futbolcular giderken sözleşmelerinde opsiyon maddesi vardı. Sezon başında da Culio için dedik gerçi, büyük bir hata gitmesi. Gitmemiş olsaydı bugün sol kanat ve orta saha adına çok önemli bir alternatif olacaktı ama Arda Turan'ın zamansız gidişinin kurbanı oldu biraz da. Orduspor da kendisinden memnun aslında ve satın alma imkanı onların elinde ama Fatih Terim'in Culio'yu gelecek sezon takımda görmek istemesi neticesinde Culio'nun Galatasaray'da oynamak istemesi transferin bütün dengelerini değiştirir ve bu futbolcu geri döner, doğru olan da budur. Stancu için ise birşey söylememe gerek yok, Fatih Terim'in tuttuğu bir isimdi ama oynaması gerektiğini düşünerek {sözleşmesine de opsiyon maddesi koyulmadı} gönderildi, sezon sonunda dönecek o da. Tabii bunların yanında Serkan Kurtuluş ve Mehmet Batdal gibi isimlere de nasıl sahip çıkıldığını görüyoruz.
Eboue'siz biraz daha eksik olduğumuz aşikar. Onun takıma dönmesi takıma daha iyi etki yapacağı kesin.
YanıtlaSilMelo benim bile beklediğimden daha iyi bir performans gösteriyor. Agresifliği neredeyse her maçı sarı kartla tamamlamasına neden oluyor. Dediğiniz gibi mali dengelerde önemli ve bana göre 13 milyon euro yüksek bir bonservis. Eğer bu şekilde Juve diretirse alternatifi bulunması halinde bırakılabilir ki benim gönlüm kalmasından yana. Aynı zamanda tribünü ateşleyici özelliği de beni cezbediyor.
Kiralık futbolculardan gönderilmesine en çok sinir olduğum oyuncu Culio idi. Bence takıma dönerse daha iyi olur. Pino da özellikle sürati ve forvete yakın oynaması halinde bayağı etkili. Serkan ve Batdal için ise dönmese de olur diyorum.